Death metalin önlenemeyen, takip dahi edilemeyen aşırı yayılmacı ve gelişken tavrının Metal müziği tepeden tırnağa yapışkan, temizlemesi imkansız, bazen sümüksü, bazen ise katran koyuluğundaki pisliğiyle sarmasını çok acayip ve güzel buluyorum. Yoğun olarak karambol/balçık death metal olarak literatürde yerini alan bu türde görebileceğimiz bazı sapkınlıklar ve kendini bilmezlikler bence Death metalin ağırlık ve sertlik konusunda gelebileceği en son nokta. Sözünü ettiğim betimlemeleri bardağın son damlasına dek bünyesinde tutan kritik konusu albüm gibi yapıtların ise bunca bilinmezliğin ve karambolün arasında ne yaptığını bildiği takdirde bir nimete dönüşmesi ise ne mutlu ki içten bile olmuyor .
Geçen yıl kendi sene sonu listeme bu türe ait 3 albümü (”Succumb”, ”Persecution”, ”Disavowed, And Left Hopeless”) almıştım. Öyle ki 2021 senesi karambol Death metal adına gerçekten de eşsiz bir yıldı ve bunu sağlamakta payı olan grupların selefi olan topluluklar da içinde bulunduğumuz seneyi balçığa batırıp, kana bulamaya devam ediyor;
Az sayıdaki sevenlerine Birleşik Krallıktan merhaba diyen ve siteden İsmail Vilehand’e tavsiye ederken ”Altarage+Qrixquor+diğer kahpe evlatları” diyerek tanıttığım VESSEL OF INIQUITY ise bu türde bu sene yükün büyük bir kısmını sırtlıyor. S.P. White isimli bir müzikal sapkın tarafından tek kişilik bir proje olarak 2015′te kurulan VESSEL OF INIQUITY icraatlarına 2019′ta başlamış ve geçtiğimiz 3 sene içerisinde toplam 5 albüm, 5 EP, 1 demo ve 1 adet de split yapmış. Tek kişilik bir projeye ve hatta 4-5 kişilik bir gruba göre oldukça çalışkan bir varlık olduğu anlaşılan White bunca yıl sonra bence yapmaya, içine girmeye gönül verdiği bu karambol vorteksleri bu albüm ile tamamıyla kavramış ve biz sevenlerine en iyi ürününü sunmuş.
Ortalama 7′şer dakikalık 4 şarkıdan ibaret olan ”The Path Unseen”i hem bu sene karambol Death metalde hem de grubun külliyatında ön plana çıkaran en önemli şey prodüksiyon tarafının çok daha özenli ve oturaklı işlenmiş olması; Bu konuda ”The Path Unseen”i gerçekten de olması gerektiği gibi, doğasına ve türün varoluş amacına uygun bir şekilde master’layan Will Killingsworth isimli müzisyenin kimler ile çalıştığına baktığımızda DÖDSRIT, TOMB MOLD, FULL OF HELL başta olmak üzere onlarca grup görüyoruz ve 4 albüm sonrasında gelen ”The Path Unseen”in oturaklı, kaliteli ve baskın sound’unun tesadüf olmadığını, bu albüm için ekstra bir şeyler yapıldığını anlıyoruz. Prodüksiyon olayının karambol Death metaldeki en önemli etken olduğunu ve türün enstrümantal bir gövde gösterisi vs. yapma amacından ziyade direkt sesin kendisiyle çamurlu bir atmosfer yaratma çabası olduğunu düşünürsek ”The Path Unseen”in bu türü sevenler için bulunması zor bir nimet olduğunu iddia edebilirim.
Yarım saat süren fakat sonu gelmek bilmeyen bu tantana, ilhamını bariz bir şekilde ALTARAGE’den almış ve bu hususta sadece ilham almakla yetinmeyerek ALTARAGE’in son albümde yaratmış olduğu dipsiz kuyuya bir taş da kendisi atmış. Bu etki albüm genelinde yoğun bir biçimde hissedilirken kendisini özellikle son iki şarkıda gösteriyor; Mesela Forja’da bir benzerini duyabildiğimiz balyozumsu sürüngen rifler ile Abyss of Unknowing’de de karşılaşıyoruz. Albüme adını veren ikinci şarkının ortalarında devreye giren yarı melodik rifler ise bizlere geçen yıl kabuslar yaşatan NOCTAMBULIST’i hatırlatıyor. Tüm bunların üzerine, albümün kendisi sanki ilk 20 dakikada yeterince kemik kırmıyormuş gibi son şarkı A Door Once Opened… sahneye atılıyor ve balyozlarla ve envai çeşit suç aletleriyle işkenceyle ‘embodiment’ edilmiş olan bünyelere son sürat tekme tokat dalarak olayı noktalıyor.
”The Path Unseen” tantanasının üzerine fazla tantana yapmaya gerek yok. S.P. White yani VESSEL OF INIQUITY karambol Death metalde bu yılın açık ara en iyi albümünü yapmış ve bu senenin en iyi Black metal albümlerinden biri olarak tanımladığım ”Procreate Inverse”ü yayınlayan şirket aracılığıyla da piyasaya sunmuş. Tam bu satırları yazarken şu an Blood Magic’in ortasında duyduğum kaotik, korkunç, iğrenç tremolo gitarlar bana ne kadar haklı olduğumu kusarken kafatasımda çatlaklara ve kırıklara sebep olmaya devam ediyor. İncelemede adını andığım gruplara karşı sevgi ve saygı besleyen faniler bu sonu gelmeyen, oluk oluk lağım suyu akıtan fakat bir şekilde çok hızlı biten bu albümü çok sevecektir. Nasıl ki ışığın yokluğunu karanlık olarak betimliyorsak, düzenin, iyiliğin ve güzelliğin yokluğunu da ”The Path Unseen” ile tanımlamak istiyorum bu sene. Kesinlikle ıskalamayın.