Fransız black metal sahnesiyle ilişkimin daha yeni yeni şekillendiği bu son zamanlarda adını uzun bir süredir duymama karşın olayını yeni yeni anladığım sayısız grup oldu. Bu yüzden birkaç haftadır neredeyse Fransız black metal gruplarından başka bir şey dinlemez oldum. Dinledikçe de bu sahnenin, en az efsanevi Norveç sahnesi kadar kendine has bir havası, üslubu ve saldırganlığı olduğunu anladım. İncelemeye konu olan Antaeus da şüphesiz hayatıma yeni giren ve black metale Fransa’dan yapılan yorumlar arasında kendini gösteren bu başlıca grupların arasında yer alıyor.
İncelemeye konu olan “Blood Libels” albümü gerek Pasifagresif’te epey methedilmiş olduğundan gerekse bazı yabancı sitelerde grubun en çok puanı alan işi olduğundan ben de bu albümü yazmaya karar verdim.
Araştırdıkça fark ettim ki Antaeus esasen çok da yabancısı olduğum bir grup değilmiş. Grubun solisti olan MkM’yi meğer Aosoth’un “IV: Arrow in Heart” albümünden bolca dinlemişim. Kendisini ilk Aosoth’daki işleri vasıtasıyla duymuş olduğumdan ve vokal stilini baya sevdiğimden ötürü ilk dinleyeceğim Antaeus albümü olan “Blood Libels”de de hâliyle beklentilerim epey yüksek oldu. Beklentilerimin karşılanması bir kenara, böyle nefret kusan ve dur durak bilmeden saldıran bir black metal albümüyle karşılaşacağımı düşünmemiştim açıkçası.
“Blood Libels” gerçekten de “ben saldırgan black metal severim, ‘Panzer Division Marduk’ ile yatıp kalkarım” diyenin bile sabrını test edecek kadar tavizsiz, üzerinize kuduz ve aç bir köpek gibi saldıran dehşetül vahşet bir black metal albümü. Günlerce aç bekletilmiş herhangi bir yırtıcı hayvan size nasıl saldıracaksa, bu albüm de dinleyicisine öyle saldırıyor. Jilet gibi keskin gitar tonlarına sahip riflerin tremolo taramaları, bazı nüanslar dışında neredeyse hiç durmayan blast beat’lerle öne çıkan davullar ve MkM’nin o kendine özgü hırıltılı vokalinin bu cinayet gibi müzik içinde alığı hâl ile Antaeus’un ne fena bir grup olduğunu anlamanıza daha ilk parçadan imkân tanıyor “Blood Libels”.
“Panzer Division Marduk” demişken, grubun müziğinin en azından bu albüm nezdinde ciddi Marduk referanslarıyla dolu olduğunu da söylemek gerekir. Gerek black metali icra edişindeki o hız kesmeyen üslup, gerekse tremolo taramalarında yapılan rif tercihleri ve o riflerle birleşen blast beat’ler bilhassa Legion dönemi Marduk’tan epey izler taşıyor. Ancak bu durum hiçbir şekilde Antaeus’u bir Marduk kopyası yapmıyor, çünkü şarkılar ilerledikçe o söz konusu ilhamın yalnızca bir “ilham” ile sınırlı kaldığını ve Antaeus’un esas silahının bizzat kendi karakteristik black metal anlayışı olduğunu anlıyorsunuz. O anlayış da kendini, 5 ila 6 dakikalık sürelerde gösteren nefes kesici bir black metal saldırısı oluyor. Marduk böylesi bir yaklaşımı kariyerinde yalnızca “Panzer Division Marduk” ile ortaya koymuşken (belki bir ölçüde de “Plague Angel”), son albümleri “Condemnation” da dâhil olmak üzere Antaeus için bu durum genel bir karakter hâlini alıyor. Hâliyle Antaeus genel olarak dinlemesi biraz zor bir grup.
