Death metal dendiğinde aklınıza ne geliyorsa içinde barındıran ne gelmiyorsa barındırmayan bir grubu ağırlıyoruz bugün. Kökleri ta 1989’a dayanan SUFFER adlı grubun küllerinden doğan ve 2017 yılında ortamlara atılan ABD’li grup ANGEROT, bu 7 yıllık süreye 3 albüm sığdıracak kadar üretken arkadaşlardan oluşuyor.

Grup fotoğrafına baktığınızda ANGEROT’un sertlikten taviz vermeyecek bireyler içerdiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Death metal çoğu zaman fazlaca görselliğe ihtiyaç duymaz ancak ANGEROT giyimiyle kuşamıyla da işini ne kadar ciddiye aldığını gösteren bir topluluk. Müziklerine baktığımızda İsveç death metalinin doksanların en başındaki hâline yakın duran bir yaklaşım benimsediklerini görüyoruz. HM-2 tonuna yakın duran gürül gürül, ezici bir gitar tonu ve genelde aynı tornadan çıkmış gibi duran şarkılarla nispeten düz, lineer besteler yapıyorlar. Çok hayvan oldukları ve sound’larıyla da bunu destekledikleri için açıkçası bu lineerlik beni fazla bozmadı. Ha, çok etkilendim mi? Hayır. Bu tarzın daha iyi örnekleri var mı? Elbette var. Ama ANGEROT da işini gerektiği şekilde yapan bir grup olarak türün sevenlerini memnun edebilecek özelliklere sahip.

Detaylara indiğimizde grubun metal ortamlarındaki çevresinin iyi olduğunu görüyoruz. Nasıl mı? Albümdeki, hatta önceki albümlerdeki konuklara bakarak. Daha ilk albümden rahmetli ENTOMBED vokalisti L-G Petrov’u ile DEATH, OBITUARY, TESTAMENT ve daha bir dolu grupta çalan müthiş gitarist James Murphy’yi ağırlamışlar. İkinci albümlerinde ise yakın zamanda İstanbul’a gelecek death metal efsanesi SUFFOCATION’dan Terrance Hobbs’u ve MERCYFUL FATE’ten DIMMU BORGIR’e, THERION’dan KAMELOT’a sayısız grupta yer alan Snowy Shaw gruba eşlik etmiş. Bu albümde ise dozu artırmışlar ve KING DIAMOND’dan Andy LaRocque, MORBID ANGEL’dan Steve Tucker, GOATWHORE’dan Sammy Duet ile BAEST’ten Simon Olsen’i ağırlamışlar. Bunlar güzel şeyler, metal dünyasındaki iş birliklerini seviyoruz.

“The Profound Recreant”a dair bence iyi taraflardan biri grubun bu denli sert bir death metal yapıyor olmasına rağmen olayı ruhsuz, mekanik bir kafese hapsetmemesi ve ilginç şekilde albüme belli bir atmosfer katmayı başarması. Albüm cidden çok acımasız, death metali genişletmek için herhangi bir çaba sarf etmiyor, buna rağmen bence çok da tekdüze olmadan kendini dinletmeyi başarıyor.

Sek death metal dinleyeyim, ıvır zıvırla uğraşmayayım diyorsanız ANGEROT bunun için iyi bir seçenek. Hem grup elemanları çok deneyimli hem de canavar gibi sound’ları var. Konuklar da cabası.