Bir müzik eserini ne kadar kolay tanımlayabilirseniz, sahip olduğu güzellikleri ne kadar kolay nitelendirebilirseniz o eser o kadar iyidir diye düşünüyorum. “Access All Worlds” tam olarak böyle bir albümdü ve kritiğini başlatırken albümü tanımlamak için kullandığım kelimeleri o an neden kullandığımı çok iyi hatırlıyorum.
Büyüleyici, şok edici, kederli ve huzurlu sıfatlarını “Access All Worlds”ün daha ilk şarkısı bitmeden zaten düşünmüştüm ve albümün kalanının da böyle olacağını anlamıştım. “Access All Worlds” için tam puan vermemin nedenlerinden biri de buydu; Uzun, karmaşık ancak çok kolay tanımlanabilir olmak.
IOTUNN, yeni albümlerini dört gözle beklediğim önemli gruplardan biriydi, grubun gitaristlerinden Jesper ile arkadaş olmuştum ve hemen hemen her ay yeni albümleri hakkında uzun sorular soruyordum. Hiç unutmuyorum hayatımın kötü günlerinden birisinin gecesinde yayınlanan Mistland şarkısını görünce heyecanlanmış ama dinleyince hayal kırıklığına uğramıştım.
“Kinship”e karşı beklentilerimi düşürdüğüm için albümü çıkar çıkmaz dinlemek yerine beklemeyi tercih ettim ve ilk başta sanki yeni öğrendiğim bir grubun albümünü dinlermiş gibi dinledim. Daha sonra ise “Access All Worlds”ü bir tur dinledikten sonra dinledim ama ne kadar dinlersem dinleyeyim “Kinship”e gerektiği kadar ısınamadım.
“Kinship” yetenekli ve üst düzey müzisyenlerin elinden çıktığı belli olan, çok kaliteli ve dinlemesi çok lezzetli bir yapıt ancak “Bir başyapıtın arkasından gelme sendromu” derdinden muzdarip maalesef. Neyi vadediyorsa, ne kadar keyif veriyorsa, neyi ne kadar doğru yapıyorsa yaptığı her şeyi “Access All Worlds”ün yaptığının yüzde 70’i kadar yapabiliyor bence.
Burada tek tek “Kinship”in neyi doğru neyi yanlış yaptığını kıyas usulüyle tek tek sıralamayacağım elbette fakat gözüme anında çarpıp albümü her dinlediğimde hissettiğim en büyük eksikliklerden iki tanesini belirtebilirim; Brutal vokal miktarının yetersizliği (bu IOTUNN’a has şok ediciliği çok fena baltalamış. The Tower of Cosmic Nihility’i efsaneler efsanesi yapan o azman vokaller bu albümde yerinde ve yeterince kullanılmamış) ve sound seçimi. Albümün sahip olduğu sound’un neticesinde hızla oraya buraya saldırmak isteyen enstrümanlar frenleniyor ve yeteri kadar dinleyeni (beni) memnun edemiyor.
Albümün güzel taraflarına gelecek olursam “Kinship”in bir IOTUNN albümü olmasının ve Jon Aldara gibi bir güzelliği bünyesinde bulundurmasının albümün en büyük özelliği olduğunu söyleyebilirim. Bu da demek oluyor ki ne düşünürsek düşünelim bir albümün IOTUNN albümü olması o yapıtın belli bir kalitenin üzerine çıkması için yeterli. Yani “Kinship” bir IOTUNN albümü olarak asgari düzeyde keyif verirken fazlasını yapmaya zahmet etmiyor.
“Kinship” belki de benim nezdimde “Access All Worlds” kadar övülesi bir albüm değildir ama kesinlikle iyi bir albüm olduğu da ortada. Ben albümlere puan verirken yapıldığı dönemi ve seleflerini önemli derecede işin içine katarak yapıyorum kendi değerlendirmemi, o yüzden “Kinship”i de en fazla şu kadarlık beğendim. Kesinlikle hayal kırıklığına uğramadım ama tam olarak beklediğimi de alamadım.
kimseye saygısızlık etmek istemeden, çok daha detaylı incelenebilinecek bir albüm olduğunu düşünüyorum.
brutali bir tık arttırıp, süreyi azıcık kıssalar mükemmel olurmuş, bu şekilde de çok çok iyi bir albüm.
kimseye saygısızlık etmek istemeden, çok daha detaylı incelenebilinecek bir albüm olduğunu düşünüyorum.
brutali bir tık arttırıp, süreyi azıcık kıssalar mükemmel olurmuş, bu şekilde de çok çok iyi bir albüm.
Ilk albümün yaptığını yapamayan bir albüm kesinlikle.