Yaklaşık dört milyon kişinin yaşadığı Gürcistan, metal konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri değil. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından kendi ayakları üzerinde durmaya başlayan bu ülke, o coğrafyanın kasvetini, vasatlığını, kendi kendine yetmek zorunda oluşunun verdiği mücadele havasını ve bunun yarattığı tuhaf çekiciliği bünyesinde barındırıyor.
Metal-Archives’a baktığımızda sadece ve sadece 26 adet aktif metal grubunun müzik yaptığı ülkeden çıkan en bilindik oluşumsa yukarıdaki paragrafta yazdıklarımı; o kasveti, vasatlığın yarattığı darlanmayı, mücadeleyi ve bu sayede oluşan çekiciliği aynı potada eriterek bizlere sunan depresif black metal grubu PSYCHONAUT 4.
Bünyesinde gitar çalan 3, vokal yapan 3 kişi barındıran PSYCHONAUT 4, türün severlerinin dikkatini çeken ilk albümleri “Have a Nice Trip”in ardından depresif black metal komünitesi içerisinde adını giderek daha fazla duyurmuş ve 2016 yılında da şu anda bahsetmekte olduğum “Neurasthenia” albümünü çıkarmıştı. “Neurasthenia” PSYCHONAUT 4’un son albümü değil, ancak bence “Have a Nice Trip”le birlikte en karakteristik ve önemli albümü, bu yüzden onu incelemeyi tercih ettim.
Depresif black metal denince akla gelen at başı isimlerin pek çoğunun ışıltılarını PSYCHONAUT 4 müziğinde bulmak mümkün aslında. LIFELOVER, APATI ve SILENCER başta olmak üzere FORGOTTEN TOMB’a dek uzanan bir depresiflik, sefillik söz konusu ve grup bunu hiçbir şekilde kolaya kaçmadan, tribünlere oynamadan, demagojiye kaçmadan bizlere sunuyor. PSYCHONAUT 4’la “Neurasthenia”yla ilgili en değerli kısım da bu aslında. Gürcistan gibi metal haritasının epey dışındaki ülkelerden çıkan grupların genelde olayın klişelerinden çıkamaması, zaten bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda grubun olduğu bir ortamda yerel kitleye olayın ABC’sini sunmakla yetinmesi beklenir. Ne var ki PSYCHONAUT 4 olaya böyle bakmıyor.
Bu adamlar işlerini ciddiye alıyorlar, yaptıkları müziği dünya çapında karşılık bulacak şekilde tasarlıyorlar, içinde bulundukları türün önde gelen gruplarından biri olmak adına yola çıkıyor ve bunu başarıyorlar. Albüm kapaklarını Maxime Taccardi’ye, grup logolarını ise Christophe Szpajdel’e yaptıracak kadar bu işin içindeler ve 73 dakikalık bir depresif black metal albümü yapmanın hem yapanı hem de dinleyeni ne denli yıpratacağını umursamaksızın bu işe yüreklerini koyuyorlar.
Esasında PSYCHONAUT 4’un müziği tam anlamıyla depresif black metal olarak görmemek de mümkün. Metal-Archives’ın da tanımladığı gibi adamlar black metal ve depresif rock’ı bir ara kullanıyorlar. Ortada tamamen black metale bulanmış bir yitiklik, çökmüşlük yok zira. Daha ziyade SILENCER, SHINING ve benzer gruplardan alışık olduğumuz türde çığlık çığlığa bir vokal ile yer yer black metal nefretini kusan ama genel itibarıyla depresif rock denecek düzeyde black metalden uzak duran bir müzikal kimlik var. AUSTERE, TOTALSELFHATRED, MAKE A CHANGE… KILL YOURSELF, XASTHUR gibi özbeöz, has depresif black metal gruplarını seviyorsanız da PSYCONAUT 4’un müziğini sevebilirsiniz, ancak bu tarz grupları sevmiyor olsanız bile bu Gürcü grubun müziğinde çekici yanlar bulabilirsiniz. “Total Leaning to Madness”ta görüldüğü gibi bilinçli monotonluklar ve tekrarlarla oluşturulan BETHLEHEM havaları, “Bad t.RIP”te görülen FORGOTTEN TOMB/SILENCER evliliği gibi olayların dışında, başlatır başlatmaz Spotify’da neden yarım milyondan fazla dinlendiğini anlayacağınız “Too Late to Call an Ambulance” tarzı daha “şovlu”, kolay dinlenir şarkılar da mevcut. Yakın karakterdeki “Sweet Decadence” için de benzer şeyleri söyleyebiliriz.
