# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Haberler
🎙️🤘🦉
AGRESİF MUSİKİ podcast’in yeni bölümü yayında:
GAEREA
03.11.2024

Dünü, bugünü, yarını.

Kardeş sitemiz Musiki Cemiyeti ile birlikte başlattığımız Agresif Musiki podcast yayınlarımız tüm hızıyla sürüyor.

  Yorum alanı

“🎙️🤘🦉
AGRESİF MUSİKİ podcast’in yeni bölümü yayında:
GAEREA
” yazısına 1,327 yorum var

  1. Arkadaşlar önümüzdeki haftaki bölüm için desteğinizi bekliyoruz. Haftaya soru cevap yapacağız.

    Metale dair istediğiniz her tür soruyu bu yorumun altına cevap olarak yazabilirsiniz.

    Herkesin sorusuna zaman kalması için herkesten 1 soru rica ediyoruz.

    Eğer isminizi okumamızı isterseniz soruyla birlikte isminizi de yazın, yazmak istemezseniz sitedeki kullanıcı adınızla okuruz.

    Cuma gecesine kadar sorularınızı yazabilirsiniz.

    Metalle ilgili olduğu sürece konu sınırlaması yok; herkes sorarsa kısa kısa bir sürü soru cevaplarız, güzel olur.

    Tomas Takke

    @Ahmet Saraçoğlu, enstrüman çalmanın, şarkıları yorumlamadaki etkisi büyük müdür.

    Rzeczom

    @Ahmet Saraçoğlu, black metalin death metale oranla günümüzde bile hala daha yenilikçi, ilginç ya da artık her ne derseniz farklı tınılar, işler ortaya çıkardığını düşünüyor musunuz?

    Ahmet Saraçoğlu

    @Rzeczom, podcast’te sorunu okurken “Rzeczom’un sorusu” diye söyleyeceğim, “rzeczom” kelimesi Lehçede “jeçom” olarak söyleniyor, “ismim yanlış okundu” deme diye şimdiden söyleyeyim. :)

    Rzeczom

    @Ahmet Saraçoğlu, hahaha, teşekkür ederim. öğrendiğim iyi oldu.

    tahsin

    @Ahmet Saraçoğlu, Metal’in underground bir sanat dali olarak kabul edilmemesi uzucu degil mi? Metalci kavrami buna cok zarar veriyor bence. Bu muzigin kitlesi “Metalciler” yerine “Metal dinleyicileri” veya “Metal geekleri” seklinde olsaydi bu durumla karsilasir miydik? Kisacasi Metal’in underground bir sanat dali olarak kabul edilmemesinin sebebi medya mi “Metalciler” mi?

    Bu arada ismim Tahsin :D

    Aura magula

    @Ahmet Saraçoğlu, son 20 yılda parlayan kendine has tınısı olan herhangibir türde sınıflandıramayacağmız gruplar (Mastodon,gojira,slipknot,mudvayne gibi) metal müziği iyi temsil ediyormu sizce? Yoksa bu gruplar oldschool veya underground olmadıkları için metalin adını kirletiyorlar? Sizce bu tür gruplar metal müziği evriltmişmidir?

    Raddor

    @Ahmet Saraçoğlu, alt türler hakkında internet sayesinde kolaylıkla bilgi sahibi olabiliyoruz. Peki ya önceden; 80′ler, 90′lar ve 2000′lerin başında bunlar nasıl biliniyordu? “Death metal diye bir şey varmış, filanca gruplar bunu icra ediyormuş” diye kim nereden öğrenip yayıyordu ve siz nasıl ediniyordunuz bu bilgiyi? Kaynaklar dergiler ise ne kadar yeterliydi?

    O yıllara ben yetişemedim ama örneğin; 90′larda Slayer’ı black metal diye etiketleyenlerin hayli fazla olduğunu duymuştum. Yine 90′larda Jim Carrey Napalm Death’e thrash metal grubu diyor. Bana da 2005′te müzik hocam Metallica nu-metal grubudur demişti. Belli ki büyük kafa karışıklıkları oluyormuş zamanında. Sizin de bu konu hakkında konuşacaklarınız varsa söyleyeceklerinizi merak ediyorum.

    deadhouse

    @Raddor, Müzik hocan St. Anger’ı dinleyip öyle demiştir bence. Haklı, çünkü St. Anger nu metal albümü.

    Raddor

    @deadhouse, soru uzun olmasın diye detay vermedim ama tam olarak “nu-metal’i Metallica başlatmıştır.” demişti. :D Bunu o zaman “ben nu-metal seviyorum hocam Korn, Linkin Park” dedikten sonra söylemişti. Halbuki sağlam da metalcidir, teknik death sever. Ben yine o seneler net bir kaynağın bulunmayışından olduğunu zannediyorum. Radyoda çalabilen metal = nu-metal’dir diye düşündü herhalde.

    deadhouse

    @Raddor, O tarihte ben de her şeyi nu metal sanıyordum. Metallica’yı ilk dinlediğimde bu çok sert nu metal gibi değil demiştim. :)

    ismail vilehand

    @Raddor, 90′lar başlarından itibaren, MTV’deki “Headbangers Ball” programında; Obituary, Morbid Angel, Bolt Thrower, Napalm Death, At the Gates, Pestilence, Entombed, Death, Benediction ve benzeri grupların klipleri yayınlanıyordu zaten.

    Bak,”MTV” diyorum. O derece.

    Hair Metal gruplarının stadyum doldurması kadar normal bişey bu bence.

    Raddor

    @ismail vilehand, Headbanger’s Ball giderek üvey evlat muamelesi gördü ve azalarak bitti galiba. Ben gece yarısından sonraya attıklarını hatırlıyorum programı. Şimdi tamamen yok diye biliyorum.

