Yer aldığı her projede psikolojimizle oynamaya ant içen Naas Alcameth insanının yegâne aktif solo projesi olarak devam ederken, “The Dreaming I”ın başarısının ardından tam teşekküllü bir gruba çevirmeye karar verdiği AKHLYS, açıkçası çok da tahmin edilmeyecek bir şekilde sahnelerde boy göstermeye başlamış ve gayet üretken bir grup hâlini almıştı.
Böyle bir şeyin olmasını tahmin etmek zordu, zira AKHLYS iki albümü itibarıyla sahneye yansıtması çok da kolay olmayacak yoğunlukta bir müzik yapıyordu. Tam bir işitsel kâbus diyebileceğimiz bu iki albümde, canlı çalmak adına fazlasıyla buhranlı, yoğun ve ömür törpüsü bir müzik vardı ve bunu canlı olarak yorumlamanın aynı etkiyi yaratıp yaratmayacağı soru işaretiydi.
Ne var ki, düşününce SUNN O))) bile sahnelerin tozunu attıran bir gruptu, o yüzden AKHLYS müziğini de sahneye taşımak, neden olmasındı. 2020’deki “Melinoë” çıkmadan hemen önce, Naas Alcameth AORATOS, NIGHTBRINGER, BESTIA ARCANA gibi diğer gruplarındaki müzisyenleri kafalamış ve davullar hariç yine tek başına kotardığı albümün çıkışının ardından “Melinoë” için turlamaya başlamıştı.
Günümüzde AKHLYS bir solo projeden uzak, yine tek adam tarafından yönetilse de tam bir grup hüviyetinde ve ülkemizde düzenlenen konserlerin sayısı ve çeşitliliği düşünüldüğünde yarın öbür gün İstanbul’da çalsa şaşırmayacağım bir grup durumunda.
Bu kadro ve sahne olayını neden böyle detaylı anlattım, çünkü AKHLYS müziğinin evrimi de işte bu anlayış ve hedef doğrultusunda değişiyor ve gelişiyor. “House of the Black Geminus”a baktığımızda, AKHLYS’in daha sahneye uygun bir beste anlayışına geçiş yaptığını görüyoruz.
Altı dakikalık bir buhran ve iç boğukluğu seansı olan “Black Geminus” gibi rahatsız bir enstrümantal ses pasajını barındırsa da diğer şarkıların yapıları daha çok sahnede çalınabilir olmaları düşüncesiyle oluşturulmuş. İlk single “Sister Silence, Brother Sleep”in ilk iki albümdeki daha kaotik yapıya göre çok daha lineer ilerleyen yapısından bunu görmek mümkün.
AKHLYS bu albümde de yine uykuyla ve uykunun karanlık taraflarıyla haşır neşir olmayı sürdürüyor. Kâbus kavramının işitsel karşılığı olarak gördüğüm AKHLYS’in müzikal karakteri içerisinde, Naas Alcameth’in bu konuya olan ilgisini yansıtan çeşitli referanslara rastlamak mümkün. Misal ikinci single olan “Maze of Phobetor”da geçen “Phobetor”, adını “fobi” (phobia) kelimesinin ta Hintavrupa Anadilinin kadim zamanlarından gelen ve “kaçmak” anlamına gelen “bʰegʷ” ifadesinden alıyor. Yunan mitolojisindeki uyku kavramının cisimleşmiş hâli olan Hypnos ile rüya kavramının cisimleşmiş hâli olan Oneiroi’nin çocuğu olan Phobetor, kâbusların cisimleşmiş sembolü olarak karşımıza çıkıyor.
Müzikal tarafa biraz daha eğildiğimizde, bahsettiğim “konserlere uygunluk” kıstasını daha belirgin şekilde görüyoruz. Bu elbette ki KATATONIA’nın zamanında yaptığı türde radikal bir değişim değil, ancak AKHLYS müziğinin performans olarak sunulabilir ve nispeten pazarlanabilir hâle gelmesini de bu anlayış değişikliği sağlıyor. Burada önemli olan elbette ki olayı sahneye taşıyacağım, para kazanacağım derken işin ruhunu kaybetmemek. Ne mutlu ki Naas Alcameth AKHLYS’in ilk dönemdeki AKHLYS’in sahip olduğu ruhunu koruması konusuna özen gösteriyor ve bu sayede AKHLYS, “kötücül melodiler çalan herhangi bir black metal grubu” olmak gibi bir cendereye düşmüyor. Naas Alcameth gerçekten de zibilyon tane muadili olabilecek bir müzik yapmayı da seçebilirdi ve AKHLYS de tüm özelliğini yitirebilirdi, ancak neyse ki kendisi bu ayarlamaları, eğip bükmeleri mantıklı ve anlamlı şekilde yaparak AKHLYS’in karakterini korumasını sağlayabiliyor.
