# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MASSIVE ATTACK – Blue Lines
| 14.06.2021

%96 oranında kullanıcı bu albümü beğendi.

Deniz Güneş (deadhouse)

Anıt albümler hakkında kelam etmek zordur. Bir albüm düşünün ki İngiltere müzik tarihinin en iyi 9. albümü seçilsin. Bir albüm düşünün ki müzik türü başlatsın. Bristol’dan çıkmış bu gençler, 90′ların başında yeni bir müzik türüne öncülük edeceklerini ve müziği değiştireceklerinin farkındaydılar. 70′ler soul müziğini alıp bunu reggae ve hiphop ile sentezleyip elektronik müzikle buluşturmak, hip hop’ın ayarlarıyla oynamak, sert, gangsta ve antientelektüel olmakla suçlanan bu müziği, meditatif, içsel, derinlikli, sakin, seksi bir hale getirmek, rastgele sergilenen bir gösteriden ibaret olamazdı. Bu planlanmıştı. Dehanın ortaya çıkışı sistemli bir çalışma gerektiriyordu.

Massive Attack, elbette ki bu yaratımda, belirli ilhamlardan yararlandı. Billy Cobham, Herbie Hancock, Pink Floyd, Isaac Hayes, Robert Del Naja’nın da belirttiği üzere Blue Lines’ı oluşturan şarkılarda ruhları dolaşan isimler. Blue Lines’ı var eden hevesli Bristollu bu müzik insanları, 1991 yılında bu albümü piyasaya sürdüklerinde “yeni bir şey” yaratmakla itham edildiler ve bu ithamda haklı olan müzik yazarları, Hip hop, Elektronik müzik, Reggae, Dub ve Soul sevenler, bu şey karşısında nutku tutulmuş şekilde delicesine albümü övdüler ve bu şeyi adlandırmaya çalıştılar. Bu şeyin adı Trip Hop’tı. Vikipediye göre Trip Hop’ı oluşturan müzik türleri:

“Electronica, hip hop, breakbeat, soul, house, dub, reggae, funk, jazz, R&B, ambient, psychedelia, minimal, alternative rock, lounge”

Sıkı Trip Hop dinleyicileri, Trip Hop’ın sonsuz sayıda müzik türünü bütünleştirdiğini bilir. Vikipedi her ne kadar eklememiş olsa da Trip Hop dinleyicisi, Trip Hop’ta Klasik müziğin de varlığını bilir. Bir Trip Hop şarkısında ansızın keman direksiyona geçebilir. Trip Hop dinleyicisi birden Jamaika’ya ışınlanıp Reggae’nin büyülü dünyasına yolculuk edebilir, Soul’un altın çağını yaşadığı 70′lere astral seyahat yaptıktan sonra, Amerika’nın varoşlarında filizlenen Hip Hop ruhunu iliklerine kadar hissedebilir, elektronik müziğin her şeye eklemlenen yapısını kulaklarında çınlatabilir. Trip Hop’ta müzik türleri ve enstrümanlar iktidarda değildir, Trip Hop demokratik bir müzik türüdür. Elektronik müzik, Hip hop ve Soul; var olan diğer müzik türleriyle birlikte semazen gösterisi yaparlar. Döner döner dururlar.

Ruh, müzikte her şeydir. Ruhsuz müzik, müzik tarihi boyunca eleştiri konusu olmuştur. Blue Lines tam bir 90′lar müziğidir. 80′ler müziğini Nirvana, Pantera gibi gruplarla kapatma şansına sahip gruplardan biri de Massive Attack’tır. Dinleyici, zamanının ruhunu tüm şarkılarda hissedebilir. Bu müziğin yeni bir şeyler ortaya koyduğunu fark edebilir ve bu adamların derdinin farklı olduğunu anlayabilir.

