PA’ya yazdığım onlarca, belki yüzlerce black metal kritiğine şöyle bir dönüp baktığımda, kendi müzik zevkimin de uzun yıllar önce bu türe nasıl kaydığını görüyorum. Sevgili dostum ve 500 -küsur- yazıdır kahrımı çeken, yazılarımı düzenleyen ve buraya aktaran Ahmet ile yaptığım metal sohbetlerinde de bu durumun dikkatimi çektiğini söyleyebilirim.
Takriben 2000’li yılların ortalarına, hadi sonlarına kadar diyelim, daha farklı türlerdeki metal albümlerini dinleyebilen ben, bu, “black metal batağı”na saplandıktan sonra nadiren başka şeylere ihtiyaç duyar olmuş gibiyim. Kariyerindeki 30. yılı devirmeye hazırlanan Norveçli dostlarımız Gorgoroth da benim müzikal zevk çorbamda tuzu olan gruplardan şüphesiz. Tabii Gorgoroth ilk duyduğum, dinlediğim black metal gruplarından değil ama bugün üzerine biraz konuşacağım “Antichrist”ın, türe daha fazla ilgi duymamı sağlayan yapımlardan olduğu kesin.
Bugünlere gelene kadar kadrosunda sık sık değişiklikler yaşayan Gorgoroth’un, 1993 ve 1994 yıllarında yayımladığı demolarda bulunan parçaları da içeren “Pentagram” albümünün iki yıl sonrasında, yine keskin bir kadro değişikliği neticesinde ortaya çıkan “Antichrist”, belli başlı açılardan önemli ve kıymetli. Spotify gibi ortamlarda “EP” olarak değerlendirilebilecek kadar kısa süren 24 dakika 59 saniyelik albüm, Gorgoroth’un has adamı Infernus’un ipleri eline aldığı, hem yazdığı hem çaldığı bir eserler bütünü.
Grubun önceki uzunçalarında bestecilik koltuğunu, önceki davulcu Goatpervertor ile paylaşan Infernus, “Antichrist”ta öfkeden delirmiş imajı çizen müzik parçalarından ziyade melodik ve insanı düşüncelere sevk eden, yer yer hüzünlü eserlere imza atıyor.
Yıllar önce arkadaşlarıma rica ederek müzik CD’si olarak hazırlattığım ve dinlerken geldiğim gaz sonucunda evde yaptığım ağırlık çalışmalarının başlıca albümlerinden birine dönüştürdüğüm “Antichrist”, tremolo gitar üstüne deli gibi blast beat döşeyen grupların düştüğü tekdüzelik çukuruna, bol bol değişiklik gösteren şarkı trafikleri ve inişli çıkışlı ama dinleyicileri parçalardan koparmayan rifleriyle düşmekten kurtuluyor. Mesela, adını kusursuz şekilde okuyana kadar kendisi sonlanan intro’dan sonra başlayan “Bergtrollets hevn” kabaca üç bölümden oluşuyor ve 1.45’te başlayan gaz oğlu gaz kısım, şarkıyı ilk defa dinleyen kişide çok acayip hisler yaratıyor. Benzer bir durum, grupla aynı adı taşıyan üçüncü şarkıda da bulunuyor. Şarkının ortalarını geçmişken işitilen hüzünlü solonun kısa süre sonrasında parça yine coşup kabuğunu kırıveriyor.
Infernus’un müzikal yaratıcılığının sınırlarına henüz ulaşmamışken hazırladığı eserler, Norveç’in o sisli puslu, buz gibi havasını hissedebilmenizi sağlıyor. Hat ve konuk durumdaki Pest’in sesleriyle ölümsüz kıldıkları şarkıların dinamizm kazanmasını sağlayansa şüphesiz Frost adlı deli davulcu. Bu albümden iki yıl sonra Gorgoroth için bir kez daha baget sallayacak olsa da “Antichrist” özelinde elinden, ayağından geleni ardına koymayan Frost, özellikle “Sorg” parçasında, daha sonra imzası hâline gelecek küçük davul oyunlarını uygulamaktan da kaçınmıyor.
