Temmuz 2019’da bir önceki IMMORTAL BIRD albümü “Thrive on Neglect” eşliğinde basketbol oynuyor, “Avolition”ın ne kadar manyak bir şarkı olduğu düşüncesiyle grubu sağa sola övüyordum.
İki adam ve bir kadın, black metal, sludge metal ve crust üçgeninde son derece etkileyici tatlar sunuyor, hatta “Avolition” özelinde bu tarz müzikte yapılabilecek en akılda kalıcı örneklerden birini sunuyorlardı.
Geçen beş yılın ardından Şikagolu grup şimdi de “Sin Querencia” ile karşımızda. IMMORTAL BIRD karakter olarak başka herhangi bir grupla tam olarak eşleşen bir hüviyete sahip olmadığından “şunu sevenler IMMORTAL BIRD’ü de sever” demek çok kolay olmuyor. Hayvanlık, itlik köpeklik seven herhangi bir dinleyici grubu çok sevebilir, büyük keyif alabilir. Ne var ki grubun çok da karakteristik özellik barındırmayan karakterine fazlaca ısınamayacak dinleyiciler olması da normal kabul edilebilir.
Ben ilk gruba dâhil olmanız ümidiyle yeni albüm “Sin Querencia”dan bahsetmeye başlıyorum. İspanyolca “sevgisiz, ilgisiz” gibi bir anlamı olan “Sin Querencia”, tam olarak bu tarz antipatik, duygusuz bir tavırla örülü bir albüm. Vokalist hanım Rae Amitay’in acımasız haykırışları, shriek’leri eşliğinde karanlık bir atmosfer yaratarak son derece agresif bir kimlik yaratıyorlar ve özellikle bu albümde belli ettikleri üzere bunu yaparken kulağa hoş gelme, akılda kalıcı olma gibi dertler benimsemiyorlar. Ne var ki Amitay yeri geldiğinde meleksi sesiyle olaya farklı bir hava katmaktan da geri durmuyor.
Açılış şarkısı “Bioluminescent Toxins” IMMORTAL BIRD’ün genel dinamiklerini görmek için aslında gayet net bir örnek. Çok iyi bir davulculuk, sevimsiz bir atmosfer, melodiden uzak duran ve kızgın riflerle örülü bir yapı ve değişken tarzda vokallerle IMMORTAL BIRD genel anlamda keyifli, değişken yapılı bir grup olduğunu daha ilk şarkıdan belli ediyor. Bu sevimsizliği yaratırken en çok başvurdukları şeylerden biri uyumsuz notalı akorları arka arkaya, bol tekrarlarla dizip tekinsizliği köpürtme yoluna gitmek. Buna bir de black metalden fırlayan kötücül arpejler eklenince, “Consanguinity”de gördüğümüz türde çok lezzetli pasajlar ortaya çıkıyor.
IMMORTAL BIRD başkalarının ne düşüneceğini pek umursamadan müzik yapan bir grup. Çok daha kolay kabul edilir, geniş kitleye yayılabilir bir müzik yapma potansiyelleri var (bkz. “Thrive on Neglect” – “Avolition”), ancak onlar sertlikten, sevimsizlikten ayrılmamayı seçiyorlar. Bazı gruplar bunu isteseler de yapamazlar, ancak IMMORTAL BIRD bunu bilinçli olarak tercih ediyor ve olayın hep negatif hisler doğuran tarafında yer alıyor. Aksini de eleştirecek değilim, isterlerse gayet daha erişilebilir bir sound da benimseyebilirler, ancak bunu seçmiyor oluşları duruş olarak herhalde takdir edilesi bir şey olsa gerek.
Nasıl bir grupmuş diye merak ediyorsanız önce “Avolition”ı dinleyin, sonra bu albüme geçin.
Bu yeni albüme pek ısınamadım ama bana önceki albümden “Stumbling Toward Catharsis”i hatırlatma vesilesi oldu, sağ olsun.