Albümde öne çıkan parçadan söz edilemez, çünkü tüm şarkılar öne çıkmıştır. Unfinished Sympathy, Daydreaming, Safe From Harm genel olarak en sevilen Massive Attack parçalarının başında gelse de diğer şarkılara da haksızlık etmemek gerekir. Konuk vokallerde yer alan vokalistler, Soul ve R&B vokalinin hakimiyetini albüme yaymış olsa da, çılgın Bristollu bu müzik insanları, vokallerde bu türlerin egemenliğini fazla sarsmamışlar, ancak Trip Hop vokali dediğimiz, sonradan 90′ların ortasında belirginleşecek olan Sinead O’Connor, Tracey Horn ve Hope Sandoval’le zirvesine ulaşacak olan vokal türünü de şarkılara yerleştirmeyi başarmışlar.

Blue Lines’ta temaların birlikteliğinden söz edilemez. Şarkılardaki ruh halleri, bilinç akışı yöntemiyle, sanki alkollüyken ağızdan çıkan sözlerle; korkaklığından kurtulmuş olan, egzoz dumanlarından, hamburgerden, klişelerden, tekdüzelikten, vasattan sıkılmış olan, cesur, özgür, yaratıcı insanların sözlerini ve isyanını içerir. Macera peşinde değildir bu insan, biraz yaratıcılığın, özgürlüğün, olduğu gibi davranmanın, oluşturulmuş olan bu sözde uygarlıkta kaybolmuş insanın, kendini daha iyi hissetmesini ve tüm bu boktanlığa karşı, insanın yaratıcı potansiyelini, içsel ve duygusal zekasını açığa çıkarmaya çalışmanın kötü bir fikir olmadığını söyler.

Blue Lines teknik anlamda bir milattır. Trip Hop müzik türünün ilk albümüdür. 90′ları fazlasıyla etkilemiş olan albüm, elektronik müziğin sınırları geniş doğasını kullanarak, Hip hop’ı yumuşatarak, törpüleyerek, “tüm müzik türleri keşfedildi artık” diye sızlanan insanları şoke ederek ortaya çıktı. Eğer ben sadece Punk delisiyim, Black metalden başka bir şey dinlemem gibi şiarlara sahip değilseniz, bu anıt albüm sizi bekliyor. Massive Attack popüler bir grup. Müzikle yakından ilgili kişilerin bir şekilde duymuş olduğu bir grup. Ancak bu durum, Blue Lines’ı en popüler albüm yapmıyor. Bu yaratıcılığı keşfetmemiş hala çok kişi var.

9,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.13/10, Toplam oy: 31)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1991
Şirket
Wild Bunch, Virgin Records
Kadro
Jeremy Allom: Miksaj Mühendisi (1, 3, 7, 9)
Horace Andy: Vokal (2, 5, 9)
Booga Bear: Prodüktör
Tony Bryan: Vokal (4)
Neneh Cherry: Prodüktör (9)
Robert del Naja: Kompozitör Jonny Dollar: Miksaj, prodüktör
Mikey General: Geri vokal (9)
Paul Johnson: Bas
Wil Malone: Prodüktör
Massive Attack: Miksaj, prodüktör, vokal (3, 5, 7)
Shara Nelson: Vokal (1, 6, 8)
Bryan "Chuck" New: Ses mühendisi (2, 8)
Kevin Perti: Prodüktör (3, 5)
Marc Picken: Genel prodüktör
Tricky: Konuk sanatçı
W. Badarou: Kompozisyon
Haydn: Prodüktör (6)
Şarkılar
1. Safe from Harm
2. One Love
3. Blue Lines
4. Be Thankful for What You've Got
5. Five Man Army
6. Unfinished Sympathy
7. Daydreaming
8. Lately
9. Hymn of the Big Wheel
  Yorum alanı

“MASSIVE ATTACK – Blue Lines” yazısına 68 yorum var

  1. Eline sağlık.

    Davayı dev sattığımız haftamıza elektronikle, trip hop’la başladık. Bu hafta daha iki tane Linkin Park, bir tane Muse var, hakkımızda hayırlısı. Site kitlesinin kendine gelmesi için haftaya full Judas Iscariot ve Tetragrammacide diskografisi yazacağız.

