Varg Vikernes’in 2009’daki şartlı salıverilmesinin ardından fark ettiğimiz ilk şey, Varg’ın ya içinde dökecek çok şey biriktiğinden, ya da para kazanması gerektiğinden müthiş bir üretkenlik furyası başlatmış olduğuydu. 22 Mayıs 2009’da şartlı salıverildiğini açıkladıktan 10 ay sonra, geri dönüş albümü olan “Belus”la epey bir ses getirmiş; kimileri beklentilerinin çok üstünde bir albüm bularak BURZUM coşkusuna ortak olmuş, kimileri ise sadece Varg’ın müzik dışı olaylarından dolayı albümü gömmüştü.
Ben “Belus”u çok beğenen taraftaydım. Esasında o zamana kadar BURZUM’u çok da yakından tanımıyor, albümlerini dinlemiş, önemli taraflarını öğrenmiş, ancak BURZUM’u çok da içselleştirememiş bir dinleyiciydim. “Belus”la birlikte grubun külliyatını hatmetmemin ardından, hiç beklemediğim şekilde BURZUM ertesi yıl bir albüm daha çıkardı.
Yine aynı yıl ilk iki albümündeki şarkılardan oluşan bir toplama çıkardı. Sonraki yıl tarzını epey bir değiştirdiği ve folk sularına yelken açtığı “Umskiptar”ı çıkardı. Varg dur durak bilmiyordu. Ertesi sene ambient’in dibine vurduğu, pek de bana göre olmayan “Sôl austan, Mâni vestan”ı, bir sonraki sene de eskinin BURZUM’undan tamamen bağımsız “The Ways of Yore”u çıkarmıştı. Kısacası Varg 21 yıllık hapis cezasının 15 yılını yattıktan sonra salıverilmiş ve 5 yıl içinde biri toplama olmak kaydıyla 6 albüm çıkarmıştı.
Ben “Belus”u geri dönen BURZUM’un zirvesi olarak görsem de bu albüm serisi içinde ona yakın duran albüm elbette ki “Fallen”. “Fallen” Varg Vikernes’in artık eskisi gibi çığlık çığlığa olmadığını bize gösteren “Belus”un ardından, bu durumun kalıcı olduğunu belgeleyen ve Varg’ın artık orta yaşlı bir black metal yapacağını gösteren bir çalışmaydı.
Şarkılarda kötücül unsurlardan, çırpınışlardan, yakarışlardan ziyade sanki bir bilgelik hissi sunuluyordu. Varg ve bilgelik kavramları bir arada ne kadar iyi durur bilmiyorum, ama “Belus”ta hissedilen o uslanmışlık, acele etmeme, kötücül olmaktansa gizemli olma durumları “Fallen”a da sirayet etmişti.
Daha da ileri gidersek, bu durum “Belus”takinden bile daha belirgindi. Mesela introyu saymazsak “Belus”un ilk şarkısı olan “Belus’ Død”, 1997’deki “Dauði Baldrs”ın metal versiyonu ve BURZUM’a özgü o karanlığı veren bir şarkı. Keza “Kaimadalthas’ nedstigning”de de çok belirgin bir kaos ortamı, “Sverddans”da da yine tempolu bir black metal şarkısı görüyoruz. Diğer yandan “Glemselens elv”, “Morgenrøde” ve “Belus’ tilbakekomst (Konklusjon)”da çok net bir dinginlik var. “Fallen”a baktığımızda, “Belus”taki black metal tandansına yakın duran belki de tek şarkı “Vanvidd”. Diğer şarkılarda Varg sanki daha melankolik, nostaljik bir tarafta duruyor.
Varg albüm çıktığı dönemde “Fallen”la ilgili olarak “Bu albüm ”Belus” ve daha yeni bir şeylerin karışımı ve “Hvis lyset tar oss” veya “Filosofem”den ziyade “Burzum” ve “Det som engang var”dan ilham alan bir yapısı var” demişti. “”Belus” ve daha yeni bir şeylerin karışımı” kısmı kesinlikle doğru; yukarıda bahsettiğim “Belus” ilişkilerinin dışında, Varg’ın “Umskiptar” ve sonrasında deneyeceği şeylerin fikirleri de “Fallen”ın çeşitli yerlerinde karşımıza çıkıyor. Yine de “Fallen” bir fikirler bulamacı değil ve büyük oranda tutarlı olmayı başarıyor. Albümün genel atmosferi “Jag Faller” ile veriliyor ve sonrasında da bundan fazlaca sapmıyor. Ne var ki “Fallen”ın son şarkısı ne derseniz, benim için cevap “Budstikken”, zira sondaki “Til Hel og tilbake igjen”e ve bu tarz şeylere tahammül edebilen biri değilim.
