Ekstrem türlerdeki kimi grupların müziklerini bir üst seviyeye çıkarırken başvurdukları çeşitli yöntemler vardır.
Bunlar bazen teknik unsurların artırılmasıyla, bazen işin atmosfer tarafına boyut atlatılmasıyla, kimi zaman da topyekûn bir anlayış değişikliğine giderek çok daha sofistike bir yaklaşıma bürünmeyle olur.
Tüm bu yöntemler müziğinizin etkileyiciliğini artırma, kendinizi farklılaştırma konusunda size belirli bir avantaj sağlayabilir; yeter ki bu yeni anlayış üzerinizde eğreti durmasın, yeter ki ne yaptığınızın farkında olduğunuzu dinleyiciye geçirmeyi başarın.
Bugün müziğinin etkileyiciliğini artırma, kendini farklılaştırma konusunda kendisine belirli avantajlar sağlamak adına farklı yollara giren; bu yeni anlayışı üzerine tam anlamıyla oturtmayı bilmiş, ne yaptığının gayet farkında bir grupla beraberiz.
Güney Afrika, İskoçya ve ABD’li müzisyenler tarafından 2015’te kurulan WORMHOLE, yeni albümü “Almost Human”da son yıllarda tanık olduğumuz o lezzetli atılımlardan birine imza atıyor.
Müzikal karakter olarak daha standarda yakın, daha şablon dâhilinde müzik yaparken ani ve çok yerinde bir kararla sound’larını eğip bükme yoluna giren, bir anda daha üstün bir şeye dönüşen grupların bunu yapmak için çıkardığı “o” albümler var ya, “Almost Human” da WORMHOLE’un “o” albümü olarak karşımıza çıkıyor.
DISENTOMB’un zaten iyi olan müziğini başka bir boyuta taşıdığı “The Decaying Light”ı düşünün. Bu noktada akıllara gelen bir numaralı örnek belki de o olabilir. Yahut müziğindeki kompleks tarafı dissonant bir açılımla genişleten; IMMOLATION, ULCERATE, DEATHSPELL OMEGA, GORGUTS cenderesinden tercih ettiği ilham kaynağının yolundan giden pek çok başka grubu düşünün.
“Almost Human”ın WORMHOLE açısından önemine yaklaştınız.
WORMHOLE’un önceki iki albümüyle ilgili kimi sorunlardan en büyüğü adamların prodüksiyon işini iki albümde de kotaramamış olması ve son derece suni, müziğin gücünü yeterince yansıtamayan bir sound’la çıkmış olmasıydı. “Almost Human”la ilgili en önemli konulardan biri albümün prodüksiyon açısından ilk iki albümün fersah fersah üstüne çıkmış olması. Bunu da yeni albüm öncesinde Season of Mist’e geçmelerine ve bu sayede miksajı Alex Douches gibi bir üstada teslim etmelerine borçlular. Albümün önceki iki albüme göre çok daha çarpıcı olan kapağı da yine bu şirket değişimiyle seviye atlamaya bağlı olarak müthiş insan Alan Burke imzası taşıyor. Yine de Season of Mist’in daha çok çalışması lazım. Klipler yayınlanalı aylar olmuş ve izlenme sayıları böylesi bir albüme yakışmayacak kadar düşük.
Teknik konulara girecek olursak, WORMHOLE burada atmosfer artırıcı çeşitli yollara başvuruyor. Dissonant arpejler, ULCERATE müfredatına yakın duran pasajlar, staccato ve tremolo riflerin bir arada kullanılmasıyla oluşan derinlikli yapı, çok iyi bir davulculuk, müziğin uğursuz tarafını köpürten bir vokal performansı ve hepsini kanatları altına alan bir prodüksiyon. WORMHOLE müziğine renk katma konusunda “Almost Human” öncesinde cidden epey kafa yorduğunu belli ediyor. Bu genel karakter değişiminin yanı sıra irili ufaklı bazı fikirlerle müziklerine renk, lezzet ve derinlik katma yoluna gitmişler. Kimi sololarda karşımıza çıkan ve Tom Geldschläger’in (Fountainhead) OBSCURA’nın “Akróasis”ine bambaşka bir tat kattığı perdesiz sololarını akıllara getiren sololar (Elysiism) veya üst teller yukarıda tekme tokat boğuşurken aşağıda olayın dramatik ve melodik altyapısını sağlayan teller gibi katmanlama, derinlik katma yöntemleriyle “Almost Human” yoğunluğunu artırmayı, etkileyiciliğini daha da öne çıkarmayı başarıyor.