“House of the Black Geminus” hem maddi hem manevi tarafları olan bir albüm. Bir yandan albümün icrası noktasında son derece fiziksel, kan, ter, adrenalin, kas gücü gibi şeyleri çağrıştıran bir yapıt. Bestelemesi de icrası da zor ve efor isteyen bir çalışma. Diğer yandan içeriği itibarıyla da manevi tarafı kuvvetli bir albüm. Keder, hüzün, acı, çile gibi yansıtması daha kolay duygulara girmeden, çok daha zor olan bir duyguyu; korkuyu yansıtmayı becerebilmesiyle öne çıkıyor ve bu sayede AKHLYS’in benzerlerinden farklı olmasını sağlayan karakterini korumayı ve sürdürmeyi başarıyor. Black metal elbette ki olumsuzluğun, korkunun, endişenin, tekinsizliğin, gerginliğin müziği, ancak detaylara inildiğinde her grubun birtakım “butik korkuları” yansıtma konusunda o kadar da mahir olmadığı ve büyük çoğunluğun bu olumsuz duygular bütününü genel düzlemde, çoğu zaman yüzeysel olarak işlediği görülecektir kanaatindeyim. AKHLYS işte burada farkını ortaya koyuyor ve niş bir olumsuzluğun peşinden giderek bunu dinleyiciye de geçirmeyi başaran bir iş yapıyor.
Kadro Naas Alcameth: Davul hariç her şey
Nox Corvus: Gitar
Eoghan: Davul, bas
Şarkılar 1. The Mask of Night-Speaking
2. Maze of Phobetor
3. Through the Abyssal Door
4. Black Geminus
5. Sister Silence, Brother Sleep
6. Eye of the Daemon – Daemon I
@BK, gerçekten mi?The Dreaming I albümünden daha mı iyi?çok manyak bir şeyler geleceği kesindi de ne yapmış oğlum bunlar?İyice heyecanlandım,müsait bir zamanımda dinleyeceğim,ilk sıramda
@TAAKE, Elbette zevkler kişiseldir ama açıkçası önceki albümlerin yapamadığı kadar etkiledi beni. Az önce lastfm verilerime baktım, sadece 1 haftada 50′den fazla kez bu albümden şarkı dinlemişim. O kadar ki manyak bir iş. Senin de bayılacağına eminim hocam.
@BK, dogrudur hocam zaten yayınlsnsn tadımlık şarkılar manyak ötesiydi,albümü daha dinlemedim ama yorum ve kritiklerde akhylys kendini aştı,insanüstü bir yere geldi deniliyordu
Grubun yaptığı en iyi albüm olduğunu düşünüyorum.
25.07.2024
@BK, gerçekten mi?The Dreaming I albümünden daha mı iyi?çok manyak bir şeyler geleceği kesindi de ne yapmış oğlum bunlar?İyice heyecanlandım,müsait bir zamanımda dinleyeceğim,ilk sıramda
26.07.2024
@TAAKE, Elbette zevkler kişiseldir ama açıkçası önceki albümlerin yapamadığı kadar etkiledi beni. Az önce lastfm verilerime baktım, sadece 1 haftada 50′den fazla kez bu albümden şarkı dinlemişim. O kadar ki manyak bir iş. Senin de bayılacağına eminim hocam.
26.07.2024
@BK, dogrudur hocam zaten yayınlsnsn tadımlık şarkılar manyak ötesiydi,albümü daha dinlemedim ama yorum ve kritiklerde akhylys kendini aştı,insanüstü bir yere geldi deniliyordu
müsait bir anda sindire sindire dinlemek lazım
Benim için yılın black metal albümü bu şimdilik.
Hastası oldum…
Bir sürpriz olmazsa yılın black metal albümü