Hayatımın bilmem kaçıncı dönümlerinden birini yaşarken aradan geçen zaman içinde benden kopup gitmeyen belki de tek şey Metal müzik. Geriye dönüp yazdığım bazı yazılara bakınca geçtiğimiz 4-5 sene içerisinde değişen tek şey albümlerin isimleri, değişmeyen tek şey ise ilk paragrafa hızlıca yazdığım serzenişlerden başka bir şey değil.
Darbesini de, işsizliğini de depremini de en birinci elden yaşadım ve üstelik hastalık ve yakınımdakilerin akıl almaz tercihleri gibi çevresel ve kişisel durumların da en boktanlarıyla uğraşmak zorunda kaldım. Bu kaosa bulanmış kaos içerisinde ne ara 30 yaşıma geldiğimi de çözemedim. 23′ümde iken birisi gelip bir düğmeye bastı ve hop 30 oldum gibi bir durum gerçekleşti. Lakin bu sikko keder girdabı ve bu amcık ağızlı hayat benden hala Metal müziği çalabilmiş değil. O yüzden geberip gidene dek Metal dinleyip, yazacağım.
Bugünkü konuğumuz Fransız Black metalinin hakkını veren Fransa menşeili VI (six) grubu. Kendilerini sağda solda daha önce görmüştüm ama açıp dinleme zahmetinde hiç bulunmamıştım, ta ki ‘Disbelief’ önerene kadar.
Rutin, yeni albüm kıtlığı çektiğimiz bu soğuk Şubat ayında hazır eskileri kurcalarken yazma istediğimi hoplatan, söz konusu grubun tek albümü ”De Praestgiis Angelorum” büyük bir çoğunluğumuzun da bayılarak dinlediği, Fransa’nın kendine has avangart ve dezonant Black metalinin en tane tane en dinlenilebilir ve en az komplike hallerinden birisini sunuyor.
Fransızcayı ve Latinceyi resmî dil olarak kabul etmiş bu grubun geçmişini karıştırdığımda ise 2008′de ”Şeytanların hileleriyle” anlamına gelen ”De Praestigiis Daemonum” isimli bir EP ile kariyerlerine start verdiklerini ve 7 yıl sonrasında ise ”Meleklerin hileleriyle” adını verdikleri bu albüm ile ilk ciddi mamullerini ürettiklerini ve grup üyelerinin Aosoth ve Aborted gibi, kendi türlerinin öküz başı sayılabilecek gruplarda da faaliyet göstermiş olduklarını öğrendim. Grupta görev alan elemanların kariyerlerinden de anlaşılacağı üzere VI (six) oldukça sağlam bir altyapıya sahip ve bu avantajlı durumun etkilerini de ”De Praestgiis Angelorum”da görmek pekala mümkün.
Dediğim gibi ”De Praestgiis Angelorum” neredeyse sadece Fransız orijinli unsurlardan besleniyor ve çoğunlukla da olaya DEATHSPELL OMEGA’nın açtığı pencereden bakıyor. Hatırı sayılır miktarda İzlanda faktörünün de işin içinde bulunduğunu fark ettiğim ”De Praestgiis Angelorum” diğer Fransız usulü Black metal albümlerinin genelinden farklı olmak üzere dinleyiciye gerçek anlamda hükmeden gölgeli bir atmosfere de sahip ayrıca. Sakin, ezici olmayan bir sound ile ritim tutan davulların arasında süzülen oldukça basit melodilerle ve ürkütücü seslerle oluşturulmuş ve non-enstrümantal kısımların da eklenmesiyle yaratılmış bu atmosfer akıllara zaman zaman İzlanda kütüğüne kayıtlı grupları getirirken albümün komplesine serilmiş temel seviye diyebileceğim dezonant hareketlerle de şovunu tamamlayıp gidiyor.
Fransız usulü Black metalin burada neredeyse herkese hitap ettiğini bildiğimden ötürü bu yazıyı ziyaret etmiş herkese tereddüt bile etmeden bu albümü dinlemelerini öneriyorum. Ben albümü çıkışından 8,5 yıl sonra fark edebildim ve çok daha önceden keşfetmiş olmayı dilerdim. Geç olsun güç olmasın diyerek siz de dinleyin ve kaliteli Fransız usulü Black metalin tadını çıkarın.
Kadro INRVI: Vokal, gitar
BST: Bas, sample'lar
Blastum: Davul
Şarkılar 1. Et in Pulverem Mortis Deduxisti Me
2. Par le jugement causé par ses poisons
3. La terre ne cessera de se consumer
4. Regarde tes cadavres car il ne te permettra pas qu'on les enterre
5. Une place parmi les morts
6. Voilà l'homme qui ne te prenait pas comme Seigneur
7. Il est trop tard pour rendre gloire. Ainsi la lumière sera changée en ombre de la mort
8. Plus aucun membre ne sera rendu
Eğlenceli bir albüm bence. Her dinlediğimde keyfim yerine geliyor.