Kvarforth enteresan bir vaka. Tebessüm arkasına gizlenmiş bir tekinsizliği, şok unsuru oluşturması için yaptığı ve cringe’in sınırlarını zorlayan saçmalıklarının altında ezilmeyen son derece güçlü bir müzik anlayışı var. Onu istediğiniz kadar cringe olmakla suçlayın, adam yeri gelince tek bir şarkısıyla en stabil psikolojiyi bile etkilemeyi beceriyor. Dolayısıyla müzikal bir perspektiften baktığımda ben Kvarforth’un sanatsal olarak sunduğu şeylere saygı duyuyorum.
Daha bundan bir ay kadar önce Agresif Musiki’den program ortağım Mehmet Emrah Konya ve Güzide ile havuzda müzik dinleyip eğlenirken gecenin bir yarısı “Tillsammans är vi allt”i açmış, Konya’nın ilk kez duyduğu bu şarkıdan nasıl etkilendiğine gözlerimle tanık olmuştum.
Kvarforth lavuğun önde gideni olabilirdi, ancak SHINING’in şakası yoktu.
Kvarforth boş küvette plastik vajina dillerken, SHINING adamın (kadının) ağzına namluyu sokuverirdi.
Yeni albüme geçmeden önce grubun kadrosundan ve Kvarforth’un sosyal ilişkilerdeki başarısından kısaca bahsetmek istiyorum. SHINING bugüne dek gruba girip çıkan elemanlar konusunda gerçekten de şaşkınlık uyandıracak düzeyde etkili bir grup. Bugüne dek SHINING’de çalan ya da sahnede eşlik eden müzisyenlerden bazılarının yer aldığı diğer gruplardan örnekler verecek olursam MARDUK, MAYHEM, IMMORTAL, DIMMU BORGIR, CRADLE OF FILTH, CRAFT, WATAIN, SILENCER, URGEHAL, 1349, GORGOROTH, SATYRICON, INCANTATION, MELECHESH, TESTAMENT, BORKNAGAR, POSSESSED, EXODUS gibi isimleri sayabiliyoruz.
Öeh be kardeşim…
Bir ila üç yıl arayla yeni albüm çıkaran SHINING’in 1996’daki kuruluşundan bu yana ilk kez beş yıl boyunca yeni albüm çıkarmadığını gördüğümüz bu dönemde Kvarforth kadroda çok radikal değişikliklere gitmiş ve 2022’de gruba MAYHEM gitaristi Ghul’u, DIMMU BORGIR ve CRADLE OF FILTH başta olmak üzere her türden onlarca grupta çalan müthiş davulcu Nicholas Barker’ı, FIRESPAWN ve NECROPHOBIC basçısı Alex Friberg’i ve klavyeye de ENSIFERUM, WINTERSUN dâhil pek çok grubun logosunu tasarlayan Tuomas Tahvanainen adlı arkadaşı almıştı.
Bu kadroyla çıkan ilk SHINING albümü “Shining”de bakalım bizi ne tür çileler bekliyor, nasıl dertlerle boğuşmak zorunda bırakılıyoruz.
Öncelikle söylemeliyim ki, “8 ½: Feberdrömmar i vaket tillstånd” tişörtümün arkasında da yazdığı üzere, “SHINING’in daha da kötü hâle getiremeyeceği sorun yoktur”. Gerçekten de SHINING depresif black metal açısından bakıldığında bence türünün en iyi birkaç grubundan biri. En sevdiklerim “VII: Född Förlorare” ve “V: Halmstad (Niklas angående Niklas)” olsa da ilk 6 SHINING albümünde ortaya konan şeyi pek az grubun yapabileceğini düşünüyorum. Bunun sebebi de SHINING’in aslında bilindik anlamda “depresif black metal” yapmamasına rağmen yaptığı black metali tam bir perişanlık, kaybetmişlik, yıkıklık ekseninde sunuyor oluşu. Adamların şarkılarında cayır cayır sololar var, hatta yaklaşık 20 yıldır grupta olan gitaristleri Peter Emanuel Huss’un bizzat kurduğu 10 yıllık SHADOWQUEST diye bir power metal grubu bile var. İşte bu düzlemde SHINING, black metalini hem sert hem sanatsal hem de intihara meyilli tutmayı başarıyor.
Albümle ilgili ilk dikkat çeken şey, SHINING’in albüm kapağı konusunda dolandırılmış olması. Fransız müzisyen ve tasarımcı Maxime Taccardi’nin kendi kanıyla hazırladığı albüm kapakları bilenler, “Shining” kapağının Taccardi’nin kendi grubu K.F.R’ın “Ø” albümündeki kapakla %95 aynı olduğunu fark edeceklerdir. Kvarforth bu benzerliğin farkında mı değil bilmiyorum ama resmen iki albüm neredeyse aynı kapağa sahip. Albümün adı “Shining” olduğundan, Taccardi belki de bu kapağı yaparken Kvarforth’un kanını kullanmıştır, zira sahne performanslarından da bildiğimiz üzere kendisi kanını dökmeye meyilli bir insan. Şu anda kitaplığımızda duran imzalı “When Prozac No Longer Helps” adlı kitabını da kendi kanıyla numaralandırmış kendisi.
