Erhan Yiğit

Bildiğimiz üzere Death metal çeşitlilik itibariyle onlarca alt türe, usul itibariyle ise genel bakımdan iki coğrafyaya ayrılır; İsveç ve Amerikan usulü olmak üzere ayrı bölgelerde aynı zaman dilimi içerisinde yaratılan Death metal bu konuda özellikle sound konusunda farklılık göstermiş ve bu faktör, bu iki coğrafyadaki grupların alametifarikasının temellerini oluşturmuştur. Morbid Angel, Deicide, Cannibal Corpse gibi Amerikalı topluluklar melodi bakımından kısıtlı, karanlık ve şekilsiz (obscure) bir müzik tabanı ile yola çıkarken Dismember, Grave ve Entombed gibi İsveçli gruplar ise testere kıvamında, kıyasla melodik ve coşkulu bir altyapı kullanmayı tercih etmişlerdir.

Böyle bir giriş yapmamın sebebi bunca yıllık metalcilik hayatımda nasıl oluyorsa bugüne dek bir kez bile rastlamadığım SEANCE’ın İsveçli olmasına rağmen Amerikan usulü Death metal yapması ve sözünü edeceğim ilk albümlerinin kilometre taşı olarak bilinen popüler Death metal albümlerden eksi hiç bir yanı olmaması. Bugün aktif olarak müzik yapan Witchery üyelerinin eski grubu olan SEANCE bundan 30 sene evvel iki albüm çıkarıp 1998′de dağılmış, 2008′de tekrar uyanarak bir albüm daha yapmış ve o vakitten bu yana yeni bir şeyler yapmamış ama bu tekrar dönmeyecekleri anlamına gelmiyor zira grup konserler vermeye devam ediyor.

“Pierced From Within” ve “Covenant”tan daha evvel piyasaya çıkıp o zamanların Death metal ilkelerini ve sound’unu tıpkı o yapıtlar gibi eksiksiz şekilde sergileyen “Fornever Laid to Rest”in hangi gruba ilham kaynağı olduğunu veya önem bakımından türün neresinde olduğunu, bilinirliklerinin düşük olmasından olsa gerek söylemek biraz zor. Ancak albüm kapağı tasarımından, gitar ve davul partisyonlarından ve vokal başarısından anlaşıyor ki SEANCE, zamanında bünyesinde hiç şakası olmayan, birbirinden vizyoner ve yetenekli adamları bünyesinde bulundurmuş.

Konu bundan 30 sene önce var olmuş ve yazdığımız her on yazının sekizinde utanmadan, sıkılmadan ve usanmadan bahsettiğimiz gruplarla yaşıt bir Death metal grubu olunca albümlerini betimleyip anlatmak da zor oluyor çünkü insanlara ”Bu Deicide gibi, şu Marduk gibi, Kreator gibi” diyerek akıllara fikir zerk etmenin mümkünatı da pek olmuyor. O yüzden ben de bu albümü dinlerken duyduğum şeyi tıpkı duyduğum gibi anlatmak istiyorum.

”Fornever Laid to Rest” dönemine göre çok çok iyi bir sound’a sahip; Sizler için bir oldschool albümü nasıl tınlamalı bilmiyorum (belirtirseniz sevinirim bu arada) ama bu albüm benim için ”Oldschool Death metal tınısı”nın tam bir karşılığı. Çiğ etle beslenmiş, overproduce edilmemiş gitarlar, zamanı ve ritmi kolay kestirilemeyen zil atakları ve blast beat’ler, bir adım karşınızda durup suratınıza tüküren, boğazdan zorlukla çıkan vokaller ve bu etkenlerin grup üyelerinin paşa keyfine göre birleştirilerek, kaygısız ve kuralsız şekilde sunulması. Benim için Oldschool Death metal budur. ”Fornever Laid to Rest” ise bunların tamamını fazlasıyla karşılayan bir albümdür.

Daha Death metalin kendisi bile fazla ilerlememişken bu denli övülesi bir sound-prodüksiyon başarısı gösteren sanatsever ise Berna Paulsson isminde daha çok 2000′li yılların başında iş görmüş, The Crown, Witchery ve Amon Amarth dışında başka bir büyük grupla çalışmamış bir yapımcı olduğunu öğrendim. Bu adam dönemine göre gerçekten de güzel bir çıkarmış. Bunu da eklemeden geçmeyeyim.

”Fornever Laid to Rest” her biri hiç bir doktrine ve tür kısıtlamasına takılmadan bazen Suffocation’ın slam riflerini anımsatan, bazen Incantation’ın ve Morbid Angel’ın tremolo taramalarını anımsatan ama bunu ilham aldığı için değil de ”böyle olmalı” diyebileceği yerlerde, çeşit çalma teknikleriyle donatılmış gitarların ve yerli yersiz dur-kalklarıyla yavaşlayan, hızlanan, usta işi davullarıyla, kısaca her dakikası ve her saniyesiyle Death metalin tam kendisi. Eğer siz de benim gibi SEANCE’ı gözden kaçırdıysanız bu albüme kulak vermelisiniz.