# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MARDUK – Opus Nocturne
| 21.08.2024

MARDUK be kardeşim.

Ana sayfada MARDUK adını görünce ayrı bir mutlu olanlara selam olsun. PA’da MARDUK külliyatı içerisinden eksik olan iki albüm vardı. Bunlardan biri daha sonra inceleyip diskografiyi tamamlayacağımız ilk albüm “Dark Endless”, bir diğeri de şu anda yazdığım “Opus Nocturne”. “Dark Endless”ı MARDUK’un black metal karakterini henüz oturtmadığı dönem olarak düşünürsek, “Opus Nocturne” nedense grubun doksanlarda çıkardığı albümler arasında adı bir miktar geri planda anılan albüm olarak dikkat çekiyor. Bunda albümün müzikal değerinin bir rolü yok, lakin diğer albümler gerek temaları gerek içerdikleri farklı enteresanlıklarla bir şekilde daha dikkat çekici hâle geliyorlar.

Ancak bu “Opus Nocturne”ün müthiş bir albüm olduğu gerçeğini değiştirmiyor. MARDUK bu albümde bir yandan “Those of the Unlight”ta gördüğümüz melodik lead gitarları devam ettirirken, köpek gibi saldıran blast beat’lerine ilk kez bu denli güçlü abanmış ve sonradan MARDUK’un tescilli markası, alametifarikası olacak tarzda melodilerini blast beat’lerin üzerine döşeyerek o güne kadarki en vahşi anlarından bazılarına imza atmıştı.

Okuyan arkadaşlar bilirler, uzun emekler sonucunda ortaya çıkardığım “Ceddimize Sövenler Sıralı Tam Liste” yazımın bir kısmını MARDUK’a ve anamıza bacımıza sövdüğü şarkılarına ayırmıştım. MARDUK en belirgin olarak “Nightwing”in ikinci yarısını bu temaya ayırmış ve Türk, Müslüman ayırmadan epey bir yardırmıştı. Sonradan bunun ırkçı bir yaklaşım olmadığını söyleyen, İstanbul konserinde sahnede Türk bayrağı açan grup, bu temayı, yani “Vlad Tepes Eflak’ta Osmanlıyı nasıl kucağa oturttu” temasını ilk olarak “Opus Nocturne”deki “Deme Quaden Thyrane”de işlemişti.

Direkt olarak o yazımdan alıntı yapacak olursam, adını Bartholomäus Ghotan tarafından yazılan ve Vlad Țepeș’in hikâyesini anlatan 1485 tarihli “Van Deme Quaden Thyra̅ne Dꝛacole Wyda” (Tiran Dracula Wayda’nın Tarihi) adlı yazıdan alan bu şarkı, Vlad ve Fatih Sultan Mehmet’in karşı karşıya geldiği meşhur Târgovişte gece baskınıyla başlıyor. Vlad’ın uyguladığı acımasızlıkların vurgulandığı şarkının son mısrasında ise Macaristan Kralı Mathias Corvinus’un ihanetine uğrayan Vlad Țepeș’in tüm soyluların, hanedan üyelerinin ve Türklerin kanını donduracağından bahsediliyor. MARDUK’un Türklerle ilgili başka şarkıları da var, “Ceddimize Sövenler Sıralı Tam Liste“de MARDUK diye aratarak tamamını görebilirsiniz.

“Dracul now will make all saches, boyars, Danesti’s and turks blood chill.”

“Opus Nocturne”e daha geniş perspektiften bakarsak, albüm MARDUK’un sonradan iyice sapkınlaşacak ve “Panzer Division Marduk”la zirve yapacak adrenalin ve sürat tutkusunun henüz dizginlenemez duruma gelmediği bir dönemde, 1994’te çıkmıştı. Bazen düşünüyorum, metalin ekstrem tarafının bu kadar hızlı bir devinimle gelişmiş olmasına, doksanların ilk yarısında böylesine uç işler çıkmasına şaşırıyorum. Seksenlerin tamamı ve doksanların ilk yarısını oluşturan o 15 yılda metal dünyasındaki gelişim gerçekten akıl almaz düzeyde.