    Yiğit

    @Ahmet Saraçoğlu, ben de biraz fantezi sorayım: Ahmet abinin gitar çaldığını biliyorum ama Mehmet abi bir enstrüman çalıyor mu bilmiyorum, enstrümanlarınızda kendinizin olduğu bir grup kurmak isteseydiniz kimleri alırdınız tarihten?

    utkuu

    @Ahmet Saraçoğlu, Gelecek yıllarda metal müzikten beklentiniz neler?

    Misal olarak gelecek 10 yılı düşünürsek hangi grupların veyahut muhtelif türlerin geleceği sizi heyecanlandırıyor?

    Şimdiden teşekkürler.

    Can

    @Ahmet Saraçoğlu, Kariyeri 2000 den sonra baslayan en iyi 10 grup ?

    Ali Meral

    @Ahmet Saraçoğlu, “yerli ve milli” ay yolculuğu sırasında lapalaştırılmış topkek lüpletirken dinlenecek şarkı?

    Sorunun esin kaynağı: https://www.nasa.gov/moontunes

  2. Erhan Yiğit says:

    Megadeth’in ve Exodus’un (muhtemelen) bu yıl çıkaracakları albümlerinden beklentileriniz nelerdir. Hangi albümlerinin kalitesine yaklaşsalar (veya geçseler) memnun olursunuz?

    Erhan Yiğit

    @Erhan Yiğit, kullanıcı adim zaten ismim :D

    Boba Fett

    @Erhan Yiğit, Sevenlerini memnun edecek bir albüm çıkarsalar kafi, açıkçası Megadeth ilk defa albüm döngüsünü kırdı bu biraz heyecan verici onun dışında Dystopia kadar olsa ben tatmin olurum. Exodus’ta kimseyi hayal kırıklığına uğratmaz.

  3. trivago says:

    bence testament tam podcastlik grup. kadrosu los galacticos dönemi real madrid gibi mübareklerin.

  4. Avcı says:

    @Ahmet Saraçoğlu,

    8 Telli gitarın yeni nesil Death Metal – Deathcore gruplarında kullanılması onların tehditkarlıklarını ve karanlıklarını törpülüyor. Bu gitarlar şarkılara çok yapay ve mekanik bir hava katıyor. Bu grupların kullandığı yapay tonun Death Metal ve Deathcore’un geleceğini tehlikeye attığını düşünüyor musunuz?

  5. Rzeczom says:

    gojira bu yıl çıkaracağı albüm için yeni single çıkardığı sırada bu gojira ile ilgili hiç bir şey söylemediğimi ve bu konuda dolu olduğumu, yeni albümlerini çıkardıktan sonra grup ile ilgili dolu dolu bir şeyler paylaşmak istediğimi yazmıştım.

    görünüşe göre gerek kalmadı. ahmet saraçoğlu hemen hemen aklımdaki her şeyi sohbet esnasında söylemiş. teşekkür ederim.

    en azından gojira ile ilgili ilk ve son olarak şunu söylemek istiyorum: benim için artık üzerine konuşulacak bir grup değil. kendilerine müzik yolculuklarında başarılar diliyorum.

  6. Çağrı says:

    Grupların yeni çıkan albümleri neden eskisi kadar vurucu ve etkili olmuyor?

  7. nokturnal says:

    ülkmizde progresif metal ve onun dinleyicileri neden bu kadar karikaturize edcilmiş (veya olmuş) durumda?

    Raddor

    @nokturnal, az önce çok acayip bi görsele rastladım paylaşmam lazım ahaha
    https://eksiup.com/p/3a464450bm4q

    Boba Fett

    @Raddor, Bu çok iyi. Bunun dışında karikatürize edilmeleri bence doğru sadece prog değil trashçi, corecu, nucu hepsi karikatürize edilip dalga geçilsin. Bütün muhafazakarlar müzik dinleyicileri eğer bunu dayatıyorsa dalga geçilsin.

  8. Opethsevenbiri says:

    Çok klişe olacak ancak biraz drama dönsün istedim. Genel kanı olarak sevilen, beğenilen, çok fazla taşlayanı olmayan grup ve albümler arasında sevmediğiniz; millet ne buluyor bunda dediğiniz var mı?

    Aykut Taştan

    @Opethsevenbiri, valla benim direk aklıma sabaton mudur saboton mudur ne siktiri boktansa ismini bile tam bilmiyorum. Bu grup geliyor aklıma. Gerçekten ben anlamıyorum bu millet ne buluyor nasıl sabredip katlanıyorlar anlamış değilim. Hiç tahamül edemiyorum.

  9. Ouz says:

    ACHROMA RISING’e ne oldu? Ağzımıza bir parmak bal çalıp kayboldunuz ortalıktan. :/ Benim sorum bu olsun.

    12ParmakBağırsağı

    @Ouz, +72827382727272949292. Hayatımda dinlediğim en iyi enstrümantal şarkılardan biriydi Water Devours The Earth.

    enemyofgod

    @Ouz, bu soruyu sonuna kadar destekliyorum. Necrophagist’i saymazsak yeni materyal çıkarmasını en çok istediğim grup herhalde Achroma Rising.

    Dysplasia

    @Ouz, ben geçen sene mi ne sormuştum bu soruyu. Herkes ayrı yerlerde olduğu için zor gibi bir şey demişti. Belki bir güncelleme gelir cevaba.

  10. Mehmet says:

    Sizce Slipknot’ın günümüz metal camiasında
    yeri ve önemi nedir?

