Bundan 872 yıl önce kurulan, Almanya underground piyasasında bir müddet at koşturduktan sonra dağılan ve 2011′de sahalara geri dönen PROTECTOR’la birlikteyiz bugün. PROTECTOR’ın tam anlamıyla bir “inat” grubu olduğunu söyleyebiliriz. Gruba 1987′de katılan ve hayatımda gördüğüm en metal olmayan soyadlardan birine sahip olan vokalist Martin Missy (“Küçük Hanım” diye death/thrash metal vokalisti olmaz, gerçekten olmaz), gönlünü death metal ve thrash metalin çirkin birlikteliğine feci kaptırmış olacak ki PROTECTOR’ı bunca yıldır devam ettirme motivasyonunu kendinde buluyor. 1995′te İsveç’e taşınan Missy, 2003′te dağıttığı grubu 2011′de tekrar bir araya getirdiğinde bu sefer İsveçli müzisyenleri yanına almış ve leş müziğiyle kulakları kirletmeyi sürdürmüştü.
1 Temmuz’da çıkan yeni PROTECTOR albümü “Excessive Outburst of Depravity”a baktığımızda bizi primitif riflerin, acayip derecede çirkin vokallerin ve her açıdan old-school ve bir o kadar da ateşli bir müziğin karşıladığını görüyoruz. Rifler tanıdık, şarkı trafikleri tahmin edilebilir kimlikte ve başından sonuna sürprizsiz bir müzik var “Excessive Outburst of Depravity”de. Ne var ki grubun bu sürprizsiz müziği yaptığı seviye takdire şayan. Gerçek anlamda 32-33 yıl önce çıkmış bir albüm dinlediğinizi hissediyorsunuz ve bunu da göstermelik bir retro sevicilikle değil, o zamanın ateşinin hâlâ yanıyor oluşunun verdiği gaz ve tutkuyla yapıyorlar.
MERCILESS, MASSACRA, MORBID SAINT, SODOM, NECRODEATH, SEPULTURA’nın ilk albümü, CANCER gibi türlü rezilliklerden izler taşıyan, onlarla benzeşen yoğunlukta bir leşlik ihtiva eden “Excessive Outburst of Depravity”, “old-school thrash/death metal nasıl olur?” sorusunun da ansiklopedik karşılığı olarak karşımızda dikiliyor. “Nasıl olmalı?” sorusuna cevap verip vermediği tartışılır, albümün müzikal değeri kişiden kişiye değişebilir ancak bu albümün türün temsilciliğini hakkını vererek yaptığını söylersek sanırım ne eksik ne fazla konuşmuş oluruz.
Death metal ve thrash metalin çeşitli modern yansımalarıyla kıyaslandığında, türün seksenlerin ikinci yarısından itibaren yapılan iyicene leş tarafının genelde benzer türde karakteristik özelliklere sahip olduğunu görüyoruz. Bu bence belli oranda sıkıntı yaratabilen bir durum, zira hep aynı habis, kötücül rif karakterinin kullanılmasından dolayı hem şarkılar hem de albümler bir yerden sonra birbirine benzeyebiliyor, ancak elbette ki bu ne PROTECTOR’ın kabahati ne de çözüm bulması gerektiği bir konu. Sonuçta burada çirkinlik var, burada pislik var ve yapılmak istenen şey düşünüldüğünde gayet takdir edilesi bir çirkinlik ve pislik seviyesine ulaşılıyor.
Albümün 47,5 dakikalık süresi bence bu tarz bir müzik için biraz fazla. Bunun sebebi bu tür old-school ve ilkellik odaklı albümlerin genelde çeşitlilik namına pek bir şey yapmamaları, bu yüzden de şarkılar arasında öyle atla deve kadar farklılıklar olmaması. Bu tarzdaki 47,5 dakikalık bir albüm bence bir yerden sonra aynı şarkıyı dinliyormuşsunuz izlenimi yaratabiliyor. Sondaki 3 şarkıya lafım yok, ancak bu albüm 34-35 dakika sürseydi de kimsenin şikâyeti olmazdı kanısındayım.
Eski usul thrash/death metal bir alt tür olmasının yanında bir duruş, bir gelenek, bir anlayış özelliği de taşıyor. Öyle ki benzer şeyleri 1000. kez duysanız da yapılan işin doğası gereği, yapanların yaklaşımı gereği onlardan yana tavır takınabiliyorsunuz. PROTECTOR da tam anlamıyla böyle bir grup ve “Excessive Outburst of Depravity” de tam anlamıyla böyle bir albüm. Bu duruşu, geleneği seviyorsanız dinleyin. Daha da bir şey demeye gerek yok.
Kadro Martin Missy: Vokal
Michael Carlsson: Gitar
Mathias Johansson: Bas
Carl-Gustav Karlsson: Davul
Şarkılar 1. Last Stand Hill
2. Pandemic Misery
3. Referat IV B 4
4. Open Skies and Endless Seas
5. Infinite Tyranny
6. Perpetual Blood Oath
7. Thirty Years of Perdition
8. Cleithrophobia
9. Toiling in Sheol
10. Shackled by Total Control
11. Morse Mania
Bu yıl thrash/death adına çıkan en sağlam işlerden biri. Bu tür adına kafanızda nasıl bir şey canlanıyorsa adamlar da bunu icra ediyor. Sürprizsiz, tavizsiz, taş gibi thrash/death. Siteye kazandırılmasına sevindim.
İşte uzun zamandır aradığım şey bu!
Bu yıl thrash/death adına çıkan en sağlam işlerden biri. Bu tür adına kafanızda nasıl bir şey canlanıyorsa adamlar da bunu icra ediyor. Sürprizsiz, tavizsiz, taş gibi thrash/death. Siteye kazandırılmasına sevindim.
Canavar gibi Alman thrash’i.
Death/thrash karışımında thrash yanı ağır basıyor. Baya baya Sodom dinliyormuş gibiyim. Gitar tonuna bayıldım.
24.07.2022
@OblomoV, şahsen grubun müziğinde death metal olduğunu düşünmüyorum. Cayır cayır brutal thrash metal.
24.07.2022
@ismail vilehand, 7. kez dinliyorum epey beğendim. Dediğin gibi yalnız thrash etiketiyle paylaşılsaydı da itiraz etmezdim.
Blackened Hardcore Thrash Metal.
çok iyi bir albüm, tek bir saniyesinden sıkılmadım.