Gorgoroth dinleyesim geldiğinde “Under the Sign of Hell” ile birlikte elimin gittiği birkaç albümden biri olan “Antichrist”, grubun en iyisi değil belki ama ekibin, ileride neler yapabileceğinin nişanelerinden biri. Eğer albümü şimdiye kadar dinlemediyseniz, bu yanlıştan tez vakitte dönün derim.
ismiyle kapağıyla içindeki şarkıların atmosferiyle bana göre en kült black metal albümüdür antichrist. dinledikçe zihnimde canlananlar satanistlik, hristiyanlık karşıtı, güçlü klise, klise çanları, yağmur, soğuk hava, dumanlı karanlık atmosfer, yolu çamurdan geçmeyen ortaçağ avrupası kasabası, skolastik düşünce, yüzü turşu satan cübbeli rahipler, cadılıkla suçlanıp yakılan insanlar, veba, ağır vergiden dolayı iflahı sikilmiş yoksul halk. dervişin fikri neyse zikri o’dur’un vücut bulmuş hali. heavens hell favori parçam.
@trivago, çok güzel betimlemişsin dostum bahsettiğin ambiyans ve atmosfer norveç black metalinin zirve dönemlerinde birçok grupta vardı. mesala satyricon dark medieval times gibi,skolastik düşüncenin ve kilisenin ortalığı kasıp kavurduğu, vandallık ve bağnaz ilkelliğin kol gezdiği ortaçağ dönemi,nordik kültüründen daha çok ilgimi çeker, nordik kültürü temiz ve görkemli pagan kültürünü işleyip insanı coşturup ahhhhhh çektiriyor ama ortaçağ öyle bir olay ki adını bile duyunca insanın mide öz suyu hareketlenip ızdırabı hissediyor,bu da tam black metal bir olay
hexen isimli belgesel film karışımı bir filmde bir sahne bana inanılmaz bir zevk vermişti
gece ay ışığı,çanlar çalıyor, meşaleler altında iki kukuletalı adam fısırdşaşıyor,kadraj ay ışığından alta kayınca bir daraağacında asılı üç kişi gözüküyor yarı silüet halinde,adamların bağırsak ve diğer uzuvları dışarıda,büyük olasılıkla asılmak en sonları olmuş,bayağı işkence,kesilip biçilmeye uğramışlar,bu sırada kambur ve ağır ağır yürüyen sırtında çuval bulunan gene kukuletalı bir adam önce aya sonra darağacındakilere çok doğal,normal bir bakış atıp eski bir kulübeye giriyor ve kulübedeki kazanda iksir kaynatan yaşlı nineye şöyle diyor:
Bu gece daraağacı tarafındaki yıldızlar ve ay davetkar parlıyor
@TAAKE, begotten’ı boş bir film olarak gören bir ben miyim? Aslında tarzı güzel ama biraz şekilci ve içi boş geliyor bana. Ama black metal-sinema ikilisini bir arada düşününce aklıma gelen ilk yapım olmayı da başarıyor.