  11. Noumena says:

    Müzik gruplarının/müzisyenlerin yaptıkları işten para kazanma oranı ile yaratıcılıklarının ters orantılı olduklarını düşünüyor musunuz? İstisnalar tabii ki var, ama genelde ben böyle olduğunu düşünüyorum. İstisnaya dahil grupların sırrı ne olabilir sizce?

  12. Zeitgeist says:

    Son yıllarda black metalde ki üretimin bu kadar artmasının sebebi nedir? Ele aldığı konular gereği, dünyanın gittikçe boktan bir yer olmasına karşı bir tavır mıdır black metal? Buradan çıkarmamız gereken sosyolojik bir mesaj olduğunu düşünüyor musunuz?

    Adım Muhammet.

  13. Rust in Peace. says:

    Her fazla nota basan, birçok riff kullanan grup için progresif sıfatının kullanılmasını doğru buluyor musunuz? Sonuçta progresif kelime anlamı olarak ya da en azından metale uyan anlamını alırsak ilerleyen, gelişen anlamında. Death, Opeth gibi gruplarla bunları taklit eden grupların aynı sıfatla anılması bana saçma geliyor ama sınıflandırmak için başka bir kelime de bulamıyorum açıkçası.

    Boba Fett

    @Rust in Peace., Bence gerçek prog bu değil. Yani pekala çok nota kullanan 15 dakika şarkı yapanlarda prog olabilir ama sadece enstürmantel bir olay değil benim için, mesela Dark Tranquillty her albüm sounduna bir şeyler katılıyor bu bana göre progresiftir, bir isim her albüm farklı işler yapıyorlar bu progresif bir iştir. Ben progresifi sürekli değişmek ve gelişmek olarak algılıyorum.

    Börbır

    @Boba Fett, “Bence gerçek prog bu değil” bir an No True Scotsman geliyor sandım hshah Progresiflik bence iki farklı şekilde incelenecek bir kavram. Birincisi senin bahsettiğin grubun kendi içinde yaşadığı değişim ve ilerleme durumu. İkincisiyse Genel tür içinde (Rock,Blues,Caz,Death Metal gibi) olan progresif yaklaşım. Mesela Death Metal için tremolo paralel 5li akorlar kirli ton düşürülmüş akortlu gitarlar dışında ilerici bir hareketle yeni şeyler yapmak. Opeth bu anlamda progresif çünkü kabaca yaptığı buydu. Öbür taraftan Opeth çakması bir grup bana “Progresif” gelmiyor. Ama bu etiket mevzusunun dışarıya bırakılması gerektiği kanısındayım biraz da o yüzden çok-notalı-25-dakikalık-şarkılar da prog olarak adlandırılsa benim açımdan sorun olmaz.

    Boba Fett

    @Börbır, Evet buna katılırım. Ben bu kavramı genişletmeyi seviyorum. Bu yüzden Opeth kadar, bir yere kadar Megadeth, Metallica hatta Slayer bile prog olabilir benim için. Çünkü albüm bazında baktığım zaman o gelişim ve değişimi görebiliyorum. Slayer bile her albüm farklı işler yapmış, bu bana Dream Theater çakması bir grubun yaptığı işten çok daha fazla saygı uyandırıyor ya da çok iyi entstürman çalan adamların toplaşıp viyu viyu viyu viyu viyuyuyuyu yu yu yapmasındandaha fazla saygı uyandırıyor. Ben bunu sadece rock – metal içinde de değerlendirmiyorum pop sanatçısı da progresif karaktere sahip olabilir. Dediğim gibi bu benim kendi anlayışım, Chuck abinin hepsi Heavy Metal demesi gibi ben de kapsayıcı olmaya çalışıyorum.

    Yiğit

    @Rust in Peace., kelime anlamı o diye her ilerleyici, yenilikçi müziğe prog dememiz gerekmiyor. O zaman Elvis de progdu. Genel olarak progu bir müzik türü olarak kabul etmeliyiz. 70lerde prog adına yıllarca her bok yapıldı, o zaman ilk örnekler dışında ilerleme katedemeyen hiçbirine prog demeyelim. Ama In the Court of the Krimson King ne kadar progsa 2020 yılında çıkan yeni Wobbler albümü da o kadar prog, her ne kadar pek ”ilerleme” kaydedilmediyse de.

    Öte yandan prog türü çok fazla etkileşime girilen bir tür. Iron Maiden ilerleme kaydettiği için değil hakikaten de progressive müzik etkileri taşıdığı için bazı albümlerine prog esintili diyoruz. Bir sürü metal grubu Death ve Opeth’i taklit eden zibilyon tane grup bulunması bir şeyi değiştirmiyor. Yes’i, Genesis’i, King Crimson’ı da taklit eden sayısız grup oldu; zaten onların başlattığı akıma progressive rock dedik, o zaman onlar dışında hiçbir gruba prog demeyelim.

    Kelime anlamı olarak progressive denmesinin sebebi bence zamanında yapılan işin cidden ilerleyici olmasıydı fakat daha sonraları prog kelimesi bir sıfat olarak değil, o yapılan müziğe benzediği için bir tanım olarak kullanılmaya başladı. Günümüzde progresif müzik tanımı daha çok elektronik müzikte kullanılıyor sanırım o konuda bir fikrim yok, ancak bunların görece öznel konular olduğunu hatırlatmak lazım. Progresifi kendince tanımlayan çok kişi var çünkü. King Crimson’ın yaptığı şey var olan birçok elementi harmanlayıp ona ustaca bir şekil vermekti, ustaca çünkü yapması hakikaten ustalık işiydi ki zaten punk gibi akımlar ”siz de müzik yapabilirsiniz” gibi etiketlerle nispeten buna tepki olarak çıktı.

