Pasifagresif’in 14 yıllık tarihinin en çok konuşulan albümlerinden birinin incelemesine hayırlısıyla başlıyorum.
Bu yazıyı yazmaya başlayana kadar albüm haberine 350’den fazla yorum gelmişti ve bu yorumların en büyük özelliği -tıpkı METALLICA’nın kariyeri gibi- dinleyici kitlesini bıçak gibi ikiye ayırmasıydı.
Bu bence çok iyi bir şey. Neden iyi bir şey? Çünkü 2008’deki “Death Magnetic” ve 2016’daki “Hardwired… to Self-Destruct”taki gibi ortaya karışık yorumlardansa bu denli uçlara ayrılan yorumların olması METALLICA’nın en azından üzerinde konuşmaya, düşünmeye değer bir iş yaptığını gösteriyor.
“Death Magnetic” için de “Hardwired… to Self-Destruct” için de kimse “yılın albümlerinden biri”, “grubun uzun zamandır yaptığı en iyi albüm”, “çıldırıyorum”, “çok büyüksün METALLICA” gibi yorumlar yapmamıştı. Aynı şekilde “rezalet”, “çöp” gibi yorumlar da gelmemişti. Çünkü o albümler artıları da eksileri de olan ve bence grubun diskografisi içerisinde çok da bir önem taşımayan işlerdi. İyiliğinden kötülüğünden bahsetmiyorum. Değerinden de bahsetmiyorum. Sadece diskografi içerisinde dönüm noktası olma işlevinden, ortaya bir tavır koyup koymamalarından bahsediyorum.
“72 Seasons” o tür bir albüm değil. Grubun çok net bazı kararlar aldığı, kendi kendini taklit etmektense -bence- son derece samimi davrandığı ve ortaya-
Neyse, bundan sonrasına birazdan gelelim.
Bu inceleme hayatımda yazdığım son METALLICA incelemesi mi, yoksa 2030-2031 gibi bir METALLICA albümüyle daha karşılaşacak mıyız bilmiyorum. Normalde metal tarihinin tartışmasız en büyük grubunun bunca yıl aradan sonra çıkardığı albüm için uzun, upuzun bir inceleme yazabilirim. Ancak bu sefer böyle yapmayacağım. Detaylara fazla inmeden ana fikre odaklanacağım. Çünkü METALLICA da bunu yapmamış. Evet albüm gayet uzun, ancak baktığımızda göreceğimiz üzere METALLICA “72 Seasons”da çok net bir duruş sergiliyor. Ne yapmak isteklerine çok net karar vermişler ve o kararı hiç taviz vermeden uygulamışlar. Bu sayede de bugüne kadar yapılmış, incelemesi en kolay METALLICA albümü ortaya çıkmış.
“72 Seasons” METALLICA’nın thrash kökleriyle, şunla bunla hiç uğraşmadığı ve İngilizcede “banger” denen türde şarkılarla doldurduğu son derece dinamik bir albüm. “Banger” gaza getiren, havaya sokan şarkılar için kullanılan bir terim ve “72 Seasons”ı dinledikçe her şarkıda aklıma gelen kelime bu oluyor. “You Must Burn!”e bakalım. Orta tempo, metal tarihinin en sert şarkılarından biri olan “Sad But True”nun groovy karakterini takip eden son derece basit ancak etkili bir şarkı. “Too Far Gone?”ın nakaratında tüm içini döken James’e, ana rifindeki “No Remorse” kokusuna bakalım. METALLICA tarihinin en uzun şarkısı olan kapanış parçası “Inamorata”nın akıcılığına bakalım. “If Darkness Had a Son”ın son 40 saniyesindeki “Cıg cıgıc cıgıc cıgıc cıgıc cıg” kısmındaki badass’liğe bakalım.
Bu noktada aklıma gelen ilk referanslardan biri METALLICA’dan aldığı ilham ve kattığı özgün dokunuşlarla dünyanın en önde gelen metal gruplarından biri hâline gelen VOLBEAT. VOLBEAT de şarkılarını bu “banger” karakterine oturtmayı seven bir grup ve “72 Seasons”daki kimi şarkıların hayli de büyük bölümlerine Michael Poulsen’in vokallerini koyarsak karşımızda bayağı bayağı VOLBEAT şarkıları olduğunu görebiliriz kanısındayım (“Too For Gone?” öyle güzel bir VOLBEAT şarkısı olur ki aklınız şaşar). İşte “72 Seasons”ın iyi olan tarafı bu. Konserde çalmalık, çabuk akla giren, fazla analiz yapmadan keyfini çıkarmalık şarkılar var albümde. Bunu düzlük, monotonluk, parlak fikir eksikliği, hatta bildiğin sıkıcılık olarak da görebilirsiniz (gören bir dolu insan var), ya da tam tersine son derece gaz, cayır cayır, taş gibi metal olarak da (gören bir dolu insan var).