    Şaka tabii, arada gayet iyi oluyor böyle çeşitlilik, hele ki kendi türlerinin en önemli albümleri olunca.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Sağ ol abi. Bundan sonra yazacağım kritik hem biçimsel hem içeriksel olarak en sert ve boğucu metal albümlerinden biri olacak.

  2. Boba Fett says:

    Adını hep duyduğum ama hiç dinlemediğim bir gruptu, bu incelemeden sonra dinleyeceğiz. Ayrıca türünün en iyisi olan metal dışı grupların incelemelerin yazılmasını çok faydalı buluyorum, bu hem dinlediğim metal ve türevi müzikten daha fazla zevk almamamı sağlıyor hem de bakış açımı genişletip, farklı türlerden zevk almamın kapılarını açıyor. İncelemeler için teşekkürler.

    deadhouse

    @Boba Fett, Sağ olasın. Söylediklerinde kesinlikle haklısın.

  3. Yiğit says:

    On numara albüm, on numara grup. Mezzanine yerine bu albümü seçmek yerinde bir tercih olmuş.

  4. Rzeczom says:

    senden metal kritiği de okumak isteriz.

  5. deadhouse says:

    @Yiğit, Mezzanine en büyük Magnum Opus’ları bence. Blue Lines’ı daha önemli olduğu için seçtim.

  6. Raddor says:

    Askerde çok değerli olan çarşı iznimin bazılarını internet kafeye gidip albüm indirmeye harcardım. O albümlerden biri de buydu. Ümidim, House MD introsunda çalan Teardrop gibi başka parçalar keşfetmekti. O şarkı dışında grup hakkında bilgim yoktu.

    Kışlaya dönüp albümü başlatınca hayal kırıklığına uğramıştım. Albümün Teardrop’la alakası yoktu. O şarkı Cocteau Twins’in bağyan vokalinin pürüzsüz sesiyle eşlik ettiği çiçek gibi eserdi. Bu ise Hip hop albümü çıkmıştı. Canım sıkıldı. Ama bir şeyler değişikti. deadhouse’un dediği gibi sert, gangsta ve antientelektüel müzik, meditatif, içsel, derinlikli, sakin, seksi bir halde sunuluyordu. Birkaç dakika içinde can sıkkınlığı yerini merak ve iştaha bıraktı. Sarıyordu lan. Defalarca dinledim albümü.

  7. Alimdat says:

    Yazar arkadaşımıza da saygısızlık olmazsa kültür hakkında şöyle bir ekleme yapmak isterim:

    Trip Hop’ın karakter yapısında Bristol’ün geniş tarım arazilerinde çalışmak için gelen Jamaikalı göçmenlerin yerlilerden gördüğü kötü tavır, şehirleşme ve kültür adaptasyonu konusunda zorlanmaları çok büyük bir etken. İlk başta İngiltere’nin hem huzur düzenine hem de giyim kuşamına pek alışamadıklarından yerliler tarafından ”Rudies” olarak tanımlanmışlardı ki bu artık yerliler tarafından onlara tanımlanan azınlık karakteri kocaman bir alt kültürün gelişim sürecini başlattı. Rihanna’nın Rude Boy şarkısının klibi izlendiğinde renklerin ve içeriklerin bu konuya atıfta bulunduğu görülebilir ki o da aslında karayiplerde eski bir İngiliz sömürgesi olan Barbadosludur.