@Yiğit, hayır hocam boş değil inanılmaz bir nihilizm örneği,aslında üç film halinde üçleme olarak insanlığın macerası olarak tasarlandı,ama sadece iki film yayınlandı,varoluş,evrim ve daha sonrası,en önemli kısım olan ve şu an ki insanlığın macerası olan kısım hiçbir zaman çekilmedi,ama bu filmler o kadar çok etkiledi ki insanlığı son bölümü hayranlar çekmiş,Flesh of the Void (2017) https://www.imdb.com/title/tt6536904/
bu da bayağı sert,hatta en sert bölüm tabi bu gayrıresmi bölüm,yönetmen E. Elias Merhige bu bölümden belki haberi bile yoktur,birinci begottendeki aşırı oyunculuklara ben de katılıyorum ama ızdırabı yansıtmak için bu yola başvurmuş olmalılar,ama gene de tam bir kült film,başka örneği yok,ötekisinema sitesinde sinemanın black metali diye tanımlanmış,tam olarak öyle,silencer şarkısına uyarlayan adam bunun official video olmadığını anlatmaktan helak olmuş,ama ben olsam silencer oarak bu film telif haklarını satın alarak official video yapar ve silencer a devam ederdim,tabii bu benim görüşüm çünkü Nattramn ciddi derecede hasta ve sanat,sepet,ün,müzik işleri zerre umrunda değil
gorgoroth un en iyisi Under the Sign of Hell kabul edilmekle birlikte bu albümün mü yoksa pentagramın mı daha iyi olduğu black metalciler arasında hala tartışılır,kavga,döğüş çıkar.Bu arada gorgoroth un yarısında giren atmosfer manyak ötesi
İlk black metal albümüm, ilk black metal tecrübem… İlkleri bu albümle yaşadığım için bende yeri çok başkadır. Gorgoroth denildiği zaman akla gelen o kalitenin de benim izlenimime göre başlangıcı da Antichrist aynı zamanda. Gerek atmosfer, gerek ise müzikalite ile… Ne diyebilirim ki? Bu albümü puanlamak benim haddime değil ama maks ne verilebiliyorsa onu vereceğim. Yazanın ellerine sağlık. Saygılarımla
Ana sayfada Gorgoroth adını görünce bile insan bi havaya giriyor. Eline sağlık Oğuzum.
12.08.2022
@Ahmet Saraçoğlu, 🤘🏻
Sorg klasik gitarda öğrendiğim ilk parçaydı. Klasikle de iyi gidiyordu çünkü baktığınız zaman parça çok Spanish !
ismiyle kapağıyla içindeki şarkıların atmosferiyle bana göre en kült black metal albümüdür antichrist. dinledikçe zihnimde canlananlar satanistlik, hristiyanlık karşıtı, güçlü klise, klise çanları, yağmur, soğuk hava, dumanlı karanlık atmosfer, yolu çamurdan geçmeyen ortaçağ avrupası kasabası, skolastik düşünce, yüzü turşu satan cübbeli rahipler, cadılıkla suçlanıp yakılan insanlar, veba, ağır vergiden dolayı iflahı sikilmiş yoksul halk. dervişin fikri neyse zikri o’dur’un vücut bulmuş hali. heavens hell favori parçam.
12.08.2022
@trivago, çok güzel betimlemişsin dostum bahsettiğin ambiyans ve atmosfer norveç black metalinin zirve dönemlerinde birçok grupta vardı. mesala satyricon dark medieval times gibi,skolastik düşüncenin ve kilisenin ortalığı kasıp kavurduğu, vandallık ve bağnaz ilkelliğin kol gezdiği ortaçağ dönemi,nordik kültüründen daha çok ilgimi çeker, nordik kültürü temiz ve görkemli pagan kültürünü işleyip insanı coşturup ahhhhhh çektiriyor ama ortaçağ öyle bir olay ki adını bile duyunca insanın mide öz suyu hareketlenip ızdırabı hissediyor,bu da tam black metal bir olay
hexen isimli belgesel film karışımı bir filmde bir sahne bana inanılmaz bir zevk vermişti
gece ay ışığı,çanlar çalıyor, meşaleler altında iki kukuletalı adam fısırdşaşıyor,kadraj ay ışığından alta kayınca bir daraağacında asılı üç kişi gözüküyor yarı silüet halinde,adamların bağırsak ve diğer uzuvları dışarıda,büyük olasılıkla asılmak en sonları olmuş,bayağı işkence,kesilip biçilmeye uğramışlar,bu sırada kambur ve ağır ağır yürüyen sırtında çuval bulunan gene kukuletalı bir adam önce aya sonra darağacındakilere çok doğal,normal bir bakış atıp eski bir kulübeye giriyor ve kulübedeki kazanda iksir kaynatan yaşlı nineye şöyle diyor:
Bu gece daraağacı tarafındaki yıldızlar ve ay davetkar parlıyor
12.08.2022
@TAAKE, Efsane bir filmdir. (Spoiler) O filmde en çok aklımda kalan sahne cadıların şeytanın kıçını öptüğü sahneydi.
