2009’da çıkardıkları “Carving Out the Eyes of God” ile ilk iki albümünün üstüne çıkan GOATWHORE, sonraki iki albümüyle de bu yükselişi sürdürmüş ve black metal, death metal ve thrash metali en iyi harmanlayan gruplardan biri olarak metal arenasının ve sahnelerin aranan isimlerinden birine dönüşmüştü. “Constricting Rage of the Merciless”ta thrash metal karakterinin baskın olduğu eski usul paçoz black metale ağırlık veren grup, akabinde “Vengeful Ascension” adlı albümle güzel bir süreç nasıl bok edilir sorunun cevabını vermişti.
GOATWHORE müziğiyle ilgili sıkıntı teşkil eden bir numaralı unsurun grubun akılda kalıcı rif ve melodi yazma konusunda müthiş bir yeteneği olmaması olduğunu düşünüyorum. Blackened death metal ve thrash metalin çirkin taraflarını bir araya getirmek esasında çok da bir akılda kalıcılık istemez, olduğu gibi gelir tokatlar gider ancak ben GOATWHORE’un karakteristik bir sound sunabilmesi ve benzerlerinden ayrıştırılabilmesi için genel anlamda biraz daha fazlasına ihtiyaç duyduğunu düşünenlerdenim.
“Vengeful Ascension”daki kadar büyük bir hayal kırıklığına imza atamayacaklarını düşündüğümden, iddialı adıyla dikkat çeken “Angels Hung from the Arches of Heaven”a yönelik beklentilerimi olabildiğince yükseltmiş ve en azından olumlu yönde atılacak bir adımın yolunu gözler olmuştum. Albüm çok da gürültü koparmadan çıktı ve şimdiden rahatlıkla söyleyebilirim ki GOATWHORE -en azından- bir önceki albümün sefilliğinin üstüne çıkan ve dinleyiciyi hop oturup hop kaldıran bir iş yapmayı başarmış.
Söylenmesi gereken ilk farklılık, Erik Rutan’lı dönemin ardından grubun albümün masa başı işlerini çok farklı zihniyete sahip ellere emanet etmiş olması. “Angels Hung from the Arches of Heaven”ın yapımcı ve miksajcı koltuğunda CONVERGE insanı Kurt Ballou otururken, mastering’den ise metal tarihinin en önemli mastering ustalarından Ted Jensen sorumlu.
Özellikle Kurt Ballou’nun yapımcı görevini üstlenmesinin albümün dinamik yapısında etkisi olduğunu düşünüyorum. Grup albüme adını veren şarkıda olduğu gibi daha epik olaylara girmenin yanı sıra, “Death from Above”da olduğu gibi adrenalini yükseltmeyi de “Victory Is the Lightning of Destruction”da olduğu gibi THE CROWN’a varan ve içine de black metal karanlığı katan düzeyde yırtıcı bir death/thrash metal kokteyli sunmayı da başarıyor.
Alışık olunduğu üzere bu çirkin müziği yer yer blues gamlarıyla, rock ‘n’ roll soslu sololarla kıran grup, olayın temelini oluşturan karanlığı bu kez gayet iyi kotarmış durumda. Albümü dinlerken aklınıza AURA NOIR’ın, DESASTER’ın, DESTROYER 666’in gelmesi gayet olası. Ancak albüm, bence grubun bir önceki saçmalıktan önce çıkardığı üç sağlam albümdeki thrash etkili black metal karakterinin yanına death metalin de baskın olarak yerleştirilmeye çalışıldığı pek çok an barındırıyor. Dolayısıyla “Angels Hung from the Arches of Heaven”ı dinlerken GOATWHORE’un hem tazelendiğini hem de köklerine döndüğünü hissedebiliyorum. Yaklaşım odaklı bu tür konuların dışında, sadece L. Ben Falgoust II’ın vokallerindeki tutkuda bile ekstra bir ateş, ilave bir hırs varmış gibi hissediyorsunuz.
Bahsettiğim bu durumun en iyi örneklerinden birini, belki de birincisini “The Bestowal of Abomination”da görebilirsiniz. GOATWHORE bu şarkıda “Inexoarable”a koysanız sırıtmayacak düzeyde karakteristik ANGELCORPSE olayları sergiliyor ve müziğindeki death metal tarafını haşin biçimde öne çıkarıyor. Yine death metal gerginliğini sofralarımıza getiren “Weight of a Soulless Heart”, hardcore punk ve crust fikirleri içeren “Nihil” ve son olarak da albüme gayet iyi bir kapanış yapan “And I Was Delivered from the Wound of Perdition” GOATWHORE’un paletindeki gri tonların ne kadar koyu, siyahın ne kadar zifiri olduğunu gösteren araçlar arasında.
“Angels Hung from the Arches of Heaven” sadece “Vengeful Ascension”dan daha iyi olarak bile yeterli takdiri görebilir, GOATWHORE’un “aynen devam”lar eşliğinde yoluna bakmasını sağlayabilirdi. Ne var ki albüm bu -çok da zor olmayan- durumla yetinmiyor ve GOATWHORE’un iyi, bayağı iyi albümlerinden biri olarak çirkinli karanlık müziğin tarih sayfalarına yazılıyor.
Kadro L. Ben Falgoust II: Vokal
Sammy Pierre Duet: Gitar, vokal
Trans Am: Bas
Zack Simmons: Davul
Şarkılar 1. Invocation 3
2. Born of Satan's Flesh
3. The Bestowal of Abomination
4. Angels Hung from the Arches of Heaven
5. Death from Above
6. Ruinous Liturgy
7. Victory Is the Lightning of Destruction
8. Voracious Blood Fixation
9. The Devil's Warlords
10. Weight of a Soulless Heart
11. Nihil
12. And I Was Delivered from the Wound of Perdition
Taş gibi albüm. Gayet akıcı ve zengin bir müzik. Tema olarak da zengin bir içerik sunmalarının nedenleri var. Grubun işlediği temaları göz önüne alırsak günümüz dünyası biçilmiş kaftan. 2022 yılında albüm çıkarmış olmaları süpriz değil. Seneye de bir albüm çıkarabilirler.
Basarili album, lakin son parca, albumun tamamindan daha buyuk geliyor bana dinledigim ilk gunden beri. Bu sene en cok dinledigim parcalardan biri olma yolunda ilerliyor.
Baştan sona nefes kesen bir albüm. Kesinlikle yılın en iyilerinden.
Tam olarak beklentimi karşıladı, son derece başarılı bir çalışma olmuş. Bu yılki favorilerim arasında.
Trans Am hayatımda gördüğüm en iyi isim olabilir.
17.10.2022
@Erutururu, Pontiac Trans Am’a gönderme aslında ama Türkçe’de harika anlama sahip tabi fgdkjljsgfdas.
Taş gibi albüm. Gayet akıcı ve zengin bir müzik. Tema olarak da zengin bir içerik sunmalarının nedenleri var. Grubun işlediği temaları göz önüne alırsak günümüz dünyası biçilmiş kaftan. 2022 yılında albüm çıkarmış olmaları süpriz değil. Seneye de bir albüm çıkarabilirler.
18.10.2022
@deadhouse, grubun isminde keçiye dişiliği üzerinden hakaret var.
Basarili album, lakin son parca, albumun tamamindan daha buyuk geliyor bana dinledigim ilk gunden beri. Bu sene en cok dinledigim parcalardan biri olma yolunda ilerliyor.
Götten et kopartıyorlar.
Albümle aynı adı taşıyan şarkı: bir sürü kalp, ben.