Rusya’nın bize epey uzak taraflarından, Sibirya Federal Bölgesi’nde yer alan Altay Krayı’nın başkenti Barnaul’dan çıkan bir grupla birlikteyiz bugün. Antalya gibi bir cennette yaşamama rağmen Balkanların ve Rusya’nın ücra köşelerinin donuk, soğuk, boğuk, aşırı sıkıcı, hareketsiz, ıssız atmosferini aşırı seven bir insan olarak fotoğraflarına baktığımda bir şekilde çekici bir şeyler bulsam da, bir ziraat şehri olan Barnaul muhtemelen dünyanın en sıkıcı ve özelliksiz yerlerinden biri ve buradan çıkan bir grubun neden böyle müzik yaptığını da bu sayede anlayabiliyoruz.
Yapacak başka bir şey olmadığından olacak, THEOSOPHY son 14 yılda 6 albüm çıkararak istikrarlı bir yol izlemiş. Grupla ilgili ilginç taraflardan biri, bir önceki albümleri “Towers of Dark Pantheon” ucu bizlere de temas eden bazı temaları işlemiş olmaları. Albümde Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası olarak bilinen “Ak Ana”yı anlatıyor olabileceğini düşündüğüm “Curse of Ak-Kadyn” adlı bir şarkı var. Bunun yanı sıra, Türk ve Altay mitolojilerindeki kötücül Tanrı ruhu “Erlik Han”dan söz eden “The Sword of Erlik” diye bir parça da görüyoruz. “Enteresan he mi?” diyor, “Bleeding Wounds of the First and the Last”a geçiyoruz.
Promo fotoğraflarından da görüldüğü üzere imajına şekline şukluna önem veren THEOSOPHY, ne mutlu ki bunun altını büyük oranda dolduran bir müzik yapıyor. Şöylesi bir imajın altından eciş bücüş bir müzik çıksaydı cidden bu incelemeyi yazasım bile gelmezdi. Şöyle bir baktığımızda, THEOSOPHY’nin herhangi bir büyük grubun peşinden gitmediğini ve ilham kaynaklarını kendi içinde harmanlayarak kendi black metalini yaptığını görüyoruz. Bunun içinde “Ash” gibi ta MAYHEM’in köklerine giden olaylar barındıran şarkılar da var, “The Spirits of Tarma” gibi clean gitarlarla yaratılan kederli hava üzerinden hareket edenler de. Prodüksiyon genel olarak kabul edilebilir olsa da gitarların daha gümbür gümbür olması grubun yaptığı şeyin gücünü artırabilirmiş. Bunun yanı sıra kimi şarkılarda kullanılan kimi fikirlerin şarkının sonradan yaratacağı havayla çok bağdaşmadığını ve konsantrasyon bozduğunu düşünüyorum. Ciddi durumlar değiller, ancak neden tercih edildiğini sorgulatacak fikirler de yok değil.
Bu incelemeyi yazdığım sırada baktığımda “Bleeding Wounds of the First and the Last” için yazılmış herhangi bir inceleme yoktu. Yazının yayınlanacağı güne kadar birileri yazmazsa, bu yazı THEOSOPHY’nin yeni albümü için yazılmış ilk inceleme olabilir. Bundan da grubun, 20 yıllık bir grubun adını duyurma konusunda çok da başarılı olamadığı sonucunu çıkarabiliriz. Ne var ki esasında gayet makul, kabul edilebilir düzeyde iyi bir müzik yapıyorlar ve prodüksiyonundan imajlarına türdeşlerinin gerisinde falan da değiller.
Bu yazıyı okuyan çoğu insanın THEOSOPHY ile şu anda tanıştığını varsayarsak, burada ilginizi çekebilecek bir şeyler bulabilir ve 42 dakika hoşça vakit geçirebilirsiniz. Özellikle farklı coğrafyalardan çıkan gruplara ayrı bir merakınız varsa bir şans verin derim.
Kadro Phantom: Vokal, bas
Egiborg: Gitar
Eeks Eye: Klavye
Skinner: Davul
Şarkılar 1. Bleeding Wounds of the First and the Last
2. Majesty of the Two Rivers
3. Ash
4. The Spirits of Tarma
5. Only the Wind Blows Wherever It Wants
6. Over the Empty Valleys