Death Metal kültürünün ve ilham kaynağının yaratılmasında en önemli payı olan gruplardan ikisinin, yani IMMOLATION’ın ve INCANTATION’ın iz bıraktığı albümleri yapan topluluklar gerek kalite bakımından gerek bilgi ve tecrübe bakımından bu iki grubun yanına dahi yaklaşamıyorlar. Bu çok doğal çünkü bizim literatürümüzde boynuzun kulağı geçmesi sık karşılaşılan durumlar arasında değil. Usta-çırak misalinin en güzel örneklerinden olan bu durum sayesinde hangi albümün ne kadar yaratıcı olduğu konusunda fikir karmaşası yaşamadan isabetli yorumlar yapabiliyor, hangi grubun hangi konularda kendilerini ileriye atmış olduğunu görebiliyoruz. Kısaca IMMOLATION ve INCANTATION bol tremololu dezonant death metalde adeta bir ölçek görevi görüyor.
Sözünü ettiğim bu durum aslında bu kadar kısa bir mesele değil, bu konuya tam bir açıklık getirmek için uzun uzadıya makaleler yazmak gerekir aslında ancak o gün bugün değil. Bugün ”Graves of the Archangel” konuşma günü;
Geç olsun güç olmasın diyerek ve besmele çekerek başlamak istiyorum; İlk örneklerinin 90′lı yıllarda New York’ta verildiği Amerikan usulü Death metali Avrupa’da açık ara farkla en iyi icra eden, yunan DEAD CONGREGATION’ın ilk uzunçaları olma sıfatını taşıyan çok sevgili ”Graves of the Archangel”, selefi olan yüzlerce Death metal albümünün aksine aldıkları dersten geçmeye çalışan değil tıpkı ilham kaynağı olan ”Here in After”, ”Onward to Golgotha” albümleri gibi ders veren bir yapıt. Hatta başyapıt.
Albüm, bu hayatta duyup duyabileceğiniz en korkunç ve ölümü en çok anımsatan parçalardan biriyle, Martyrdoom ile düşük tempolu bir açılışa ev sahipliği yapıyor. Şarkı sonunda ”Άγιος ο Θεός, Άγιος ισχυρός, Άγιος Αθάνατος, ελέησον ημάς.” Türkçeye çevirdiğimizde ise ”Kutsal tanrı, kutsal ölümsüz bize yardım et” diyen bir yakarışla sonlanıp ara vermeden aynı tanrıya ”Dünyayı insan musibetinden temizle, gazabını üzerimize sal ” diyen Hostis Humanis Generis’e geçiyor. Şarkının on dördüncü saniyesi itibariyle duyduğumuz ve gaipten gelen bir gitar inlemesiyle birlikte yürüyen rifler bence DEAD CONGREGATION’u neden çok özel bir grup olduğunu gösteren küçük detaylardan sadece biri.
Tüm albümün parça bazında incelenebilecek olduğunu ve gerçekten de her bir şarkının kendine has bir efsuna ev sahipliği yaptığını düşündüğüm ”Graves of the Archangels” sadece müzik ve söz yönüyle değil deneyimlettirdiği muhteşem atmosfer bakımından da eline su dökülemeyecek kadar başarılı. Bol tremolo yüklü, Immolation stili gitar inletmelerinin sık sık görüldüğü ve Incantation sınıfı kesik gitar riflerine eşlik eden zakkum gibi zehir zemberek soloların yer aldığı işçiliği yüksek bu müziğe bir de cenaze törenlerini aratmayacak kalitedeki atmosfer artısını da ekleyince DEAD CONGREGATION’ın kim olduğunu çok rahat anlıyoruz.
Zaman zaman yunanca kimi zaman da hangi dil olduğunu çıkaramadığım, mevcut bulundukları şarkılarla harika uyum yakalayan, bizdeki Türk Sanat müziğine ve Doğu Anadolu’da atılan uzun gazellere birebir benzeyen dua ritüellerinin ise DEAD CONGREGATION’a bambaşka bir karakter yüklediğini ve bu sayede farklarını daha başarılı gösterebildiklerini düşünüyorum.
