1990’a kurulmuş olmasına rağmen adını çok da geniş bir kitleye duyuramayan bir gruplayız bugün. Şu ana dek kadrosunda tam 40 kişinin yer aldığı, metalin sert tarafındaki çeşitli gruplarda yer almış birçok ünlü ismi bünyesinde barındırmış ABD’li brutal death metal grubu PYREXIA’dan bahsediyorum. Bugün grubun 1997’de çıkardığı “System of the Animal” albümünün mevcut kadroyla yeniden kaydedilmiş hâline yer veriyoruz. Neden? Çünkü.

Gruba girip çıkan isimlere baktığınızda gerçekten de bir “underground death metal all stars” durumu söz konusu. En bilindik isimler değiller belki ancak türü yakından takip edenlerin “oha bu da mı çalmış?” diyeceği en az 10 kişi bugüne dek PYREXIA kadrosunda öyle ya da böyle yer almış.

Grubun çıkardığı albümlerin seviyesindeki kısmi tutarsızlıktan ya da istikrarlı bir kadro kuramamış oluşundan mütevellit, PYREXIA adı death metalle yakından ilgilenen dinleyiciler için bile yabancı olabilir. Ne var ki belli başlı death metal gruplarını seviyorsanız PYREXIA’da da bir şeyler bulacağınız kesin.

Bu grupların başında SUFFOCATION, INTERNAL BLEEDING ve DYING FETUS geliyor. PYREXIA “System of the Animal”da bu grupların karışımı gibi bir müzik icra etmişti ve bir dönem bulaştığı groove metal olayları öncesinde kendini tamamen brutal death metale adamış, bu minvalde kısa ve öz albümler çıkarmaktaydı. Bu kısa ve öz konusu enteresan, zira PYREXIA 34 dakikalık ilk albümünü saymazsak son 26 yılda çıkardığı 6 albümünde de 24 ila 30 dakika arası işlere imza atıyor. “Reign in Blood” styla olarak adlandırabileceğimiz bu vur kaç durumu, BDM özelinde de bence pragmatik ve mantıklı bir tercih zira çok varyasyonlu bir müzik yapmayan bu gibi grupların baymadan, dozunda bir şiddet sergilemesi için yaklaşık yarım saatlik müzik yetiyor da artıyor bile. PYREXIA’yı dinlerken acımasız gitar tonları, hönküren bir vokal, amansız bir davulculuk ve tam anlamıyla kazımasyon riflerle dolu bir BDM dinliyoruz. Şarkılar 25-26 yıl önceden gelse de günümüzde de BDM’yi son derece muhafazakâr biçimde ele alan gruplar olduğundan, albümü dinlerken geri kafalı bir şey dinlediğiniz izlenimine kapılmıyorsunuz. Zaten dönemin gerçeklerinden olmadığından albümde slam’e dair en ufak bir detay bile yok, hatta break down’lara bile girmiyorlar. Aynı şekilde vokal çeşitliliği sınırlı tutuluyor ve ortaya etkisini kısa sürede gösteren tertemiz bir dayak çıkarıyorlar. Bunları dedikten sonra tahmin edebileceğiniz üzere, DYING FETUS’vari gitar sihirbazlıkları, groovy olaylar falan beklerseniz de umduğunuzu bulamazsınız. PYREXIA’nın DYING FETUS’tan da etkilenen tarafları var, ancak bu çok tadında ve numunelik düzeyde tutuluyor (misal “Day One”ın girişindeki davul/gitar uyumuyla yakalanan “Destroy the Opposition” havaları). Esas referans noktası yukarıda da adını andığım SUFFOCATION.

Kökleri 30 yıl önceye dayanan bir brutal death metal grubunun bundan 25-26 yıl önce sadece 24 dakikada dinleyiciye nasıl bir sopa çektiğine tanık olmak isterseniz “System of the Animal 25”a şans verebilirsiniz. Albümün ilk versiyonunda da brutal death metal nasıl yapılır sorusunu gayet makul, kodu mu oturtan şekilde cevaplıyorlardı, 2023 model bu güncellemede de dinleyicinin hayal gücüne fazla bir şey bırakmadan ortalığı kana buluyorlar.