Güvenli sular kavramı black metal özelinde genelde pek şikâyet edilmeyen ve türün dinleyicilerinin kolayca satın aldığı bir durum. Black metal yapıyor ve bunu türün bilindik motifleri eşliğinde sunuyorsanız, ortaya koyduğunuz şeyin beğenilmesi sanki diğer pek çok türe göre bir tık daha kolay oluyor. Bunun başlıca sebebi black metalin müzikteki teknik unsurlardan -belki de- daha çok işin atmosfer, ruh, anlayış, tavır tarafına yüklenmesi ve bir de üstüne türün meraklılarının büyük kısmının görece muhafazakâr mizaçta olmasından kelli fazla bir yeniliğe ihtiyaç duymadan da takdir görebilmesi.
Elbette ki türü çok kilit noktalarından kıran ve black metale boyut katan gruplar da bambaşka bir mertebede duruyor, ancak görünüşe göre black metal kitlesinin geneli black metalin 30 yıl önceki hâlinin pek de yenilik içermeden sunulmasını da kabul ediyorlar.
Kanadalı grup SPECTRAL WOUND da bu yönde bir yaklaşımı olan gruplardan biri. Büyük oranda Fin black metalinden etkilenen; SARGEIST, SATANIC WARMASTER gibi grupların kederli, çileli black metalinden ilham alan, bunun yanı sıra DISSECTION’ın verdiği ilhamları da reddetmeyerek olaya boyut katmayı başaran SPECTRAL WOUND, bu sayede alışık olunan, dinleyiciye güvenli sularda yüzdüğünü hissettiren bir black metal kimliğini başarıyla sunabiliyor.
Belli bir açıdan bakıldığında, eleştirel gözle değerlendirildiğinde SPECTRAL WOUND gerçekten de doksanlarda yapılan black metali taze bir tavırla sunmaktan çok da ötesini yapmıyor. Tremolo gitarların tamamen egemen olduğu, varsayılan black metal vokalleri, kulağa çok tanıdık gelen melodilerin cirit attığı, yine alışıldık bir kederli black metal havasının hâkim olduğu müzikleri, yeni çalışmaları “Songs of Blood and Mire”da da bir şekilde kara kara ışıldamayı başarıyor.
SPECTRAL WOUND’un böyle ışıldamasını sağlayan bir numaralı şey, adamların ilham kaynaklarının çok iyi olması ve bunları bir araya getirdiğinizde ortaya çıkan şeyin ister istemez öne çıkması. SPECTRAL WOUND’u dinlerken BATHORY’nin 30-35 yıl önce yaptığı şeylerin çağdaşlaştırılmış benzerlerinden tutun da karanlıktan ziyade epik olma yolunu seçen WINDIR’vari fikirlere kadar geniş perspektifli bir black metalle karşılaşıyoruz. Bu durum yer yer “Aristocratic Suicidal Black Metal”da gördüğümüz üzere sofistikelik dozu daha az, hatta yer yer bayağı dümdüz olmaktan da çekinmeyen şarkılar olarak da karşımıza çıkıyor. Ne var ki grup bunu şarkıların bir yerinde bir şekilde kırıp yine farklı bir tat oluşturmayı başarıyor.
Diğer yandan, bu güvenli suların görece uzun vadede sıkıntılı sonuçlar doğurması gibi bir ihtimal de elbet var. Dinleyici olarak bu tür grupların ve albümlerin uzun ömürlülüğü konusunda birtakım çekincelerim var, ancak buna bağlı şikâyetler genelde belli bir zamanın ardından ortaya çıktığı için SPECTRAL WOUND’un bu konuda bir endişeye kapılmasına, yaptığı şeyden emin olamamasına falan gerek yok. Bakarsınız bundan iki yıl sonra şu anda beğendiğimiz bu albümün adını bile hatırlamıyoruz, o zaman tekrardan düşünürüz. Şu an için albüm tat veriyor, hoşumuza gidiyor, öyleyse sıkıntı yok.
YİNE DE…
Ben SPECTRAL WOUND’un “Songs of Blood and Mire”da “A Diabolic Thirst”teki tutkunun üstüne çıkamadığını ve albümdeki bazı şarkıların birbirine benzeyen gereğinden fazla şey sunduğunu düşünüyorum. Bana kalırsa albüm iyi, ancak özel bir albüm olmasını sağlayabilecek o “sihirli” dokunuşlara, en azından bir önceki albüm kadar sahip değil. Bu nedenle de notum bu şekilde oluyor ve SPECTRAL WOUND’a da bir sonraki albümde heyecan dozunu düşürmemeleri ve şarkıları çeşitlendirmeleri konusunda biraz daha kafa yormalarını tavsiye ederek huzurlarınızdan ayrılıyorum.
Kadro Jonah: Vokal
Patrick: Gitar
A.A.: Gitar
Sam: Bas, vokal
Illusory: Davul
Şarkılar 1. Fevers and Suffering
2. At Wine-Dark Midnight in Mouldering Halls
3. Aristocratic Suicidal Black Metal
4. The Horn Marauding
5. Less and Less Human, O Savage Spirit
6. A Coin upon the Tongue
7. Twelve Moons in Hell
A Diabolic Thirst ile sevdiğim bir grup olmuştu, şimdi iyice hayran olduğum bir gruba doğru ilerliyorlar. Şahsen bayıldım ve önceki albümden daha çok beğendim. Böyle devam.
A Diabolic Thirst ile sevdiğim bir grup olmuştu, şimdi iyice hayran olduğum bir gruba doğru ilerliyorlar. Şahsen bayıldım ve önceki albümden daha çok beğendim. Böyle devam.