Albümde bu sürat tutkusuna zıt bir duruş sergileyen başlıca şarkı olan “Materialized in Stone”dan bahsedecek olursak, bu şarkı adını MAYHEM’in “Opus Nocturne”den 8 ay önce çıkardığı ve black metal tarihine yön verdiği “De Mysteriis Dom Sathanas”ta bulunan “From the Dark Past”ten alıyor. Başlangıçta Dead, ilgili şarkı için “Materialized in Stone” ismini düşünüyor ancak sonradan “From the Dark Past”te karar kılıyorlar. Morgan Håkansson böylece MARDUK bünyesinde Dead’i anmış oluyor, ki “Those of the Unlight”taki “Burn My Coffin” de esasında “De Mysteriis Dom Sathanas”ta yer alan şarkılardan biri olacakken yine Dead tarafından değiştirilmiş, Håkansson da yine Dead’i anmak amacıyla o ismi MARDUK’un bir şarkısına koymuştu. “Materialized in Stone”, girişinden itibaren BATHORY, özellikle de “Blood Fire Death” dönemi BATHORY’ye bir saygı duruşu niteliğindeki yapısıyla albümün geri kalanından farklı bir noktada duruyor.

Tabii “Opus Nocturne” deyip de “Sulphur Souls”dan bahsetmemek olmaz. Bir MARDUK klasiği olan bu şarkı gerek çıktığı dönem gerek içeriğindeki bileşenler, gerekse orta yerinde birden “Under the Sign of the Black Mark” dönemi BATHORY’sine dönüşmesi gibi olaylarla albümün ve grubun en özel şarkıları arasına adını yazdırmıştı. Vokalist Joakim Af Gravf’lı son MARDUK albümü olan “Opus Nocturne”, aynı zamanda davulcu Fredrik Andersson’un da gruba katıldığı albümdü. Önceki albümde hem vokali hem davulu üstlenen Af Gravf’ın vokale konsantre olması gerektiğini gecikmeden fark eden grup, sadece davulla ilgilenecek bir hayvanı kadroya katarak önemli bir hamle yapmıştı. Andersson’un ilk kez MARDUK formasını giydiği bu albümde böylesine blast beat’li, tomları dolaşmalı, atak üstüne atak yapmalı davul performansı MARDUK’un ekstremlik açısından bir üst seviyeye geçmesine de yardımcı olmuştu.

Yazının başlarında söylediğim, “Opus Nocturne”ün bir sebepten doksanlardaki MARDUK albümleri arasından adı biraz daha az anılan albüm olmasına dönerek yavaştan kapayacak olursam, “Dark Endless” ile “Panzer Division Marduk” arasındaki dört albümlük dönemde destan yazan ve İsveç black metalinin gelişiminde büyük rol oynayan MARDUK “Opus Nocturne”de de kendi gelişimi ve müzikal evrimi açısından çok önemli bir işe imza atmıştı. “Those of the Unlight” stilistik olarak “Dark Endless”tan epey farklı olduğu için, “Heaven Shall Burn… When We Are Gathered” MARDUK’un iyice sertleştiği albüm olduğu ve Legion’ın katılımına sahne olduğu için, “Nightwing” de tematik olarak grubun ilk kez bir konsept benimsediği albüm olduğu için daha çok telaffuz edilse de “Opus Nocturne” de MARDUK sevenler için her biri farklı anlamlar taşıyan şarkılarıyla, özellikle adını andığım “Sulphur Souls”uyla, yeni davulcusunun azgınlıklarıyla ve daha birçok şeyle MARDUK diskografisinin en önemli ve değerli taşlarından biri olarak ta 30 sene öncesinden bize el sal- hareket çekiyor, tükürüyor, sikini avuçluyor.

Üstelik tüm bunları, evet tüm bunları şeytan için yapıyor……………….