Albümü dinleyen ve temasını da az çok bilen herkes METALLICA’nın bu albümde epey geçmişe, METALLICA kurulmadan da daha önceye gittiğini fark edecektir. Özellikle James Hetfield’ın geçmişiyle çok yakın bağları olan bu şarkılar, doğal olarak Hetfield’ın ilham kaynaklarını da yansıtmadan edemiyorlar. Albümde MOTÖRHEAD karakteri de var IRON MAIDEN da var. Çok yakın dostları olan CORROSION OF CONFORMITY de var, sludge dokunuşları da var, bluesy rifler de var ve hepsini bir araya koyup çalkalayınca ortaya gerçekten de konserlerde çalınsın, arabalarda dinlensin, çok da bir şey düşünmeden kafa sallansın diye yapılmış bir iş ortaya çıkıyor.
Burada akıllara elbette ki METALLICA’nın uzun şarkı yapmaktan bir türlü vazgeçememesi, Kirk’ün wah fetişi, Lars’ın dümdüz atakları, şunlar bunlar gelebilir. Ne var ki belki de artık tüm bunları bir MANOWAR gibi, bir JUDAS PRIEST gibi değerlendirmek lazım. MANOWAR’a “hep aynı şeyler” diye eleştiri getiriyor muyuz? Ya da imajından dolayı, Joey DeMaio’nun sahnedeki saçmalamalarından dolayı saldırıyor muyuz? Hayır, çünkü grubu öyle kabul ediyoruz. JUDAS PRIEST’i 45 yıl önce yaptığı şarkılara benzer şeyler yaptığı için suçluyor muyuz? Hatta daha da detaya ineyim, Dave Mustaine’in neredeyse her MEGADETH şarkısında aynı chromatic rif kalıbını kullanmasına isyan ediyor muyuz? Elbette hayır. Çünkü her grubun kendine özgü tarafları var ve özellikle belli bir yaştan sonra gruplar o damardan ilerlemeyi tercih ediyorlar. METALLICA’nın iyi ya da kötü bu alametifarikaları da hayatın doğal akışı içerisinde onlara ait olmuş, onlarla özdeşleşmiş, içlerine nüfuz etmiş şeyler. Bundan önceki 5-6 albümde bu konulardan ben de şikâyet etmiş, isyan etmiş olabilirim ama 2023 yılındayız, bu adamların yaş ortalaması 59 ve artık wah’ın şunun bunun bir konu olmasını anlamsız buluyorum. METALLICA yaklaşık 30 yıldır bu ve belli ki devam edeceklerse de böyle devam edecekler.
“72 Seasons”ın bir tavrı ve duruşu olduğuna ilişkin düşünceme döneyim. Bence METALLICA, hatta metal dinleyicilerinin bu albüme yönelik fikirleri; müziğe nasıl baktıklarına, çok sevdikleri bu müziği kafalarında nerede konumlandırdıklarına, hatta bir şeylerden zevk alma konusundaki yaklaşımlarına bağlı olarak şekillenecektir. Albümü çok seven insanların karakterlerine, mizaçlarına baktığımda ortak bir paydada buluştuklarını görüyorum. Benzer şekilde, albümü çok sert gömen dinleyicilerin de yine ortak bir mizaçta buluştuklarını gözlemliyorum. Bunu gerek PA kitlesi tarafından yapılan yüzlerce yorumdan, gerekse internette tarzını/tavrını bildiğim diğer insanlardan anlıyorum. Elbette ki “zevk almayı bilen bu albümü sever kardeşim” demiyorum, ancak “72 Seasons”dan zevk alanın ve albümü çok beğenenin neden beğendiğini de, hiç beğenmeyenin neden beğenmediğini de anlıyorum. Dahası, PA kitlesi gibi bir dinleyici grubu içerisinden bile albümü çok seveceğini düşündüğüm herkesin albümü çok sevdiğini, hiç sevmez diye düşündüğüm herkesin de istisnasız albümü sevmediğini görerek minik tahlillerimin isabetli oluşuyla sevindirik oluyorum.
Azıcık da METALLICA’yla olan geçmişimden bahsederek yavaştan toparlayayım.
