# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SUMERLANDS – Dreamkiller
| 22.09.2022

Yürüyedurun aslanlar.

Son altı yılda dinlediğim tüm grupları ve tüm albümleri düşündüğümde, bir şekilde diğer hepsinden sıyrılmayı başaran ve benim için manevi bir konuma erişen çok az sayıda albüm var. Muhtemelen bir elin parmaklarını geçmeyecek bu özel albümlerden biri, hiç şüphesiz ki SUMERLANDS adlı heavy metal grubunun Eylül 2016’da çıkan ve kendi adını taşıyan ilk albümüydü.

O albüme yönelik hislerimi, o albümü nasıl dönemlerde dinlediğimi ve o dönemlerle nasıl bütünleştiğini, bana nasıl tuhaf hisler yaşattığını ve belirli zamanların olumlu olumsuz hisleriyle nasıl bütünleştiğini anlatmaya kalksam buraya sayfalarca yazı yazmam gerekir.

Neredeyse her bir şarkısının bana farklı mekânları, sokakları, şehirleri, evleri, yerleri hatırlattığı “Sumerlands”; gerçekten çok sevdiğim, dinlemeye kıyamadığım, özel anlarda dinlediğim, CD’sini öpüp kokladığım bir albüm olarak dinleyicilik kariyerimdeki en önemli çalışmalardan biri olarak benim için en yükseklerde duruyor.

“Sumerlands”in çıkışının ardından diğer grubu ETERNAL CHAMPION’la da müthiş işlere imza atan aşırı yetenekli genç isim Arthur Rizk, sonrasında metal dünyasının en çok aranan prodüktörlerinden birine dönüşmüş ve KREATOR’ından tutun da en leş death metal gruplarına kadar pek çok grubun albümüne can katmayı başarmış; hünerlerinin sadece mükemmel heavy metal şarkıları yazmakla sınırlı olmadığını göstermişti.

Neyse ki nihayet sıra SUMERLANDS’e geldi ve yıllardır grubun yeni bir şeyler yayınlamasını bekleyen az ama öz kalabalık yeni albüm haberiyle park ve bahçelere akın etti, sokakları şenlik alanına çevirdi.

İlk albümdeki mükemmel besteler ve harika riflerle birlikte o albüme değer katan çok önemli bir diğer faktör de 56 yaşına merdiven dayayan ve çok özgün bir ses rengine sahip olan vokalist Phil Swanson’dı. Swanson’ın sesi resmen eskilikle, nostaljiyle, görmüş geçirmişlikle doluydu ve SUMERLANDS rifleriyle, o altyapı klavyeleriyle ve diğer tüm detaylarla bir araya geldiğinde tarifsiz, eşsiz bir hava yaratıyordu. Adam kederli söylemeye çalışmıyordu, ancak ses rengi ve yorumundan dolayı heavy metal riflerinin önünde bile vokalinde bir keder hasıl oluyordu. Neyse ki sonunda yeni SUMERLANDS albümüne kavuşuyorduk ve Swanson’ın o benzersiz sesini bir kez daha duyacak; SUMERLANDS’in harika yeni şarkılarıyla bambaşka şeyler yaşayacaktık.

Ta ki…

Ta ki Swanson’ın SUMERLANDS’den ayrıldığını öğrenene dek.

Yeni albüm “Dreamkiller” Eylül 2022’de geliyordu ve son yıllarda dinlediğim en iyi heavy metal grubuna ait olan ve son yıllarda dinlediğim en iyi heavy metal albümünde söyleyen o harika sesin sahibi, yıllardır deli gibi beklediğim albüm öncesinde gruptan ayrılmıştı.

Evet, bu açıdan bakınca gerçekten de “Dreamkiller”…

Swanson’ın yerine, enteresan bir insan olduğu belli olan Brendan Radigan adlı arkadaş gelmişti. Radigan çeşitli gruplarda gitar, bas, davul çalıyor ve vokal yapıyordu. Tüm enstrümanları kendisinin çaldığı tek kişilik bir black metal projesi dahi vardı. Bu vokalist değişikliği ister istemez ağzımda acayip kekremsi, hatta acı bir tat bıraktı ve albüme yönelik heyecanım belirgin şekilde azaldı. İçimden, “Acaba SUMERLANDS’i ilk hâlinde hatırlamak için yeni albümü dinlemesem mi?” diye hastalıklı bir düşünce dahi geçti, ancak yaklaşık 3 saniye süren bu düşüncenin ardından yeni SUMERLANDS şarkıları dinleme fikri ağır bastı ve ben de -en azından yayınlanan single’lardan sadece bir tanesini dinleyerek- yeni albümün çıkışını beklemeye koyuldum.

