Hayatımın birkaç yılını Anadolu rock, Anadolu pop olarak nitelendirilen türdeki parçaları dinlemekle geçirdim. Buralarda birkaç sefer konuk edip kimi zaman övdüğüm kimi zaman eleştirdiğim Moğollar, en çok dinlediğim gruplardan/sanatçılardan biriydi. 1990’ların ortalarında Moğollar’ın daha modern bir takipçisi olan Haluk Levent’in o yıllarda çıkardığı albümlerde bazen ezbere bildiğimiz bazense yeni yeni duyduğumuz türküleri rock formunda yorumlaması, özellikle bu eserleri ilk dinlediğim zamanlar beni acayip heyecanlandırmıştı. Benzer şekilde Murat Göğebakan’ın ve daha sonra sonraları Cem Karaca, Ersen ve Dadaşlar gibi isimlerin/grupların albümlerini/şarkılarını keşfettikçe “biz”e ait müziklerin, rock formunda yorumlanmaya ne kadar müsait olduğuna defalarca şahitlik ettim. Bu muhteşem keşiflerin bir-iki yıl sonrasında duyacağım Pentagram’ın “Uzun İnce Bir Yoldayım” yorumuysa bugün metalci olmamda büyük rol oynadı diyebilirim.
Ama şimdiye kadar Ege türkülerini ve bir marşın metale, black metale dönüştüğünü hiç duymamıştım. Ta ki Kostnatění’nin “Oheň hoří tam, kde padl” EP’sine denk gelene kadar. Adı Çekçe, kendisi ABD’li olan Kostnatění’nin ne zaman kurulduğu belli olmasa da grup 2018’de eser vermeye başlamış. Demo kaydı ve uzunçalarına göz attığımda beni o kadar da çarpmayan grup, Türkçe “Ateş düştüğü yeri yakar” anlamına gelen “Oheň hoří tam, kde padl” adlı EP’siyle bence harikulade bir işe imza atmış.
Biri Antalya, diğeri Aydın yöresine ait iki türküye ek olarak bir de “Plevne Marşı”nın black metalleştirilmiş hâllerini karşımıza çıkaran oluşum, bahse konu eserlerin orijinallerine büyük oranda sadık kalırken yer yer kendi yorumlarıyla parçaların muhteva bakımından zenginleşmesini sağlıyor. Geleneksel black metal anlayışından ziyade biraz daha uyumsuz sularda kulaç atmayı tercih eden ve bu tercihini, bizim türkülere de fazlasıyla yansıtan Kostnatění, 9/2 ve 6/2’lik ölçülerle şekillendirilen “Çay Benim Çeşme Benim”i, öfke fırtınasına dönüştürmeyi biliyor. Aslına yakın olacak şekilde temiz vokalle seslendirilen eser, D.L. kişisinin Türkçe telaffuzlarına mümkün mertebe riayet etmesiyle daha bir değer kazanıyor. Parçanın sonlarında muhtemelen VST bağlama eşliği de var ve açıkçası grubun böyle bir detayı da düşünüp esere eklemesi, çok hoş.
Bugün çeşitli televizyon dizileri nedeniyle popülerliği zirveye çıkan ve malum çevrelerce sahiplenilip sakallı-fesli-tefli dinci gruplar tarafından seslendirilen versiyonları milyonlarca izlenen, dinlenen ama benim TSK Armoni Mızıkası yorumuna bayıldığım “Plevne Marşı”, Kostnatění tarafından belki de ruhuna en uygun biçimde yorumlanıyor. Gazi Osman Paşa ve komutasındaki askerlerin, 93 Harbi esnasında Rus ordusuna karşı Plevne’yi müdafaa amaçlı mücadelesini konu alan eser, black metalin özündeki saldırganlığın ve ele alınış biçimine göre savaş hissinin daha bir organik şekilde tecrübe edilmesini sağlıyor.
