FALLUJAH kariyerine deathcore yaparak Unique Leader bünyesinde başlayan, sonradan büründüğü progresif/teknik death metal kimliği altında Nuclear Blast’e geçen ve bu sayede iyi pazarlanabilir bir gruba dönüşen bir topluluk. İlk patlamalarını yaptıkları “The Flesh Prevails” albümü son derece iyi desteklenmiş ve müziğin içerdiği bir dolu şeyden dolayı pek çok insan FALLUJAH’ın “next big thing” olabileceğine dair şeyler söylemişti. Grup yetenekliydi, katmanlı bir müzik yapıyordu ve üst düzey müzisyenliği de işin içine katarak tam da günümüze uygun yapıda bir modern prog/tech-death ile pek çok insanın ilgisini çekebilirdi.
Yine arkasında iyi bir destekle ortamlara sunulan “Dreamless” bence vadettiklerinin altında kalan, beklentiyi karşılayamayan bir albümdü. Sonuçta Sumerian Records modern, melodik, progresif, teknik metalcore/deathcore/death metal bulamacını kitleye iyi yaslıyordu ve FALLUJAH da bu trende bulaşmak isteyen Nuclear Blast için makul bir yatırımdı. Ne var ki “Dreamless” hem olumlu hem de olumsuz yorumlar aldı ve o “next big thing” muhabbeti istenildiği kadar -ya da en azından hızda- gerçekleşmedi. 2019’da çıkardıkları “The Undying Light” ise odaklanmış, daha rafine besteleri sayesinde “Dreamless”taki fikir çorbasının üstüne çıkmayı başaran bir yapıttı. Eksikleri yine vardı, ancak olumlu yönde atılmış bir adım olarak en azından bana FALLUJAH’ın bir sonraki hamlesini merak ettirmişti.
Şimdi karşımızda grubun son 11 yıldaki beşinci albümü olan “Empyrean” var. Benzer kimlikte müzik yapan pek çok grubun ikinci, üçüncü hatta bazen ilk albümden çıkarıp masaya vurduğu düşünüldüğünde FALLUJAH’nın et mi balık mı olduğunun, “next big”i geçtim, herhangi bir “thing” olup olmadığının artık anlaşılması gerekiyordu. Bu gözle dinlediğim “Empyrean”a dair ilk izlenimim grubun bu albümün beste sürecinde önceki albümlere göre daha sabırlı, sakin hareket etmiş ve şarkıların yaşayan birer organizma gibi kendi yollarını bulmalarına izin vermiş olduğu.
Şarkı örgülerini oluştururken takınılan bu tavır sayesinde “Empyrean” FALLUJAH’nın önceki albümlerindeki değerli şeylerin daha rafine şekilde öne çıkmasını sağlamış. Bu neden önemli? Çünkü FALLUJAH yetenekli elemanlardan kurulu bir grup ve yapabileceklerini böyle kafalarını toplamış biçimde yansıtabilmiş olmaları grubun bundan sonrası için de olumlu sinyaller ortaya çıkmasını sağlıyor.
2007 yılında grubu kuran elemanlar arasında yer alan davulcu Andrew Baird’in bence uzak ara kariyerinin en iyi performansını sergilediği albümde, yine kurucu elemanlardan olan gitarist Scott Carstairs de kariyer zirvesini yapıyor diyebiliriz. Soloları zevk sahibi bir müzisyen olduğunu kanıtlarcasına derinlikli, enstrümantal bölümlerdeki fikirler albüme büyük katkı yapıyor ve şarkılar fikir kalabalığı içerisinde heba olmuyorlar. Misal albümün en iyilerinden biri olan “Duality of Intent”e bakarsanız FALLUJAH’nın her türlü olumlu yanını ve hatta daha da fazlasını görebilirsiniz. Adamlar bu albüme ekstra bir motivasyonla girişmiş gibiler ve bunun faydasını da net şekilde görmüşler.