Tabii ki çok göreceli bir yorum olacak ama benim için “72 Seasons” METALLICA’nın “Load”dan bu yana yaptığı dinlemesi en keyifli, can sıkıcı tarafları en az albümü. METALLICA’nın en büyük özelliği dinleyiciyi ayrıştırmak olduğundan bu yorumumu kabul edilemez bulan bir dolu insan da çıkacaktır, tabii katılanlar da çıkacaktır. “Bunun nesini beğenmiş olabilirsin?” diyen de, “yeterince övmemişsin” diyen de olacaktır. Her şeyi bir kenara ayırırsam, METALLICA hayatımda duyduğum ilk ve 1991’den bu yana dinlediğim tek metal grubu. 32 yıldır dinlediğim başka bir grup daha yok. Zamanında tüm odam onların posterleriyle kaplıydı, benim için müzik = METALLICA’ydı ve ailemden sonra hayatımdaki en önemli şeydi. Şu anda bu cümleyi bile METALLICA sayesinde okuyorsunuz. Dolayısıyla grubun dününü, bugününü, elemanların en sevdiği yemekten tutun da James’in hangi turnede hangi gitarını kullandığına, 1986 Teksas konserinde hangi şarkıların arasında seyirciye neler dediğine kadar her bir şeylerini avucumun içi gibi biliyorum. Tüm albümlerinin orijinal CD’si olmasını geçtim, 1980’lerin ortalarından bu yana 65 farklı konserlerinin bootleg konser kaydına, METALLICA için yapılmış 10’dan fazla tribute albüme vesaire sahip biri olarak bunları söylüyorum.
“72 Seasons” böyle bir dinleyiciye bile bu yorumları yaptırdığına göre demek ki METALLICA’yı en tepeye koymuş dinleyicilere dahi hitap eden, onları heyecanlandıran, anlık bir gaz veya hevesten çok daha fazlasını veren bir şeyler barındırıyor.
“Load” bence 9’luk bir albüm. “ReLoad”a 4 vermiş birisiyim. “St. Anger”a not vermeyi başaramadım. “Death Magnetic”e 7,5 ve “Hardwired… to Self-Destruct”a da 7 vermişliğim var. Grubun diskografisini, seksenlerde yaptıklarını ve “Metallica” albümünü de düşündüğümde “72 Seasons”a 8 vermeyi uygun görüyorum. Bence METALLICA şu günde, bu yaşta, böylesi bir diskografide yapabileceği en makul ve bir o kadar da etkileyici albümü yapmış. Pek çok şarkıda son derece akılda kalıcı bölümler var, James hayatının performanslarından birini sergilemiş ve bu 77 dakika boyunca canımı sıkan herhangi bir şeye de rastlamadım. Dolayısıyla tüm diskografiyi düşündüğümde, üstüne de “72 Seasons”ın tavrını ve grubun yapmak istediği şeyi yansıtış biçimini eklediğimde albümün son derece başarılı olduğu kanısındayım.
Benim için her şeyi başlatan, zamanında die-hard hayranı olduğum ve 32 yıldır dinlediğim bir gruptan bahsediyorum ve tüm bunları süzgeçten geçirdiğimde “72 Seasons”dan gayet memnunum.
Yıllar içinde olumlu olumsuz bir dolu şey yaşatsa da şu hayatta METALLICA diye bir şey olduğu için ve hayatımı değiştirdiği için çok mutluyum, mutlu olduğumun daha da fazlası, şanslıyım.
Bu satırların bir METALLICA albümü için yazdığım son satırlar olmaması dileğiyle, bu albümü daha da detaylı konuştuğumuz Agresif Musiki podcast’ini de dinleyebilirsiniz.
Kadro James Hetfield: Vokal, ritim gitar
Kirk Hammett: Lead gitar
Rob Trujillo: Bas
Lars Ulrich: Davul
Şarkılar 1. 72 Seasons
2. Shadows Follow
3. Screaming Suicide
4. Sleepwalk My Life Away
5. You Must Burn!
6. Lux Æterna
7. Crown of Barbed Wire
8. Chasing Light
9. If Darkness Had a Son
10. Too Far Gone?
11. Room of Mirrors
12. Inamorata
@Ahmet Saraçoğlu, aga yeter, olumlu şeyler yazmayın şu albümün altına.
Yoksa birazdan ampirikukulardan birinin gelip; 5 paragraf boyunca neden albümün kötü olduğunu kendi hayal dünyasından ayıkladığı somut kanıtlarla ispat etmeye çalıştığı ve sikim sokum webzine’lerin verdiği puanların paylaşıldığı aşırı sikko bir yorum okumak durumunda kalacağız.
“Tamam ya. Kötü albüm.” diyip aradan sıvışmak çok daha temiz.
@ismail vilehand, 2 gün önce Güzide ile albümün büyük kısmını dinledik. O ilk kez dinledi ve söylediklerinden, gaza gelişinden albümün ne kadar etkileyici olduğunu bir kez görmüş oldum.
Şu albümün dinleyici yorumu nasıl 6.41 olabilir mükemmel albüm ya 2023′te metallica’dan beklediğim bu gaz şarkılarla dolu harika bir albüm. Sadece James amcamın vokaline bir 8.5 puan çıkar sen çok yaşa James amcam taşşağına taş değmesin.
