HAVOK’un 2020 yılında çıkan son albümü “V”ı haddinden fazla sevmiş, müptelası olmuş ve son yılların en iyi thrash metal albümlerinden biri olarak görmüştüm. Esasında HAVOK fazla da karakteristik bir müzik yapmıyor ve yer yer ilham kaynaklarını da fazlaca belli ediyor. Ne var ki özellikle o albümde özel bir hava yakaladıklarını ve çok gaz bir iş sunduklarını düşünüyorum. Albüm çıkalı dört yıl oldu ama ara ara dinlemeye devam ediyorum.
Dört yılın ardından grup şimdi de “New Eyes” adlı sürpriz bir EP ile karşımızda. EP’de iki yeni şarkı ve iki de cover yer alıyor. HAVOK’un yeni albüm öncesinde fragman olarak sunmaya değer gördüğü açılış şarkısı “Death Is an Illusion”, bence “V”deki herhangi bir şarkıdan daha iyi olmamakla birlikte HAVOK kitlesini yeni albüme ısındırma görevini de yerine getiriyor. EP haberinin altındaki yorumumu buraya da kopyalayacak olursam, 2.17-2.25 arasındaki vokal kısmından sonra solo değil de boyun kıran hayvan gibi bir breakdown girseymiş çok etkili olurmuş. Dinlerken kendimi ona hazırlamıştım, solo girince ah be fırsat kaçmış dedim. Açıkçası şarkı sadece ısındırma görevini yerine getiriyor diyebilirim, zira öyle “oha inanılmaz şarkı oldu, EP olarak önceden yayınlanmayı hak ediyor” denecek bir olayını göremedim. Umarım albümün en iyi, en çarpıcı şarkısı olarak görmüyorlardır. Bunu çok güçlü şekilde umuyorum.
EP’ye adını veren ikinci şarkı, “Death Is an Illusion”ın yırtıcılığının aksine daha orta tempo EXODUS karakterine sahip bir şarkı. Bas gitar, davul tonu ve vokal de bir miktar andırınca, HAVOK’taki EXODUS etkisinin en çok görüldüğü şarkılardan biri olmuş. Bu şarkının da “V”deki herhangi bir şarkıdan daha iyi olduğunu düşünmüyorum. Heyecanı düşük, sıfır adrenalin, dümdüz bir şarkı.
Üçüncü şarkı “Commotion”, kökleri 1950’lere dayanan ABD’li grup CREEDENCE CLEARWATER REVIVAL’ın bir cover’ı. Haddimi aşmak istemiyorum, ama metal gruplarının metal olmayan şarkılar için yaptıkları cover’ların %99’undan ölesiye tiksiniyorum ve asla dinleyemiyorum. NEVERMORE’un sapkın SIMON & GARFUNKEL cover’ı “The Sound of Silence” gibi orijinal cover’la tamamen alakasız yorumlara tamamım, ancak özünde sert olmayan bir müziğin sertleştirilmesi bence çok büyük oranda fecaatle sonuçlanıyor. Buradaki örneği de sadece bir dakika dinleyebildim ve cidden tahammül sınırlarımın sonuna geldiğim anda geçmek durumunda kaldım.
Son şarkı ise METALLICA’nın nispeten geri planda kalan ve az cover’lanan şarkılarından “Eye of the Beholder”. HAVOK şarkıyı büyük oranda orijinaline sadık kalarak cover’lamış. Girişinde akustik bir pasaj var, aralarda ilave lead’ler, modern bir prodüksiyon ve elbette ki duyulur bas gitar var. HAVOK gibi bir grup icrası bu denli kolay, klasik bir thrash metal şarkısını elbette ki başarıyla cover’lar, ki öyle de olmuş. Sadece bas gitar olduğu için ekstradan dinlenebilir, onun dışında orijinaline katılan pek de bir fikir yok. Vokaller bile en ufak vurgusuna kadar James’inkilere sadık kalmış.
“New Eyes” EP’si ağzımda kekremsi bir tat bıraktı. Hatta bildiğin canımı sıktı. Son dönemde mantara bağlayan Eliran Kantor kapaklarından birini daha görmemizi sağlayan (bu şakayı EP haberinde de yaptım, hevesli gibi burada da tekrarlıyorum) kapağından tutun da sunulan iki yeni şarkının vasatlığına kadar HAVOK’tan yeni bir şeyler bekleyen biri olarak epey tadımı kaçırdı. Cover’lar zaten yazdığım gibi. Biri orijinaline sadık kalıyor ve metal tarihindeki cover’ların %98’i gibi “bu cover neden var?” dedirtiyor, diğeriyse… Of ya diğeri olmaz olsun diğeri. O diğeri olmaz olsun. Diğerinin ta anasını avradını be. Hayatta çok az şeye karşı nefret duygusu besliyorum ama bu tür cover’lar net bunlardan biri. Böyle bir cover’ın var olduğunu bildiğim için ara ara canım sıkılacak artık.
Normalde EP’lere puan vermiyorum, ama bu EP sadece 16 dakikada canımı sıkmayı başardı, o yüzden intikamımı almak için not da veriyorum. HAVOK aklını başına al, düzgün albüm yap. Bu kepazeliği de bir daha asla karşılaşmamak üzere hayatımdan siktir edip promoları gelen yeni DEFEATED SANITY ve DEUS MORTEM albümlerini dinlemeye gidiyorum.
