Avustralya’dan tek kişilik bir projeyle birlikteyiz bugün. Yakın zamanda kurulan ve hemen ikinci albümünü çıkaran CAVE SERMON, dünyanın en metal olmayan adına sahip Charlie Park tarafından kurulan bir grup.
“Divine Laughter”daki müziğe baktığımızda enteresan bir durumla karşılaşıyoruz. CAVE SERMON burada tam olarak bir sınıfa sokmanın zor olduğu, tuhaf bir ekstrem metal örneği sunuyor. Grubun Bandcamp sayfasında CAVE SERMON’ı tanımlamak için death metal, black metal, doom metal, post-metal ve metal tag’leri kullanılmış ve teker teker bakıldığında bu söylenenlerin hepsi CAVE SERMON müziğinde mevcut. Lakin Charlie arkadaşımız bunu öyle iç içe geçirerek sunuyor ki türleri tekil olarak ayrıştırmak harbiden zorlaşıyor.
Bir an için başka herhangi bir death metal albümünde duyabileceğiniz türde bir rif duyuyorsunuz, ancak sonra ortalık birden savaş alanına dönüyor ve yukarıda adı geçen türler adeta birbirleriyle savaşmaya başlıyor. Bana kalırsa CAVE SERMON’ın “Divine Laughter”ın temelini death metal üzerine kurmuş ve bunu çeşitli renklerle beslemiş. Yer yer DEATHSPELL OMEGA’ya, ULCERATE’e kayan şeyler de duyuyorsunuz, post-metal ifadesini anlamlı kılan fikirlere de rastlıyorsunuz, THE RUINS OF BEVERAST taraflarına yakın olaylarla da karşılaşıyorsunuz.
Albüm kapağındaki belirsizlik ve soyutluk CAVE SERMON’ın iç içe geçmiş müzikal karakterini iyi özetliyor aslında. Nasıl kapağa bakınca o siyah ve kırmızı fırça darbelerini bir şeylere benzetesiniz geliyorsa, “Divine Laughter”daki müzik de böyle tam olarak hatları belli olmayan müzikal fikirler üzerinden ilerliyor. Bu, iyi yapılmazsa çorbaya dönüşebilecek; müziğin bir karakter ortaya koyamamasına neden olabilecek bir şey.
“Divine Laughter” çorbaya dönüşmüyor, karakter ortaya koyamamak gibi bir durumla karşılaşmıyor.
Albüm altı şarkıdan oluşuyor ve şarkı bile diyemeyeceğim beş dakikalık ses öbeği “Birds and Machines in Brunswick”i saymazsak kalan parçalar 9 ila 12 dakika arasında sürelere sahip. Charlie, bu uzun süreleri neyse ki etkileyici fırça darbeleriyle süslemeyi, doldurmayı, haşat etmeyi başarıyor.
HOWLS OF EBB veya AD NAUSEAM’dan tutun da ilk dönem EMPTINESS’a, THE RUINS OF BEVERAST’e, ULCERATE’e, hatta kısmen DEATHSPELL OMEGA’ya kadar geniş çaplı bir beğeni skalanız varsa, kapağı kadar soyut taraflara da bulaşan “Divine Laughter”a göz atmanızı öneririm.
Şimdiye kadar dinlediğim 2024 albümleri arasında en sevdiğim bu galiba. Ben de albüm kapağını uyumlu buldum.