13.08.2022
@deadhouse, evet,şurada en bomba yerler koyulmuş
begotten, hexen ,seventh seal ,alucarda filmleri black metal için bir hazine
13.08.2022
@TAAKE, begotten’ı boş bir film olarak gören bir ben miyim? Aslında tarzı güzel ama biraz şekilci ve içi boş geliyor bana. Ama black metal-sinema ikilisini bir arada düşününce aklıma gelen ilk yapım olmayı da başarıyor.
13.08.2022
@Yiğit, hayır hocam boş değil inanılmaz bir nihilizm örneği,aslında üç film halinde üçleme olarak insanlığın macerası olarak tasarlandı,ama sadece iki film yayınlandı,varoluş,evrim ve daha sonrası,en önemli kısım olan ve şu an ki insanlığın macerası olan kısım hiçbir zaman çekilmedi,ama bu filmler o kadar çok etkiledi ki insanlığı son bölümü hayranlar çekmiş,Flesh of the Void (2017)
https://www.imdb.com/title/tt6536904/
bu da bayağı sert,hatta en sert bölüm tabi bu gayrıresmi bölüm,yönetmen E. Elias Merhige bu bölümden belki haberi bile yoktur,birinci begottendeki aşırı oyunculuklara ben de katılıyorum ama ızdırabı yansıtmak için bu yola başvurmuş olmalılar,ama gene de tam bir kült film,başka örneği yok,ötekisinema sitesinde sinemanın black metali diye tanımlanmış,tam olarak öyle,silencer şarkısına uyarlayan adam bunun official video olmadığını anlatmaktan helak olmuş,ama ben olsam silencer oarak bu film telif haklarını satın alarak official video yapar ve silencer a devam ederdim,tabii bu benim görüşüm çünkü Nattramn ciddi derecede hasta ve sanat,sepet,ün,müzik işleri zerre umrunda değil
İkonik bir black metal albümü. Çok güzel bir atmosferi mevcut albümün dinlerken o atmosfere kaptırıyorsunuz kendinizi.
Gorgoroth”un en güzel albümü Under the Sign of Hell. O Albüm inanılmazdı.
gorgoroth un en iyisi Under the Sign of Hell kabul edilmekle birlikte bu albümün mü yoksa pentagramın mı daha iyi olduğu black metalciler arasında hala tartışılır,kavga,döğüş çıkar.Bu arada gorgoroth un yarısında giren atmosfer manyak ötesi
Önce Taake, sonra da Gorgoroth. 90lar black metali dinlemeyeli epey olmuştu. Bu kritikler sağ olsun uzun bir maraton yapmam gerektiğini hatırladım.
12.08.2022
@Yiğit, tabii Taake 90lar değil ama kafa olarak 90lar black metaline götürüyor beni. O minvalde.
şu abi harika yorumlar yapıyor ama komple fransızca,ingilizce alt yazı bari olsa,youtube daki en iyi bm kanalı ,bu da gorgoroth videosu
https://www.youtube.com/watch?v=K0H_k38MBGg&t=307s
İlk black metal albümüm, ilk black metal tecrübem… İlkleri bu albümle yaşadığım için bende yeri çok başkadır. Gorgoroth denildiği zaman akla gelen o kalitenin de benim izlenimime göre başlangıcı da Antichrist aynı zamanda. Gerek atmosfer, gerek ise müzikalite ile… Ne diyebilirim ki? Bu albümü puanlamak benim haddime değil ama maks ne verilebiliyorsa onu vereceğim. Yazanın ellerine sağlık. Saygılarımla