PasifAgresif’e ilk krititiğimi gönderdiğimde 22 yaşındaydım. Metal müziği kendimi bildim bileli çok sevmeme rağmen o zamanlar aklımda kolay kolay tutamayacağım, aşırı kompleks albümleri veya şarkıları dinlememeye imtina ederken şu an uzun süredir çoğunlukla bu tarz müzikler ile yatıp kalkıyorum.
Olayın bu karmaşayı ve dehşet akıntısını akılda tutabilmek değil de o an kulaklardan beyine zuhur eden bu zehirin seni 25-30 dakika boyunca uyarması olduğunu nihayetinde çözdüm. Nasıl çözdüm hatırlamıyorum ama zehir zemberek, vahşi, biçimsiz, paldır küldür Death/Grindcore canandır.
Karşınızda BETON RÜZGARLAR:
Concrete Winds çok özel bir oluşum, benim beğenimi kazanmış olmaları dışında ürettikleri müziğin neredeyse bir muadili olmaması ve bu üretilen müziğin sadece ama sadece saf şiddeti yansıtması bu adamları ‘çok özel’ olarak nitelendirmemi sağlayan ana sebepler.
Söz konusu saf şiddet tabirim burada birçok Death metal albümünü tanımlamak için kullandığımız tabirle aynı değil; bir Benighted veya Suffocation şiddeti ile Concrete Winds’in gösterdiği şiddet birbirinden çok çok farklı olmakla birlikte Concrete Winds’in yaptığı şey neredeyse dinlenilemeyecek kadar karmaşık, durmaksızın vuran, önü alınamayan aşırılıklar içeriyor.
Metallum’a baktığımda benzer sanatçılar kısmında bu ‘aşırı’ gruba benzediği iddia edilen bir sürü topluluk var ama hayır, IMPIETY dışında bu grupla benzeşen başka bir şey göremiyorum.
Bu aşırılıkların en başında bu uğursuzların lead gitarları çok yoğun, biçimsiz ve Slayer’vari diyebileceğim bir stile dayandırarak kullanmaları geliyor. Grup bu numaraya o kadar çok düşkün ki albüm (önceki albümler gibi) tamamıyla bu biçimsiz vahşet lead gitar öğeleri ile kaplanmış. Hangi şarkının hangi saniyesini açarsanız açın kulağınızdan beyninize zorla akın etmeye çalışan bu sapık sololar ile karşılaşacaksınız.
“Concrete Winds”i daha önceki iki albümden ayıran en büyük farkın yaratıcılık konusunda fark yaratması olduğunu belirtmek istiyorum. Bu denli şekilsiz bir müzik stilini yansıtan şarkılara serpiştirilebilmiş ince detaylarla dolu bu minik kahpelikler beni o kadar keyiflendiriyor ki ara sıra yükselip “vur vur vur!” dediğim bile oluyor açıkçası. Mesela Subterranean Persuasion şarkısıyla parça açılışı konusunda yarışabilecek şarkı sayısı gerçekten çok azdır.
“Concrete Winds” özelinde, değişen ve gelişen sound yapısından tutun, fark edilmesi zor detaylar konusuna kadar daha fazla konuşmak istiyorum fakat ben bu yazıyı yazana kadar albüm iki tur döndü ve şu an üçüncüye geçiyor. Ben “yahu 1 dakika” deyip konuşmamı bitirene kadar olay başlayıp bitiyor bile o yüzden burada konuşmayı kesiyor ve sizleri dişinizi sıkıp “Concrete Winds”i dinlemeye davet ediyorum.
Bu sene ne kadar itlik puştluk leşlik iltihap bakteri basur vergiler her ne sikim pislik bok püsür varsa, hepsinin üzerlerine sabah sikişi güneşi gibi doğacak yegane albüm.
biraz bokunu çıkaran bir grup, çok sert grupları severim ama bu grubu daha önce de dinledim pek sevemedim
şahane albüm adamlar ıskalamamış yine. adının hakkını veren grupları seviyorum, insan üstüne beton yağıyor gibi hissediyor sahiden
Roadburn 2025′te çalacak ilk birkaç grup açıklandı.
Concrete Winds
Chat Pile
Kylesa
Black Curse
Altın Gün
Bu sene ne kadar itlik puştluk leşlik iltihap bakteri basur vergiler her ne sikim pislik bok püsür varsa, hepsinin üzerlerine sabah sikişi güneşi gibi doğacak yegane albüm.