Albümün dikkat çeken bir başka özelliği de bazen şarkı aralarında, bazense şarkı sonlarında kendini gösteren endüstriyel ses efektleri. Bu efektlerin kullanımı albümde icra edilen black metal açısından son derece çarpıcı bir seçim olmuş çünkü “Blood Libels” size bir kasabın mezbahada bakacağı şekilde bakıyor. Bu aralıkları aynı zamanda albümün size sunduğu yoğun tempo içerisinde değerlendirebileceğiniz dinlenme aralıkları olarak görmeniz de mümkün. İşkencenin durduğu anlarda bir kişi ne kadar dinlenebilirse, işte o kadar.
Antaeus’un çok net bir şekilde tavrını ortaya koyan black metal anlayışı gereği, şarkılar nezdinde yapılabilecek detaylı bir irdelemeye gerek yok. Çünkü çoğu durumda şarkılar, ilk girdikleri andan itibaren dur durak bilmeden şiddetini ortaya koyduğu için karşımızda yorucu ve yıpratıcı bir albüm var. Ancak çektirdiği bu cefanın yanında “Blood Libels” birbirinden harika riflerle ve genelinde harika şarkılarla örülü bir black metal albümü. Son derece gaz, hırslı, hızlı, yırtıcı ve bıçağından kanın eksik olmadığı bir seri katil kadar dehşet dolu bir albüm.
Albümün öne çıkan şarkılarıysa ilk elden; 9 küsur dakikalık süresiyle albümün kapanışını yapan “Blood Libels”, “Colliding in Ashes”, “Words as Weapons” ve açılışı yapan “Rot” diyebilirim. İçerdikleri rifler ve ortaya koydukları black metal anlayışının bütünü açısından bu şarkıların, albümü en iyi özetleyecek şarkılar olduğunu düşünüyorum.
Fransız black metal sahnesinin en dolu dizgin ve agresif icralarından biri olan “Blood Libels” kesinlikle kulak kabartmaya değecek ve kimi mecralarda söylendiği gibi grubun en iyi işi olarak anılmayı hak edecek derecede vurucu bir çalışma. Deneysel unsurlardan uzak ve black metalin hem doğrudan hem de agresif tarafına daha meyilli olan dinleyiciler içinse en iyi alternatiflerden birisi şüphesiz.
Kadro MkM: Vokal
Set: Gitar
Servus: Gitar
LSK: Bas
Zvn: Davul
Konuk:
Amduscias: Geri vokal
Arkdaemon: Geri vokal
BST: Ek vokal
Şarkılar 1) Rot
2) Cyklik Torture
3) Control and Abuse
4) Colliding in Ashes
5) Words as Weapons
6) Here is Punishment
7) Gates to the Outside
8) Blood Libels
Çok iyi albüm ama benim için asla bir Comdemnation edemez. Antaeus gibi ciddi gruplara ihtiyacı var bu sikik gezegenin. Gerçek black metali bize hem içerik hem biçimsel olarak sundukları için kendilerine minnettarım. Antaeus diğer black metal gruplarıyla yarışa girmez. Müzik bir araçtır onlar için. Olan biten her şeye tepkidir tek amaç.
Dört albümün dördü de benim için mükemmel ancak bu albümü dinlediğimde beni çok farklı yerlere götürüyor. Siteyi açtığımda görmeyi beklediğim bir kritik değildi. Teşekkürler.
Çok iyi albüm ama benim için asla bir Comdemnation edemez. Antaeus gibi ciddi gruplara ihtiyacı var bu sikik gezegenin. Gerçek black metali bize hem içerik hem biçimsel olarak sundukları için kendilerine minnettarım. Antaeus diğer black metal gruplarıyla yarışa girmez. Müzik bir araçtır onlar için. Olan biten her şeye tepkidir tek amaç.
03.07.2024
@deadhouse, Condemnation da cidden çok fena bir albüm. Hak veririm hocam.
Mükemmel “Blood Libel” incelemesi diye bir şey yoktur.
Emir Şekercioğlu: Hold my beer.
Eline sağlık Emir.
03.07.2024
@Ahmet Saraçoğlu, Hahaha :) Eyvallah Ahmet abi.
Dört albümün dördü de benim için mükemmel ancak bu albümü dinlediğimde beni çok farklı yerlere götürüyor. Siteyi açtığımda görmeyi beklediğim bir kritik değildi. Teşekkürler.
Fransız çiğ black metali her zaman iyidir,enfestir.