“Tusk”, belirli memelilerin aşırı uzayan ve genelde durmaksızın uzamaya devam eden dişlerini ifade eden bir kelime. Fillerin, yaban domuzlarının, morsların ve diğer pek çok hayvanın dişleri bu sınıfa giriyor. BLACK TUSK’ın ilk albümü “Passage Through Purgatory” kapağına baktığımızda bu tür dişleri olan bir hanım ve bir de yaban domuzu görüyoruz. Bu yüzden ben BLACK TUSK’ı genel olarak yaban domuzlarıyla eşleştiriyor ve bu sebepten ekstra bir sevgi duyuyorum. Yaban domuzlarının hastasıyım.
Sludge metalle iştigal eden grubumuz, 2018’de çıkan bir önceki çalışması “T.C.B.T.”nin ardından kariyerinin en uzun arasını verdi ve nihayet yeni albümü “The Way Forward”ı ortamlara saldı. Sludge metal dinleyicileri grubun ne kadar sağlam olduğunu zaten biliyorlardır. Bilmeyenler için, adamlar sludge metal dediğimiz bu çamurlu ve kırçıllı müziğin epey enerjik, dinamik ve çok yönlü bir örneğini sunuyorlar. Bunu yaparken elbette ki türü icra eden, hatta zamanında türe can vermiş isimlerden de tatlar sunuyor olsalar da müziklerine kattıkları, özellikle bu albümde kattıkları kimi unsurlarla BLACK TUSK’ı daha da çekici hâle getirme konusunda isabetli adımlar atıyorlar.
Bunların başında BLACK TUSK’ın sludge metaline hardcore ile nefes aldırması geliyor. Albümde hardcore’un babacan isimlerinden SICK OF IT ALL, MADBALL gibi isimlerin izlerini görmek, gang vokallerle coşmak gayet mümkün. Bu coşma öylesine istekli ve tutkulu şekilde yapılmış, albüme öylesine derinlemesine uygulanmış ki artık bir yerden sonra kendilerine hâkim olamayıp “Breath of Life”ın bitmesine bir dakika kala blast beat’e dahi girmişler. Bu açıdan bakıldığında “The Way Forward” duyup duyabileceğiniz en tempolu, enerjik, cozutmalı sludge metal albümlerinden biri.
Bu cozutmanın yer yer olayı sludge metalin dışına çıkardığı da olmuyor değil. Albümün genelinde hissedilen ve gitar sound’uyla da desteklenen bir DISCHARGE ruhu, hatta hatta EXTREME NOISE TERROR öykünmeleri dahi var. Bunun yanı sıra, “The Way Forward”ın esas kötücül tebessümlerini gördüğümüz, kendimizi güvende hissetmediğimiz anların bir kısmında da bariz “Wolverine Blues” esintilerine rastlıyoruz. BLACK TUSK albümde gerçekten de ENTOMBED’un “Wolverine Blues” ve sonrasında yaptıklarına çok yakın duran şeylere de yer vermiş. Vokallerin LG’den tamamen alakasız olması dolayısıyla tam anlamıyla bir ENTOMBED atmosferi oluşmuyor, ancak groovy rifler ve genel yaklaşım açısından “The Way Forward”da çamura katrana bulanmış “Eyemaster”cılıklar, “Hollowman”cilikler yer yer göze çarpıyor.
Dinlediğiniz şeyin, size, gruptaki müzisyenlerin kan ter içinde kaldığını, saçlarının ağızlarına yüzlerine yapıştığını, leş gibi koktuğunu hissettirmesi önemli bir şey. BLACK TUSK “The Way Forward”da bunu yapıyor. Kapağı rengârenk olabilir, ama buradaki müzik buram buram taşşak kokuyor.
Kadro Andrew Fidler: Vokal, gitar
Chris Adams: Gitar
Derek Lynch: Bas, synth, vokal
James May: Davul, vokal
Şarkılar 1. Out of Grasp
2. Brushfire
3. Harness (The Alchemist)
4. Lessons Through Deception
5. Breath of Life
6. Dance on Your Grave
7. Against the Undertow
8. Lift Yourself
9. Ocean of Obsidian
10. Flee from Dawn
11. The Way Forward
Amına koyayım albümün her saniyesinden kan ter taşak çamur pislik rock n roll ve RUH akıyor.. Müzik dediğin budur.. Uzun zamandır dinlediğim en iyi albümlerden biri.. Metal budur.. Tam anlamıyla budur.. Taşak ve ter kokan bir odada saçı sakalı üzerine yapışmış bir kaç elemanın enstrümanlarına girişip haykırmasından daha metal bir şey olamaz.. Bu müziğin özü, yaratılışı budur.. Bunu anlayamayan, kavrayamayan, beğenemeyen götoşlara acırım.. Ciğeri patlatan vokal, çamur kusan gitarlar, çamaşır teli gibi bi bas, davulcu zaten kuduz olmuş iyice.. Köpeklik başka bir şey değil.. Bu amına kodumun grubu yüzünden sağır olucam yakında.. 7.5 az kalmış.. 10′u bastım direkt..
Spielberg’ün Duel diye bi filmi vardı leş gibi yağ, pislik içinde bi kamyon homurdanarak ana karakterin arabasını kovalayıp öldürmeye çalışıyodu film boyunca.. Aynı o amınakodumun kamyonu gibi bu albüm
Kritik çok iyi olmuş elinize sağlık.
Amına koyayım albümün her saniyesinden kan ter taşak çamur pislik rock n roll ve RUH akıyor.. Müzik dediğin budur.. Uzun zamandır dinlediğim en iyi albümlerden biri.. Metal budur.. Tam anlamıyla budur.. Taşak ve ter kokan bir odada saçı sakalı üzerine yapışmış bir kaç elemanın enstrümanlarına girişip haykırmasından daha metal bir şey olamaz.. Bu müziğin özü, yaratılışı budur.. Bunu anlayamayan, kavrayamayan, beğenemeyen götoşlara acırım.. Ciğeri patlatan vokal, çamur kusan gitarlar, çamaşır teli gibi bi bas, davulcu zaten kuduz olmuş iyice.. Köpeklik başka bir şey değil.. Bu amına kodumun grubu yüzünden sağır olucam yakında.. 7.5 az kalmış.. 10′u bastım direkt..
Spielberg’ün Duel diye bi filmi vardı leş gibi yağ, pislik içinde bi kamyon homurdanarak ana karakterin arabasını kovalayıp öldürmeye çalışıyodu film boyunca.. Aynı o amınakodumun kamyonu gibi bu albüm
13.05.2024
@eatthegun, https://youtu.be/UrizqjkSADM
13.05.2024
@Cerca C., Hahahah evet bu videodakinden bahsediyorum. Orange Goblin de çok sevdiğim bir grup.
Bu sene iyi sludge metal yaptı, yazın sivrisinek çok olacak.