Toparlarsak, olayın daha albenili, görkemli ve gösterişli hâle gelmesini de müzikal yaklaşıma getirdikleri işte bu tazelenme, yenilenme ve nefes alma çabası sağlıyor. Yukarıda adını andığım bazı referanslar gibi WORMHOLE da müziğinin nefes kesiciliğini artırarak kendine yeni bir nefes alma ve hareket alanı sağlıyor. Bu nefesi, dinleyicinin nefesini hem atmosfere yaptıkları yatırımla hem de müziklerinin kompleks tarafını geliştirerek kesiyorlar ve sayede kendi gelecekleri adına çok önemli bir kapı aralamış oluyorlar. WORMHOLE zaten iyi, sağlam ve yeni albümü merakla beklenen bir gruptu. “Almost Human”la birlikteyse artık çok iyi, çok sağlam ve yeni albümleri çok büyük merakla beklenen bir gruba dönüştüler.
Kadro Julian Kersey: Vokal
Sanil Kumar: Gitar
Sanjay Kumar: Gitar
Basil Chiasson: Bas
Matt Tillett: Davul
Şarkılar 1. System Erase
2. Elysiism
3. Spine Shatter High-Velocity Impact
4. Data Fortress Orbital Stationary
5. Delta Labs
6. Almost Human
7. Bleeding Teeth Fungus
8. The Grand Oscillation
Aşırı lezzetli bir albüm. Death metal çatısı altında yapılabilecek birçok şeyi 26 dakikaya sığdırmışlar. Ahmet abi albümde olan bitenleri çok net bir şekilde açıklamış zaten. Kesinlikle şans verilmesi gereken bir iş, yıl sonu listemde ilk 10da bulunacak kendileri.
Çıktığından beri müziğe vakit ayırırsam, tek tek şarkılara bakmak haricinde (onlar da Grimes, Kibariye, Kanye West, Azer Bülbül falan) sadece bu albümü dinliyorum. Benim için uzak ara yılın en iyi albümü şimdilik.
@ismail vilehand, Wormhole, Gridlink, Dying Fetus, Cryptopsy, Cannibal Corpse, Bio-Cancer altıgeni içerisinde hapis kaldım haftalardır. Çok nadiren başka şeyler dinledim. Bu kadar kaliteli işlerin aynı anda çıktığı başka bir dönem hatırlamıyorum metal dinlemeye başladığımdan beri.
ya ben bu siteye mobilden girebilmek için neden vpn açmak zorundayım,porno için değil pasif agresif için vpn indirdim resmen. Neyse güzel albüm, güzel inceleme
Ben 10 verdim bu albüme, sebebini ben de bilmiyorum ama albümü çok beğendim
Aşırı lezzetli bir albüm. Death metal çatısı altında yapılabilecek birçok şeyi 26 dakikaya sığdırmışlar. Ahmet abi albümde olan bitenleri çok net bir şekilde açıklamış zaten. Kesinlikle şans verilmesi gereken bir iş, yıl sonu listemde ilk 10da bulunacak kendileri.
Çıktığından beri müziğe vakit ayırırsam, tek tek şarkılara bakmak haricinde (onlar da Grimes, Kibariye, Kanye West, Azer Bülbül falan) sadece bu albümü dinliyorum. Benim için uzak ara yılın en iyi albümü şimdilik.
28.09.2023
@ismail vilehand, Wormhole, Gridlink, Dying Fetus, Cryptopsy, Cannibal Corpse, Bio-Cancer altıgeni içerisinde hapis kaldım haftalardır. Çok nadiren başka şeyler dinledim. Bu kadar kaliteli işlerin aynı anda çıktığı başka bir dönem hatırlamıyorum metal dinlemeye başladığımdan beri.
Aslında Jim Carrey de vokal olabilirmiş bu albüme.
İyi albüm.
Şale hanım galiba telefonunu bana yönlendirmiş.
Muhteşem albüm. Dinlerken ben de ter atıyorum. Sene sonu listelerinde kesin görürüz.
ya ben bu siteye mobilden girebilmek için neden vpn açmak zorundayım,porno için değil pasif agresif için vpn indirdim resmen. Neyse güzel albüm, güzel inceleme