Karı koca metal grupları köşemizde bugün, ABD’li doom/occult rock oluşumu BLOODY HAMMERS’ı konuk ediyoruz. Anders Manga ve Devallia çiftinin kanlı bebeği olan BLOODY HAMMERS, çekiç gibi riflerini son derece kolay dinlenir ve kolay sevilir bir yaklaşımla sunduğu müziğinin yeni ürünü “Songs of Unspeakable Terror”ı kısa süre önce yayınladı.
BLOODY HAMMERS’ın müziğini anlatmanın en kolay yolu, grubun benzer özellikler taşıdığı çeşitli grupları saymak olacaktır. Normale bu kolaycılığa kaçmam, ama grubun müziğinde çeşitli oluşumlarla birebir örtüşen pek çok yan var ve bunları bir potada erittiğinizde ortaya BLOODY HAMMERS müziği çıkıyor.
İlk aklıma gelen isimler THE MISFITS, ROB ZOMBIE, VOLBEAT, WEDNESDAY 13, 69 EYES, WHITE ZOMBIE, ANDREW W.K., LUCIFER, kısmen GHOST, belli olanda WITCHCRAFT, ACID BATH ve UNCLE ACID AND THE DEADBEATS gibi türlü türlü oluşumlar.
Bunlar arasından THE MISFITS’in enerjisi ve punk karakteri ile VOLBEAT’in Amerikan soslu pop-metali BLOODY HAMMERS açısından da büyük yer teşkil ediyor. Kendilerine zaman zaman GHOST’un, misal “Rats”te yaptığı türde bir felâket tellalcılığı rolünü biçen grup; “Unutulmayacak bir gece” anlamına gelen “A Night to Remember” ifadesini “Kafa kesilecek bir gece” anlamına gelen “A Night to Dismember” şeklinde kullanmak gibi örneklerle kendisini horror rock’a yanaştıran bir mizaca sahip.
GHOST’un çok sevilesi, akılda kalıcı bir müzik eşliğinde Şeytan övmesi gibi, BLOODY HAMMERS da hiçbir ekstremliği, aykırılığı olmayan kısmen statik bir müzikal karakterle korku ve lanet anlatıyor.
2019’da çıkan çok başarılı “The Summoning”in üstüne gelen “Songs of Unspeakable Terror”, bana kalırsa “The Summoning”in sahip olduğu miktarda özel an barındırmasa da pek çok açıdan son derece başarılı bir albüm. En az 20 kez dinlediğim “Songs of Unspeakable Terror”, iki üç seferden sonraki her dinleyişimde bana “aaa bu şarkının da nakaratı gayet akılda kalıcı”, “bu şarkı da standart gibi gözüküyor ama klip çekilirmiş” gibi şeyler söyleten irili ufaklı akla kazınma ibareleriyle dolu.
Manga ve Devallia’nın görünüşte birbirine benzeyen şarkılara farklı ruhlar katma becerileri takdire şayan ve albümün yüksek temposu, enerjisi de eklenince ortaya kastırmayan bir şeyler dinlemek istediğinizde direkt elinizin gideceği türde bir şey çıkıyor.
BLOODY HAMMERS yeri geliyor minik minik TYPE O NEGATIVE esintileri sunuyor, yeri geliyor tam bir THE MISFITS sevdalısına dönüşüyor, yeri geliyor “Night of the Witch”te THE SISTERS OF MERCY’ye selamlar çakıyor. Adını ilgili gruptan alan “Witchfinder General”da yavaşlatılsa bildiğin karanlık doom metal olabilecek rifleri Ritalin almış gibi sunuyor, “Waking the Dead” ve daha bir dolu şarkıda ANDREW W.K.’in parti metaline yaklaşan olaylara giriyor.
