İngiliz asilzadeliğine, lordluğuna hiç uymayan tarzda bir gruptan bahsedeceğiz bugün. 13 yıl önce kurulan ve şu ana dek 3 albüm çıkaran death/thrash metal grubu THE BLEEDING, adrenalin tutkunlarına ilaç olacak yeni çalışması “Monokrator” ile karşımızda.

“Monokrator”da bizi son derece agresif, tekme tokat bir death/thrash metal kırması bekliyor. Metal-Archives’daki benzer sanatçılara baktığımda, ne hikmetse CANNIBAL CORPSE, TESTAMENT, SEPULTURA, SLAYER, DEATH, MORBID ANGEL, TOXIK gibi isimler görüyorum. Bunların külliyen sallamasyon olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hayatımda DEATH’e, TOXIK’e, MORBID ANGEL’a, TESTAMENT’a, SLAYER’a bu kadar benzemeyen bir death metal ve thrash metal birlikteliği duymamış olabilirim. Biri bana THE BLEEDING dinletip aklıma gelen referansları say dese, bunlardan bir tanesini bile ilk 100’e sokmam. Hele ki TOXIK? Gökhan Özen bile daha fazla benziyor olabilir, o derece. Gitar kullanımı, yararlanılan çeşitli tekniklerden ötürü belirli anlarda bir miktar CANNIBAL CORPSE’u andırıyor evet, ancak THE BLEEDING’in çok çok daha yakın durduğu bir dolu başka isim var.

Bunlar arasında “Tempo of the Damned” sonrası iyice sertleşme yoluna giden yakın dönem EXODUS, LEGION OF THE DAMNED, WITCHERY, MASSACRE çok daha öne çıkıyor. Vokalistin ses renginden dolayı hemşerileri ONSLAUGHT, acımasızlık kontenjanından DEMOLITION HAMMER, SODOM, VADER gibi isimler çok, çok, ama çok daha fazla benzer özellikler taşıyor bu grupla.

THE BLEEDING olayı tamamen ortalık karıştırmak, kavgaya çağırılacak adam olmak, insanlara kendisi hakkında “hırlı mıdır hırsız mıdır belli değil” şeklinde düşündürtmek üzerine kurulu. Meydan dayağı gibi rifler, şerefsizlik abidesi bir vokal ve bunlara denk vahşette davullarla adamlar yarım saati kana bulamayı başarmışlar. Adamlar diye bahsettiğim bu dört kişi bir Yunan, bir Malezyalı, bir İrlandalı ve bir İngiliz’den oluşuyor ve farklı yerlerden gelerek buluştukları Londra’da böylesi hırpani bir müzik yapmayı tercih edecek kadar da metalci arkadaşlar. İlginçtir, grubun geçmiş üyeleri arasında da Yunan asıllı iki arkadaş var. Belli ki bir Yunanistan ziyareti yapılmış, Mykonos’a falan gidilmiş. Ne var ki “Monokrator”da duyduğumuz herhangi bir kültürel veya coğrafi işaret yok. Varsa yoksa köpeklik, soysuzluk, arsızlık var.

Death metalin en thrash metal hâli ile thrash metalin en death metal hâli arasında bir yerlerde duran “Monokrator”, kulaklarını vahşet ve gaddarlıkla doldurmak isteyen tüm yırtıcı müzik sevenlerin bu sene içinde dinleyebilecekleri sağlam albümlerden biri. Albümden tek bir şarkı dinleyeyim, kararımı vereyim derseniz şahsen hem groovy bölümleriyle yürek hoplatan hem de akabinde kudur köpek gibi coşturan ve az yukarıda bulabileceğiniz “On Wings of Tribulation”ı öneririm. O şarkıyı bir dinleyin, ardından albümü baştan sona dinlemeye yönelik kararınızı verin derim.

Tamamını dinlerseniz iyi edersiniz diye de eklerim.