“Shining”deki şarkılara baktığımda, Kvarforth’un bu 5 yıllık arada belli oranda tazelenmiş olduğunu ve kendi içinde belli konularda gaza geldiğini görüyorum. Öncelikle albüm genel olarak dinamik bir düzlemde ilerliyor. SHINING’in intiharlı tarafı pek göz önünde değil ve acılar kederle değil, öfkeyle sunuluyor. Eğer “Låt oss ta allt från varandra” SHINING’cisiyseniz, albümde o tarz olayların olmadığını söyleyebilirim. Bunun yanı sıra, “acılar” demiş olsam da albümde öyle göze sokulan, pornografik düzeyde resmedilen bir acı hissi de yok. Elbette ki SHINING sertliği, Kvarforth tekinsizliği mevcut, ancak 15 tane bira içip mizantropinin kollarına atılacak düzeyde derinlikli bir SHINING atmosferi bulduğumu söyleyemem. Yukarıda albümde “Låt oss ta allt från varandra” tarzı bir karanlık olmadığını söylemiştim. Ne var ki bu, “Shining”de akustik gitarlı, clean gitarlı, clean vokalli, piyanolu, PINK FLOYD’vari soloların karşımıza çıktığı bölümlerin olmadığı anlamına da gelmiyor. 50 dakikalık “Shining”in 17 dakikası bu clean bölümlerden ve clean vokallerden oluşuyor. Albümde bir de Eric Satie’nin olağanüstü eseri “Gnossienne No. 1”ın cover’ı mevcut. SHINING bu şarkıyı bire bir, olduğu gibi, solo piyano olarak “Åttahundratjugo” adıyla cover’lamış. Bu şarkının 3,5 dakikalık süresini, açılışı yapan “Avsändare okänd”ın girişindeki 30 saniyelik fade-in’i, “Allt för döden”in sonundaki 2 dakikalık tekrarı ve “Den permanenta sömnen kallar”ın başındaki 3 dakikalık monoton gitarları da ekleyince albümün sadece yarısının yırtıcı ve öfkeli SHINING olduğunu söylemek de mümkün. Bu bölümlerin önceki SHINING albümlerindeki iniş çıkışlar kadar etkili olduğunu, dinamizmi artıracak ve duygu değişimlerini öne çıkaracak şekilde dengelendiğini düşünmüyorum. Sert bölümler yeterince ızdıraplı, clean bölümler yeterince ömür törpüsü olmayınca zaman zaman kendinizi öfkeli ve belli dertleri olan alelade bir albüm dinliyormuş gibi bile hissedebilirsiniz.
Kvarforth’un son birkaç günde verdiği bazı röportajlara baktığımda kendisinin depresiflikle, acıyla şunla bunla pek bir ilgisinin olmadığını düşündürtecek kadar pozitif, sıradan, “normal” cevaplar verdiğini gördüm. Öyle ki röportajın başına gidip gerçekten Kvarforth’la konuşup konuşmadıklarını kontrol etme ihtiyacı duydum. Bizim kendisiyle 10 yıl önce yaptığımız röportajda sorularımızı yanıtlayan Kvarforth ile günümüzdeki Kvarforth arasında epey bir fark var gibi görünüyor ve sanki bu da ister istemez yaptığı müzikteki duyguların derinliğini, yoğunluğunu, acıtıcılığını etkilemiş. Kendisiyle röportaj yapmamız için bize de henüz cevap vermediğim bir teklif geldi ancak bu şekilde “güvenli” takılacaksa çok da ilgi çekici bir röportaj olmayabilir. Sonuç olarak “Shining” kesinlikle kötü bir albüm değil, ama ortalamanın üstü olmanın ötesine geçtiği de söylenemez. Beddua etmiş olmayayım ama umarım bir sonraki albüm yazımı öncesinde Kvarforth için işler çok da iyi gitmese mi, özel hayatında birtakım çalkantılı şeylerle mücadele etse mi acaba diye düşünmeden edemiyor insan. Biz seni psikolojik sorunlarınla, sıkıntılarınla sevdik Kvarforth… Artık hap mı atarsın, kubar mı basarsın, bonzai mi içersin bilmem. Ne gerekiyorsa yap, bir sonraki albümde neşemizin keyfimizin içine sıç, yaşama sevincimizin anasını kucaklarda gezdir. Ha benim Kvarforth’uma.