MEGADETH – The Sick, the Dying… and the Dead! 7.62 puan almış onu beğenenler bu albüme sallıyor hadi neyse beğeni özneldir de bu albümü beğenenleri yerden yere vurdunuz bu albüm net daha iyi o albüm aşşşırı tek düze sıkıcıydı. Sadece James amcamın vokalleri bile bu albümü sollar, Dave gitsin kumda oynasın.
Metallica’nın Load’dan beri yaptığı en iyi albüm. Sound konusunda benim neredeyse hiçbir sıkıntım yok. Shadows Follow albümün en iyi şarkısı, 72 Seasons, Lux Aeterna ve son 5 parça da dümdüz harika parçalar; Sleepwalk, You Must Burn! ve Crown hariç dinlerken eğlenmediğim parça yok sayılır, ilk dinleyişte hiç sarmayan Screaming Suicide bile albüm içinde feci güzel akıyor. Son albümün bir tık üstünde bir iş bekliyordum bu kadar eğleneceğim bir albüm beklemiyordum açıkçası. Tabii Kirk ve Lars ile ilgili sıkıntılar ve şarkıların yine törpülenememesi gibi sorunlar var ama ben razıyım bu albümden valla. 8/10
@Ahmet Saraçoğlu, abi Hardwired’ı en sona koyuyordun hep, şaşırdım şu an.
Gerçi bende de her gün farklılaşıyor. O yüzden sıralamaktan vazgeçtim. Her birinin zevki ayrı.
Yeri geliyor, kötü bir gün geçirmiş oluyorsun. Öfke ve stres tavan. O an en iyi St. Anger oluveriyor. “Lan Metallica bile bu kadar boktan albüm yapmış ben hata yaptıysam çok mu?” diye dann dunn rezalet bir müzik dinleyerek ihtiyacını karşılıyorsun.
@Berca B., @İlker, benim için MoP’taki tüm şarkılar 10/10. AJFA’daki tüm şarkılar 10/10. RtL’de ise Escape 8, Trapped… 9 bence. O yüzden minicik bir farkla RtL’yi o ikisinin arkasında görüyorum. Aşırı minik ama.
Load’u da aşırı seviyorum ama Kill…’de ve Black Album’de sevmediğim şarkı yok ama Load’da 2×4, Cure ve Poor Twisted Me diğer şarkıların gerisinde bence. O yüzden diğer ikisinin arkasında benim için. Ama onu da bütün olarak çok fazla seviyorum.
Son olarak sound’da ve trampet tonunda sıkıntı olmasaydı; mesela Black Album’le veya Load’la aynı prodüskiyonda olsaydı St. Anger’ı bile ReLoad’un önüne koyabilirdim. ReLoad’da Fuel, Prince Charming, Low Man’s Lyrics ve The Unforgiven II dışında dinleyebildiğim şarkı yok.
@Ahmet Saraçoğlu, sound olarak katılıyorum ama St. Anger’da dünyanın en dandirik trampeti olsa da, bütün olarak düşününce Death Magnetic’in sound’unu daha bile kötü buluyorum. “Toparlamış” dediğimiz guitar hero’lu remaster bile benim için hala çok kötü. Son albümün prodüksiyonu Death Magnetic’te olsa açıp tekrar tekrar dinlemek, detayları yakalamak isterim ama o albümün sound’unu o kadar sevmiyorum ki birkaç şarkı üst üste dinleyince inanılmaz daralıyorum.
@Berca B., cidden korkunç bir sound o da. The Day That Never Comes gibi clean gitarlı şarkılarda daha da çok sırıtıyor o patlayan trampet falan. Şarkının ikinci yarısı özellikle şöyle:
@Ahmet Saraçoğlu, 2×4, Metallica tarihinin en underrated şarkısı bence. Hazır gelmişken ben de bu aşırı eğlenceli sıralamayı boş geçmiyeyim;
RTL = MOP = AJFA = Black Albüm
Load
Beyond Magnetic (yarım albüm ama sıralamaya koymak zorundayım)
Kill ‘Em All
Reload
72 Seasons = Hardwired = Death Magnetic
St. Anger
@İlker, onu da çok seviyorum. Onu çalmayacak olsalar bile umarım ikinci yarısındaki armonik gitarları başka bir şarkının sonuna falan eklemleyip canlı çalarlar.
Geçen zamanda albümle ilgili görüşüm oldukça değişti.
Hani önceden beğendiğimi söyleyip eksileri ve artılarıyla ortalama bir yorum yapıyordum.
Şimdi ise utanmasam Master of Puppets’la kıyaslarım. “Gaz albüm ama zeka parıltısı yok” diyordum. Halt etmişim. Albümden rif rif, melodi melodi zeka fışkırıyor.
Her saniyesi, küçük detaylarına, geçişlerine kadar kadar orgazmik. Dinledikçe öyle bir açıldı ki görüşüm “zeka parıltısı içermiyor”dan “biz bu adamların zeka seviyesine erişememişiz meğer”e döndü. Muazzam.
