Fazlasıyla karanlık bir oluşumla birlikteyiz. Sadece iki kişiden oluşuyorlar, Yunanistan’ın kalbinden gönüllere sesleniyorlar ve çok şiddetli müzik yapıyorlar.

HATE MANIFESTO adlı bu black/death metal grubu esasında 1996’da CARPATHIAN LORDS adıyla kurulan ve 2003’te HATE MANIFESTO’ya dönüşen bir oluşum. HATE MANIFESTO’nun 2017’de çıkan ilk albümü “To Those Who Glorified Death”te sadece W.S.P. adlı arkadaş boy gösterirken yeni albüm “Αποστάτης” öncesinde yanına önemli gruplardan tanıdığımız davulcu Bloodhammer katılmış.

İlk albümündeki davulları aşırı sağcı ve faşist bir örgüt olan Altın Şafak’ın da üyesi olan bir elemanı bulunan NAER MATARON’un eski davulcusu Warhead’e çaldıran W.S.P., bu albümde ise mevcut MARDUK davulcusuna emanet ederek işini sağlama almış.

HATE MANIFESTO ile göze çarpan ilk detay, grubun 1987’de kurulan ve black metal tarihinin en kült oluşumlarından biri olan Çek grup MASTER’S HAMMER’a selam çakan logosu. MASTER’S HAMMER’ın yazı tipini seçmiş olmalarının yanı sıra onlar da tıpkı MASTER’S HAMMER gibi logolarında kalkan kullanıyorlar.

“Dinden dönen” veya “kaçak” anlamlarına gelen “Αποστάτης”e baktığımızda esasında epey alışık olduğumuz bir müzikal anlayışla yüz yüze geliyoruz. Bir kere HATE MANIFESTO’da çok yoğun şekilde hissedilen baskın bir ANGELCORPSE etkisi var. Rif yapıları ve karanlık tonlarından yapış yapış ANGELCORPSE akıyor. Bunun dışında hemşerileri DEAD CONGREGATION’ın acımasızlığı ve temponun düştüğü anlarda da INCANTATION’ın uğursuzluğunu bulmak mümkün. Ha, tempo çok düşüyor mu? Hayır. HATE MANIFESTO direkt kesip biçme şiarıyla yola çıkmış ve “Αποστάτης”i bu ülküye adayarak 36 dakika boyunca önüne geleni doğramış.

Albümle ilgili iyi olan taraf “Αποστάτης”in acımasızlık isteyen dinleyiciye bu acımasızlığı koşulsuz şartsız vermesi. Öylesine koşulsuz şartsız ki, şarkıların genel olarak benzer yapıda olması ve aynı tornadan çıkmış gibi hissettirmesi bile herhangi bir olumsuzluk hissettirmiyor. Mikste davulun, özellikle de kick’lerin üstte tutulması belirli anlarda -özellikle blast beat’lerde- gitarların biraz arkaya gömülmesine neden olsa da Bloodhammer’ın kafaya çakan tarzı sayesinde çok da bir sıkıntı oluşmuyor.

Atina, özellikle de Atina’nın Attica bölgesi epey karanlık bir yer. Şimdi gitsek günlük güneşlik, mis gibi ortam; souvlaki’mizi yer ice frappe’mizi içer krallar gibi keyfimize bakarız orası ayrı. Ancak Yunanistan’dan çıkan grupların %90’ının, özellikle de ekstrem karakterdekilerin Attica’dan çıktığı düşünüldüğünde ortamda nasıl olumlu bir rekabet olduğu ve bu rekabetin çıkan gruplara, albümlere nasıl yansıdığını tahmin edersiniz. Biz zamanında gittik, gayet detaylı şekilde yerinde inceledik, bilenlerine sorduk. HATE MANIFESTO da Attica çıkışlı gruplara olan güvenimi sarsmayan, beklentimi karşılayan kudrette bir grup olarak black/death metal dinleyicilerinin bakmasını salık vereceğim bir grup. Açın, kudurun, kan ter içinde kalın.