    ”Eren sonuca gel gardaş” derseniz de, bu müziğin bir kültür olarak gelişmesinin sebeplerini, sürecin ilerleyişini ve diyalektikteki iki tarafın tavrını Türk müzik tarihinde arabeskte görebiliriz. Ağrılıklı olarak arabesk için konuştuğumuzda şehirleşmenin hızlandığı dönemde bir yerden gelen ya da getirilen insanların onlara alışmaları için bir süre verilmeden hemen uyum sağlamalarının beklenmesi, o süreçte ekonomik ve temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşadıkları sıkıntılar müziklerde çiğ bir acı ya da sıkıntıyı anlatma arzusuna itti. Ayrıca, arabeskte nasıl Azer Bülbül’e, Orhan Gencebay’a ”garip, düşkün” denildiğinde onların bu karakteri sahiplenmesi rol oynadıysa, Massive Attack’in dehalarından biri olan Tricky’nin de ‘’Rude Boy’’ lardan olması, grubun ”Rudie” tarzını bu denli müziğine yansıtmasında bence önemli bir etken oluyor. Tüm bu etkilenmelerin sonucunda yazar arkadaşımızın belirttiği antientelektüel ve cüretkar bir iş ile tüm bu süreç taçlandırılıyor harika bir şekilde taçlandırılıyor.

    deadhouse

    @Alimdat, Yorum için teşekkürler. 3D, Marshall ve Tricky zaten politik insanlar. Hatta 3D gitgide daha politize oluyor. Son yaptıkları işlerden haberdarsındır. Yazıda da aslında albümün içeriğinden söz ederken “hamburger, egzoz dumanı” gibi kelimelerle müziklerindeki politik havayı hissetirmeye çalıştım. Geniş anlamda değinmedim, çünkü albümün müzikte yaptığı devrimden söz etmeye ve biraz da Trip hop vurgusu yapmaya çalıştım. Gerçekten salt müzik olarak bakıldığında çok keyifli, güzel ve önemli bir albüm.

    Alimdat

    @deadhouse, rica ederim. Dönemde 20,000 kelimeye yakın yazı hazırladığımdan kesinlikle iki paragraflık bir background eklemenin yazıyı boğacağının farkındayım. Yakınlarda bu konu hakkında sunum yaptığım için türün anlaşılmasında biraz daha yardımcı olabilirim diye düşündüm. Haricinde, gerçekten ellerine sağlık keyifli bir yazı olmuş. Müzikal anlamda da özellikle İngiltere’de son yılda bir tür oluşturacak kadar etkili çok az albüm hatırlıyorum.

  8. Firat Tale says:

    Efsane album, kritik icin de eline saglik. Tur gozetmeksizin en iyi album kritiklerini PA’de gormek cok guzel.

    deadhouse

    @Firat Tale, Sağ ol.

  9. enemyofgod says:

    Bu gözler PA’da Massive Attack kritiği de gördü. Teşekkürler deadhouse.

    deadhouse

    @enemyofgod, Ahmet abi sayesinde. Geniş fikirli biri olması, “ne trip hop’ı lan burası metal sitesi” tavrında biri olmaması sayesinde bu albüm yayımlandı.

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, site kitlesine güvenimden tüm bunlar. Burada yıllardır bulunan ve dinlediği müziği bilen insan, başka müzikleri de hakkını vererek yorumlar diye düşünüyorum, o yüzden bir an olsun acaba demiyorum metal harici albüm incelemeleri konusunda. İsteyen istediğini yazabilir, çünkü PA kitlesini bilen insan metal yazmadığında da kaliteli seçimler yapacaktır.

    Erhan

    @enemyofgod, Bu bir yandan iyi bir yandan da biraz kötü gibi ama umarım kötü tarafını görmeyiz. Yarın bir gün ”Ben Nicki Minaj, BTS falan yazacağım” diyen çıkarsa direkt fetöcü ataist ilan ederim.

  10. Mehmet says:

    Konuyla alakasız olacak ama kritik arşivi çalışmıyor, yine pasifagresif 12 yaşında podcastinde bahsedilen sebepten dolayı mı?

    Ahmet Saraçoğlu

    @Mehmet, evet epeydir çalışmıyor, umarım bir gün hallolacak.

