Bir grubun adında “Fractal” kelimesi geçiyorsa o grubun teknik, progresif birtakım naneler yememesi imkânsızdır arkadaşlar. Öklid geometrisindeki standart şekillerin aksine, kendine benzeyen ve oransal kırılmalar yaşayan karmaşık geometrik şekilleri ifade eden fraktal ifadesi, kendini metal ortamlarına attığında bize mutlaka modern, kompleks, sofistike bir şeyler çağrıştırıyor ve bu durum genelde şaşmıyor. Metal-archives’da “fractal” diye arattığınızda, adında bu kelime yer alan 14 tane grup çıkıyor ve bunların 9 tanesi ya progresif ya da teknik sıfatına sahip müzikler yapıyor.
Biz bugün Kanadalı FRACTAL GENERATOR ile birlikteyiz. Grup elemanlarının kendilerine çeşitli lakaplar, takma isimler seçmesine aşinayız. Uzay ve zaman temalarını işleyen FRACTAL GENERATOR’ın üç elemanı olayı daha bilimsel bir noktaya götürerek kendilerini birer numarayla ifade ediyorlar. Tabii burada SLIPKNOT gibi 6, 4, 9 gibi numaralardan bahsetmiyorum. FRACTAL GENERATOR’daki elemanlar karşımızda 040118180514, 040114090512 ve 102119200914 olarak duruyorlar.
Üç kişiden çıkabilecek hatırı sayılır karmaşalardan birini yaratan FRACTAL GENERATOR, en basit tarifle DECAPITATED’ın çeşitli dönemlerini yansıtan ve bunu çeşitli yan referanslarla tamamlayan bir grup. Yeri geliyor “Winds of Creation” tarzı teknik gövde gösterileri öne atılıyor, yeri geliyor son dört albümdeki groove hissiyatı ağır basıyor. Lakin FRACTAL GENERATOR’ı olduğu gibi DECAPITATED’la sınırlamak da saçma olur. Grup death metal, black metal altyapısı üzerine kısmen deneysel denebilecek fikirlerle yoğun bir şiddet duvarı örüyor.
2015’teki ilk albümleri “Apotheosynthesis”te daha deneysel, daha teknik, kompleks bir müzik yapan FRACTAL GENERATOR, yer yer WORMED’e varan düzeyde psikopat olaylara ve kozmik manyaklıklara doğru yuvarlanıyordu. “Macrocosmos”ta ise grubu daha rafine ve yere sağlam basan bir sertlikle görüyoruz. Grup yine tekniğini, yardırmasını sakınmıyor ama genel anlamda daha az şovlu ve daha ezmeli bir death metal anlayışıyla karşılaşıyoruz. Yine uzay, yine kozmik, yine zaman mekân kırılması, yine astral, lakin bu sefer daha deneyimli bir grup dinlediğinizi açık şekilde hissediyorsunuz.
Çok fazla nota içeren alengirli kazımasyon rifler FRACTAL GENERATOR’ın alametifarikalarından biri. Dezonant karakterli ses dizileri arasında çatır çatır kazıyorlar, perdelerden duman çıktığını hissettiriyorlar. Bence bu noktada güzel olan, grubun bu tarzı bir anda “sen de herkes gibisin”e çevirebilecek kimi olaylardan bilinçli olarak uzak duruyor oluşu.
Misal şu albümün dört bir yanına 928374 tane sweep manyağı solo koyarak gayet de şhovtime yapabilirlerdi. Lakin adamların olayı rifte, groove’da acılı ezmede. Bu sayede “Macrocosmos” benim gibi düşünen dinleyiciler nazarında, yeni nesli cezbedecek şekerlemeli sololar kullanarak kolaya kaçmayan ve rifler üzerinden ilerlemesi neticesinde daha çok saygı uyandıran bir albüme dönüşebilir.