“Yalancıyı s*kmiyorlar” diyebilirsiniz; bugün konserlerine gitsem ve 12 parça sırf bu albümden çalınıp geri kalan 3-4′ü klasiklerden olsa üzülmem, hatta sevinirim. Zaten kaç kere duyduk onları. Ama şu şarkılar var ya canlıda üst üste şenlik olurdu benim için.
Hele Too Far Gone’ın 2.32′deki rifi yok mu? Her seferinde 5 kere geri alıp dinliyorum. Iron Maiden’ın ilk 7 albümündeki armonik bridge’lerin tanrısallığı var orada. Ve sonraki vokal kısmı… of of. Şunu konserde çalın be.
Albümü ilk dinlediğimde sıkıcı bulmuş, beğenmemiştim. Sonraki dinlemelerimde yavaş yavaş “Vay, bu riff iyimiş… Nakarat sağlammış…” dediğim kısımlar oldu. Sonrasında bazı şarkıların oldukça iyi olduklarına karar verip yaklaşık 1 hafta boyunca iyi olduğunu düşündüğüm şarkıları defalarca dinledim, keyif de aldım, ama sonrasında Mehmet Emrah Konya’nın tekrar tekrar değindiği konu kendini gösterdi. Hiç bir şarkı kalıcılık oluşturamadı benim için. Bu albümden bir parçayı en son dinleyişimin üzerinden 1 haftadan fazla süre geçti ve an itibari ile albümden herhangi bir parçayı dinlemek için arzu duymuyorum. Hatta 1 haftalık süreç içerisinde sevdiğim şarkıların nakaratlarını, rifflerini gün içerisinde mırıldanırken, o eylem de yavaş yavaş yok oldu.
Sonuç olarak, 10 üzerinden 6 bu albüm için çok uygun bir not bence. Kesinlikle kötü bir albüm değil, bazı parçalar bir kaç gün boyunca tekrar tekrar dinleme isteği uyandırıyor ama o parçalar da zihni iyice yerleştikten sonra geri dönme isteği uyandıramıyorlar. 6 ay sonra albümden herhangi bir parçayı açıp dinlemek isteyeceğimi zannetmiyorum.
2023′te çıkan bir Metallica albümü ne kadar iyi olabilirse ondan da iyi. Modern dönem başyapıtı. Hiçbir şeyi sikine takmamanın özgürlüğüyle gazlanmış yaratıcılık ve 40 senelik tecrübenin muhteşem birlikteliği. En azından son 3 şarkıyı üst üste döndürmeden geçen günler büyük kayıp gibi geliyor. Babalara saygılar..
Albümü onlarca kez dinledim. Millet albümü unuttu ama ben buradayım. Kesinlikle dinledikçe açılan albümlerden. İlk 2-3 dinlememde vasat bulmuşsam da iş sonradan ”lan şurası da manyakmış, bu riff harikaymış” kafasına döndü. Kesinlikle eğlenceli, güzel, iyi bir Heavy/Thrash Metal albümü. Özellikle Room of Mirrors manyak bir şarkı olmuş, ileride Metallica klasiklerine gireceğine inanıyorum. Yanlız bir kaç konmasa da olur şarkı var. Bütün bunları toparlarsam Metallica’nın 2000′ler sonrası çıkan Death Magnetic’ten sonraki en iyi albümü. Sıralamam şöyle (Sadece 2000′ler)
Death Magnetic > 72 Seasons > St Anger > Hardwired > Lulu
Dinlemek istediğimde aşağıdaki gibi bir listem var. Bana çok daha eli yüzü düzgün ve dengeli geliyor albümün bu hali. Hatta bence albüm bu şekilde 8 parça-46 dakika olarak çıksa çoğu insan daha olumlu yaklaşabilirdi.
1. 72 Seasons
2. Shadows Follow
3. You Must Burn!
4. Lux Æterna
5. Crown of Barbed Wire
6. If Darkness Had a Son
7. Too Far Gone?
8. Room of Mirrors
21. yüzyılın en iyi Metallica albümü Death Magnetic’dir. Metallica bir daha zor çıkar o seviyeye. Hatta 21. yüzyılda çıkan albümleri şöyle sıralarım;
Death Magnetic > 72 Seasons > Hardwired SelfDestruct > St. Anger > Lulu
Too Far Gone’ın 2:52′de başlayan kısmı için böbreğimi veririm.
25.04.2023
@enemyofgod, Oooooo o-ooooo
Aaay eeem, despıreyşıaan,ooooo o-oooo
Aaay eeem ayzoleyşıaaan,oooo o-ooaaaa :)
Albümü sevemedim ama albümde en çok sevdiğim iki şarkıdan biri. Hatta en sevdiğim çünkü no remorse+volbeat.
01.05.2023
@enemyofgod, albümün en tatlı yerlerinden biri cidden. James kalp ben.