  11. Alondate says:

    Birincisi Deniz Gunes dunyanin en havali ismi olabilir. İkincisi de guzel kritiginin hatrina albumu dinleyecegim. Yillardir adini duydugum fakat bir turlu firsat bulup dinleyemedigim bir olusum massive attack.

    çaksu

    @Alondate, Çocuğunun adını Tatil koymalı. <3

    İkinci gelirse Margarita.

    Yiğit

    @çaksu, Kum koymalı

    çaksu

    @Yiğit, 3. için iyi fikir. 4leyip sonuncuyu da Kızlar koysunlar. Ütopya.

  12. koca says:

    Mezzanine olmasa, yapılmış en iyi Massive Attack albümü diyebiliriz ki bu da albümün büyüklüğünü gösteriyor herhalde.

  13. ismail vilehand says:

    Massive Attack’ın yaklaşık 8-10 tane aşırı sevdiğim ve her birini binlerce kez dinlediğim şarkısı vardır. Ancak hayatımda hiç bir MA albümünü baştan sona dinlemedim.

    Ayrıca hayatında hiç Massive Attack dinlememiş kişilere hayret ediyorum.

    Hayatında hiç “The Prodigy”,”Nirvana”,”U2″,”Pink Floyd”, “Eminem” dinlemedim demek gibi bişey.

    Ahmet Saraçoğlu

    @ismail vilehand, iş yerinden arkadaşlara eşlik etmek için 2010 Kuruçeşme konserlerine gitmiştim. Öncesinde hiç dinlememiştim, konserden sonraki 11 yılda da hiç dinlemedim.

    ismail vilehand

    @Ahmet Saraçoğlu, aslında demek istediğimi desteklemiş oldun. İstemsiz olarak bile duyulacak bir grup MA. Baya bakkal müzik.

    Yiğit

    @ismail vilehand, The Prodigy’i hiç duymadım. Ne olduklarına dair bir fikrim bile yok. U2 ise bugüne kadar tek bir melodilerini bile duymadım. Neden büyük bir grup olduklarını hiç bilmiyorum. Sadece metal dışında da değil, metal camiasında da belli düzeyde bilinirliği olup haklarında en ufak bilgimin olmadığı birçok isim var. Bence gayet normal.

    Mezzanine’ı baştan sona dinlememiş olman bu yazdıklarına ithafen daha garip bence.

    ismail vilehand

    @Yiğit, gel hele:

    https://vimeo.com/31482159

    Yiğit

    @ismail vilehand, muazzam!!!

    TanSolo

    @ismail vilehand, dinlemedim sanıyordum meğer yüzlerce kez dinlediğim bir şeymiş hahahahaha.

    deadhouse

    @Yiğit, Dinlemedim de tamam da duymadım ne. Şaka yapıyorsun herhalde?

    Necrobutcher

    @ismail vilehand, su ekipte the prodigyi okuyunca cidden içim burkuldu. Kendimi geri planda breathe çalan 98 dünya kupası videolarında buldum. Keith Flint ölümüne en çok üzüldüğüm adamlardandir. Istanbuldaydi sanirim sahneye linkin park tişörtü atılmış o da alıp ayakkabısını silmişti hep öyle kaldı aklımda.

    Dysplasia

    @ismail vilehand, U2 ben de dinlemedim ya. 3 – 5 dk’lık denk gelmişimdir ama duysam falan tanımam, soundları vokalleri falan nasıldır bir fikrim yok. Massive Attack da keza. Baktım etiketlerde hip hop falan yazıyor, tıklamamıştım da videolara. Ha toplama kasetlerle falan kesin geçmiştir elimden bir şekilde. Hadi bi tıklayayım bakalım neymiş.

    deadhouse

    @Dysplasia, “Baktım etiketlerde hip hop falan yazıyor”

    Ahahahahahahaha

    PA sakinleri bugün beni şoktan şoka sokuyor.

    ismail vilehand

    @deadhouse, korkunç gerçekten. Sonumuz hayır olsun.