Yergi noktasında albümün bir miktar tek yönlü olduğunu söyleyebilirim. Şarkıların %80’i benzer bir ruh hâlini yansıtıyor ve ortak bir şablonu kullanıyor. Lakin BLOODY HAMMERS’ın müziği zaten bunu amaçlayan, denemeler yapmaktan ziyade tıpkı GHOST gibi bir kimlik oluşturmaya meyilli bir yapıda. Dolayısıyla albümü sürprizsiz diye de eleştirmenin pek bir manası yok. Daha ilk şarkıdan ne beklemeniz gerektiğini anlıyor, beklentinizin karşılandığını gördükçe de memnun oluyorsunuz. Bana kalırsa “Songs of Unspeakable Terror”ın en kısa özeti bu.
Yazıda adı geçen grupların geneline aşinaysanız ya da aralarından sevdikleriniz varsa BLOODY HAMMERS’a mutlaka bir şans vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Eğer albüme ayıracak 32 dakikanız yoksa, önceki albümden “Let Sleeping Corpses Lie”ı ve bu albümün açılış şarkısını dinleyin, gruba dair fikrinizi oluşturun ve ona göre yolunuza devam edin.
Kadro Anders Manga: Vokal, gitar, bas
Devallia: Org, piyano, klavye
Şarkılar 1. A Night to Dismember
2. Hands of the Ripper
3. Witchfinder General
4. Not of This Earth
5. The Ones Who Own the Dark
6. Waking the Dead
7. Night of the Witch
8. We Are the Damned
9. The Brain That Wouldn't Die
10. Lucifer's Light
11. I Spit on Your Corpse
Sonunda beklediğim kritik geldi. Ellerine sağlık Ahmet abi.
Başta çok ön yargılıydım. Bu ne amk diyerek dinledim albümü. Çünkü The Summoning gerçekten inanılmaz derecede iyi bir şeydi. Her şarkısı ayrı bir duygu barındıran, 10 tane hit oğlu hit denecek şarkı barındıran bir albümdü. Bu albümdeki şarkılar ise çıtır çerezlik kıvamda bestelenmiş, daşak muhabbet eşliğinde dinlecek şarkılar havasında. Eski albümdeki yoğunluğu bulamadım. Yine de nakaratları çok güzel, bolca eşlik edilesi ana sahip. 7/10 diyebilirim ben de.
Ayrıca bu karı-koca grupları ne kadar tatlı bir şey lan. Çok özenilesi şeker bir durum. Ahmet abi ve Güzide abladan çıkmaz mı böyle bir şey? Kupon doldurmaktan gerçi fırsatınız olur mu bilemedim hehehehe
Albüm kapağına tav olup açtım kritik sayfasını. İyi ki öyle yapmışım. Albümün tamamını dinlemedim; ama “A Night to Dismember” son zamanlarda dinlediğim en iyi şey. 2020′li yıllardaki ilk takıntım olabilir bu grup. Eline sağlık Ahmet Saraçoğlu!
Sonunda beklediğim kritik geldi. Ellerine sağlık Ahmet abi.
Başta çok ön yargılıydım. Bu ne amk diyerek dinledim albümü. Çünkü The Summoning gerçekten inanılmaz derecede iyi bir şeydi. Her şarkısı ayrı bir duygu barındıran, 10 tane hit oğlu hit denecek şarkı barındıran bir albümdü. Bu albümdeki şarkılar ise çıtır çerezlik kıvamda bestelenmiş, daşak muhabbet eşliğinde dinlecek şarkılar havasında. Eski albümdeki yoğunluğu bulamadım. Yine de nakaratları çok güzel, bolca eşlik edilesi ana sahip. 7/10 diyebilirim ben de.
Ayrıca bu karı-koca grupları ne kadar tatlı bir şey lan. Çok özenilesi şeker bir durum. Ahmet abi ve Güzide abladan çıkmaz mı böyle bir şey? Kupon doldurmaktan gerçi fırsatınız olur mu bilemedim hehehehe
Albüm kapağına tav olup açtım kritik sayfasını. İyi ki öyle yapmışım. Albümün tamamını dinlemedim; ama “A Night to Dismember” son zamanlarda dinlediğim en iyi şey. 2020′li yıllardaki ilk takıntım olabilir bu grup. Eline sağlık Ahmet Saraçoğlu!