    Benim de kendimce görüşüm ve tanımım bu, nakış gibi işlenmesi gereken ve 70lerde yapılan o müziğe benzeyen işlere progressive diyorum. Bu dediğimden bu müziğin belli standartlara oturması gerektiğini söylediğim düşünülebilir ama aslında epey deneysellik istediğini de düşünüyorum. Hatta en temel noktalardan biri de bu deneysellik. Neyse gereksiz uzun bir mesaj oldu, iyi forumlar

  14. Boba Fett says:

    Bir de ben sorayım, dinleyicinin dinlediği sanatçı ya da grubun sahibi, efendisi görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Efendi – Köle ilişkisi normal mi?

  15. Boba Fett says:

    Testament gibi kocaman isimlerin toplaşıp sıradan işler yapmasını ve bunun sırf Testament etiketinden dolayı sert eleştirilmemesini neye bağlıyorsunuz?

  16. Boba Fett says:

    Opeth gibi 2008 yılından sonra Death Metal ile ilişkisini kesmiş ve 13 yıldır bu işlerle yakından uzaktan alakası olmayan ve çıkardığı 4 albümünde rock albümü olduğunu düşünürsek hala albüm incelemelerinde eski işlere haddinden fazla referans verilmesi ve geçmişe öykünülmesi, geçmiş albümler üzerinden eleştirilmesi ne kadar doğru?

    Bence 4 albüm bir insan için yeterli bir sayı bir insan sevip sevmeyeceğini çok kolay anlayabilir. Der ki baba ben rock sevmiyorum Opeth’in 2008 sonrası işlerinin benim için bir anlamı yok. Çok kolay.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Boba Fett, sağ ol. Herkesten 1 soru rica etmiştik. Bu üçünden birini cevaplarız. 20′den fazla soru oldu, herkese zaman ayırabilmemiz lazım.

    Boba Fett

    @Ahmet Saraçoğlu, Kusura bakmayın okumadan yazmışım o zaman ilk soruma bakarsanız memnun olurum.

    Bir de ben sorayım, dinleyicinin dinlediği sanatçı ya da grubun sahibi, efendisi görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Efendi – Köle ilişkisi normal mi?

    deadhouse

    @Boba Fett, Opeth’i her eleştiren “neden rock yapıyorlar” diye eleştirmiyor. Bazıları “benim gibi” kötü ve taklit müzik yaptıklarını düşündükleri için onları eleştiriyor. Nedense Opeth’i her eleştirene senin sunduğun argümanla tepki gösteriliyor. Ben Opeth’in hiçbir zaman neden brutal vokal yapmıyorlar, neden artık death metal yapmıyorlar diye eleştirmedim. (Gönül isterdi) Ancak gönül istiyor diye bir grubun tercihlerini sorgulayamayız. Opeth’in müzikal gidişatını sorguluyor bazıları. Müziği ve gittiği yönü beğenmemek ayrı, icra edilen türü istememek ayrı.

    Boba Fett

    @deadhouse, Ben genelleme yaptım, çoğunluğun eleştirisi tür değişikliğiydi. Bu kesim genelde sadece metal dinleyen, progressive rockı geç rock müzik, hard rock bile dinlemeyen bir kesimdi. Herkes herkesi eleştirebilir, kimse yapılan müziği de beğenmeyebilir ki bundan doğal bir şey yok fakat ben yapılan eleştirilerin çoğunun kalitesiz olduğunu ve obsesif olduğunu düşünüyorum. Opeth aynı çizgide 10 albüm daha çıkarsa 11. albümün eleştirileri yine bahsettiğim şeyler olacak. Kötü ve taklit müzik eleştirisin gelirsek buna katılmam da mümkün değil, kendi içinde zaten değişiklik barındıran albümler tür içinde de esinlenmeler olmakla beraber farklı tatlar sunuyor. Bak yine bunu da beğenmeyebilirsin çok normal, müzik zevkine uymaz ya da prog rock dinleyicisisin ama daha farklı tatları seversin Opeth’i sevmezsin bunda da bir şey yok, eleştirmek herkesin hakkı ama bunu nefret üzerinden, obsesifçe yapmak bence problem.

    Yiğit

    @Boba Fett, opeth konusu özellikle son incelemede konuşulmuştu. Halen daha eski albümlerden ve opethin değişmiş olmasından bahsedilmesi eleştirilmişti birçok kişi tarafından. Okumadıysanız yorumlara bakabilirsiniz hocam

    Boba Fett

    @Yiğit, Teşekkürler bakacağım.

  17. Sorularınız için teşekkürler arkadaşlar. Soru sormak isteyen varsa bu akşama kadar alalım, yarın gündüz kayda gireceğiz.

    Aykut Taştan

    @Ahmet Saraçoğlu, Valla Ahmet benim tek sorum var. Underground hakkında düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum dostum. Gerçekten undergrounda inanıyormusunuz. Davayı sattı genel düşüncelerindemisiniz. Yoksa o kadar emek harcanıp kafa patlatıp mükemmel işler ortaya çıkarmaya çalışıp albümün en ince detayına kadar uğraşılmış bir albümün underground kalmasımı düşüncesindesiniz?

    Aykut Taştan

    @Aykut Taştan, ismimi kullana bilirsiniz sıkıntı yok reis.

    Gökay

    @Ahmet Saraçoğlu, Sizlerde de oluyor mu bilmiyorum, Bir albümün riff, melodi takibini; albümle birlikte baştan sona kadar mırıldanarak, devamını getirebilecek şekilde yapamadıkça, albümü dinledim kabul edemiyorum. Genellikle bu durum 4 5 turda kapanıyor, fakat bazı gruplar ve albümleri var ki direkt ilk turda, sanki bu albümdeki neredeyse hiçbir riff melodi akılda tutulamaz gibi bir karmaşıklığa, bu albümü galiba sindiremeyeceğim gibi enteresan triplere düşürüyor. Nile ve tür, tarz olarak benzeri gruplarda bu tur sayısı genelde daha fazla diyebilirim. Yalnız ciddi ciddi kaç kere çevirirsem çevireyim, Phil Tougas’ ın bulunduğu işlerin hiçbirinin bu şekilde takibini sağlayamıyorum. Milyonlarca riff melodi var sanki bu adamın işlerinde, asla yakalayamıyorum. Adamın köpeğiyiz o ayrı tabii.

