Lafı dolandırmadan en sonda söyleyeceğim en baştan söyleyeceğim. Şu anda 2022’nin en iyi albümlerinden birinin incelemesini okumaktasınız. Dilerseniz sonuna kadar okuyup albümü öyle açın, dilerseniz arkaya albümü açıp onun eşliğinde okuyun, vaktiniz yoksa da yazıya dokuz mokuz bir not vurup albümü dinlemeye koyulun.
Japonya’nın en sıra dışı metal oluşumlarından biri olan SIGH, pek çokları için korkutucu olabilecek “avangart” sıfatı nedeniyle black metalin deneysel tarafını sevenler tarafından bile temkinli yaklaşılan bir grup. Japon oldukları için her türlü sapkınlığın beklenebileceği bu insanların 1990’dan bu yana yarattığı müziğe baktığımızda iç içe geçen pek çok türün, kültürel ögenin ve son derece karakteristik bir müzikal kimliğin vuku bulduğunu görüyoruz. İçine girmesi zor işlere imza atmayı seven SIGH’ın geçtiğimiz hafta bizlere sunduğu yeni eserinde ise SIGH’ı belki de içine girmesi hem en kolay hem de en sofistike formlarından biriyle deneyimleme şansını elde ediyoruz.
Son derece zeki bir müzisyen olan, hatta bunca yıldır yaptıklarına baktığımda “avangart black metalin Miyagi San’ı” diyebileceğim Mirai Kawashima’nın dehasının bir ürünü olan SIGH, barındırdığı türlü renklerle yıllardır dinleyicilerinin kendilerini şanslı hissetmesini sağlayan tablolar çiziyor; kendisini anlamaya ve kavramaya hazır olanları metalin en heyecan verici yolculuklarından birine çıkarıyor. “Shiki” adlı bu yeni albüm de bu yolculukların en dolambaçlı, en merak uyandırıcı, en etkileyici olanlarından biri ve ilk dinleyişimden bu yana neresini nasıl övsem diye planlar yapmama neden olacak düzeyde zengin bir gövde gösterisi.
Japonluğunun yarattığı farklı tarafları pek çok açıdan albüme zerk etmeyi başaran SIGH, katmanlarla bezediği şarkılarını zenginleştirmek ve detaylandırmak için büyük çaba sarf ettiğini “Shiki”nin her anında gösteriyor. Bir kere albümde 10 üzerinden 20 diyebileceğim MUAZZAM bir davul performansı var. Davullar, perküsyonlar, türlü türlü vurmalılarla dolu olan “Shiki” resmen bir davul üstadı tarafından yaratılan bir vurmalı çalgı şölenine dönüşüyor. Buna şaşmamak lazım, zira bu albümde gruba konuk olan ABD’li Mike Heller pek çok grupta çalan bir davul eğitmeni. Öylesine bir davul yazımı ve icrası var ki “Shiki”de, ABD’de olsaydım ve kendisiyle aynı şehirde yaşasaydım bu albümü duyar duymaz “Shut up and take my money!” diye kapısına dayanır, zilleri altoları ağzıma sokardım.
Ne var ki “Shiki” bir bütün hâlinde muazzam bir albüm ve bu kadar övdüğüm, ayrı bir paragraf ayırdığım davul konusu bile albümdeki zenginliklerden sadece biri olarak karşımızda duruyor. Mirai ve yandaşlarının yazdığı rifler; iç içe geçmiş onca gitar, klavye, vokal ve daha bir dolu detay albümü ciddi anlamda bir şölene çeviriyor. O kadar fazla detayla o kadar mükemmeliyetçi uğraşılmış ki “Shiki”yi dinlerken sanki devasa, mobil bir black metal sirkinin mahallenize geldiğini ve ortalığı ayağa kaldırdığını hissediyorsunuz. Bu sirk metaforu PENSÉES NOCTURNES tarzı bir “sirk müzikli akordeonlu avangart black metal” şeklinde gerçekleşmiyor. O tarz olaylara ben de genelde epey mesafeliyim, lakin “Shiki”nin zenginliği ve müzikal derinliği olayı karanlık bir cümbüşe, kaotik bir panayıra, katliamlara sahne olan bir fuar alanına dönüştürüyor.