Evet, daha fazla uzatmadan “Dreamkiller”a girelim.

Albümü epey fazla dinlemiş biri olarak, “Dreamkiller” -eğer bir aksilik olmazsa- SUMERLANDS’in kalıcı olacağını ve daha gösterecek çok şeyi olduğunu anlamamızı sağlayan mis gibi bir albüm. MEGADETH’in “Countdown to Extinction” melodisini anımsatan bir rifle başlayan giriş şarkısından itibaren pek çok parçada metal tarihinde yer etmiş kimi büyük grupları akıllara getiren referanslara tanık olduğumuz; misal “Heavens Above”da GHOST’un da sık sık yaptığı seksenler göndermeleri eşliğinde gerçekten de 35-40 yıl öncesinin havasını soluğumuz çalışmada ilk albümde duyup âşık olduğumuz rif karakterine bir kez daha tanık oluyoruz. Bu rifleri süsleyen ve besleyen kısa ama çok etkili solocuklar, minik lead’ler “Dreamkiller”ın geneline çok şey katıyor ve ilk albümde oluşan atmosferin biz benzerine neyse ki bu albümde de kavuşuyoruz.

Benim için en önemli ve en sıkıntılı olabilecek konu olan vokallere geldiğimizdeyse neyse ki beklediğim oranda bir farklılıkla karşılaşmadığımı söyleyebilirim. İlk single yayınlandığında haberin altına yazdığım 2 yorumu aynen yapıştırıyorum:

“Geçmiş olsun. “Sumerlands” albümü bir kült olarak sonsuza dek yaşamaya devam edecek. Yeni vokalistte Phil Swanson’ın yarattığı o nostaljik havanın kırıntısı bile yok maalesef. Epey canım sıkıldı. Epey sıkıldı.”

“Harbiden sikeyim böyle işi ya… 6 yıldır bekle bekle bekle, meğer grubun en önemli, en değerli özelliği gitmiş.”

İlk şokun ve hayal kırıklığının etkisiyle yazdığım bu yorumların ardından daha fazla üzülmemek için diğer iki single’ı dinlememiş ve albümü beklemeye koyulmuştum. Şimdi daha salim kafayla baktığımda Brendan Radigan’ın da elinden geleni yaptığını ve en azından ortada Dickinson/Bayley gibi bir durum olmadığını söyleyebilirim. Çok daha karakteristik ve nostaljik bir ses rengi olan Swanson’la karşılaştırdığımda Radigan’ın vokallerinde genç Ozzy Osbourne, Klaus Meine arası bir ses rengi alıyorum ve şarkıların coşkusuyla birleşince ortaya yine kaliteli bir şey çıkıyor. Üstelik “Death to Mercy”de duyduğumuz gibi, Radigan’ın sesi zaman zaman Swanson’ın yüksek perdelere çıktığındaki sesine çok fazla benzeyebiliyor, dolayısıyla ortada elmayla armut gibi bir durum yok.

Müziğe baktığımda SUMERLANDS’in bu albümde ilk albümün kapağıyla da prodüksiyonuyla da yansıttığı o kederli, melankolik havayı daha enerjik bir karakterle kırdığını görüyorum. İlk albümün kapağında havalanıp gitmekte olan bir kuş vardı, bu albümün kapağında yanan bir otomobilden çıkan kapkara dumanlar var. Müzikte otomobil imgesinin kullanılması, o zamanların en çarpıcı ve dikkat çekici nesnesi olması ve statü belirtmekten tutun da coğrafi referanslar sunmasına dek her zaman seksenleri çağrıştırır. Dolayısıyla kapağından bas sound’una, dönemin ruhuna uyacak şekilde beyaz kasa gitar kullanmalarından klavye tonlarına, kullanılan hard rock akorlarından vokal karakterine kadar yine nostaljik hisler barındıran bir albüm var karşımızda. Ne var ki SUMERLANDS karakterini betimleyen asıl şey sadece bu hard rock’vari rifler değil, grubun bu rifleri nasıl işlediği. SUMERLANDS şarkılarını dikkat çekici ve akılda kalıcı yapan unsurlardan biri de bu rif süsleme işçiliği aslında. Binlerce grubun kullandığı türde rifler çalıyor olmalarına rağmen bunları zenginleştirmek adına yaptıkları kimi şeyler grubun sound’unun oluşmasında büyük öneme sahip. Bunlardan biri riflerin son kısmına kattıkları mini arpejlerle oluşan yarı kederli yarı gizemli hava. Adamlar majör ya da minör pentatonik, armonik minör veya blues gamından klasik bir hard rock/heavy metal rifi çalıyorlar, ardından bunu minör gamdan 3 ila 6 notalık bir arpejle kapatıp bir anda bambaşka bir karakter yaratıyorlar. Bu formül, bu taktik SUMERLANDS’in en önemli karakteristik özelliklerinden biri ve binlerce kez duyduğumuz türde riflerin bu kadar ilgi çekici gelmesinin de başlıca sebebi aslında.

