Geçtiğimiz hafta yepyeni üç gruptan üç tane dikkate değer ilk albüm çıktı. Bunlardan biri ORIGIN davulcusu John Longstreth’i kadrosunda barındıran ABD’li teknik brutal death metal grubu NEURECTOMY’nin “Overwrought”u, biri İsviçreli tek kişilik black metal oluşumu FÉLONIE’nin “De sève et de sang”ı, bir diğeri ise yine İsviçreli progresif death metal grubu DYSSEBIA’nın şimdi bahsedeceğim “Garden of Stillborn Idols” adlı çalışması.
Adını Antik Yunan mitolojisinde dinî değerlere saygısızlığın ve tanrısızlığın kişiselleştirilmiş hâlini ifade eden Dyssebeia’dan alan grup, sitemizde yer verdiğimiz ve bir süre önce de yeni albümünü çıkaran İsviçreli teknik/melodik black/death metal grubu STORTREGN’de çalan üç elemanı kadrosunda barındırıyor. DYSSEBEIA’nın müziğine baktığımızda sürekli değişen, daldan dala atlayan bir progresif death metalle karşılaşıyoruz. Teknik olaylara girdikleri de oluyor, ancak genel olarak progresif death metal diyerek işin içinden sıyrılabileceğimizi düşünüyorum.
Grubun müziği tam olarak “şunun gibi” dedirtmese de albümü dinlerken yer yer aklınıza gelebilecek isimler olabilir. Ne var ki bu isimlerin azlığından ve DYSSEBEIA’nın kendine net bir akıl hocası almamasından, grubun özgün bir kimliğin peşinde olduğu sonucunu çıkarabiliriz. “Garden of Stillborn Idols”da “Colors” dönemi BTBAM’ın duygudan duyguya atlayan havası da var AT THE GATES ekolü riflerin kompleks bir anlayışla yorumlanması da. DYSSEBEIA melodiyi de çok ustaca kullanıyor, rif geçişlerini de gayet akıcı şekilde yapıyor. Yeri geldiğinde black metalden beslenmeyi de ihmal etmiyorlar, OBSCURA’vari jilet riflere girişmeyi de.
Sürekli değişen bir dolu bölümden oluşan şarkıların gerçek bir bütünlük içinde olması ve albümün belli bir atmosfer oluşturmayı başarması ise DYSSEBEIA’nın en umut vadeden ve geleceğe umutla baktıran tarafı. Gerçekten de 10 yıllık bir grubun ustalığını, iş bilirliğini gördüğümüz bu arkadaşlar, daha ilk albümden takip edilmeye değer olduklarını, epey heyecan verici işler sunabileceklerini kabak gibi gösteriyorlar.
DYSSEBEIA çok iyi bir yeni grup ve “Garden of Stillborn Idols” ile ortamlara son derece güçlü bir giriş yaptığını fazla da düşünmeden söyleyebiliriz. Bir ilk albüm olduğunu düşünüldüğünde, grup elemanlarının ne yaptıklarını ne kadar iyi bildikleri hemen anlaşılıyor. Sadece “Sacrificed on the Threshold”u dinlediğinizde, şarkının akıllara kazınan fikirlerini duyduğunuzda bile DYSSEBEIA’nın iyi ve ışık saçan bir grup olduğunu fark edeceksiniz diye düşünüyorum.
“Garden of Stillborn Idols” yılın en tutkulu, en azimli, en ne yaptığını bilir ilk albümlerinden biri. Progresif death metal seven kim varsa açsın dinlesin.
özellikle soloları dinlemesi çok keyifli.
21.11.2023
@Rzeczom, aynen katılıyorum, acayip güzel sololar var albümde.