Hem içi hem dışı güzel olan ve gerçek bir psikopat olduğunu her hâlinden belli eden Dr. Mikannibal’ın -ki gerçekten de Dr., fizik alanında doçent kendisi- da farklı şekillerde renk kattığı albümde black metalin psikolojik taraflarına eğilen kafalardan tutun da elektronik altyapılara kadar bir dolu fikir, sayısız katman var. Tabii böyle bıdır bıdır anlatıyorum, ancak SIGH’ın herkese göre olmadığını da göz ardı etmemek gerek. Misal avangart tarafını yok sayıp black metal dinleyeyim diye kapısını çalarsanız “Shiki” size hiç de iyi bir ev sahipliği yapmayabilir. Ne var ki albümün ne kadar rengârenk ne kadar delişmen olduğunu gördüğünüzde -ki bunun için ilk şarkının belli bir kısmını dinlemeniz bile yeterli olacaktır- SIGH’ın nasıl hayranlık uyandıran bir iş yaptığını da anlayacaksınız diye düşünüyorum.
Esas diyeceğimi en başta dediğim için daha da fazla uzatmayayım. “Shiki” kusursuza yakın bir albüm. Daha ilk andan başyapıt demek için belki erken olabilir ancak başyapıt olmaya çok yakın bir iş ve yıl sonu listelerini domine etmesi gerektiği konusu da benim için tartışmaya kapalı. Yeni, heyecan verici, benzeri olmayan tarzda bir şeyler dinlemek istiyorsanız fazla da şey etmeyin. Alın işte adamlar -ve kadın- yapmış, dinleyin üst düzey müziğe doyun.
Konuk:
Frédéric Leclercq: Gitar
Mike Heller: Davul, vurmalı çalgılar
Şarkılar 1. Kuroi Inori
2. Kuroi Kage
3. Shoujahitsumetsu
4. Shikabane
5. Satsui - Geshi no Ato
6. Fuyu Ga Kuru
7. Shouku
8. Kuroi Kagami
9. Mayonaka no Kaii
10. Touji no Asa
Grubu ilk dinleyişimden mi bilmiyorum ama pek sarmadı. Yılın albümü diye okuyunca baya merak ettim ama umduğumu pek bulamadım. Biraz daha dinledikçe belki açılır severim. Nordik dillere aşinayım, ingilizceye aşinayım black metalde ama japonca bir garip geldi kulağımı tırmaladı sanki alışkın olmadığımdan olabilir.
Sigh beni ikinci defa çarptı! 2012′de tüm zamanların en iyi albüm kapaklarından birine sahip “In Somniphobia”yı dinlediğimde neye uğradığımı şaşırmış ve bu Japon deliliğine adeta aşık olmuştum. Sonrasında grubun üzerimdeki etkisi azaldı ve açıkçası “Shiki”nin ilk single’ı olan Mayonaka no Kaii’yi açtığımda özel bir beklentiye sahip değildim. Ama o da ne?! ’70′ler hard rock’ıyla ’80′ler heavy metal’inden de esintiler taşıyan bu şarkı bir anda “Shiki”yi bu yıl en merakla beklediğim albüm konumuna getirdi. Tabii yine de temkini elden bırakmadım, zira 2022 müzikal beklentilerimin pek de karşılık bulmadığı bir yıl oluyor ve bir albüme fazlasıyla yükselmek onu sonrasında nesnel şekilde değerlendirmeyi zorlaştırabilen bir durum. Ama neyse ki Mirai Kawashima hissettiği yaşlanma ve ölüm korkusunu “Shiki”nin genelinde müthiş bir şekilde işlemeyi başarmış. Onca enstrüman ve katmana rağmen ortaya gayet organik ve su gibi akan bir müzik çıkmış. Albüm olduğundan daha kısa hissettiriyor ve sıcak bir sound tercih edilmesinin de etkisiyle insanın tekrar tekrar dinleyesi geliyor. Kafam güzelken “Shiki”nin üzerine Şiki Şiki Baba bile açtım, daha ne olsun!!!
Avangart, black ve klasik heavy sevenler ıskalamasın.
Sigh çok ilginç grup. 80′lerin sonunda Japonya’da black metal grubu kur, Norveç’teki Deathlike Silence Productions ile iletişime geç ve ilk albümünü Mayhem, Enslaved gibi gruplardan önce çıkar, inanılır gibi değil.
Farklı bir şeyler dinlemek ne kadar iyi geliyor insana.İlk defa dinliyorum.Spotify den eski albümlerini de dinlemeye başladım.Zaten Japon müziğini seviyorum ve aşinayım.Yelpazesi geniş bir müzik ve farklı beklenmedik şeyler duyabiliyorsunuz müzikte.Bu albümleri belli bir kalıba sokmak zor.