Kadro Niklas Kvarforth: Vokal, piyano, sözler
Peter Emanuel Huss: Gitar
Charles Edward Hedger: Gitar
Alex Friberg: Bas
Nicholas Barker: Davul
Tuomas Tahvanainen: Klavye, Intro (1)
Şarkılar 1. Avsändare okänd
2. Snart är dom alla borta
3. Allt för döden
4. Fidelis ad Mortem
5. Åttahundratjugo
6. Den permanenta sömnen kallar
O kadar kötü bir albüm olduğunu düşünmüyorum 6.5 biraz düşük geldi bana. Çok iyi değil ancak Xasthur’un bu sene çıkan ikili albümünden çok daha iyi. O albümün DSBM ya da black metal ilişkilendirilebileceğini bile düşünmüyorum. Bir kez dinledim aşırı sıkıla sıkıla bitirmiştim bir daha elim gitmedi o albüme. O albümden sonra en azından o kadar büyük bir hayal kırıklığı yaratmadı bu albüm bana.
Åttahundratjugo parçasında istemsizce “Bu ne böyle aptal herifler.. Yine mi Kurtlar Vadisi Irak izliyorsunuz ? Şiddet pornosu…” repliği kulağımda yankılandı.
Puan bence çok yerinde olmuş, hatta ben olsam buçuğu bile vermezdim. Sebepleri:
Grubu bilen takip eden tayfa için(ben de dahilim) maaleaef dağ fare doğurdu. Gruba eklenen adamlara baksanıza aq, nic barker ve ghul. Hadi ghul neyse de nick barker’ın bu kadar sakin kullanılması, yeteneklerini sergileyememesi durumu net olarak can sıktı. Madem bu kadar akustik ağırlıklı yapacaktın, abiyi yormasaydın bari denyo kvarforth.
2- tamam akustik dedim, elemanı kullanamamış dedim ama bu ilk 3 şarkının yine de çok iyi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ama sıkıntı burada başlıyor, geri kalan 3 parça hele ki son parçanın sakız gibi uzamış 3 dakikalık girişi, 4. parçanın viking metal tarzı olmamış vokalleri derken suratım ekşidi.
Sonuç olarak gerçekten şu kadroya çok yazık olmuş. Ek bilgi, grup şu an ‘on hold’ görünüyor m-a’da. Kvarforth muhtemelen hoest ile yiyişiyor şu an. Belki 2′si birleşip Polonyalı Biesy tarzı görsele sahip bir oluşum kurmaya çalışıyorlardır. Kim bilir :)
O kadar kötü bir albüm olduğunu düşünmüyorum 6.5 biraz düşük geldi bana. Çok iyi değil ancak Xasthur’un bu sene çıkan ikili albümünden çok daha iyi. O albümün DSBM ya da black metal ilişkilendirilebileceğini bile düşünmüyorum. Bir kez dinledim aşırı sıkıla sıkıla bitirmiştim bir daha elim gitmedi o albüme. O albümden sonra en azından o kadar büyük bir hayal kırıklığı yaratmadı bu albüm bana.
Yahu shiningden siteye röportaj teklifi geliyor da terreddüt mü ediliyor? Kvarforth en sıkıcı halinde bile dinletiyor kendini, neden olmasın ki?
Åttahundratjugo parçasında istemsizce “Bu ne böyle aptal herifler.. Yine mi Kurtlar Vadisi Irak izliyorsunuz ? Şiddet pornosu…” repliği kulağımda yankılandı.
Albüm kapağı Van Gogh’u hatırlattı.
Puan bence çok yerinde olmuş, hatta ben olsam buçuğu bile vermezdim. Sebepleri:
Grubu bilen takip eden tayfa için(ben de dahilim) maaleaef dağ fare doğurdu. Gruba eklenen adamlara baksanıza aq, nic barker ve ghul. Hadi ghul neyse de nick barker’ın bu kadar sakin kullanılması, yeteneklerini sergileyememesi durumu net olarak can sıktı. Madem bu kadar akustik ağırlıklı yapacaktın, abiyi yormasaydın bari denyo kvarforth.
2- tamam akustik dedim, elemanı kullanamamış dedim ama bu ilk 3 şarkının yine de çok iyi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ama sıkıntı burada başlıyor, geri kalan 3 parça hele ki son parçanın sakız gibi uzamış 3 dakikalık girişi, 4. parçanın viking metal tarzı olmamış vokalleri derken suratım ekşidi.
Sonuç olarak gerçekten şu kadroya çok yazık olmuş. Ek bilgi, grup şu an ‘on hold’ görünüyor m-a’da. Kvarforth muhtemelen hoest ile yiyişiyor şu an. Belki 2′si birleşip Polonyalı Biesy tarzı görsele sahip bir oluşum kurmaya çalışıyorlardır. Kim bilir :)