Merhabalar, bundan bir kaç sene önce YouTube’da müzik dinlerken okuduğum yorumların birisinde aynen şöyle yazıyordu: ”Listening to metal is like drinking coffee. When you get used to it, you’d like your coffee darker and darker”.
Haklılık payının büyük oluğunu düşündüğüm bu görüş açısının beni bu bok çukurunun içine iten esas şey olduğunu anlamam ise bayağı zaman aldı açıkçası. Yeni bir şeyler dinleyeceğim zaman şarkının öncelikle gitar tonuna sonra da vokalistin ağzından saniyede kaç metreküp kusmuk saçtığına bakıyorum, eğer tatmin olmuyorsam devam etmiyorum.
Bugün ise sizleri çok fazla ”Darker and darker” olmayan ama çamur ve kan içinde debelenmekte başarı sahibi olan DEMIRICOUS ile tanıştırmak istiyorum. Adından da anlaşılacağı üzere demir gibi bir müzik yapan Indianapolisli grup temellerini neredeyse tamamıyla SLAYER ekolüne dayandıran ve bunu yaparken SLAYER’in da zaman zaman başvurmuş olduğu Punk etkisini de işin içine katmayı unutmuyor.
Kulak pislemeye 20 sene önce başlayan ama bu süre içerisinde yalnızca 3 stüdyo salabilmiş olan DEMIRICOUS pis temelini dayandırdığı ekollerden mütevellit stilini ve raconunu pek de değiştirmemiş geçen yıllara rağmen fakat tekrardan görüyoruz ki özgünlük kaygısına bulaşmadan da yalnızca ufak dokunuşlar yaparak bu kötücül ve sapkın niyetlenmeler çok doğru sonuçlar verebiliyor ve dinleyenin kulağına layıkıyla edilebiliyor.
SLAYER’dan aldığı ilham rüzgarını Death metal ile biçimlendirmeyi tercih eden DEMIRICOUS 14 yıl sonunda kucağımıza bıraktığı bu esaslı bombasıyla tek düşündüğü şeyin yalnızca metal ve bu metalden keyif almak olduğunu göstermek amacıyla sadece çala çala belledikleri şeyleri ısıtıp önümüze koyuyorlar gibi görünseler de albümün içerisinde grubun kurulma sebebi olan SLAYER’dan bağımsız şekilde, birbirinden farklı, nefis denemeleri de görüyoruz. Örnek vermek gerekirse ”Vur-geç” kelimesiyle kolaylıkla tanımlanabilecek böylesine düz kafada bir albümün içerisine 9 dakikalık bir çıkış şarkısı koymaları ve dinleyeni yer yer şaşkına uğratan Thrash metal riflerinden Hardcore/Groove riflerine geçişlerini belirtebilirim. Bu bağlamda özellikle ilk şarkıdan ikinci şarkıya olan ani atlama gerçekten dinlemeye değer bir boyutta.
Tüm bunlarla birlikte şarkılar arasında organik bağ, yani halk dilinde ”Oğlum ara vermeden pat diye diğer şarkıya geçti” olayının ”Chaotic Lethal”da çok iyi uygulandığını da söylemek isterim. Söz konusu organik bağ durumu her ne kadar genellikle Progresif metal albümlerinde hayat bulsa da bu olayın death metal ve thrash metalde doğru yerde kullanıldığında son derece nefes kesici olabileceğini savunuyorum. Sonuçta kafa uçuran böylesi albümlerde hiç ara vermeden pata küte sıradaki parçaya atlamak albüm dinlemeyi tercih eden dinleyicilerin keyfine keyif katacaktır ve albüm bitene kadar günlük alınması gereken adrenalin miktarını kısa sürede bünyeye zerk edecektir.
DEMIRICOUS ve ”Chaotic Lethal” hakkında konuşulacak başka hiç bir şey yok. 20 sene önce toplanan bir avuç dolusu eleman 14 sene sonra bir albüm daha yapmaya karar veriyor ve muhtemelen daha o karar anında neyin neye benzeyeceği konusunda hemfikir olunuyor; Ölümüne SLAYER, ölümüne death metal ve ölümüne ”Vur-geç”. 2022 senesinde bundan birkaç sene önce dağılmış 40 yıllık bir grubun izlerini yad etme fikri hoşunuza gidiyorsa ”Chaotic Lethal”ı dinlemekten başka çare yok. Albüm hoşunuza gitmese bile Merciless Slut Cult şarkısına hasta olacaksınız.
Kadro Nate Olp: Vokal, bas
Ben Parrish: Gitar
Scott Wilson: Gitar
Dustin Boltjes: Davul
Şarkılar 1. Unconditional Hate
2. Terminal Future
3. Smoke Chaser
4. The Follow
5. Fuck the Fire
6. Chaotic Lethal
7. Merciless Slut Cult
8. Choke
9. Faith Crime