2016’da çıkardıkları “Songs and Dances of Death”le tanıştığım ve o albüm sonrasında varlığını büyük oranda unuttuğum ABD’li iki kişilik black metal grubu SARCOPTES’in yeni albümü “Prayers to Oblivion”dan bahsetmek istiyorum bugün. Sadece istemekle kalmıyorum, şu fotoğrafın hemen altında bahsetmeye başlıyorum.
SARCOPTES büyük oranda EMPEROR’ın ilk ve ikinci albümünü andıran, klavye desteğinin her an hissedildiği tarzda bir black metal yapıyor. Yırtıcı vokaller ve son derece etkin bir gitar kullanımının olduğu grupta davulları da vokalist arkadaş çalıyor. Garrett Garvey adlı bu birey blast beat’ler, ataklar sırasında bile vokal yapabiliyor olmasıyla SARCOPTES’in canlı performanslarının yıldızı olmayı başarıyor demek isterdim, ancak SARCOPTES bir stüdyo projesi ve canlı çalmıyorlar. En azından şimdilik. Yine de albümdeki davullar gayet üst düzey ve Ihsahn’ın hafif çatlayan vokallerine epey benzeyen vokal performansı da yine takdir edilesi düzeyde.
“Prayers to Oblivion”daki müziğin genel karakterini oluşturan EMPEROR’ın aksine SARCOPTES melodi konusunda çok da üretken değil. Genelde rifler üzerinden ilerliyorlar ve her şarkıda aynı altyapı klavye tonunun olması da bir yerden sonra şarkıların benzeşmesine neden oluyor. Bunun eksi puanlığı tartışılır ancak bir çeşitlilikten söz edilseydi elbette ki daha iyi olurdu. Gitarlar o riften diğerine atlayarak yeterli sürükleyiciliği yaratıyorlar, lakin formül genelde aynı. Albümle ilgili enteresan detaylardan biri de “Prayers to Oblivion”daki lead gitarlardan DEATH’in “Symbolic” albümünde çalan gitarist Bobby Koelble’ın sorumlu olması. Albüm bir solo deryası değil, lead gitarın etkinliğini solo bazında hissetmiyorsunuz ancak DEATH’le ilgili herhangi bir detayın başka bir grubun albümündeki varlığı bile insanın hoşuna gidiyor. Albümde sadece 5 şarkı olmasına rağmen 50 dakikanın üzerinde bir çalma süresi var ve bunu da biri 13, ikisi 14 dakika süren üç şarkı sağlıyor. Bunu ilginç bir karar olarak görüyorum, çünkü bu kadar uzun sürelerine rağmen şarkılar içlerinde öyle çok da fazla duygu değişimi, gelgit, çeşitlilik içermiyorlar. 13-14 dakika boyunca aynı şeyler tekrarlanmıyor elbet ancak toplam süreleri 41 dakikayı bulacak kadar da ilginç fikir barındırdıklarını söylemek zor. Yine de grubun tutkusu, agresifliği yerli yerinde olduğundan ve gitar/davul ikilisi bir an olsun nefes aldırmadığından dinlemesi keyifli dememek için bir neden yok.
SARCOPTES iyi bir oluşum. Çok bir orijinalliği yok ve EMPEROR’la benzeşen fazlaca yönü var, buna rağmen sırf gitar/davul işçiliği için dinlenebilir. Klavye konusu bir yerden sonra kimi dinleyicilere batabilir ve bu uzuuun mu uzun şarkıları çeşitlendirmek için kullandıkları kimi fikirler bence çok da parlak değil. Özellikle tempoyu düşürdükleri kısımlarda sıkıcılaştıkları kanısındayım. Bence şarkıları daha kısa tutup vurucu taraflarını daha iyi öne çıkarabilirler, çünkü vurucu tarafları gerçekten iyi.