Yukarıdaki paragrafta teknik olarak da ifade ettiğim rif karakteri, Ozzy/Meine vokalleri, Arthur Rizk’in imza prodüksiyonu ve bir dolu cayır cayır rifle “Dreamkiller” son derece güzel, dinledikçe dinlenecek bir heavy metal albümü. “Sumerlands” kadar özel olmadığı, o albümün yarattığı ilk etkiyi yaratmadığı kesin ama yine de her anlamda lezzetli bir albüm. “Sumerlands” benim için özel bir yerde durduğundan ve öyle her aklıma geldiğinde açıp dinlemediğimden, muhtemelen yıllar sonra “Dreamkiller”ı “Sumerlands”den daha fazla dinlemiş olacağımı düşünüyorum. Bu açıdan mutluyum; en azından SUMERLANDS vokalist değişikliği yüzünden sadece ilk albümüyle hatırlayıp seveceğim bir grup olmayacak.

Çok iyi grupsunuz, çok özel grupsunuz, yürüyedurun aslanlar.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.00/10, Toplam oy: 26)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2022
Şirket
Relapse Records
Kadro
Brendan Radigan: Vokal
Arthur Rizk: Gitar, klavye
John Powers: Gitar
Brad Raub: Bas
Justin DeTore: Davul
Şarkılar
1. Twilight Points the Way
2. Heavens Above
3. Dreamkiller
4. Night Ride
5. Edge of the Knife
6. Force of a Storm
7. The Savior's Lie
8. Death to Mercy
  Yorum alanı

“SUMERLANDS – Dreamkiller” yazısına 15 yorum var

  1. şeyh hulud says:

    Gitar nedir, nasıl çalınır? Cevap bu albümde.

    Yine önceki gibi 30 dakikalık kısa bir albüm ama içinde boş an yok.

  2. deadhouse says:

    Güzel güzel. İnsanda heavy metal aşkı uyandırıyor. Hem modern hem doğal bir sound yakalamışlar.

  3. Ali Osman says:

    Müthiş. Objektif davranamayacağım 8.5′tan 9 basıyorum

  4. Dysplasia says:

    Queensryche lan bu.

  5. trivago says:

    bence bu albüm öncekinden daha iyi. night ride var daha ne olsun.

  6. Aykut taştan says:

    Ohhh be müthiş bir albüm. İnsanın böyle eski ama içinde yeni şeylerde biriktiren nefes alan albümleri gorünce sarıp sarmalayası geliyor. Çok judasa benzettim. Ve Ahmet kritik başlığında grubun ismiyle tarihe gönderi yapmanda muthiş sümer tabletlerinde vardı yanılmıyorsam arka arkaya siralanmıs yurüyen sümer tanrıları elinde kılıçları çizmeleriyle. Birde sümer medeniyetinin amblemide aslan olması gerekiyor yanılmıyorsam:) valla şahne albüm bastım 9′u.

  7. OblomoV says:

    İkisinin de yeri ayrı ama sanırım ilkinden bir tık daha fazla sevdim bu albümü. Heavy metal/hard rock gitar işçiliği konusunda leziz bölümler var gerçekten dinledikçe dinletiyor kendisini. Yeni vokalin sesini de ayrıca beğendim. Bazı şarkılarda biraz düşüyor havası ama totalde pırlanta gibi albüm.

    deadhouse

    @OblomoV, Leziz çok doğru bir kelime. 6-7 kez dinler heavy hasretimi gideririm diye düşündüm ama 15-20 kez dinledim herhalde.

  8. şeyh hulud says:

    Arthur Rizk ve saz arkadaşları heavy metal için büyük nimet. Eternal Champion de aynı şekilde.

  9. Sabah akşam dinliyorum kurtarın…

  10. Ali Osman says:

    Çok çok iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum.

  11. Ali Osman says:

    Hayatıma renk katıyorsunuz. Hastasıyım bu albümün.

  12. Ouz says:

    Grubun ve aynı zamanda Eternal Champion’ın da basçısı vefat etmiş maalesef.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Ouz, ah be yazık olmuş. Daha 36 yaşındaymış.

    Ouz

    @Ahmet Saraçoğlu, Vallahi ben de çok üzüldüm görünce. :(

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.