Melodik yönden varsayılan hâliyle bile yeterince gaza getirici olan, Yunan işgal askerlerine karşı koyan ve Millî Mücadele’ye en önemli katkılardan birini veren Yörük Ali Efe için yazılan “Şu Dalma’dan Geçtin mi?” EP’yi sonlandıran eser olarak kayıtlara geçiyor. Türkünün aslına büyük oranda sadık kalan grup, eserin özellikle yarısından itibaren yine az önce bahsettiğim yapaylıktan uzak saldırganlığı türküye başarıyla yediriyor. Yer yer temiz vokal yapan D.L. bir süre sonra shriek vokallere geçiş yaparak savaş sürecinin zihinlerimizde notalar vesilesiyle oluşmasına katkıda bulunuyor.
Üç parçalık EP’nin hazırlanma fikri nasıl ortaya çıktı, bu konuda bilgim yok ama masaya konulan iş gerçekten çok iyi ve son derece özenli. ABD’li D.L.’in Türkçe telaffuzu konusunda gösterdiği hassasiyet, bazı parçaların, belki kendilerini zorlayacak olmasına karşın esas notalarından çalınmış olması, düzenlemelerin tutarlı şekilde gerçekleştirilmesi hakikaten takdire şayan. Tüm bu alkışlık hareketlere, daha önce PA sayfalarına konuk ettiğimiz Chaos Moon ve Gardsghastr davulcusu Jack Blackburn’ün HAYVAN GİBİ davul performansını da eklemeden geçmeyeyim. Parçaların sıradanlıktan çok uzak yapısına harikulade davul partları yazan Blackburn, başkalarının elinde kuru gürültü ve işitsel keşmekeşten öteye geçemeyecek davullarıyla -laf olsun diye yazmıyorum- EP’ye hakikaten apayrı bir zenginlik kazandırıyor. Oldukça hırçın icra edilen gitarlara aynı hırçınlıkta eşlik eden davullar, bilhassa birinci ve üçüncü parçada ağızları iki karış açık bırakacak anlara imza atıyor.
Mimar Sinan imzalı Şehzade Mehmet Camii’nin tavan desenlerine kapağında yer veren “Oheň hoří tam, kde padl” EP’si ayarında bir işi, Türk bir gruptan görmeyi çok isterdim. Kısmet, ABD’li bir grubaymış. Ellerine, zihinlerine sağlık. Bundan sonra takipçileriyim.
Cidden çok acayip bir projeymiş. Bir Yörük türküsünün ABD’li bir müzisyen tarafından black metale dönüştürüldüğünü de gördüğüme göre artık herhangi bir şeye şaşırabileceğimi sanmıyorum. Eline sağlık Oğuz.
King Gizzard & the Lizard Wizard’ ın mikrotonal gitarlarlarının kullanıldığını düşünsenize, kafayı yersin. Açıp da ikinci kere dinlemem ama fikir muazzam.
Cidden çok acayip bir projeymiş. Bir Yörük türküsünün ABD’li bir müzisyen tarafından black metale dönüştürüldüğünü de gördüğüme göre artık herhangi bir şeye şaşırabileceğimi sanmıyorum. Eline sağlık Oğuz.
02.06.2022
@Ahmet Saraçoğlu, 🤘🏻
King Gizzard & the Lizard Wizard’ ın mikrotonal gitarlarlarının kullanıldığını düşünsenize, kafayı yersin. Açıp da ikinci kere dinlemem ama fikir muazzam.
https://www.youtube.com/watch?v=-BbC2M7NIEg
02.06.2022
@Horrendous, tolga hoca cidden kafayı yakmış bir adam inanılmaz birisi hala izlerken olamaz falan diyor insan
zamanında ali özkanlı diye bi eleman vardı o kovalıyordu böyle fikirleri aklıma o geldi dinlerken.
İlham verici. Ufuk açıcı. Örnek. Umarım bir zaman, bir Türk bu EP’den etkilenip çok daha şahane işler çıkarabilir. 10/10
Kalktım bi tur zeybek döndüm.
Yalnız o ‘Efelerin efesi’ diye kazıması beni benden aldı..
https://www.youtube.com/watch?v=EzjVkfnQ-7o
2023′te yeni albüm çıkarmış, baya iyi
19.03.2024
@crowkiller, baya iyi cidden.
http://www.pasifagresif.com/2024/01/kostnatni-upal/
20.03.2024
@Ahmet Saraçoğlu, grubun kritiği var mı diye sitede arattım bu çıkmamıştı, teşekkürler