Eşinden ayrıldıktan sonra üç çocuğu, davul setleri ve kadrosunda bulunduğu onlarca grupla mutlu mesut yaşayan Marco Pitruzzella’nın sosyal medya paylaşımları sayesinde haberdar olduğum gruplardan biriyle daha birlikteyiz bugün. Grubun kadrosunda Marco’nun bulunmasından mütevellit, oluşumun aşağı yukarı ne tür bir müzik yaptığı zihninizde canlanmıştır ancak ben tarz konusuna ve albüme değinmeden önce grubun bir diğer ağır topunun, Six Feet Under’ın son dönemde coşmasını sağlayan Jeff Hughell olduğunu belirteyim.
Bol bol breakdown sosuna daldırılmış, teknik yönü güçlü ama bodos death metal sularında da çekinmeden kulaç atan Darkside of Humanity, ilk albümü “Brace for Tragedy”de bizlere yer yer enerjik ve dinleyeni coşturan lakin genellikle bir yere varmayan parçalar sunuyor. Birtakım rif yığınlarının arasından birbirleriyle uyumlu olanlarının seçilerek birleştirilmesi suretiyle oluşturulmuş gibi duran ve ciddi kopukluklar içeren parçaları -bence büyük kısmı ne yazık ki böyle- çoğu zaman dinlenebilir kılan, girişte adını andığım azman davulcu kardeşimiz Marco’nun giriştiği enteresan davul olayları oluyor.
“Brace for Tragedy”nin açılış şarkısından başlayarak duyabileceğiniz manasız işitsel keşmekeş ve parça içi kopukluklar, albümün geneline yayılıyor. Bir şarkı “Sanırım şimdi bitti,” dediğim anda araya ciddi bir sessizlik girmesinin sonrasında başka bir forma dönüşüp devam ediyor ama şarkıyı kafamda zaten bitirdiğim için bu yeni gelen bölüm, bana anlamsız bir eklemeden ve parçayı şişirme işleminden fazlasını ifade etmiyor. Albümden azıcık daha şikâyet edip beğendiğim yönlerine geçeceğim izninizle.
Besteci ve en önemli icracı koltuğunda Jeff Reis oturduğu için albümde ciddi bir vizyon eksikliği bulunuyor bana göre. Çok profesyonelce çalınan enstrümanların arasında, muhtemelen VST piyano, ud gibi bu tür müziklerde duyduğumda -şayet çok iyi kullanılmıyorlarsa- tüylerimi diken diken edebilecek enstrümanlara yer vermekten kaçınmayan Jeff, baltayı tam da bu noktada taşa vuruyor. Programlama olduğu, ruhsuzlukları nedeniyle biraz fazla belli olan ek enstrümanlar, belli ki parçalara renk katsın diye eklenmiş ama bence bu unsurlar, yapımın profesyonelliğini birkaç tık aşağı çekiyor.
Gelelim albümün övebileceğim yanlarına. Adını zikrettiğim iki isim de hâlihazırda Six Feet Under kadrosunda bulunduğundan ve geçmişlerinde/şimdi yine çok büyük gruplarla birlikte iş yaptıklarından hiç çaktırmadan usta işi saygı duruşlarında bulunabiliyorlar ve dinlerken defalarca “Hassiktir!” çektiren anlara imza atıyorlar. Saygı duruşu konusunda referans verebileceğim parça, “Hammer Smashed Face” esintili “Molecular Decimation”, küfrettirme konusunda referans verebileceğim parça ise Brain Drill kafası yaşayan “Mutilated Genitalia”. Yapımın gizli yıldızının ise “Underworld of Tortured Souls” olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim, keşke bunun gibi daha çok parça olsaydı albümde.
Mikrofon gerisinde, çok ama çok uzun süredir sessizliğini koruyan Severed Savior’ın eski vokalisti Dusty Boisjolie’nin bulunduğu “Brace for Tragedy”, “Elimizde böyle böyle besteler var, araya gitmesin de kaydedelim hacı,” denilerek ortaya çıkmış gibi duran bir albüm. Teknik death metal hastasıysanız ve çıkan her yeni TDM albümünü dinliyorsanız, bunu da kaçırmayın. Ama müzik dinleme konusunda daha seçiciyseniz, tür özelinde daha iyi seçenekleriniz olduğunu bilin.