    Sizler için de bu konumda grup ya da müzisyenler var mıdır? Hem program için hem de genel olarak sormuş olayım :)

    Yiğit

    @Gökay, iyi ki hem program hem de genel olarak sordun yoksa cevaplamayacaktım :)

    4 5 tura şaşırdım çünkü bende daha çok oluyor. Hele hele ekstrem metalde defalarca kez dinleyip halen melodi takibini yapmaktan büyük oranda uzak olduğum albümler var. Hakkında iyi veya kötü olduklarına dair, hatta dinleyince büyülendiğime dair fikrimin olduğu ama albümün kendisini düşününce aklıma melodi gelmediği albümler bile var. Dinleyince beynime nasıl bir albüm olduğunu kodluyorum o sayede yorum yapıyorum. bazen götümden salladığım da oluyor tabii.

    Mesela son Asyphx albümü; defalarca kez dinledim, hayvan gibi iyi albüm ama kafamda çalamıyorum şu an. İyi de bir dinleyici olduğumu düşünüyorum ama biraz sığırım bu bahsettiğin konuda.

    Hatta bu konunun bende önemli bir yansıması da sürekli aynı şeyleri dinlemem. Müzik dinlemeye karar verdiğim zaman içgüdüsel olarak “beynimde çalabildiğim” şeyleri açmaya meylediyorum ve bunların içeriği bahsettiğim gibi sınırlı olduğu için dönüp dolaşıp aynı şeyleri dinliyorum. Şikayetçiyim bu konudan doktor bey nasıl tedavi olabilirim.

    Yiğit

    @Yiğit, aspyhx de yazması ne zormuş

    İlker

    @Yiğit, yine yanlış oldu abi sşdlfmsşlfm

    Yiğit

    @İlker, olayda o ya zaten :)

    zaten inecektim

    Gökay

    @Yiğit, Öncelikle cevaplar için teşekkür ederim. 4 5 tur biraz daha akılda kalıcı riff ve melodilere sahip albümler için geçerli tabii; heavy metal, melodic death metal albümleri mesela. Sizin de söylediğiniz gibi, ekstrem metalde tur sayısı yükselebiliyor. Aslında bas frekansını yakaladıktan sonra onlar da o kadar karmaşık değiller diye düşünüyorum. Bahsettiğim şekilde; Phil Tougas işleri, Meshuggah gibileri bu normları ciddi anlamda değiştirebiliyor.

    Asphyx’ in son albümü bu konuda o kadar zorlayıcı değil gibi aslında. Asphyx gibi ekipler zaten biraz daha artık gelenekselleşmiş kalıplarla, değişkenlik adına daha minimal olduğunu düşündüğüm riffler üzerinden ton imzası şeklinde ilerledikleri için rifflerin nereye gideceği üç aşağı beş yukarı belli oluyor aslında. Asphyx, Bolt Thrower, Hail of Bullets’ ın falan gitar tonu, Drop C ile birlikte boş tele de vursalar beton etkisi yarattığı için, 50 dakikalık albüm boyunca tek akor bile vursalar benim için hiç sıkıntı yok. O tondan çıkan her şey dinlenir çünkü, ki hiçbir zaman da o tonun altını tabii ki boş göndermiyorlar. Asphyx’ in yeni albüm haberini aldığım günden albümün çıktığı güne kadar, bir önceki albümü her gün dinlemiş birisi olarak maalesef ufak bir hayal kırıklığı yaşadığımı da söyleyebilirim. Yine de The Sole Cure is Death, Botox Implosion, The Nameless Elite, Yield or Die bu sene dinlediğim en iyi parçalar. Yeni albümlerini dinlerken kısa bir süre sonra bir önceki albüme atlıyorum. Herhalde bilinene, güvenli olana bir yönelim var. Dizi, filmler de de aynı durumu yaşıyorum mesela, ya da diğer hobilerimde. Elimde farklı farklı listelerden topladığım ve derlediğim, düzenli klasörler halinde 50-60 tane filmden oluşan bir izleme listem var. Günde üç tanesini gömerimle haftasonuna giriyorum, defalarca kez bitirmiş olmama rağmen 10 bölüm Behzat Ç izleyip haftasonunu sıfır filmle kapatıyorum. Albümlerde de aynı yönelim var maalesef. Buradaki haftalık kritik programlarına bakıp Spotify’ da bulunanları indiriyorum. Program, Kritik gününden bir gün önce albümü 2-3 çevirip, kritikle altın vuruşu yapmak, ama yine maalesef olmuyor. 20-30 kere dinlediğim ve hala sindiremediğimi düşündüğüm albümler de var. Sanırım aynı tedaviyi ben de bekliyorum :)

    @Retrokafa, estağfurullah hocam, çok çok haklısınız zaten. Mesele de bunun farkında olup önüne alamamak işte. Müzik dinleme ritüelim %80 olarak bu şekilde gerçekleşse de, işte, ya da bir şeylerle uğraşırken elbette bahsettiğiniz şekilde de albümleri tecrübe ediyorum, albümleri çoğu uğraşıma arka plan da ediyorum, ama bu da sanki içeride bir şeyler kaçırıyormuşum gibi bir his veriyor, bu durum da beni kulaklıksız kolay kolay müzik dinlememe gibi bir sorunsala itiyor. Black metalde de dediğiniz gibi, mesela; W godzinie wilka 0:55 den hemen sonra gelen arpejlerin ve diğer enstrümanların çarpıştığı kısım olsun, Age of Excuse I 2:10 da gelen arpeji olsun, Si Monumentum un her anı olsun; oluşan ses topluluğu ile enstrümanların tınladığı seslerden bağımsız yukarıya doğru yükselen cüsseli bir basınçlı sustaine oluşumu var, ki muhtemelen bu müziğin bizleri yakalayan tarafı da bu oluşum. Kulaklığı köklemeden bu oluşumu da farkedemiyorum maalesef işte.