    Dysplasia

    @deadhouse, İsmen bilmek haricinde hiç bir alakam yok grupla. Şimdi gördüğüm kadarıyla da House md jeneriği dışında hiç yolumuz kesişmemiş.

    ismail vilehand

    @Dysplasia, U2 ben de isteyerek hiç dinlemedim. Muhtemelen hayatımın sonuna kadar asla dinlemem ama Bono’nun sesini tanırım galiba. Yani emin değilim ama öyle düşünüyorum.

    mahakali

    @Dysplasia, Bence tanırsın ya, şaşırdım bak buna. U2 aşırı medyatik bir gruptur ama niyeyse bizim ülkede pek seveni yok. Şöyle söyleyeyim Friends izlediysen Rachel ile Ross ayrıldıktan sonra çalan “with or without you”dan, ismini hatırlamadığım bir araba markasının reklamında çalan “elevation”dan bilirsin, “love is blindness”i, “sunday bloddy sunday”i falan kesin duymuşsundur. Birçok insan duyunca hatırlar zaten. Burada u2 reklamı yapar gibi oldum ama bu şarkıları anmak istedim görünce :))

    deadhouse

    U2′ya önyargılı bakan herkese bu şarkıyı yolluyorum. Gerçekten çok iyi şarkı. Dinleyince 1. sınıf bir rock grubu olduğunu anlıyorsunuz. Bizim ülkede sevilmemesinin nedeni ağlak bir grup olmaması olabilir.

    https://youtu.be/3FsrPEUt2Dg

    mahakali

    @deadhouse, https://www.youtube.com/watch?v=j8c4VfDtI2c

    Ben de şunu çok severim ya. U2 deyince duramıyorum ama Massive Attack kritiğinin altını mahvettik gibi hissettim şimdi.

    deadhouse

    @mahakali, Bu da güzel parça. Aslında demek istediğim, U2′nun Türkiye’de sevilen diğer gruplardan daha kötü olmadığı. Ben de çok hayranları sayılmam. Bu toprakların insanına uymayan bir müzik yapıyorlar ki sevilmiyorlar. Bu arada U2 Türkiye konserine gidenlerin % 95′i U2 tanımayan, bilmeyen, özenti, sosyetik kesimdi. Bir kez bile U2 dinlememiş olanlar U2 konserine gitti. Komik ve acınasıydı.

  14. deadhouse says:

    2010′dan beri sitedeyim. Site tarihinde en şaşırdığım yorumu Yiğit attı. Müzikle yakından ilgili birinin The Prodigy’i “hiç” duymadım dediğini hayatım boyunca ilk kez görüyorum.

    Ahmet Saraçoğlu

    @deadhouse, doğum tarihine göre MTV’ye, VH1′a, Number 1 TV’ye hiç denk gelmemiş sayısız müzik dinleyicisi var. Hiç ilgisi olmayan bir türse izleme alışkanlıkları gereği YouTube falan da karşısına çıkarmamış olabilir, bence çok da şaşılacak bir şey değil. “The Fat of the Land”in çıktığı yıl doğan insanların bugün çocukları oluyor.

    deadhouse

    @Ahmet Saraçoğlu, Katılmıyorum. Böyle düşünürsek insanların The Beatles’ı duymadım falan demesi de doğal karşılanır. The Beatles’ı The Prodigy ile bir tutmuyorum tabii ki. Sadece olaya zaman anlayışı ile bakarsak geçmişteki büyük grupların da hiç duyulmamış olmasına şaşırılmamalı. Müzikle yakından ilgili olmayan birçok kişi The Prodigy’i biliyor. “nesil” “zaman” “doğum tarihi” gibi kelimeler bunu açıklamaz. Müzikle yakından ilgili birinin The Prodigy’i bir kez bile duymamış olması çok büyük bir tesadüf bence.

    ismail vilehand

    @deadhouse, katılıyorum. The Prodigy hiç duymadım demek, hayatımda hiç Maykıl Ceksın adını duymadım, Rocky diye bir filmden haberim yok gibi bişey. Baya acayip bişey.