“Fallen” benim için -şimdilik- sondan bir önceki BURZUM albümü konumunda. “Umskiptar”a da varım, o albümü de belli bir yere koyarım, ama sonrasındaki BURZUM benim için tam anlamıyla yok hükmünde. Varg bir anda dellenip “Thulêan Mysteries”in üstüne black metale dönüş olayına girer mi bilmiyorum, ama geçen sene çıkardığı ve neden çıkardığını anlamlandıramadığım “The Reincarnation of Ódinn”e falan bakınca bunun olacağını hiç sanmıyorum. Dolayısıyla black metal yapan BURZUM’u son kez gördüğümüz albüm olması çok muhtemelen “Fallen”ı sırf bu konumundan ötürü bile sevelim, sayalım, istersek yükseklere koyalım, ayılıp bayılmıyorsak bile el üstünde tutalım.
Ben bu albümü çok seviyorum. Hatta hapis sonrası Burzum’un en sevdiğim albümü olabilir. Varg’ın Belus sonrası içindeki hıncı bir miktar törpülediği, daha sakin, daha melankolik bir albüm Fallen. Virtüözite şov yapmadan, kişiyi belirli duygular ve düşünceler içerisine sürüklemeyi amaçlayan, ve bence bunu çok iyi başaran bir albüm. Ben 8 verdim.
Burzum bundan sonra black metale tekrar döner mi bilmiyorum. Dungeon synth te çok seven ve sıklıkla dinleyen birisi olmama rağmen Burzum’un Daudi Baldrs ve Hliðskjálf haricinde hiçbir dungeon synth albümüne katlanamıyorum. Bence inanılmaz vasat, inanılmaz sıkıcı albümler. O yüzden black metale dönmesini çok isterim Varg’ın. 4-5 ay önce yayınladığı tekliler bence gayet başarılı ve tatmin ediciydi. 4-5 ay önce söylediğim şeyleri tekrar etmek istemiyorum fakat kişisel olarak dinlediğimde Burzum’u ne kadar özlediğimi fark etmemi sağlayan, etkileyici ve nostaljik şarkılardı bence. O yoldan ilerlerse şahsen benim kabulüm.
Burzum’un post-jailcore albümlerini genel olarak seviyorum (ilk 4 albümü). Yanlış hatırlamıyorsam videolarından birinde hapisten çıktıktan sonra paraya ihtiyacı olduğu için bu albümleri kaydettiğini, normalde black metalle pek ilgisinin kalmadığını söylemişti.
Ben bu albümü çok seviyorum. Hatta hapis sonrası Burzum’un en sevdiğim albümü olabilir. Varg’ın Belus sonrası içindeki hıncı bir miktar törpülediği, daha sakin, daha melankolik bir albüm Fallen. Virtüözite şov yapmadan, kişiyi belirli duygular ve düşünceler içerisine sürüklemeyi amaçlayan, ve bence bunu çok iyi başaran bir albüm. Ben 8 verdim.
Burzum bundan sonra black metale tekrar döner mi bilmiyorum. Dungeon synth te çok seven ve sıklıkla dinleyen birisi olmama rağmen Burzum’un Daudi Baldrs ve Hliðskjálf haricinde hiçbir dungeon synth albümüne katlanamıyorum. Bence inanılmaz vasat, inanılmaz sıkıcı albümler. O yüzden black metale dönmesini çok isterim Varg’ın. 4-5 ay önce yayınladığı tekliler bence gayet başarılı ve tatmin ediciydi. 4-5 ay önce söylediğim şeyleri tekrar etmek istemiyorum fakat kişisel olarak dinlediğimde Burzum’u ne kadar özlediğimi fark etmemi sağlayan, etkileyici ve nostaljik şarkılardı bence. O yoldan ilerlerse şahsen benim kabulüm.
belus kadar olmasa da güzel albüm,sakin,atmosferik ve etkileyici
Burzum’un post-jailcore albümlerini genel olarak seviyorum (ilk 4 albümü). Yanlış hatırlamıyorsam videolarından birinde hapisten çıktıktan sonra paraya ihtiyacı olduğu için bu albümleri kaydettiğini, normalde black metalle pek ilgisinin kalmadığını söylemişti.
https://burzum.org/eng/discography/official/2024_the_land_of_thule.shtml
yeni albümde 4 şarkı metal