Metallica’yı çok fazla seviyorum. Aşırı seviyorum. Bu albümü de çok seviyorum. Canım Metallica.
01.05.2023
@Ahmet Saraçoğlu, aga yeter, olumlu şeyler yazmayın şu albümün altına.
Yoksa birazdan ampirikukulardan birinin gelip; 5 paragraf boyunca neden albümün kötü olduğunu kendi hayal dünyasından ayıkladığı somut kanıtlarla ispat etmeye çalıştığı ve sikim sokum webzine’lerin verdiği puanların paylaşıldığı aşırı sikko bir yorum okumak durumunda kalacağız.
“Tamam ya. Kötü albüm.” diyip aradan sıvışmak çok daha temiz.
01.05.2023
@ismail vilehand, 2 gün önce Güzide ile albümün büyük kısmını dinledik. O ilk kez dinledi ve söylediklerinden, gaza gelişinden albümün ne kadar etkileyici olduğunu bir kez görmüş oldum.
01.05.2023
@ismail vilehand, yok ya ben Metallica hayranları olarak sikilmeye ne kadar meraklı olduğumuza dair sosyolojik tespit sıçımları okumak istiyorum.
Ben olsaydım albümün ilk single’ı olarak Shadows Follow’u yayınlardım. Metallica’nın Load’dan beri yaptığı en iyi şarkı olabilir.
01.05.2023
@Ahmet Saraçoğlu, şarkının ana rifi döner bıçaklı derbi deplasmanı kavgası gibi.
06.05.2023
@ismail vilehand, daha güzel tanımlanamazdı.
Şu albümün dinleyici yorumu nasıl 6.41 olabilir mükemmel albüm ya 2023′te metallica’dan beklediğim bu gaz şarkılarla dolu harika bir albüm. Sadece James amcamın vokaline bir 8.5 puan çıkar sen çok yaşa James amcam taşşağına taş değmesin.
MEGADETH – The Sick, the Dying… and the Dead! 7.62 puan almış onu beğenenler bu albüme sallıyor hadi neyse beğeni özneldir de bu albümü beğenenleri yerden yere vurdunuz bu albüm net daha iyi o albüm aşşşırı tek düze sıkıcıydı. Sadece James amcamın vokalleri bile bu albümü sollar, Dave gitsin kumda oynasın.
Metallica’nın Load’dan beri yaptığı en iyi albüm. Sound konusunda benim neredeyse hiçbir sıkıntım yok. Shadows Follow albümün en iyi şarkısı, 72 Seasons, Lux Aeterna ve son 5 parça da dümdüz harika parçalar; Sleepwalk, You Must Burn! ve Crown hariç dinlerken eğlenmediğim parça yok sayılır, ilk dinleyişte hiç sarmayan Screaming Suicide bile albüm içinde feci güzel akıyor. Son albümün bir tık üstünde bir iş bekliyordum bu kadar eğleneceğim bir albüm beklemiyordum açıkçası. Tabii Kirk ve Lars ile ilgili sıkıntılar ve şarkıların yine törpülenememesi gibi sorunlar var ama ben razıyım bu albümden valla. 8/10
11.05.2023
@İlker, Adettendir:
RTL = MOP = AJFA (bunları sıralamaya çalışmaktan pes ettim)
Load
Kill ‘Em All
Black Album
72 Seasons
Hardwired
Death Magnetic
Reload
St. Anger
11.05.2023
@İlker, bende şöyle:
MOP = AJFA
RTL
Black Album
Kill ‘Em All
Load
72 Seasons
Death Magnetic
Hardwired
Reload
St. Anger
11.05.2023
@Ahmet Saraçoğlu, abi Hardwired’ı en sona koyuyordun hep, şaşırdım şu an.
Gerçi bende de her gün farklılaşıyor. O yüzden sıralamaktan vazgeçtim. Her birinin zevki ayrı.
Yeri geliyor, kötü bir gün geçirmiş oluyorsun. Öfke ve stres tavan. O an en iyi St. Anger oluveriyor. “Lan Metallica bile bu kadar boktan albüm yapmış ben hata yaptıysam çok mu?” diye dann dunn rezalet bir müzik dinleyerek ihtiyacını karşılıyorsun.
11.05.2023
@İlker, @Ahmet Saraçoğlu
benim sıralamam da sizin listelerin tam ortasında kalıyor:
RTL = MOP = AJFA
Load
Black Album
Kill ‘Em All
72 Seasons
Hardwired
Death Magnetic
Reload
St. Anger
11.05.2023
@Berca B., @İlker, benim için MoP’taki tüm şarkılar 10/10. AJFA’daki tüm şarkılar 10/10. RtL’de ise Escape 8, Trapped… 9 bence. O yüzden minicik bir farkla RtL’yi o ikisinin arkasında görüyorum. Aşırı minik ama.
