Aşırı sık yeni albüm çıkaran birtakım gruplar var. Ne yazarlarsa kaydedip yayınlıyorlar. Nasıl bir mantığı var bilmiyorum; sonuçta albümlerin değeri, özelliği, çekiciliği azalıyor. Misal ABD’li heavy metal grubu HAUNT. Adamlar biri 2018’de, biri 2019’da, ikisi 2020’de ve biri bu yıl olmak üzere son 4 yılda 6 albüm yayınladılar; muhtemelen bu sene bitmeden bir tane daha yayınlarlar.

Yine sık albüm yayınlayan, ancak bunu daha makul bir çerçevede yapan gruplar da var. Bugün bu gruplardan biri olan Danimarkalı death metal grubu BAEST’le birlikteyiz. Onlar da şu an incelemekte olduğum “Necro Sapiens” ile birlikte son 4 yıldaki üçüncü albümlerini yayınlamış oldular. Neyse ki BAEST’te HAUNT’taki gibi bir ilk aklına geleni kaydet yayınla durumu söz konusu değil.

BAEST’i, CARNATION ve WRETCHED FATE ile birlikte son yıllarda yılda çıkan en iyi 3 “BLOODBATH’ten daha iyi BLOODBATH” grubundan biri olarak görüyorum. Açayım, BAEST, adını andığım bu iki grupla birlikte BLOODBATH’in “keşke “The Fathomless Mastery”den sonra bunu yapsalardı” dediğim şeyi yapan bir oluşum. BLOODBATH’in ilk ürünleri gibi ENTOMBED, DISMEMBER, GRAVE worship değiller, ancak “The Fathomless Mastery”de saptıkları yöne epey yakın seyreden bir death metal anlayışı barındırıyorlar.

Bu yeri geliyor (“Abattoir”) DEATH etkileriyle kırılıyor, yeri geliyor BLOODBATH’e nazaran çok daha ABD menşeli; MORBID ANGEL/AUTOPSY arası bir yere kayıyor. Ama olayın özünde retro olmaya kasmadan belli ölçüde retro olan ancak sound’uyla genel havasıyla modern olmayı da başaran bir bakış açısı var.

“Necro Sapiens”da BAEST’in ilk iki albümündeki BLOODBATH ve birtakım diğer death metal gruplarına yakınan, hata öykünün sound’undan daha karakteristik, daha eklektik bir death metal olduğunu söyleyebilirim. BLOODBATH bir noktaya kadar büyük oranda ENTOMBED v.2 olduğundan ve yakın zamanda kaybettiğimiz L-G Petrov’un ENTOMBED sonrası gruplarından FIRESPAWN’un MORBID ANGEL etkilerini daha net yansıttığı düşünüldüğünde, BAEST’in “Necro Sapiens”ını en çok FIRESPAWN’a yakın görüyorum diyebilirim.

Tremolo gitarlara fazla kaçmadan hançer gibi saplanan riflerle bezeli bir müzik içeren albümde BAEST’in death metalin tanımı diyebileceğimiz bir dolu şey yaptığını görüyoruz. Grup death metali bir tuval olarak kullanarak türlü kan, irin, meni, kaka ile bu tuvali boydan boya donatıyor. Bunu yeri geliyor orta ve düşük tempo sürüngenliklerle yansıtıyor, yeri geliyor çok daha yerinde duramaz bir şekilde groove basma yoluna gidiyor.

44 dakikalık süresiyle gayet doyurucu ve “kaç dakikası kaldı?” dedirtmeyen bir iş sunan BAEST, 4 yıldaki bu 3. albümünde “Danse Macabre” ve “Venenum”da yaptıklarını daha da geliştirerek müziğinin zenginliğini artırma yoluna gidiyor. İlk iki albüm bence gayet iyi olduğundan zaten fazla bir şeye dokunmasına gerek olmayan BAEST, “Necro Sapiens”da daha çeşitli, değişken bir beste anlayışına girişmiş. Albümü dinlediğinizde aklınıza net olarak X bir grup gelmiyor ve sadece death metal dinlediğinizi hissediyorsunuz.

Bu çeşitlilik iyi güzel, ancak akılda kalıcılık ve yıllar sonra bile unutulmama açısından “Necro Sapiens”ın bir “The Fathomless Mastery” olmadığı da ortada. Albüm ilk 4-5 dinlemede gayet güzel, ancak bundan sonrası sizin death metali ne kadar sevdiğinize ve içinde ne oranda fikir aradığınıza bağlı. Unutulmaz death metal klasiklerine aday şarkılar arıyorsanız, BAEST size bunu vermez. Ama bir sonraki albüme kadar sizi oyalayacak çatır çatır bir death metal albümü sizin için yeterliyse, gruptan da albümden de istediğinizi fazlasıyla alırsınız diye düşünüyorum. Adamlar ne yaptıklarını sonuna kadar biliyor ve türün hakkını vererek yapıyorlar. Buna zerre şüphe yok.

Bir seneye “Necro” ile başlayan iki tane iyi albüm fazla demeyin, bunu da dinleyin. Zaten death metal seviyorsanız pek bir zahmete girmenize gerek yok; bu türü sevmeniz BAEST ve “Necro Sapiens” hakkında olumlu hislerle dolmanız için fazlasıyla yeterli olacaktır.