Bir insan hem VILDHJARTA’da hem de HUMANITY’S LAST BREATH’te çalıyorsa muhtemelen ya zor bir çocukluk geçirmiştir ya da bir şeylere karşı gözle görülür bir öfkesi, nefreti, hırsı, hatta intikam duygusu vardır. Neden böyle düşündüğüm, bu iki grubun gitar sound’una, vokallerine, arkalara serpiştirilen melodilerine bakarak görülebilir.
Bugünkü konuğumuz VILDHJARTA davulcusu Buster Odeholm’un 2009’da kurduğu, akabinde yine VILDHJARTA’dan gitaristi Calle Thomer’i saflarına aldığı ve sonradan kendisinin de gitara geçerek gerçek anlamda çok sert bir djent/teknik deathcore katliamına imza attığı HUMANITY’S LAST BREATH.
HUMANITY’S LAST BREATH, gerçekten de insanlığın son nefesi fikrinin altını dolduracak düzeyde ezici, yıpratıcı bir müzik yapıyor. Djent dediğim yüzünüz buruştuysa sakin olun; HUMANITY’S LAST BREATH muhtemelen dünya üzerinde djent ile ilintili en sert gruplardan biri. Bırakın nakaratlarda clean vokal kullanmayı, aralara efektli atmosferik clean gitarlar serpmeyi, benim diyen deathcore grubuyla sabaha kadar aşık atabilecek düzeyde acımasız ve katil ruhlu bir müzikler var. Bunu sağlayan başlıca şey ise adamların gitar tonu.
Olayı acayip kılan ve başlıkta bahsettiğim “en az görülen özelliği” oluşturan durum da burada ortaya çıkıyor. Normalde HUMANITY’S LAST BREATH’i dinleyen neredeyse HERKES bu adamların 7 ya da 8 telli gitar çaldığını düşünecektir. Gerçekten de traktör tekerleği gibi bir gitar tonuna sahipler ve doğal olarak bu kadar down tune’a ancak ekstra telle ulaşıldığı varsayılır. Lakin durum böyle değil. Bu adamlar 6 telli gitar çalıyorlar. Özel yapım 24 perdeli gitarları var ve çok kalın tel kullanıyorlar.
Ne var ki gitar kullanımlarıyla ilgili en acayip durum bu değil. Esas acayip, hatta gören gitaristleri rahatsız dahi edebilecek konu, grubun kurucusu ve esas adamı Buster Odeholm’un tel dizilimi ters bir gitar kullanıyor oluşu. Bu ne demek? Normalin aksine en kalın telin en altta, en ince telinse en üstte olması demek. Solak olan Odeholm zamanında gitar çalmayı bu şekilde, yani sağlak bir gitardan öğrendiğinden, metal dünyasında en ama en nadir görülen olaylardan biri olan tel dizilimi ters gitar kullanarak çalıyor. En ama en nadir deme sebebim bunun sadece Odeholm’e özgü bir olay olmaması. Metal dünyasının en değerli isimlerinden olan Dan Swanö de gitarı bu şekilde çalıyor. Yukarıdaki videoya bakarsanız tellerin aşağıya doğru kalınlaştığını görebilirsiniz. Bir de üstüne Odeholm solak olunca, görüntü mü ters, yatay ters olsa teller nasıl öyle diziliyor gibi sorular aklınıza gelebilir. Oysaki görüntü normal, deli saçması olan Odeholm’un kendisi.
Albümden devam edersek, HUMANITY’S LAST BREATH 2021’deki “Välde”de bıraktığı yerden devam ediyor. “Ashen”da çok ızdıraplı, çok dertli, çok öfkeli, ÇOK ÖFKELİ bir djent/deathcore kırması var. VILDHJARTA’yı düşünün, üzerine sadeleştirilmiş “Chaosphere” sonrasındaki yavaş ve ezmeli MESHUGGAH’yı koyun. Sonra da bunu, tüm emisyon değerlerinin anasını belleyen bir karbondioksit salınımına sebep olan devasa bir kamyon egzozunu andıran bir gitar sound’uyla daha da ağırlaştırın. İşte karşınızda HUMANITY’S LAST BREATH. Müziğin bu kadar sertleşmesini sağlayan unsurların yanında, olayın acılı tarafını yaratan unsurlar da var elbet. Bunu en çok Canazor kalın tellerin arasına giren tremolo’larla sağlıyoruz. Whammy pedalını da tam kıvamında kullanan grup, bu sayede aralarda gitara çığlıklar attırmaktan da geri durmuyor. Bunların yanı sıra, kapanışı yapan ve “Ashen”ın en iyi şarkılarından olan “Bearer”da gördüğümüz tarzda damar ve melodik karakterli rifler de pastanın üstündeki çelik oluyor. Çelik evet. Çilek değil. Kremanın arasında çelik yiyorsunuz gibi düşünün. Can sıkar değil mi? Aynen.
Çenenizi öne çıkarıp dişlerinizi sıkın, ardından alt dudağınızı biraz öne uzatın ki alt dişleriniz iyice gözüksün. Bir de kaşlarınızı çattınız mı Jens Kidman’ın o meşhur fotoğrafına az biraz yaklaşmış olmalısınız. Şimdi bu şekilde aşırı yavaş kafa sallamaya başlayın. Beri yandan da tüm pişmanlıklarınızı, sizi yüzüstü bırakan insanları ve günü geldiğinde alacağınız intikamları düşünün. Tebrikler; HUMANITY’S LAST BREATH müziğini görsel olarak canlandırmış oldunuz. Artık albümü dinleyebilirsiniz.
Sevmeye uğraşmama rağmen ısınamadım gitti bu gruba. Şarkı yapıları biraz fazla kopuk geliyor. Tabii ki öyle yapmamışlardır ama akıllarına gelen riffleri art arda sıralayıp aradaki dağınıklığı da elektronik kısımlarla toparlamaya çalışmışlar gibi hissettirdi. Vildhjarta’nın beste yazımı da benzer aslında ama onlara çok güzel uyuyor bence, burada akılda kalıcı çok iyi birkaç kısım için albümü baştan sona dinlemek biraz eziyet gibi geliyor. Kaliteli grup ama benlik değil.
Böylesine amansız bir eziciliğe yedirdikleri karanlık atmosfer grubun en ayırt edici özelliği. Bu albümü dinlemek güzel bir şeyin yanıp küle dönüşmesini izlemek gibi.
Sevmeye uğraşmama rağmen ısınamadım gitti bu gruba. Şarkı yapıları biraz fazla kopuk geliyor. Tabii ki öyle yapmamışlardır ama akıllarına gelen riffleri art arda sıralayıp aradaki dağınıklığı da elektronik kısımlarla toparlamaya çalışmışlar gibi hissettirdi. Vildhjarta’nın beste yazımı da benzer aslında ama onlara çok güzel uyuyor bence, burada akılda kalıcı çok iyi birkaç kısım için albümü baştan sona dinlemek biraz eziyet gibi geliyor. Kaliteli grup ama benlik değil.
Böylesine amansız bir eziciliğe yedirdikleri karanlık atmosfer grubun en ayırt edici özelliği. Bu albümü dinlemek güzel bir şeyin yanıp küle dönüşmesini izlemek gibi.
Manyak bir albüm gerçekten. 9/10.
Uzun süredir bu kadar domine eden bir şey dinlememiştim. Dünyadaki her şeye hükmeder gibi çalmışlar resmen. Çok iyi iş.