    Yiğit

    @Gökay, teşekkür ederim güzel yorum için. değindiğin teknik noktalara katılıyorum. Ancak Asphyx dinlerken ileriyi görememe değildi aslında bahsetmek istediğim, evet senin de söylediğin gibi dinlerken az çok öngörülebiliyor ama ben dinlemediğim zamanlarda kafamda çalamıyorum. Dünden beri iki kez dinledim ama şu an yine yok hatırlayamıyorum ahahasf.

    Bir de Individual Thought Patterns var benim için. Gerçi bu sene aştığımı düşünüyorum ama yıllardır albümü albüm olarak dinlediğim için şarkıların bazılarını bilmiyordum. Yani açsan bu şarkının adı ne desen bilemem gibi bir durum var. Çok da takılmıyorum gerçi öyle böyle her notasını ezberledim artık. Sözleri düşününce adını çıkarıyorum ama yine de 3-5 snlik beyin felci geçirme durumum oluyor ahahsd.

    Sinema konusunda da katılıyorum. Bazen bir filmi pek beğenmesem bile 2-3 kez izlediğim oluyor ki beğendiklerimi sen düşün. 5+ kez izlediğim sayısız film var. Bu konudan epey şikayetçiyim çünkü çok geniş bir sinema kültürüm olabilirdi. Yine de az çok memnunum ve karantina döneminde epey üstüne gittim bunun.

    Gökay

    @Yiğit, Evet evet bahsetmek istediğinizi anladım aslında, öngörülebilir derken hani buna bağlı olarak akılda da kalması daha kolay olabilir gibisinden yorumlamak istemiştim. Hatırlamamak aslında daha iyi değil mi hem, her yeni dinlemede aynı heyecan olarak kalıyorsa bence çok daha iyi

    Bu arada güzel bir nokta, bende de yine o durum sizinle ortak. Albümü dinlediğim haftalar neyse de, 2-3 ay kadar hiç dinlemediğimde parça isimleri bende de siliniyor. Albümü oynatıcıya koyduğumda hangi parçada hangi kısım vardı, ufak ufak anımsamaya başlıyorum.

    Film konusunda da, iyi kötü ayırt etmeden filmleri tekrar izlemek, aslında yeni bir film izlemekten daha verimli olabiliyor. Bir de bu konuştuğumuza ek bende şey de var, mesela bir yönetmen filmografisine gireceğim, onun da etkilendiği yönetmenlere girmeden başlayamıyorum ahah. @Retrokafa hocamın dediği gibi kaptırmak her zaman en iyisi. Aronofsky de Black Swan de bunu anlatıyordu değil mi :)

    Bu arada yukarıda Asphyx için Drop C gibi bir ibare kullanmışım, biraz ayıp olmuş onu da düzeltelim: Aslında Standart C demek istemiştim, ama adamlar Standart D de çalıyormuş galiba. Ton o kadar etli ki C den aşağı kurtarmaz şeklinde yorumlayıp, teli iyice boşa salmışım galiba ahah :)

    Retrokafa

    @Gökay, Müdür! böyle müzik dinlenir mi yav? yaptığına kötü bişey demiyorum yanlış anlama ama bu senin yaptığın, sakız çiğnemek yerine,sakızları üst üste dizip kale yapmaya benziyor…yahu komple dinleyin işte enstürman enstürman,riff rif,nota nota ayırmadan.
    kaptırcan kendini, ruh halini etkilemeli müzik dinlemek,beynin sol değil sağ tarafı çalışacak…hele ki black metal mi dinliyosun? enstürmanlara bakma bile enstürman değil o atmosfer yaratma makinası.

  18. İlayda says:

    Merhabalar. Vintersorg yokluğu sizce Borknagar’ı nasıl etkiledi veya etkileyecek?

    Şahsımın en çok sevdiği albüm olan EMPİRİCİSM ile birlikte hem Borknagar hem de Vintersorg’u yakın takibe almıştım ama Vortex’in lead vokalist olarak tam anlamıyla tatmin etmediğini düşünüyorum.

    True North Vortex’in görkemli sesiyle kendini dinletiyor ama sanki bir şeyler eksik. Siz ne dersiniz?

  19. Kerkenez says:

    Benim sorum, ara ara bir şeyler dinlerken düşündüğüm bundan yüz yıl sonraya kalır mı bu şarkı sorunsalı üzerinden geliyor. 2000 sonrası gruplardan ilk Gojira aklıma geliyor, hem müzikal hem de tema açısından. Sizin de benzer bir biçimde, 2000 sonrası gruplar içinden diyelim, klasikleşerek uzun zaman hayatta kalacağını düşündüğünüz grup/şarkıları alabilir miyiz?

  20. Count Doom says:

    Black Sabbath kurulmamış olsaydı, günümüzde metal nasıl bir durumda olurdu veya metal müzik var olur muydu?

