Adını absinth ve vermut gibi çeşitli içkilerin bileşenlerinden biri olan pelin otundan alan WORMWOOD, “bir müdahalede bulunulmazsa yavaştan silinip gidecek türler” klasmanındaki melodik black metal tarzında müzik yapan İsveçli bir grup.
Bunu deme sebebim, tıpkı İsveç’in ön plandaki baba melodik death metal grupları gibi kendini yenilemeyen pek çok melodik death metal grubunun zamanla sürekli aynı şeyi yapar hâle gelmesi ve silikleşmesi ve bugün baktığımızda saf, özbeöz doksanlar melodik death metali yaparak hayatta kalmayı başaran ya da hâlâ festivallerin aranılan isimleri arasında yer alan grupların yine türün babaları oluşu.
Saf melodik death metal yapan ve günümüzde hâlâ revaçta olan gruplara baktığımızda AT THE GATES ve AT THE GATES olmasaydı aramızda olmayacak THE BLACK DAHLIA MURDER gibi 2000 sonrası grupları görüyoruz.
Dolayısıyla melodik black metal de doksanlarda yapılanları aynen tekrar ettiği sürece mecburen yavaş yavaş sönümlenmeye mahkûm bir tür diye düşünüyorum. Ancak ne mutlu ki bu öyle hemen olacak bir şey değil, çünkü aramızda WORMWOOD gibi, NETHERBIRD gibi türü aldığı gibi bırakmaktansa olabildiğince çok yönlü hâle getirmeye çalışan gruplar var.
WORMWOOD 2017’deki “Ghostlands: Wounds from a Bleeding Earth” ile iyi bir albüm yaptıktan sonra 2019’da çıkardığı “Nattarvet” ile bence ortalamanın az üstü bir işe imza atabilmiş ve incelemeyi unuttuğumu fark ettiğim “Arkivet”le de çıtasını yükseltmeyi başarmıştı. Şimdi karşımızda kapağından bir konsept benimsediğini belli eden “The Star” var.
“The Star”, yukarıda bahsettiğim statik melodik black metal anlayışını, zaman zaman black metal kategorisinde yer aldığını unutacak kadar esneten ve çok renkli taraflara kayan bir müzik ihtiva ediyor. Evet, yine ön planda melodi var ancak şarkılar sadece bu melodilere bağımlı şekilde ilerlemiyorlar. Misal “A Distant Glow”a bakınca doksanlar KATATONIA’yı olanca çıplaklığıyla görüyor, “Liminal”de ise şarkının black metalden epey bir uzaklaştığına, adeta bağımsızlığını ilan ettiğine tanık oluyoruz.
Önceki albümlerin incelemelerinde de dediğim gibi, WORMWOOD black metali “illaki çok sert ve zehirli olmalı” şeklinde görmeyenlere göre bir grup. Bu taraftan bakınca, rif yapılarına, melodilerin yırtıcılıktan ve soğukluktan uzaklığını görünce, WORMWOOD’un melodik black metalindeki ana fikrin “bestelerin özgürlüğü” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kısa tutmayı amaçladığım ancak bir anda yazasım geldiğinden biraz uzayan bu incelemenin son paragrafında söylemek istediğim, WORMWOOD’un melodik black metal kavramı altındaki en kolay, en rahat dinlenen müziklerden birini yaptığı. Black metale ait unsurları kullanıyorlar, ancak olayın karanlık dozunu neredeyse hiç artırmıyorlar. Eğer bu tarz bir şey ilginizi çekerse, “The Star”dan keyif almamanız için hiçbir sebep yok.
Şu sıcak yaz günlerinde bir nebze olsun serinletebilen her şeye varım. Bu albümü de o klasmanda sayıyorum. Uzun zamandır dinlemediğim ve özlediğim klasmanda bir duygusallığı ve beste anlayışı var.
Yoldan geçenler varda… her akşam gelenler nerdeeee…
Şu sıcak yaz günlerinde bir nebze olsun serinletebilen her şeye varım. Bu albümü de o klasmanda sayıyorum. Uzun zamandır dinlemediğim ve özlediğim klasmanda bir duygusallığı ve beste anlayışı var.
Uzun süredir ihtiyacım olan albüm. Çok beğendim.
Davul soundu için akrabamı sikerim.
04.11.2024
@S A T A N, Araba sikilir mi amk
04.11.2024
@eatthegun, valla ihtiyacı olan akbaba dahi siker.
04.11.2024
@S A T A N, https://www.reddit.com/media?url=https%3A%2F%2Fi.redd.it%2Fplnq9jq5ov651.jpg
04.11.2024
@eatthegun, şahinin arka koltuğunu yatırıp kafa kısmını sikmiştim
04.11.2024
@Yiğit, İşte aradığım yorum hahah
05.11.2024
@Yiğit, araba sikilir mi amk?
05.11.2024
@eatthegun, bknz: Titane 😂