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.19/10, Toplam oy: 21)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1994
Şirket
Osmose Productions
Kadro
Joakim Af Gravf: Vokal
Morgan Hakansson: Gitar
B.War: Bas
Fredrik Andersson: Davul
Şarkılar
1.Intro/The Appearance of Spirits of Darkness
2.Sulphur Souls
3.From Subterranean Throne Profound
4.Autumnal Reaper
5.Materialized in Stone
6.Unthrodden Paths (Wolves Part II)
7.Opus Nocturne
8.Dame Quaden Thyrane
9.The Sun Has Failed
  Yorum alanı

“MARDUK – Opus Nocturne” yazısına 13 yorum var

  1. Bu albüm doksanlardaki diğer Marduk albümlerinin biraz gerisinde derken yanılmıyormuşum, ana sayfada 8 saattir Marduk albümü var kimse sallamadı ahah

  2. İamthecincihodjas says:

    8 9 yaşlarında mardukun şu fotoğrafı ve dark funeralın sado mazolu bir fotoğrafı yanılmıyorsam milliyet gazetesinde satanist haberinde kullanılmıştı. Acayip tırsmıştım. Şimdi aynı korkuyu kızıl sakallı bıyıkskz bir çeçen işaret parmağı havada poz verip sırıtınca hissediyorum.

  3. BK says:

    Opus Nocturne zaten yazılmamış mıydı?

    Ahmet Saraçoğlu

    @BK, 10-11 yıl önce yazılmıştı ama yazan arkadaşı siteden çıkarınca yazılarını kaldırdık, 9 yıldır falan yoktu sitede.

    BK

    @Ahmet Saraçoğlu, Sanki Cemil Okumuş yazmıştı gibi kalmış hafızamda.

    Pagan Angel

    @BK, yanilmiyorsam Korhandi o

    BK

    @Ahmet Saraçoğlu,

    http://www.pasifagresif.com/2019/11/marduk-opus-nocturne-2/

    Ahmet Saraçoğlu

    @BK, piii… Ulan harbiden unutmuşum. Neyse bu albüm de böyle iki incelemeli olsun madem. Ortak yazıya çevirmeye gerek yok. 10 yıl önce ilk yazılan yazıyı kaldırmamız çok net aklımda da, tekrar yazıldığı tamamen uçmuş kafamdan.

    BK

    @Ahmet Saraçoğlu, Amaaaan boşver abi, olur öyle şeyler. Senin de söylediğin gibi bir çifte inceleme olsun bu da.

  4. daud says:

    İlk dinlediğim Marduk albümü olduğu için bende yeri ayrıdır. Birde zamanında black metal radio playlistlerinde Sulphur Souls’un ilk on saniyesini intro olarak kullanırdı hey gidi.

    Marduk’un ilk üç albümünü doğrudan müzikal olarak değil de hissiyat ve tutku açısından Dissection’a benzetiyorum. İkisi de ilk zamanlarında Dan Swanö ile çalıştığı ve Jon Nödtveidt ve Morgan Håkansson arkadaş olduğu için olabilir. Son olarak bu albümdeki Deme Quaden Thyrane > Nightwing’deki Deme Quaden Thyrane.

    TAAKE

    @daud, black metal radio dünyada en sevdiğim web sitesiydi,her zaman ziyaret eder,dinlerdim,haftalık playlistlerini merakla beklerdim,epey bir güncellenmedi,adope flash player ın bittiğinden haberi yok gibiydi,şimdi internetin karanlık tarhine,tozlu sayfalarına gömülmüş,dünyada hiç güzel bir şey kalmadı

  5. paymo says:

    Sadece Marduk aşkımın körüklendiği geceler dinlediğim bir albüm nedenini bilmiyorum ama aklımda en az yer edinen albüm.Af Gravf’dan büyük ihtimalle…

  6. TAAKE says:

    bu albümün kapağını nedense çok seviyorum
    albüm harika tabii
    Sulphur Souls

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.