@Erhan, Aklıma geldi, zamanında ben de Japonca bir albümün kritiğini yazmış ve bir hayli yüksek puan vermiştim ama albümün Japonca olduğunu 2′inci dinlememde falan anlamıştım.
güzel albüm,ama albüm yaşlılığı ve ölüme bir adım daha yaklaşmayı anlattığı için bedbinlik ve hüzün daha fazla olmalıydı albümde,japonca bazı yerlerde biraz kulak tırmalıyor
@Emre Görür, sadece metal/rock değil, tüm müzik türleri içinde yapılmış en iyi albümlerden biri olduğunu düşünüyorum. Her saniyesi kusursuz, her detayı muazzam bir iş.
Grubu ilk dinleyişimden mi bilmiyorum ama pek sarmadı. Yılın albümü diye okuyunca baya merak ettim ama umduğumu pek bulamadım. Biraz daha dinledikçe belki açılır severim. Nordik dillere aşinayım, ingilizceye aşinayım black metalde ama japonca bir garip geldi kulağımı tırmaladı sanki alışkın olmadığımdan olabilir.
Shikinizi yerim sizin
Shiki Shiki Baba
Kim demişti geçen İtalyanlar sanat yapınca tam yapıyor diye. Japonlar da öyle. Yarım yamalak bir şey yaptıkları görülmemiştir.
Sigh beni ikinci defa çarptı! 2012′de tüm zamanların en iyi albüm kapaklarından birine sahip “In Somniphobia”yı dinlediğimde neye uğradığımı şaşırmış ve bu Japon deliliğine adeta aşık olmuştum. Sonrasında grubun üzerimdeki etkisi azaldı ve açıkçası “Shiki”nin ilk single’ı olan Mayonaka no Kaii’yi açtığımda özel bir beklentiye sahip değildim. Ama o da ne?! ’70′ler hard rock’ıyla ’80′ler heavy metal’inden de esintiler taşıyan bu şarkı bir anda “Shiki”yi bu yıl en merakla beklediğim albüm konumuna getirdi. Tabii yine de temkini elden bırakmadım, zira 2022 müzikal beklentilerimin pek de karşılık bulmadığı bir yıl oluyor ve bir albüme fazlasıyla yükselmek onu sonrasında nesnel şekilde değerlendirmeyi zorlaştırabilen bir durum. Ama neyse ki Mirai Kawashima hissettiği yaşlanma ve ölüm korkusunu “Shiki”nin genelinde müthiş bir şekilde işlemeyi başarmış. Onca enstrüman ve katmana rağmen ortaya gayet organik ve su gibi akan bir müzik çıkmış. Albüm olduğundan daha kısa hissettiriyor ve sıcak bir sound tercih edilmesinin de etkisiyle insanın tekrar tekrar dinleyesi geliyor. Kafam güzelken “Shiki”nin üzerine Şiki Şiki Baba bile açtım, daha ne olsun!!!
Avangart, black ve klasik heavy sevenler ıskalamasın.
Sigh çok ilginç grup. 80′lerin sonunda Japonya’da black metal grubu kur, Norveç’teki Deathlike Silence Productions ile iletişime geç ve ilk albümünü Mayhem, Enslaved gibi gruplardan önce çıkar, inanılır gibi değil.
Farklı bir şeyler dinlemek ne kadar iyi geliyor insana.İlk defa dinliyorum.Spotify den eski albümlerini de dinlemeye başladım.Zaten Japon müziğini seviyorum ve aşinayım.Yelpazesi geniş bir müzik ve farklı beklenmedik şeyler duyabiliyorsunuz müzikte.Bu albümleri belli bir kalıba sokmak zor.
Japonca’ya katlanamıyorum.
Merak ettim, ilk şarkıya destur ile girdim ve şarkı bitmeden kapattım. Ali Osman’ında dediği gibi Japonca çekilecek dert değil.
14.09.2022
@Erhan, Aklıma geldi, zamanında ben de Japonca bir albümün kritiğini yazmış ve bir hayli yüksek puan vermiştim ama albümün Japonca olduğunu 2′inci dinlememde falan anlamıştım.
Oramakoma buramako
güzel albüm,ama albüm yaşlılığı ve ölüme bir adım daha yaklaşmayı anlattığı için bedbinlik ve hüzün daha fazla olmalıydı albümde,japonca bazı yerlerde biraz kulak tırmalıyor
Naysu, naysu. Gutto album.
Son yıllarda dinlediğim en iyi albümlerde zirveye uğrar
Shikabane yani sik beni
https://youtu.be/30wZIKZPK-k
Bu hatunla oynaması da baya zevkli.
Enfes ya, enfes!
02.09.2024
@Emre Görür, sadece metal/rock değil, tüm müzik türleri içinde yapılmış en iyi albümlerden biri olduğunu düşünüyorum. Her saniyesi kusursuz, her detayı muazzam bir iş.