    Yiğit

    @deadhouse, ben de buna katılmıyorum. Benim ergenliğimin en popüler isimlerinden biri şu Pitbull denen keltoştu. Bundan 5 sene sonra doğacak birinin Pitbull kim aq demesi çok normal olur. Ortada bir mantık hatası var: The Beatles’ın bilinirliği zamandan bağımsız. İlla bahsettiğin gibi bir genelleme yapılamaz ki. Kimi ismin bilinirliği daha dönemsel oluyor her ne kadar çok çok popüler olsalar da.

    Ben mesela Linkin Park’ın bilinirliğinin epey azalacağını düşünüyordum ama Numb ya da In the End gibi şarkılar ile yeni nesilde de epey popüler oldu, tiktok’a alet oldu ve mem’lere konu oldu. Üstüne Chester’ın da intiharı var tabii ama bunlar olmasa muhtemelen belli bir neslin gençlik ergenlik müziği olarak kalacaktı.

    The Beatles ya da U2 gibi isimler her dönemde popülerliği belli bir çıtanın, ki o çıtanın ne kadar yüksek olduğundan bahsetmeye gerek yok, üstünde oldu. Yani bahsettiğin gibi düz bir denklem kuramayız. Her ne kadar büyük isimler olsa da popülerlik grafiklerinde zamandan zamana büyük farklılıklar varsa artık bilinmemeleri normal.

    Dysplasia

    @Yiğit, Valla bizim nesil için The Prodigy büyük gruptu. Yarattığı rüzgardan beslenen akımlar, gruplar falan olmuştur sürüsüyle. Ama yeni neslin duymamasını anlayabilirim sanırım, azalarak bittiler gibi bir şey oldu. Keith Flint’in öldüğünü bile hiç duymamışım ben. Bir kaç ay oldu tesadüfen öğreneli. Yine de orda burda bir çok mem’e konu olan, oyunlarda çalan, youtube’da 90lar diyince lök diye çıkan, firestarter gibi bir şarkıyı dimağlara kazımış bir grup. Bilemedim.

    deadhouse

    @Yiğit, Sen çok yanlış anlamışsın olayı ya. Pitbull örneği aşırı talihsiz olmuş. Mesele sadece ünlü olmak değil ki.

    The Prodigy, saygı duyulan bir gruptu. İcra ettiği müziğe katkıları herkes tarafından kabul edildi ve takdir gördü. Bir döneme damgasını vurdu. Bir sürü müzik oluşumunu etkiledi. İnsanlara ilham verdi.

    Anlık birkaç sene ünlü olup yok olan özelliksiz pop simaları ile karşılaştırıyorsun.

    Müzik kitapları yazılınca 90′ların ortalarına gelindiğinde The Prodigy yazılacak, Pitbull değil.

    Yiğit

    @deadhouse, pitbull ile bir tutmadım, aynı senin Beatles ile bir tutmaman gibi. Sadece son paragrafı alabilirsin söylemek istediğimi anlamak için.

    Neyse işte hiç duymadım. Mevzu gereksiz yerlere geldi.

    Dysplasia

    @deadhouse, O zaman tartışmaya son noktayı koyuyorum.
    https://youtu.be/CDXNfe2W8c8

    Necrobutcher

    @Ahmet Saraçoğlu, the fat of the land’i bilen çocuk yapmakta o kadar aceleci olmaz bence :)

