2021 yılı yürek parçalama ve adamı intihara meylettirme konusunda oldukça verimli geçiyor; Daha 1 ay bile olmadan sırasıyla AMENRA, YEAR OF NO LIGHT ve AGRYPNIE albüm çıkardı ve ben bunlardan ikisini bayağı sevdim açıkçası. Metal müzikte adamı salya sümük deviren bu işin piri grupların yanı sıra bir de işin arka planında ”En yıkık biz olacağız” düsturuyla gazlanıp dikkat çeken gruplar da yok değil. Misal birazdan incelemeye başlayacağım NOCTAMBULIST tam olarak insanı dip noktaya çekmek, o noktada en melankolik notalarla onu yalnız bırakmak amacıyla yola çıkmış Hollandalı bir Post-black metal grubu. Bu Şubat ayında piyasaya sürdükleri ”Noctambulist I: Elegieën” isimli ilk albümleri ise onların bu amacına sonuna kadar hizmet eden, bu sene Post-black kategorisinde hatırlanmayı hak eden işlerden birisi.
Post metal sahnesindeki soyut ibarelerin ve kişiselliğin bir sonucu olarak AMENRA ya da DEAFHEAVEN gibi gruplar bu işi insanın gözüne sokarak, “Ben dertliyim, dokunmayın bana” diyerek yaparken madalyonun diğer suratında ise tam aksine kendisini saklayarak bir problem olduğunu hissettiren gruplar mevcut. NOCTAMBULIST madalyonun öbür yüzünde yer alan Hollandalı bir Post-black metal grubu. Grupta gitaristlik ve vokalistlik işlerini yürüten J.D. Kaye’in dediğine göre NOCTAMBULIST ilhamını ALCEST ve DEAFHEAVEN gibi gruplar başta olmak üzere MØL, AMASOEURS ve GHOST BATH’ten alıyor. Yine kendisinin dediğine göre grup Post-punk ve New wave ile ilişkili hareketler yapmaktan da çekinmiyor. Bu konuda en büyük kaynakları ise THE CURE.
Doğal, yankılı bir prodüksiyon ve oldukça güzel bir kapakla görücüye çıkarılan albümü ilk dinleyişimde hemen dikkatimi çeken şey NOCTAMBULIST’in adamı üzme konusunda eldekiler ile yetinmeyip mümkün olduğunca başka başka yolları da denemesi; Grup burada herhangi bir şarkıya 4 dakikalık bir giriş ayarlayıp sonrasında 10 dakika boyunca aynı rifi kullanmak yerine gerektiği zaman progresif bir hal takınıyor, yerlerde sürünen rifleri şaha kaldırıp bir anda atmosferi renkten renge boyayabiliyor.
Dertlerini Felemenkçe anlatmayı tercih eden grup ”Noctambulist I: Elegieën” ile dert ve anksiyete sahibi olmayı ”Benim ağzıma sıçtılar ağabey. Her şeyimi kaybettim. Ben artık iflah olmam” demek yerine uslu bir şekilde başını dizlerine götürerek, adeta ezim ezim ezilerek anlatıyor. Sade prodüksiyonundan ve mütevazi enstrüman kullanımından mütevellit albümdeki hiçbir şey geri planda kalmıyor, anlaşılmaz hale gelmiyor. ”Noctambulist I: Elegieën”de her şey gayet açık ve net; Bugüne kadar duymadığımız bir şeyleri belki sunmuyor fakat yapmak istediği şeyi yüzde yüzlük bir oranla hatasız yapıyor ve adamı yerden yere vurma konusunda taviz vermiyor.
Atmosferi desteklemek, geçişleri ayarlamak ve şarkılara giriş yapmak maksatlı kullanılan atmosferik clean gitar kullanımı bu tarz gruplarda çok sık görülse de NOCTAMBULIST bunları sadece bir araç olarak değil gerçek manada şarkılara bir şeyler katabilmek, anlatmak istedikleri şeylerle bu sayede derin bir bağlantı kurabilmek için yapıyor. Bu bakımdan ALCEST tarzında bir dert anlatma-hissettirme şeklinin esas alındığı albümde bu ve bu bunun gibi bir çok irili ufaklı detay NOCTAMBULIST’in icraata geçmeden önce dersine çok iyi çalıştığını ve bu sınavı büyük bir başarı ile geçtiğini gösteriyor.