Death metalin bu kozmik yıkım, uzaysal kaos gibi temalarını seviyor ve bunu manyak arpejyolar ve playthrough mastürbasyonu yapmaya müsait sololarla değil de riflerle yaratılan atmosferle oluşturmaya çalışan bir grubun bu idealist çabasına tanık olmak istiyorsanız, neredeyse her yerden epey yüksek notlar alan “Macrocosmos”a 42 dakikanızı çekinmeden ayırabilirsiniz. Belki dünyanın en akılda kalıcı müziği değil, belki yıla damga vuracak başyapıtlardan biri değil ama burada takdir edilesi bir adanmışlık, üst düzey bir müzisyenlik ve özellikle de ceket ilikleten bir gitar işçiliği var.
‘Bir grubun adında “Fractal” kelimesi geçiyorsa o grubun teknik, progresif birtakım naneler yememesi imkânsızdır arkadaşlar.’
Yılın tespiti. Albüm de kulak dolduruyor hakikaten.
Grup ismi, albüm ismi, albüm kapağı gibi hiç bir ayrıntı ilgimi çekmediği için muhtemel dinlemezdim ama kritiği okuduktan sonra bir bakayım dedim ve bayıldım. Eski Decapitated, Wormed ve Morbid Angel’ın threesome yapması sonucu doğan ucube çocuk gibi.
Albümdeki şarkı isimlerini üşenmedim teker teker arattım. Ya bir grup adı ya da albüm ismi. Sevdikleri işlere kasıtlı bir selam çakma mı, tatlı bir tesadüf mü yoksa götümden element mi uyduruyorum bilemedim.
Macrocosmos: Drudk – Microcosmos
Aeon – İsveçli sert abiler
Serpentine – tırt prog rock
Contagion – Hiç duymadığım Amerikalı death metal grubu
Chaosphere – Meshuggah
Shadows of Infinity – 1000 dolarlık Yugioh kartlarıymış
Pendelum – alternative metal/drum-n bass/electronic rock etiketleri var
Primordial – Zaten…
Etherial – Symphonic black metal
Denkleme göre bilançonun toplamı bu grup ediyor zaten xd. Albümü inanılmaz beğendim bu arada
‘Bir grubun adında “Fractal” kelimesi geçiyorsa o grubun teknik, progresif birtakım naneler yememesi imkânsızdır arkadaşlar.’
Yılın tespiti. Albüm de kulak dolduruyor hakikaten.
Grup ismi, albüm ismi, albüm kapağı gibi hiç bir ayrıntı ilgimi çekmediği için muhtemel dinlemezdim ama kritiği okuduktan sonra bir bakayım dedim ve bayıldım. Eski Decapitated, Wormed ve Morbid Angel’ın threesome yapması sonucu doğan ucube çocuk gibi.
Albümdeki şarkı isimlerini üşenmedim teker teker arattım. Ya bir grup adı ya da albüm ismi. Sevdikleri işlere kasıtlı bir selam çakma mı, tatlı bir tesadüf mü yoksa götümden element mi uyduruyorum bilemedim.
Macrocosmos: Drudk – Microcosmos
Aeon – İsveçli sert abiler
Serpentine – tırt prog rock
Contagion – Hiç duymadığım Amerikalı death metal grubu
Chaosphere – Meshuggah
Shadows of Infinity – 1000 dolarlık Yugioh kartlarıymış
Pendelum – alternative metal/drum-n bass/electronic rock etiketleri var
Primordial – Zaten…
Etherial – Symphonic black metal
Denkleme göre bilançonun toplamı bu grup ediyor zaten xd. Albümü inanılmaz beğendim bu arada
19.01.2021
@Horrendous, güzel tespit
040114090512 emmi kicklerine zeval gelmesin. Ailecek hastayız…
Bu soğuk kış günlerinde nasılda güzel gidiyor nımısız albüm…🤘🏻
İsviçreli bilim adamları gibiler allama. Deney üzerine deney riff üzerine riff ritm üzerine ritm.
Volkanın üzerinde sismik depremler yaratıyorlar.