“Commotion” cover’ı cidden kötü olmuş ama bu da akla şöyle bir soru getirme işlevi görsün: Metal ile alakasız hangi şarkıların metal cover’larını seviyorsunuz?
Benim listem:
- Yazıda da anılan “The Sound of Silence” / Nevermore
- “Lucretia” / Warrel Dane
- “Give Me, Give Me, Give Me” / Sinergy
- “Ooops I Did It Again” / CoB
- “Space Oddity” / Helloween
- “Big in Japan” / Guano Apes (bu sayılır mı bilemedim)
@Erhan, o albüme tarafsız bakamadığımdan içindeki her şeyi çok seviyorum. İlk dinlediğimde bu cover herhalde, diğer şarkılardan alakasız demiştim ama ne alaka diye de yadırgamamıştım. O cover da büyük oranda orijinaline sadık, ama seviyorum.
Ep tırt ki havok zaten fazlaca ittirilen bir grup.
Cover işine gelirsek konuyla alakalı bir örnek “in flames-everything counts” çok çok iyi. Gerçi bu albümü çıktığı yıl alıp yıllarca manita sever gibi sevdiğim için tarafsız olamıyorum.
Coroner’ın The Beatles cover’ı I Want You (She’s So Heavy) geldi aklıma. Bu kadar salak bir cover yok. Ahmet abinin dediği durumun aynısı. Harsh bir vokalle “Ay wanç yuuuu sooğ bed beybee” sözlerini dinlemenin manası ne? Hangi duyguyu taşıyor? Aşk mı öfke mi üzüntü mü? Ancak özlem çektiği sırada kıçına pandik atılan biri o şekilde kendini ifade eder. Başka da anlamı olamaz.
Yine bir başka yumuşak parçanın sert yorumu ama bu sefer sevdiklerimden biri: Oceand Ate Alaska – Shape of My Heart. Parça orijinaline sadık başlıyor ama kademeli olarak sertleşiyor ve bir noktada djent’e bağlıyor. Bu kadar absürd tür geçişini pürüzsüzce sağlayabilmeleri takdire şayan. Hüzünlü bir adamın sonlara doğru duygularının taşması olarak yorumlayıp mutlu ayrıla da biliyoruz. Beğenmeyen illa ki olur ama bence gelmiş geçmiş en başarılı cover’lardan biri:
Metallica – Turn The Page’in de gayet şık olduğunu düşünüyorum. Sertlik, parçanın karakterine yakışıyor. Ama aynısını Whiskey In The Jar için söylemem.
“Commotion” cover’ı cidden kötü olmuş ama bu da akla şöyle bir soru getirme işlevi görsün: Metal ile alakasız hangi şarkıların metal cover’larını seviyorsunuz?
Benim listem:
- Yazıda da anılan “The Sound of Silence” / Nevermore
- “Lucretia” / Warrel Dane
- “Give Me, Give Me, Give Me” / Sinergy
- “Ooops I Did It Again” / CoB
- “Space Oddity” / Helloween
- “Big in Japan” / Guano Apes (bu sayılır mı bilemedim)
bu senenin en kötü kapağı. müzik için de söylenecek her şey söylenmiş. art arda 5 kez çaldı arkada hiç farketmedim. power trip’den devam.
Saraçoğlu’na
Colonizing the Sun albümündeki “ This Town Ain’t Big Enough for Both of Us” coveri hakkında ne düşünüyorsun?
14.11.2024
@Erhan, o albüme tarafsız bakamadığımdan içindeki her şeyi çok seviyorum. İlk dinlediğimde bu cover herhalde, diğer şarkılardan alakasız demiştim ama ne alaka diye de yadırgamamıştım. O cover da büyük oranda orijinaline sadık, ama seviyorum.
Ep tırt ki havok zaten fazlaca ittirilen bir grup.
Cover işine gelirsek konuyla alakalı bir örnek “in flames-everything counts” çok çok iyi. Gerçi bu albümü çıktığı yıl alıp yıllarca manita sever gibi sevdiğim için tarafsız olamıyorum.
Coroner’ın The Beatles cover’ı I Want You (She’s So Heavy) geldi aklıma. Bu kadar salak bir cover yok. Ahmet abinin dediği durumun aynısı. Harsh bir vokalle “Ay wanç yuuuu sooğ bed beybee” sözlerini dinlemenin manası ne? Hangi duyguyu taşıyor? Aşk mı öfke mi üzüntü mü? Ancak özlem çektiği sırada kıçına pandik atılan biri o şekilde kendini ifade eder. Başka da anlamı olamaz.
Yine bir başka yumuşak parçanın sert yorumu ama bu sefer sevdiklerimden biri: Oceand Ate Alaska – Shape of My Heart. Parça orijinaline sadık başlıyor ama kademeli olarak sertleşiyor ve bir noktada djent’e bağlıyor. Bu kadar absürd tür geçişini pürüzsüzce sağlayabilmeleri takdire şayan. Hüzünlü bir adamın sonlara doğru duygularının taşması olarak yorumlayıp mutlu ayrıla da biliyoruz. Beğenmeyen illa ki olur ama bence gelmiş geçmiş en başarılı cover’lardan biri:
https://youtu.be/kJJ0AZ19ks0?si=XkdtJM0NIFJ3RTDw
Metallica – Turn The Page’in de gayet şık olduğunu düşünüyorum. Sertlik, parçanın karakterine yakışıyor. Ama aynısını Whiskey In The Jar için söylemem.