    (Soru alımı kısmına yetişebildim umarım)

  21. Sorularınız için teşekkürler arkadaşlar, 2 saate kayda gireceğiz. Epey soru oldu ve hepsi de farklı konulara odaklanıyor, o yüzden bizim için baya eğlenceli bir yayın olacak. Elinize sağlık.

    çaksu

    @Ahmet Saraçoğlu, Vakit kalırsa hayat bir oyun mudur, bunu da cevaplarsanız sevinirim. ^.^

  22. 2,5 saat civarı bir yayın oldu, yarın sitede.

    Birkaç ayda bir soru cevap yapabiliriz, sorular böyle iyi olunca konuşması da eğlenceli oluyor.

  23. Count Doom says:

    Ağzınıza sağlık, dinlemesi keyifli bir yayın olmuş.

    Bu psychedelic eseri de keşfetmiş oldum :)

    https://www.youtube.com/watch?v=U8jOhqOsouM

  24. Yiğit says:

    Nickimi artık “Toolsevenbiri” yapacam

    Opethsevenbiri

    @Yiğit, Kaliteli seçim.

  25. Rzeczom says:

    çok iyi bir soru-cevap etkinliği oldu, elinize sağlık. arada böyle podcastler yapılabilir.

    gojira’da yaptığınız gibi ileride de dününü, bugününü ve yarınını konuşabileceğiniz grupları sabırsızlıkla bekliyorum.

  26. feel the groovity says:

    çok keyifli bir soru-cevap etkinliği olmuş, ağzınıza sağlık.

    açıkçası 2020′li yıllarda mikrotonal müziğin metal müziğin içine yedirilmesiyle yeni bir sayfa açılabileceğini düşünüyorum. özellikle türk gruplarının elinde bu bağlamda muazzam bir şans bulunuyor. progressive-teknik death metal vs.. tarzlarda bu tür komalı, yabancıların duymaya alışık olmadığı melodiler farklı kapılar açabilir.

    Börbır

    @feel the groovity, Mikrotonal müzik doğuya ait olsa da biz bunun farkında değiliz o yüzden Türk gruplar elindeki şansı kullanamayacak böyle bir durumda. Neden bunları söylediğimi açıklamak gerekirse biz(Buralardaki insanlar) Müzik konusunda eğitimli olmayı pek istemiyoruz. (alaylı, okullu mevzusu yani) Eğitimli olsak bile insanlarda bir şekilde kendini kısıtlama halini görüyorum ben. Mikrotonal kavramının üstüne çalışan/düşünen insan sayısı az(hem genelde hem burada). Mikrotonal enstrümanları kastetmiyorum elbet çalanlar var ama arkasındaki armonik ve teorik bilgiyi kurcalamıyorlar gibi geliyor bana. Zaten bu eğitimden kaçınma durumu var elimizde üstüne ülkedeki metal üreten azlığı var bir de sanatçıya değer vermiyoruz bunlar birleşince üretilen şeyleri iyice kazımadıkça bulamıyoruz maalesef. Üstte anlattığım şeyleri iyi anlatamamış olabilirim ama bir örnekle daha netleşeceğini düşünüyorum:
    Mikrotonal müzik Doğu kökenli olmasına rağmen bu tarz “sert” müzikte akla hemen Flying Microtonal Banana albümü geliyor.

  27. çaksu says:

    “Hayat diyalogları bir türlü geçemediğimiz bir pornodur.”

    Yalan yok alkışlıyorum haha. Hislerimi ve tecrübemi bu kadar iyi özetleyen bi cümle zor kurulur. Müridin olabilirim abi.

    Le Guin’den The Left Hand of Darkness/Karanlığın Sol Eli’ni okuyorum. Orada kehanet için bir araya gelen bi mistik grup var. Ciddi bi ücret karşılığı evrene bi soru sorma hakkı veriyorlar. Ama sorunda en ufak bi genellik, muğlaklık olduğunda ağır trollüyer evren seni. “Sevdiğim adam ne zaman ölecek?” sorusunun cevabı “Senden sonra” mesela haha.

    Bulduğum en gevşek ve muğlak soruyu sorarak tek bir kişinin bile anlamadığı bir şaka yapmışken böyle doyurucu bi cevap almak güzel oldu haha. ^.^

    Ağzınıza sağlık.

  28. Kadir says:

    Ahmet Saraçoğlu vs. Freddie Mercury
    https://www.youtube.com/watch?v=CJpS8En54yM

  29. Ouz says:

    Süper bir bölümdü, ağzınıza sağlık arkadaşlar. Bu soru-cevap olayı sık sık yapılmalı.

  30. deadhouse says:

    O değil de Emrah Konya’nın sesi güzel. Seslendirmen de olabilirmiş.

  31. Darkstone says:

    Ahmet abi bölüm niye 150 dk Ahmet abi naptınız siz abi gençler yok oluyoğğ

  32. Rzeczom says:

    Aslan, biz buraya metal konuşmaya geldik – Ahmet Saraçoğlu.

    hahaha.

  33. poison says:

    konular kişiselleştikçe ve zaman geçtikçe muhabbet ilk kayıtlardakilere göre daha eğlenceli oldu. esbjorn svensson trio muhabbeti iyiydi :D ağzınıza sağlık.

    Ahmet Saraçoğlu

    @poison, ahah sağ ol. Bundan sonra daha da açılırız. Kişisel konulara girince daha renkli oluyor muhabbet.

  34. Yiğit says:

    http://www.pasifagresif.com/2019/02/en-sevdiginiz-25-album/comment-page-1/#comment-557261

    ”Hocam ahmet kopya çekiyor”

    Neyse senin için zor olmamış abi zaten yapılmışı var.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Yiğit, biz bunları sitelerimizde yazdık.

