1995’te kurulmuş olmasına rağmen Fransa piyasasının nispeten geri planda kalan ve “bilenin bildiği” noktasından çıkmak için mücadele eden gruplarından biri SETH. Bunda 2004 ile 2021 arasında sadece bir albüm çıkarabilmiş olmalarının payı elbette ki büyük. Genişçe bir nesli bu sebepten ıskalayan grup, 2021’deki “La morsure du Christ” ile bir yeniden doğuş çabasına girişmiş ve son derece olumlu yorumlar almıştı.
Grup şimdi de memleket rüzgârlarının estiği, Fransa’ya ilişkin temaların ele alındığı “La France des maudits” ile karşımızda. SETH’in yaptığı black metale baktığımızda zehirli militan black metalinden ziyade daha nostaljik tarafları olan, yeri geldiğinde sözlerde işlenen romantik temalarla gelen dokunuşlarla desteklenen bir müzik görüyoruz. Adamlar öyle kuduruk, iltihap kusan, şeytana götünü veren bir black metaldense daha epik tavırlı bir tarafta seyrediyorlar ve bunu tematik olarak da destekliyorlar.
“La France des maudits”e baktığımızda grubun senfonik desteklere yaslanmadan görkemli olmayı başardığını görüyoruz. SETH bana kalırsa bir tık yanlış bir kafaya girilse piç edilebilecek bir black metal yapıyor, ancak o kafaya girmedikleri için kaliteyi her daim koruyorlar. Bu epiklik, sürekli görkem peşinde koşma zaman zaman fikrinize âşık olmanıza ve ipin ucunu kaçırarak sıkıcılaşmanıza da neden olabilecek bir durum, ancak 30 yıldır müzik yapınca bu gibi olayların neyse ki dışında kalıyorsunuz.
Bu dışarıda kalma da bize son derece akıcı, derinlikli, açıkçası manevi bir boyuta çıkmasa da gayet tatmin edici bir black metal sunuyor. Albümle ilgili keşke olsaydı diye düşündüğüm şey, SETH’in bazı şarkılarda şarkı trafiğini kırıp bambaşka bir duyguya geçme konusunda pek istekli olmaması. DEATHSPELL OMEGA ve benzerlerinin zaman yaptığı, şarkının bir anda coşkun bir tempoyla dellenmesi olayı bence SETH için de yer yer işe yarayabilir, ancak adamlar genelde başladığımız gibi bitirelim tarafındalar. Bunu kırdıkları örnekler de var ama dinamizmi biraz daha artırabileceklerini düşünüyorum. Albümün sonunda bonus şarkı olarak Serge Gainsbourg’un 1968’de çıkardığı “Initials B.B.”nin cover’ı var. Daha önce THERION’ın da cover’ladığı bu şarkı Gainsbourg’un dönemin seks sembollerinden Brigitte Bardot ile olan ilişkisini konu eden bir şarkı. SETH böylesi bir albüme bu temada bir şarkıyı neden katmış bilmiyorum. Müzikal olarak çok sırıtmıyor ancak benim gibi şarkıda bahsedilen şeyi biliyorsanız “naalaaka aameekaa” diye öküz gibi tepki gösterebilirsiniz.
Son paragrafa geldiğimizde söyleyebileceğim, “La France des maudits”in bir miktar dinamizm problemleri yaşasa da genel olarak son derece akıcı bir albüm olduğu yönünde. SETH cidden ne yaptığını bilen bir grup ve 2021’deki geri dönüşünden sonra “La France des maudits”le de aynı kaliteyi sürdürüyor. Grubu henüz hiç dinlemediyseniz bu albümle de önceki albümle de başlayabilir ve severseniz eski albümlere doğru devam edebilirsiniz.
Kadro Saint Vincent: Vokal
Heimoth: Gitar
Drakhian: Gitar
Esx Vnr: Bas
Pierre Le Pape: Klavye
Alsvid: Davul
Şarkılar 1. Paris des maléfices
2. Et que vive le diable !
3. La destruction des reliques
4. Dans le cœur un poignard
5. Marianne
6. Ivre du sang des saints
7. Insurrection
8. Le vin du condamné
Bir önceki albümün seviyesinde olmasa da, fazlasiyla beğendiğim bir albüm oldu. Özellike ilk 3 parça baya etkili giriş yapıyor fakat sonrasında biraz dalgalanmalar olsa da ben baya memnunum albümden. Cover olan işi de 1 kere dinledim, sonra albümden gizle seçeneği sayesinde çöpe attım.
Bu arada Alsvid metal muzik camiasinda en underrated davulculardan biri. Az biliniyor olması çok üzücü.
Bir önceki albüme göre geri adım gibi geldi bana bu albüm ama yine de bir şekilde kendini dinletmeyi başarıyor. Bonus şarkı hakkında bilgim yok ama onu da çok sevdiğimi söylemem lazım 7/10
En az 8 olur diye tahmin etmiştim, tutmadı.
Bir önceki albümün seviyesinde olmasa da, fazlasiyla beğendiğim bir albüm oldu. Özellike ilk 3 parça baya etkili giriş yapıyor fakat sonrasında biraz dalgalanmalar olsa da ben baya memnunum albümden. Cover olan işi de 1 kere dinledim, sonra albümden gizle seçeneği sayesinde çöpe attım.
Bu arada Alsvid metal muzik camiasinda en underrated davulculardan biri. Az biliniyor olması çok üzücü.
Albüm tüm beklentimi karşıladı, bu sene o kadar çok dağ fare doğurdu ki, yine hayal kırıklığı yaşamaktan korkuyordum. Yağ gibi akıyor maşallah.
‘La destruction des reliques’ fazla iyi şarkı.
Bir önceki albüme göre geri adım gibi geldi bana bu albüm ama yine de bir şekilde kendini dinletmeyi başarıyor. Bonus şarkı hakkında bilgim yok ama onu da çok sevdiğimi söylemem lazım 7/10