Türkiye gibi bir ülkede metal müzik dinleyicisi olunca kendi ülkemizde metal müzik adına ortaya konan işlerin sınırlı olmasından ötürü çoğunlukla Batı ülkelerindeki grupları dinleyip takip ediyoruz. Bu durum kendi coğrafyamızdan çıkan şaheserleri fark etmemizi zorlaştırdığı gibi zaman zaman bize müziğin evrensel bir olgu olduğunu, kaliteli müzik yapmanın ve insanî duyguları müziğe yansıtmanın doğduğunuz yerle alakalı olmadığını, yetenekli bir sanatçının dünyanın her yerinden çıkabileceğini ve insanı mest eden eserler verebileceğini unutturabiliyor.
İzmirli depressive suicidal black metal grubu Valefor, yaptığı müzik türünde Batı ülkelerinde üne kavuşmuş pek çok grubun müzikal standardında olmasına rağmen coğrafyanın getirdiği dezavantajdan ötürü fazla fark edilmemiş bir mücevher. Metal müzik adına ülkemizin en büyük değerlerinden biri olması gereken bu grup kesinlikle daha çok tanınmayı ve hakkında daha çok konuşulmasını hak ediyor.
Tek kişilik bir proje olan Valefor’un arkasındaki deha, gerçek kimliğini bilmediğimiz, grubun tüm bestelerinin ve şarkı sözlerinin sahibi olan ve tüm enstrümanları kendisi çalan Sargathus. Grup temel olarak “depressive suicidal black metal” denen black metal alt türevi içerisinde önemli ölçüde doom metal karakteri de taşıyan bir müzik icra ediyor. Bu alttürlerde kaliteli eserler ortaya koymak temel olarak depresyon ve ruhsal acı hislerini müziğe en etkili şekilde yansıtmayı gerektirdiği için oldukça zor bir iş. Müziğin yalnızca sound olarak ekstrem bir karakter taşıması kesinlikle yeterli bir unsur değil. O ekstrem karakteri depresyon, çaresizlik, anlamsızlık, acı gibi pek çok duyguyu dinleyiciye en etkili şekilde ulaştıracak bir biçimde kullanmanız ve bunun için hissiyat anlamında oldukça çarpıcı bir bestecilik sergilemeniz gerekiyor. İşte Valefor’u yaptığı müzikte diğer pek çok gruptan ayırt eden şey, bunu mükemmel bir şekilde başarıyor olması.
Albüme baktığınızda muhtemelen ilk dikkatinizi çekecek olan şey, şarkı sürelerinin oldukça uzun olması olacaktır. Albümdeki şarkılar ortalama 8 dakika civarında. Şarkı sürelerini bu kadar uzun tutmak daha da büyük bir risk almak demek. Çünkü bunu yaptığınızda hissiyat açısından sürekli yoğun ve dinleyiciyi hiç sıkmayan bir müzik yapmanız gerekmekte. Valefor yansıtmak istediği duyguyu müziğe çevirmek ve bunu dinleyiciyi kendisine çivileyecek şekilde yapmak konusunda o kadar başarılı ki, bu işin içinden de büyük bir ustalıkla çıkıyor. Albümdeki parçalar düşük tempoda çalınan parçalar. Valefor parçaların içerisinde distorsiyonlu gitar, temiz gitar, klavye, synthesizer gibi enstrümanları büyük bir ustalıkla harmanlayıp bunları her an yaratılmak istenen karanlık ve boğucu hissi dinleyiciye en çarpıcı biçimde ulaştıracak şekilde büyük bir ustalıkla kullanıyor. Şarkılar enstrümantasyon açısından katmanlı bir yapıya sahip ve bu yapı, üst üste gelen farklı rif ve melodilerin her zaman notasyon olarak hiçbir çatışma içerisinde bulunmaksızın melankoli, karanlık ve ritim hissiyatını en üst düzeyde tutup birlikte tam bir uyum ve denge içerisinde aktıkları bir şekilde ortaya konmuş. Şarkıların içerisinde oldukça karanlık, yoğun, dinleyiciyi en derindeki acılarıyla yüzleştiren, black metal temeli üzerinde yükselen, yer yer melodik karakter taşıyan doom’vari rifler mevcut.
Gerek parçaların içerisinde birden fazla rifin bulunması, gerekse belli bir rifin uzun süre çalındığı halde müzikal karakterindeki yoğun çekicilik sayesinde dinleyiciyi kendinden hiç soğutmaması, her parçanın o karanlık, kasvetli, iç parçalayan duyguyu farklı bir güzellikle dinleyiciye ulaştırması, parçalar uzun olmasına rağmen dinleyicinin dünyayı unutup sadece dinlediği müziğe odaklanmasını sağlıyor. Distorsiyonlu gitarlar ve temiz gitarların büyük bir ustalıkla birbirini desteleyecek şekilde çalınması, sythisizer ile yaratılan temelin üzerine melodilerin eklenmesi, klavye ve bas gitar gibi destekleyici enstrümanların her zaman olmaları gereken yerde ve vermeleri gereken hissi verecek şekilde parçalara dahil olması, rif geçişlerinde hissiyat ve akıcılık adına hiçbir kopukluk hissedilmemesi gibi tüm unsurlar albümü başyapıt statüsüne yükseltiyor. Davullar standart ritim tutma görevini üstlenen, her an olması gerektiği yerde olan ve dinleyicinin kendisini parçanın akışına kaptırmasını sağlayan bir yapıda. Özellikle üzerinde durulması gereken bir diğer unsur ise vokaller. Oldukça tiz, adeta işkence gören bir insanın çaresizliğinin acı çığlıkları şeklinde karşımıza çıkan vokaller, bazıları tarafından abartılı bulunabilecek olsa da hiçbir şekilde yapmacık durmuyor ve tam da verilmek istenen acı ve çaresizlik hissini en üst düzeye çıkarıyor. Çalınan her bir nota, adeta insanın kalbini bir iğne gibi delip ruhunun en derinlerindeki yaralarına saplanıyor.