  35. Yiğit says:

    @Ahmet Saraçoğlu, yok zaten daha iyi olmuş diye dedim. Güzel bir bölüm yine

  36. Mehmet says:

    Elinize ağzınıza sağlık. Lütfen bırakmayın bu podcast işini. Bu işi Türkiye’de doğru düzgün yapan çok az mecra var, bunlardan biri de sizlersiniz. Teşekkürler.

  37. atila çankırılı says:

    behemoth=nergal değil. insan azarath tan bahseder, demigod ın tamamen sağdan soldan alınan rifflerle dolu, uyduruk, komik bir album olduğunu söyler. baygınlık verecek kadar düşük tempolu şarkı, ve klip yapma ısrarları üzerinde durur, death metal geçmişi üzerinde durur. Geçen Warrel Dane yi sevdiğinizi söylemiştiniz, adam behemoth ta The Apostasy albümünde geri vokal yapmış; ismini anmanız lazım. nergal’in poposu, oto lastiğine benzer kostümleri, kuaför dükkani ikincil konular olmalı.

    Ugur

    @atila çankırılı, Teknik analiz yapıp “baygınlık” vereceklerine popodan konuşmalarını şahsen tercih ederim.

    atila çankırılı

    @Ugur, kalt’ın podcastini tavsiye ederim.

    atila çankırılı

    @Ugur, benim de Toledoda Cervantesle fotom var. konuştuğumuza mutlu oldum. Kendinize iyi bakın.

  38. Canoir says:

    Ben de bu bölümü biraz zayıf buldum. The Satanist haricinde hiç Behemoth bilmiyorum ben, bişeyler kaparım umuduyla dinledim bu bölümü ama umduğumu bulamadım. Behemoth’un müzikal yapısıyla ilgili pek bişey söylenmemiş. Nergal’in karakteriyle, nasıl bir frontman olduğuyla ilgilenilmiş sadece.

  39. Retrokafa says:

    Cure cover dan bahsetmişken şunu şuraya bırakayım.
    https://www.youtube.com/watch?v=Yr_wVkbot5g

  40. Başlıktan da anlaşılacağı üzere biraz light bir Behemoth sohbeti yapalım dedik. Sayfa sayfa tüm albümlerini inceliyoruz zaten, bu bölümde daha genel, biraz daha yüzeysel bir muhabbet olsun istedik. Hatta Nergal poposunu açmasaydı Behemoth konuşmak gibi bir niyetimiz de yoktu aslında, o bahaneyle konuşmuş olduk.

  41. Rzeczom says:

    sanırım bir kaç ay önce Nergal abimize instagramda denk gelmiştim ve paylaşımlarına aşırı derecede şaşırmıştım. hatta buraya da bu konuyu taşımıştım. sonrasında takip etmedim tabii ki. abi fazla tişört reklamı ve yoga yapıyor. hele hele sonrasında kalçasını paylaşması ne kadar doğru bir karar verdiğimi gösterir nitelikte, ben de sizi dinlerken öğrendim.

    bu podcast serisinde behemoth özeli yerine grubun öne çıkan elemanına yer verilmesi -ve biraz da- taşşak muhabbeti yapılması güzel olmuş. dinlemesi keyifliydi, teşekkürler. ha, bu arada:

    #HaddiniBilMehmetEmrahKonya #KritikYazSaraçoğlu

  42. @Rzeczom, cevap yazmak için aylardır beklediğim hashtag geldi!!!

  43. Pasifagresif camiasına selamlar olsun.

    Tüm yorumları okudum, bence siz haksızsınız ve size bazı laflar hazırladım…

    * öncelikle her türlü yorum için çok teşekkürler
    * aslansınız kaplansınız
    * yasaklar kalksın hepinizi club’a götüreceğim

    Opethsevenbiri

    @Mehmet Emrah Konya, Hepimizi mi?

    Mehmet Emrah Konya

    @Opethsevenbiri, seni muhakkak

  44. burock1988 says:

    Extreme metal dünyasının bana göre en iyi bateristi olan Inferno’dan hiç bahsetmeyerek 1 saati bitirmeniz bende hayal kırıklığı yarattı. Onun dışında genel olarak keyifli bir bölümdü.

  45. Bu hafta ara veriyoruz arkadaşlar. Önümüzdeki hafta devam edeceğiz.

  46. Yeni bölümü kaydettik, normal şartlarda yarın yayında olacak.

  47. Geçtiğimiz hafta sonu sağlıkla ilgili nedenlerden dolayı bölüm çekememiştik. Yeni bölüm umarız hoşunuza gider. Önümüzdeki hafta sonu yeni bir bölüm daha olacak, bundan sonra da her zamanki düzende devam edeceğiz.

  48. Rzeczom says:

    ”ikimizin birbirine sarıldığı fotoğraf”
    ”yaşadığımız hayat tamamen sevgi üzerine kurulu”

    ne oluyor lan.

  49. Rzeczom says:

    saraçoğluna beni ve GRUZJA övdüğü için teşekküre ederim.

  50. Yellow Eyes says:

    Sitede çok yorum yapan birisi değilim ama podcast çok güzel olunca yazasım geldi. Biraz biriksin sonra dinlerim diye diye baya bölüm olmuş. İki haftada anca bitirebildim. ETS2 oynarken dinlemek çok keyifli oluyor, ağzınıza sağlık. Mehmet abiye bir albüm önerisi yapmak istedim saksafon ile alakalı konuşulunca. İtalyan bir grup, sadece üflemeli enstrümanlardan oluşuyorlar, son albümleri, 2020′de en beğendiklerimden birisi oldu. Linki şuraya bırakayım eğer dinlemek isterse:

    https://open.spotify.com/album/6sNd13mPoszuz4to7pqDDR

    Akorcocke beni de şaşırttı açıkçası :D

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.