    Yiğit

    @Ahmet Saraçoğlu, sanırım sebebi bu evet. Yani grubu/oluşumu o kadar bilmiyorum ki sebebinin ne olduğunu da bilemiyorum haliyle. Klasik bir muhabbet olacak ama 6 yaşından beri (cidden) müziğe yakınım. Abimler o zamanın trendlerini (linkin park, evanescence vs vs.) takip ederlerken bende de epey bir ilgi olmuştu. Hatta yine o yaşlarda Kill em All ile tanışmıştım. Fakat şaşırtıcı şekilde böyle duymadığım birçok oluşum var. Massive Attack’ı bile 1 senedir dinliyorum. Bile dememin sebebi burada daha önce deadhouse ile muhabbetini yapmış olmamız.

    ismail vilehand

    @deadhouse, eğer seviyorsan The Fat of the Land kritiği yaz be. Hayatımda ilk sahip olduğum kasetlerden biridir ve hala taparım o albüme.

    deadhouse

    @ismail vilehand, Köpeğiyim de sen yazsan daha iyi olur.

    TanSolo

    @deadhouse, arttırıyorum ben de ilk kez o yorumda gördüm. Belki gruptan haberim olmuştur veya dinlemişimdir ama farkında değilimdir.

    Aura magula

    @deadhouse, prodigy i duymayanlar yüksek ihtimalle nfs serisini de hiç oynamamıştır yada ug2 den ibaret sanıyordur.2008-2014 arası çıkan nfs oyunlarından herhangibirini internet kafede yarım saat bile oynamış birisinin prodigy i duymama ihtimali yoktur.

    Prodigyi ilk duyduğumda bir arkadaşıma ne tür müzik yapıyor diye sormuştum oda bana trash rock yapıyor demişti,e tabi ben o zamanlar müzik türlerini bilmediğim için yıllarca prodigyi trash rock grubu sanmıştım:)

    deadhouse

    @Aura magula, Yalnız arkadaşın çok orijinal biriymiş. 40 yıl düşünsem aklıma gelmez öyle bir tabir. Sallamış ama yaratıcı bir şekilde sallamış.

    Yiğit

    @Aura magula, hepsini de oynadım teşekkürler. Bahsettiğin yıllarda yüzlerce saatimi internet kafede geçirdim ve duymadım.

    Aura magula

    @Yiğit, İlginç, mesela ben nezaman moswanted oynasam hep prodigy e denk gelirim yada shift mesela en az 2 şarkısı var yada undercover da da bir şarkı mevcut.

    Ya aslında duyup duymamanın bir önemi yok bence, önemli olan keyif almak:)

    Raddor

    @Aura magula, The Matrix’ten bilenlere selam edeyim ben de.
    https://youtu.be/jv7-EmmDWds

    deadhouse

    @Raddor, Bir de biri çıkıyormuş, Matrix’i hiç duymadım diye. Bir 70′lik kafama dikerim. Bu hayatta her şey olabilir. Düşündüm de böyle bir şey imkansız. O kadar kült bir film ki 6 yaşındaki yeğenime sorsam “evet evet amca, hepimiz Matrix’te yaşıyoruz” diyecek. Popüler kültürün en büyük markalarından herhalde.

    Yiğit

    @deadhouse, birkaç gün önce bunu deme potansiyeli olan velet kuzenlerle konuştum. Lafı geçti ve Matrix’i biliyorlardı. Öyle fazla kültürlü falan da değiller ama dördüncüsü çıkacakmış ya ticari hamle gibi şeyler söylediler. Yani onlar bu kadar biliyorsa, buradan bilmeyen birinin çıkması imkansız.

    deadhouse

    @Yiğit, Ahaha cidden öyle. Film yaptın mı böyle yapacaksın. Zamana, popüler kültüre, felsefeye, tarihe, insanlara, sanata her şeye etki edecek.

  15. Tuna says:

    Kritik sayesinde albümü dinlemeye başladım. Massive Attack’ı sadece isim olarak duyup hiç dinlememiştim. Gerçekten muazzam bir albüm ve kritik. Ben de yakın zamanda The Fat of the Land ve Violator albümlerini kazandırmayı düşünüyorum bu güzel siteye.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.