“Hidden in the Arms of Death” ülkemizin metal müzik piyasası konusundaki yetersizliğinden dolayı kendini fazla gösterememiş, fakat depressive suicidal black metal türü içerisinde hem bu ülkenin açık ara en iyi çalışmalarından biri olan hem de bu türü hem müzikal anlamda hem hissiyat anlamında en üst düzeyde içselleştirip temsil eden, özellikle türün müptelalarının başucu albümlerinden biri olması gereken bir başyapıt.
Şarkılar 1. In the Emptiness
2. Journey to Obscurities
3. Mental Collapse
4. Timeless End
5. The Torment of the Grave
6. Behind Misty Shadows
7. A Paranoiac Dream
8. Born from Reflections
9. Hidden in the Arms of Death
10. The Existence of a Deception
Cemil Okumuş gerçekten harika kritikler kazandırıyor siteye. Bu haftanın listesinde Valefor’u gördüğümde inanamamıştım. Benim de ilk çıktığı yıllarda dinlediğim, sonra unuttuğum bir albümdü. Yıllar sonra kritik sayesinde tekrar dinliyorum, DSBM kendini oldukça zor dinletebilen bir tür fakat bu albüm kendini bir şekilde seni içine çekiyor. Dinleyiciye sunmak istediği duygu yoğunluğunu çok güzel yansıtmış.
Puan abartılı 10 çok fazla 7 verdim. Kötü olmayan bir DSBM albümü ama harika demek diğer harika albümlere ayıp olur. DSBM aslında düşünüldüğünün aksine inanılmaz sound çeşitliliği sunan bir tür. Sadece şarkı sözleri ile türün adına yaraşır bir şey yapmaya çalışınca o iş olmuyor ama soundu da yanında güzel icra eden gruplar bu türün hakkını veriyor. Sadece metal müzikte alışkın olduğumuz enstrümanları güzel kullanmak yetmiyor bunun biraz daha dışına çıkıp yeni şeyler eklemek yeni özel bir şey sunmak işte o zaman bence bu türün gerçek güzelliği ortaya çıkıyor. Bu albümün de eksik kısmı o kötü değil ama 10 puan verilecek kadar olağanüstü bir albüm olduğunu düşünmüyorum.
valla elim 2 yıldıza gidiyor ama 40ına yarak dayamış bir yarı ölü olarak tr den çıkmış kardeşlerimize de destek olmazsam yarak gibi hissederim ö yüzden albümün notu 5
Kritik merak uyandırdı. Eline sağlık. Hiç duymamıştım şuan bakacağım.
DSBM camiasında meşhur biri aslında. İyi bir albümdür. Puanı biraz abartılı buldum. 7.5 ideal bence.
Cemil Okumuş gerçekten harika kritikler kazandırıyor siteye. Bu haftanın listesinde Valefor’u gördüğümde inanamamıştım. Benim de ilk çıktığı yıllarda dinlediğim, sonra unuttuğum bir albümdü. Yıllar sonra kritik sayesinde tekrar dinliyorum, DSBM kendini oldukça zor dinletebilen bir tür fakat bu albüm kendini bir şekilde seni içine çekiyor. Dinleyiciye sunmak istediği duygu yoğunluğunu çok güzel yansıtmış.
kritiği okuyunca bi daha dinlemem geldi
Okur notu ilginçmiş.
Puan abartılı 10 çok fazla 7 verdim. Kötü olmayan bir DSBM albümü ama harika demek diğer harika albümlere ayıp olur. DSBM aslında düşünüldüğünün aksine inanılmaz sound çeşitliliği sunan bir tür. Sadece şarkı sözleri ile türün adına yaraşır bir şey yapmaya çalışınca o iş olmuyor ama soundu da yanında güzel icra eden gruplar bu türün hakkını veriyor. Sadece metal müzikte alışkın olduğumuz enstrümanları güzel kullanmak yetmiyor bunun biraz daha dışına çıkıp yeni şeyler eklemek yeni özel bir şey sunmak işte o zaman bence bu türün gerçek güzelliği ortaya çıkıyor. Bu albümün de eksik kısmı o kötü değil ama 10 puan verilecek kadar olağanüstü bir albüm olduğunu düşünmüyorum.
21.09.2022
@Drochshaol, Çok doğru tespitler. Lifelover’ın başarılı olmasının nedenlerinden biri piyanoyu iyi kullanmalarıydı.s
21.09.2022
@deadhouse, Ben de DSBM için piyanonun çok can alıcı bir noktada olduğunu düşünüyorum. Piyanoyu çok iyi kullanan DSBM grupları var.
21.09.2022
@Drochshaol, https://youtu.be/YLVDGty62gw
21.09.2022
@Ahmet Saraçoğlu, Çok teşekkürler Ahmet abi gerçekten mükemmel bir parça piyano kullanımına da iyi bir örnek.
21.09.2022
@Drochshaol, solosu da muazzamdır.
valla elim 2 yıldıza gidiyor ama 40ına yarak dayamış bir yarı ölü olarak tr den çıkmış kardeşlerimize de destek olmazsam yarak gibi hissederim ö yüzden albümün notu 5
21.09.2022
@Retrokafa, metal müzik
21.09.2022
@Camboard, metal müzik
vokal biraz sıkıntılı,bu dsbm vokalini en iyi xasthur dan malefic başarıyor bence,ama gene de kalitelidir valefor
zenith maudlin de yazalım o zaman