İlham alınan grupları albüme başarı ile yedirmekten ziyade grubun bunlardan çok daha fazlasını sunduğunu ve Post-black metalde öylesine bir oluşum olmadığını belirtmek istiyorum; Mesela albümün yavaş yavaş demlenerek dinleyiciyi şarkının asıl vurucu yerine sürükleme konusunda bir hayli iyi olduğunu hatta zaman zaman şarkıların yürek dağlama modundan çıkıp insana huzur veren bir takım numaraları da içerdiğini görüyorum. Bu manada albüm temposunda fazla bir değişiklik yaratmadan, sadece atmosfere odaklanarak ve albümün genel amacını baltalamadan yapılan bu mevzu bahis numaraların albümü bir tık yukarıya çıkardığını düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse Vreugd ve Kraaienmars şarkılarının girişi, yine Vreugd’un 3:30′dan 6:10′a kadar kendini gösterip sonrasında ufak bir davul tıkırtısı ile bozulan beyaz örtüsü ve akabinde devreye giren güzeller güzeli bir akustik gitar arpejinin ortalığı hüzüne boğduğu kısımlar albümün içerisinde öylesine bir bütünlük arz ediyor ki dinlerken insanın kalıp ayakta alkışlayası geliyor. Nitekim uzun uzadıya atmosferik naneler yemek ve bunun altından kalkmak kolay iş değil.
Daha fazla detayın içerisinde boğulmadan son olarak ”Noctambulist I: Elegieën”in bu yıl Post-black kategorisinde parlamaması için bir sebep göremiyorum. İşin cılkını çıkarmadan ve gereğinden fazla sulu gözlü olmadan geçip giden 48 dakikanın hakkının sonuna kadar verildiğini düşünüyorum. AMEN RA ile çığlık çığlığa hüzünlerden hüzün beğenen, ben her ne kadar tersini düşünsem de YEAR OF NO LIGHT ile sessiz ve dermansız bir derde düşen ve son olarak da AGRYPNIE ile hâlâ ayakta duran fakat durduğu yerde kendine ıstırap çektiren acı bağımlısı dinleyicilerin NOCTAMBULIST’e hayır diyeceğini düşünmüyorum. Bu kadar acıya artık bir dur deyip kendimizi bembeyaz, pamuk gibi bir rüyanın içine atmanın zamanı geldi ve bizleri bekliyor.
@Ahmet Saraçoğlu, ben bunu pek beğenemedim. Albümden Vagevuur adlı single’ın kapağı çok güzel mesela, daha düzgün bir renk tonuyla onu kullansalar on numara olurmuş.
Bu yıl albüm çıkaran Amerikalı Noctambulist varken buna ekmek veresim gelmiyor. Alakasızlar ama aynı isimdeler sonuçta. Eline sağlık @Erhan
Ahım şahım bir şey değil ama potansiyeli olan bir albüm. Yani kendi adıma fazla bir şey bulamadım albümde ama genel olarak eli ayağı düzgün bir iş var ortada.
Metal grupları bu tür kapakları seviyor.
https://images-na.ssl-images-amazon.com/images/I/71lmsEOldaL._SL1200_.jpg
https://i.ytimg.com/vi/OWBjO0tb40Q/hqdefault.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon.com/images/I/51LitM8wO%2BL.jpg
13.08.2021
@Ahmet Saraçoğlu, The Faceless – Becoming a Ghost
13.08.2021
@Erhan, evet ben de onu koydum zaten.
13.08.2021
@Ahmet Saraçoğlu, Ortadaki linki görmemişim :(
13.08.2021
@Erhan, ortada da değil zaten, en üstteki. :)
13.08.2021
@Ahmet Saraçoğlu, bi doom grubu vardı 2019 veya 2020de bir çok listeye girmisti albümleri. Onların kapak da benzerdi. Hatırlayan linkleyebilir.
13.08.2021
@owlbos, aklıma gelmedi.
13.08.2021
@owlbos, Pallbearer mi?
13.08.2021
@Ahmet Saraçoğlu, ben bunu pek beğenemedim. Albümden Vagevuur adlı single’ın kapağı çok güzel mesela, daha düzgün bir renk tonuyla onu kullansalar on numara olurmuş.
Bu yıl albüm çıkaran Amerikalı Noctambulist varken buna ekmek veresim gelmiyor. Alakasızlar ama aynı isimdeler sonuçta. Eline sağlık @Erhan
13.08.2021
@Ahmet Saraçoğlu, Otoerotik asfiksiasyon.
13.08.2021
@Ahmet Saraçoğlu, Rene Magritte’nin Les Amants resimleri gibi.
https://www.wikiart.org/en/rene-magritte/the-lovers-1928
albüm çok güzel geçen sene çıkan afsky albümünün havasında daha ilk şarkıdan sardı.
@Ahmet Saraçoğlu,
benzer işler
https://corpsfleur.bandcamp.com/album/corps-fleur
Ahım şahım bir şey değil ama potansiyeli olan bir albüm. Yani kendi adıma fazla bir şey bulamadım albümde ama genel olarak eli ayağı düzgün bir iş var ortada.