Sadede gelirsek, PSYCHONAUT 4 sadece 26 adet metal grubunun bulunduğu bir ülkeden çıkmasına rağmen içinde bulunduğu alt türün doğrularını çok iyi bilen ve türün büyüklerinin klonu olmadan kendi karakteristik sound’unu yaratmayı başarmış, depresif black metal türü içerisinde 1 milyona yakın dinlenen şarkılar yazabilmiş bir grup. Türü seviyorsanız ve henüz tanışmadıysanız “Neuasthenia” bence PSYCHONAUT 4’la tanışmak için en iyi albüm. Ardından ilk albümü dinleyebilir, sonra da “Dipsomania” ve “Beautyfall”dan devam edersiniz.
Sonuçta sizin hayatınız, hangi albümle daha da dibe çekileceğinizin kararını kendiniz verebilirsiniz.
Kadro Graf: Vokal
Drifter: Gitar, sert vokal
S.D.: Ramirez Gitar, clean vokal
Glixxx: Gitar
Alex Menabde: Bas
Nepho: Davul
Şarkılar 1. Prologue
2. Death Is a Form of Art
3. Sweet Decadance
4. Total Leaning to Madness
5. Bad t.RIP
6. Song Written in Paris
7. Sleeping Pills Suck
8. Hangover
9. Too Late to Call an Ambulance
10. Thoughts of Death
ismi içinde rakam bulunan gruplar bana hep nu-metal ya da 2000 sonrası çıkan zottirik disco metal grup izlenimi veriyor, o yüzden sürekli karşıma çıkmasına rağmen hiç dinlememiştim, intiharlı gürcü metal ile karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi
Malum komşu ülke grubu olduğundan ilk çıktıkları zamandan beri tanıdığım ve çok sevdiğim bir grup Psychonaut 4. Beş parasızken kurdukları bu grup sayesinde şimdi sık sık konser veren, Avrupada turnelere çıkan bir gruba dönüşmeleri Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’daki bir çok grup için de bir nevi “imkansız değilmiş” düşüncesini yarattı. “Have a nice trip” çıktığından kısa süre sonra Bakü’de konser vermek istiyorlardı, ücret falan gibi talepleri de yoktu. Tek istekleri “vapur bileti ve hotel ayarlayın gelelim”di ama hiçbir organizatör adamlarla doğru dürüst iletişim kuramadı diye konser de yalan olmuştu :D
Lifelover un halefi ve devamı,harika bir grup,have a nice trip ve bu albümleri şahanedir sweet decadence mükemmel bir başyapıt,
Votka…votka…votka…vottttkka…
ismi içinde rakam bulunan gruplar bana hep nu-metal ya da 2000 sonrası çıkan zottirik disco metal grup izlenimi veriyor, o yüzden sürekli karşıma çıkmasına rağmen hiç dinlememiştim, intiharlı gürcü metal ile karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi
11.01.2023
@crowkiller, istisnalar var.
https://youtu.be/eDSSqAF-VdU
albüm coverları ile icra ettiği müzik bu kadar alakasız olabilir bence.
Malum komşu ülke grubu olduğundan ilk çıktıkları zamandan beri tanıdığım ve çok sevdiğim bir grup Psychonaut 4. Beş parasızken kurdukları bu grup sayesinde şimdi sık sık konser veren, Avrupada turnelere çıkan bir gruba dönüşmeleri Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’daki bir çok grup için de bir nevi “imkansız değilmiş” düşüncesini yarattı. “Have a nice trip” çıktığından kısa süre sonra Bakü’de konser vermek istiyorlardı, ücret falan gibi talepleri de yoktu. Tek istekleri “vapur bileti ve hotel ayarlayın gelelim”di ama hiçbir organizatör adamlarla doğru dürüst iletişim kuramadı diye konser de yalan olmuştu :D
Death Is A Form Of Art türün en güzel rifflerinden biriyle başlıyor. Kapak mükemmel. Daha 7. senesine girmesine rağmen fazlasıyla klasik.
”haha kapakta sakso çeken ve kendini parmaklayan kadın var”
17.01.2023
@Yiğit, Çizen kişi daha az kalın yapabilirmiş. Kadının boğulmasına ramak kalmış.
Lifelover un halefi ve devamı,harika bir grup,have a nice trip ve bu albümleri şahanedir sweet decadence mükemmel bir başyapıt,
Votka…votka…votka…vottttkka…