Load’u da aşırı seviyorum ama Kill…’de ve Black Album’de sevmediğim şarkı yok ama Load’da 2×4, Cure ve Poor Twisted Me diğer şarkıların gerisinde bence. O yüzden diğer ikisinin arkasında benim için. Ama onu da bütün olarak çok fazla seviyorum.
Son olarak sound’da ve trampet tonunda sıkıntı olmasaydı; mesela Black Album’le veya Load’la aynı prodüskiyonda olsaydı St. Anger’ı bile ReLoad’un önüne koyabilirdim. ReLoad’da Fuel, Prince Charming, Low Man’s Lyrics ve The Unforgiven II dışında dinleyebildiğim şarkı yok.
11.05.2023
@Ahmet Saraçoğlu, sound olarak katılıyorum ama St. Anger’da dünyanın en dandirik trampeti olsa da, bütün olarak düşününce Death Magnetic’in sound’unu daha bile kötü buluyorum. “Toparlamış” dediğimiz guitar hero’lu remaster bile benim için hala çok kötü. Son albümün prodüksiyonu Death Magnetic’te olsa açıp tekrar tekrar dinlemek, detayları yakalamak isterim ama o albümün sound’unu o kadar sevmiyorum ki birkaç şarkı üst üste dinleyince inanılmaz daralıyorum.
11.05.2023
@Berca B., cidden korkunç bir sound o da. The Day That Never Comes gibi clean gitarlı şarkılarda daha da çok sırıtıyor o patlayan trampet falan. Şarkının ikinci yarısı özellikle şöyle:
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/86/Aic_allsecrets_loudness.png
12.05.2023
@Ahmet Saraçoğlu, 2×4, Metallica tarihinin en underrated şarkısı bence. Hazır gelmişken ben de bu aşırı eğlenceli sıralamayı boş geçmiyeyim;
RTL = MOP = AJFA = Black Albüm
Load
Beyond Magnetic (yarım albüm ama sıralamaya koymak zorundayım)
Kill ‘Em All
Reload
72 Seasons = Hardwired = Death Magnetic
St. Anger
12.05.2023
@Bora, 2×4 Load’un en sevdiğim şarkısı. Çalması da basit ve ayrı keyifli. En seksi rifler o parçada, bol bol triton.
11.05.2023
@İlker, Hiç böyle sıralayan görmedim:
AJFA=RTL
KEA
MOP
LOAD
BLACK
DEATH MAGNETIC
BEYOND MAGNETIC
ST ANGER
RELOAD
HARDWIRED
72 SEASONS
06.08.2023
@İlker, AJFA
MOP
RTL
BLACK
LOAD
DEATH MAGNETIC
KEA
RELOAD
HARDWIRED=72 (zaten birbirlerinin b-side’ı gibiler)
ST ANGER
16.01.2024
@İlker,
KEA
MOP – AJFA
RTL
LOAD
GARAGE INC
DEATH MAGNETIC
BLACK ALBUM
ST. ANGER
RELOAD
HARDWIRED
72
11.05.2023
@İlker,
AJFA
MOP
KEA
RTL
METALLICA
72 SEASONS
HARDWIRED
LOAD
RELOAD
DEATH MAGNETIC
ST ANGER
12.05.2023
@İlker, You Must Burn!’ laf etmemin üstünden 24 saat geçmeden köpeği olmam. Bazı şarkılar hiç beklemediğiniz anlarda klik ediveriyor işte.
15.01.2024
@İlker, Crown of Barbed Wire’ın da geç de olsa 8 ay sonra falan köpeği oldum.
Metallica yeni albüm sonrası 2 konser verdi. Yeni albümden çaldıkları parçalar:
72 Seasons
Lux Æterna
Screaming Suicide
Sleepwalk My Life Away
If Darkness Had a Son
You Must Burn!
Arkadaş şu Shadows Follow’u, Too Far Gone’ı da çalsanıza artık. İkisi de bu çalınanların tamamından daha iyi şarkı bence.
11.05.2023
@Ahmet Saraçoğlu, +Room of Mirrors
Sleepwalk My Life Away nedir cidden ya özellikle, bir de o kadar konser şarkısı değil ki…
11.05.2023
@İlker, onu da çok seviyorum. Onu çalmayacak olsalar bile umarım ikinci yarısındaki armonik gitarları başka bir şarkının sonuna falan eklemleyip canlı çalarlar.
Geçen zamanda albümle ilgili görüşüm oldukça değişti.
Hani önceden beğendiğimi söyleyip eksileri ve artılarıyla ortalama bir yorum yapıyordum.
Şimdi ise utanmasam Master of Puppets’la kıyaslarım. “Gaz albüm ama zeka parıltısı yok” diyordum. Halt etmişim. Albümden rif rif, melodi melodi zeka fışkırıyor.