Bu sevindirici bir şey çünkü grubun önceki işlerindeki yapay, formülize, ruhsuz denebilecek hava “Empyrean”da ciddi anlamda kırılmış. Sound yine modern, fikirler yine tam anlamıyla bugüne aitler, müzik belli noktalarda duygusuz ve mekanik olarak görülebilecek düzeyde cilalı ve kusursuz bir ambalajda sunuluyor ancak detaylara indiğimizde FALLUJAH’nın ilk kez bir albümünü bu kadar nakış gibi işlediğine tanık oluyoruz. “Dreamless”ı dinlerken hissettiğim hissizliği, matlığı düşündüğümde “Empyrean” pek çok anlamda duyguların şelale olduğu bir çalışma. Duygu derken albümün hüzün, öfke, agresiflik gibi belli başlı duygularla dolu olduğundan bahsetmiyorum, ancak her bir şarkıda ve bir araya geldiklerinde ortaya çıkan bütünde net bir inanmışlık, heyecan ve bana kalırsa “bu sefer başardık” duygusu var. İşte bunu karşı tarafa hissettirebildiği için başarılı bir albüm “Empyrean”.
Son dönemde birden fazla grubun yeni albümünde çok sağlam geri dönüşler, sürpriz denebilecek gelişimler, hatta belki de kariyer zirveleri gördük. FALLUJAH da bu trene binen gruplardan biri ve “Empyrean”la kesinlikle bir -daha- şans verilmeyi, dinlenmeyi, takdir görmeyi hak ediyorlar. Grubun önceki işlerinden “eh” verim aldıysanız, bu albüm FALLUJAH’ya olan bakış açınızı değiştirebilir, muhtemelen de değiştirecektir.
“Son dönemde birden fazla grubun yeni albümünde çok sağlam geri dönüşler, sürpriz denebilecek gelişimler, hatta belki de kariyer zirveleri gördük.” buradaki “geri dönüşler”i büyük ölçüde In Flames’i de düşünüp demişsin gibi hissettim abi. Yanılıyor muyum?
@utkanypk, In Flames’i düşünerek demedim aslında. Onu diyebilmek için albümün tamamını duymak lazım. Sonuçta IF uzun zamandır tatmin edici bir şey yapmadığından 3 şarkıda tav olacak değilim. Orada özel bir grubu kastetmedim; irili ufaklı pek çok geri dönüş oldu, onları düşünerek yazdım.
Albümü dinlerken her seferinde Ahmet abinin yazdığı son paragraf gibi düşünüyorum. Hatta kritiği okumadan önce ilk dinleyişimde “ulan bu sene ne kadar ters köşe yapan grup oldu” demiştim ki Ahmet abiden de aynı yorumu görmek gülümsetti.
The Flesh Prevails’a bayılan fakat diskografideki diğer albümlere ısınamayan biri olarak net bir şekilde grubun en iyi albümü olduğunu söyleyebilirim ben de. The Bitter Taste of Clarity ve Duality of Intent bu yıl en beğendiğim şarkılardan ikisi şu an. Albüm 8′i fazlasıyla hak ediyor. Kritiği keyifle okudum, teşekkürler Ahmet abi.
“Son dönemde birden fazla grubun yeni albümünde çok sağlam geri dönüşler, sürpriz denebilecek gelişimler, hatta belki de kariyer zirveleri gördük.” buradaki “geri dönüşler”i büyük ölçüde In Flames’i de düşünüp demişsin gibi hissettim abi. Yanılıyor muyum?
16.09.2022
@utkanypk, Çok fena hem de ,)
17.09.2022
@utkanypk, In Flames’i düşünerek demedim aslında. Onu diyebilmek için albümün tamamını duymak lazım. Sonuçta IF uzun zamandır tatmin edici bir şey yapmadığından 3 şarkıda tav olacak değilim. Orada özel bir grubu kastetmedim; irili ufaklı pek çok geri dönüş oldu, onları düşünerek yazdım.
Kapak pek güzel.
Albümü dinlerken her seferinde Ahmet abinin yazdığı son paragraf gibi düşünüyorum. Hatta kritiği okumadan önce ilk dinleyişimde “ulan bu sene ne kadar ters köşe yapan grup oldu” demiştim ki Ahmet abiden de aynı yorumu görmek gülümsetti.
The Flesh Prevails’a bayılan fakat diskografideki diğer albümlere ısınamayan biri olarak net bir şekilde grubun en iyi albümü olduğunu söyleyebilirim ben de. The Bitter Taste of Clarity ve Duality of Intent bu yıl en beğendiğim şarkılardan ikisi şu an. Albüm 8′i fazlasıyla hak ediyor. Kritiği keyifle okudum, teşekkürler Ahmet abi.
20.09.2022
@Koralp, rica ederim, sen sağ ol.