Black metal dünyasının en naif oluşumlarından Aethyrick, müzikal serüvenine olanca hızıyla devam ediyor ve bize, her yıl yeni bir albüm hediye etmeyi sürdürüyor. Grubu “Gnosis” ve “Apothesis” albümüyle PA sayfalarına konuk etmiştik ve özellikle geçen yıl yayımlanan albümleri, buralarda da ilgi görmüştü. Bunda, grubun abartıya kaçmadan, pek tekrara düşmeden, bazı başka albümler için de belirttiğim “hem tanıdık, hem yepyeni” tanımlamasına uygun işler sunabilmesi etkiliydi. Dün buralarda okuduğunuz Ligfaerd’in aksine black metalin hırçın ve saldırgan tarafını değil de teşbihte hata olmaz, tasavvufi damarından ilerleyerek varlığını sürdüren ve bunun müzikal çıktılarını sunan grup, alışageldiğimiz müzik stilini “Pilgrimage”de daha bir uysal yolla karşımıza çıkarıyor.
Ortalıkta şu an için albümün lirikleri bulunmasa da Aethyrick, “Pilgrimage”de anlatılan öyküye epey değer veriyor ve grubun kendi web sitesinin ana sayfasında, bir yandan gruba dair bilgiler verirken diğer yandan salt promosyon çalışması gibi durmayan ifadeler eşliğinde “Pilgrimage”in arkasında yatan öyküye değiniyor. Çok katmanlı hikâyenin odağında, işlediği cinayetten ötürü yaşadığı topluluktan ayrılmak ve doğanın kalbinde münzevi şeklinde yaşamak zorunda kalan bir kişinin, bir yandan doğa ile bütünleşmesi diğer yandan içsel yolculuğa çıkışı bulunuyor. Grup belki de bu anlatıya özel olarak kariyerinde ilk defa sekiz şarkıdan oluşan bir albüme imza atıyor.
Öykünün ayrıntılarına haiz olamasam da bana açıkçası biraz klişe gelen tema, “Pilgrimage”in müzikal tarafına da biraz yansıyor. Halim selim bir black metal yapan Aethyrick, anlatının kırılganlığından olsa gerek, albüm özelinde akılda kalıcı köşeli rifler ve melodiler kullanmak yerine, tarama gitarlara sırtını yaslayıp parçaların kurgularına uygun armonik akorlar üzerinden şarkılarını yapılandırıyor.
Hemen her şarkının durağanlıkla orta tempo arasında seyretmesinin üstüne belirgin rif eksiklikleri de eklenince atmosfer bakımından yeterli ama tekrar dinleme isteğini tetiklemekten yoksun eserler meydana geliyor. Seveni mutlaka vardır ve olacaktır da ama ben bu tür işlerde vurucu ve belirgin rifler duymayı istiyorum, “Apothesis”teki gibi. Tabii hakkını yemeyeyim, albümde, grubun Bandcamp sayfasında da öne çıkardığı “A Brother to the Stars” ve “The Moon and Her Consort” gibi hem yüksek tempolu hem de yapımın geneline baktığımda daha akılda kalıcı iki parça bulunuyor. Anlatı ve şarkıların tasarımlarındaki kırılganlık, albümün sound’unu yumuşatmış gibi görünüyor.
Grup, nostaljik bir hüzünle yoğurduğu önceki albümlerinde öyle saldırgan, militan bir tutum takınmamış olsa da göreceli olarak eserlerin sertlik düzeyini dengeleyen işitsel unsurlar bulunduran önceki albümlerin aksine “Pilgrimage” kulağa oldukça “dinleyici dostu” geliyor. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi, kararı siz verin.
Az önce de andığım “Apothesis”ten sonra Aethyrick’ten daha iyisini bekliyordum ama misafir umduğunu değil bulduğunu yer misali, ben de bulduğumu dinlemek durumundayım. Tabii bu dinleme döngüsünün kaç defa devam edeceğini pek kestiremiyorum, zira oluşumun önceki albümleri bana hâlâ daha cezbedici geliyor.
Şarkılar 1. The Turning Away
2. In the Chapel of One Spirit
3. Threefold Resurrection
4. Winds of the Wanderer
5. A Brother to the Stars
6. Hallowed Bloodline
7. The Moon and Her Consort
8. Kingdom