Her saniyesi, küçük detaylarına, geçişlerine kadar kadar orgazmik. Dinledikçe öyle bir açıldı ki görüşüm “zeka parıltısı içermiyor”dan “biz bu adamların zeka seviyesine erişememişiz meğer”e döndü. Muazzam.
“Yalancıyı s*kmiyorlar” diyebilirsiniz; bugün konserlerine gitsem ve 12 parça sırf bu albümden çalınıp geri kalan 3-4′ü klasiklerden olsa üzülmem, hatta sevinirim. Zaten kaç kere duyduk onları. Ama şu şarkılar var ya canlıda üst üste şenlik olurdu benim için.
Hele Too Far Gone’ın 2.32′deki rifi yok mu? Her seferinde 5 kere geri alıp dinliyorum. Iron Maiden’ın ilk 7 albümündeki armonik bridge’lerin tanrısallığı var orada. Ve sonraki vokal kısmı… of of. Şunu konserde çalın be.
Oh övdüm rahatladım.
Albümü ilk dinlediğimde sıkıcı bulmuş, beğenmemiştim. Sonraki dinlemelerimde yavaş yavaş “Vay, bu riff iyimiş… Nakarat sağlammış…” dediğim kısımlar oldu. Sonrasında bazı şarkıların oldukça iyi olduklarına karar verip yaklaşık 1 hafta boyunca iyi olduğunu düşündüğüm şarkıları defalarca dinledim, keyif de aldım, ama sonrasında Mehmet Emrah Konya’nın tekrar tekrar değindiği konu kendini gösterdi. Hiç bir şarkı kalıcılık oluşturamadı benim için. Bu albümden bir parçayı en son dinleyişimin üzerinden 1 haftadan fazla süre geçti ve an itibari ile albümden herhangi bir parçayı dinlemek için arzu duymuyorum. Hatta 1 haftalık süreç içerisinde sevdiğim şarkıların nakaratlarını, rifflerini gün içerisinde mırıldanırken, o eylem de yavaş yavaş yok oldu.
Sonuç olarak, 10 üzerinden 6 bu albüm için çok uygun bir not bence. Kesinlikle kötü bir albüm değil, bazı parçalar bir kaç gün boyunca tekrar tekrar dinleme isteği uyandırıyor ama o parçalar da zihni iyice yerleştikten sonra geri dönme isteği uyandıramıyorlar. 6 ay sonra albümden herhangi bir parçayı açıp dinlemek isteyeceğimi zannetmiyorum.
2023′te çıkan bir Metallica albümü ne kadar iyi olabilirse ondan da iyi. Modern dönem başyapıtı. Hiçbir şeyi sikine takmamanın özgürlüğüyle gazlanmış yaratıcılık ve 40 senelik tecrübenin muhteşem birlikteliği. En azından son 3 şarkıyı üst üste döndürmeden geçen günler büyük kayıp gibi geliyor. Babalara saygılar..
Shadows Follow nihayet canlı çalındı.
https://youtu.be/RFwz4w5CElg
07.08.2023
Too Far Gone?’ın ilk canlı performansı da geldi.
https://youtu.be/kL5WCObx-b4
Albümü onlarca kez dinledim. Millet albümü unuttu ama ben buradayım. Kesinlikle dinledikçe açılan albümlerden. İlk 2-3 dinlememde vasat bulmuşsam da iş sonradan ”lan şurası da manyakmış, bu riff harikaymış” kafasına döndü. Kesinlikle eğlenceli, güzel, iyi bir Heavy/Thrash Metal albümü. Özellikle Room of Mirrors manyak bir şarkı olmuş, ileride Metallica klasiklerine gireceğine inanıyorum. Yanlız bir kaç konmasa da olur şarkı var. Bütün bunları toparlarsam Metallica’nın 2000′ler sonrası çıkan Death Magnetic’ten sonraki en iyi albümü. Sıralamam şöyle (Sadece 2000′ler)
Death Magnetic > 72 Seasons > St Anger > Hardwired > Lulu
Çok yaşa Metallica!
Dinlemek istediğimde aşağıdaki gibi bir listem var. Bana çok daha eli yüzü düzgün ve dengeli geliyor albümün bu hali. Hatta bence albüm bu şekilde 8 parça-46 dakika olarak çıksa çoğu insan daha olumlu yaklaşabilirdi.
1. 72 Seasons
2. Shadows Follow
3. You Must Burn!
4. Lux Æterna
5. Crown of Barbed Wire
6. If Darkness Had a Son
7. Too Far Gone?
8. Room of Mirrors
Metalika be kardeşim.
Unutmamalı…
https://youtu.be/wiuoJR9gj7Y
RYM’de ki sik kafalılar bu albüme 2.60 vermiş. Load’un notu ise 2.65 (oha), hani içinde en az 5 adet klasik barındıran Load.
Bu sitenin değerini bilin.
Too far gone? Never too far gone.