Dua ritüellerinden bahsetmişken albümün kapanış şarkısı ”Teeth Into Red” için ayrı bir parantez açmak gerek. Zira kendisi benim için ‘Gelmiş geçmiş en iyi Death metal’ şarkısıdır. Neredeyse 10 dakika süren ve başlı başına bir sanat eseri olan ”Teeth Into Red” bence şu an Death metal ile iştigal eden her bir müzisyenin, okurun, yazarın ve bu müziği seven ya da sevmeyen her müzikseverin mutlak suretle dinlemesi icap eden bir parça. ”Teeth Into Red” üç bölümden oluşuyor; İlk bölümde topyekûn rif, solo, davul ataklarıyla ve vokallerle giriştikten sonra benim için neden ‘Gelmiş geçmiş en iyi Death metal’ şarkısı olduğunu gösteren ikinci bölümde sadece tremolo riflerle ve blast beat’ler ile hiç şarkı söylemeden ‘ölüm nasıl betimlenir?’ sorusuna açıklık getiriyor. Akabinde ise son bölümde, sözünü ettiğim dua ritüelleriyle kapanış yapılıyor.
En iyi örneklerinin 90′larda verildiği bu Death metal stili için kalkıp da 2008 yılında böylesine bir albüm yapmanın DEAD CONGREGATION’dan başka hiç bir gruba henüz nasip olmadığını üstelik bu albümden 6 yıl sonra yaptıkları ”Promulgation of the Fall” ile de bunu tazeleyerek resmen aklımızla alay ettiklerini düşünüyorum. Umarım yakında bu doğa olayını tekrar gerçekleştirirler çünkü bu yazı ile son albüm arasında 9 yıl var. Bekliyoruz.
Şarkılar 1.Martyrdoom
2.Hostis Humani Generis
3.Morbid Paroxsym
4.Vanishin Faith
5.Voices
6.Graves of the Archangels
7.Subjogation
8.Source of Fire
9.Teeth into Red
bu albümü o kadar çok seviyorum ki sevgimi nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum, 2000 lerde çıkan en iyi death metal albümü desem bile yeterli gelmez gibi hissediyorum, albümü sitedeki kritikten öğrenmiş köpeği olmuştum, sanırım o kritik silinmiş şimdi başkası yazmış,10/10 luk bir başyapıt, benzeri yapılamayacak bir hayvanlık
Kendi alanında gelmiş geçmiş en iyi albümlerden biri
Albüm kapağındaki 4 yaratığın üstünde İbranice bir şeyler yazıyor. Çevirebilen biri olursa naneli ya da karbonatlı sakız benden.
Bunun dışında albümle aynı adı olan şarkı baştan sona bir Death Metal klasiği. Müzik okullarında okutulmalı.
01.02.2024
@Avcı, en sağdakinde 787778 yazıyor. Çevirisi de yedi yüz seksen yedi bin yedi yüz yetmiş sekiz
01.02.2024
@Avcı, tamamen tahmin yürütüyorum. Onlarin mezar taşı olduğunu farz edersek uzerilerinde de 4 buyuk melegin isimleri yaziyor olabilir
bu albümü o kadar çok seviyorum ki sevgimi nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum, 2000 lerde çıkan en iyi death metal albümü desem bile yeterli gelmez gibi hissediyorum, albümü sitedeki kritikten öğrenmiş köpeği olmuştum, sanırım o kritik silinmiş şimdi başkası yazmış,10/10 luk bir başyapıt, benzeri yapılamayacak bir hayvanlık
21. yüzyılın en iyi death metal albümlerinden biri. Promulgation of the fall kritiği de bekliyoruz. Eline sağlık
Bu albüm için 9,5 bile yeterli değil , Teeth into Red gibi şarkı 100 yılda bir gelir.