# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ZERO HOUR – Agenda 21
| 18.05.2022

Progresif metal müzisyenlerinin dinlediği progresif metal grubu geri döndü.

ZERO HOUR benim ve pek çoklarının nazarında progresif metal dünyası içerisindeki en tuhaf gruplardan biri. Aşırı karakteristik oldukları ortada ve bunu da akılda kalıcı olmaktansa zor dinlenir olmakla başarıyorlar. Nedir bu zor dinlenir olmak? Sırf dinleyiciye sıkıntı yaratsın diye kendi bestelerini baltalamak, sıra dışı olsun diye olayın müzikal tarafını bir kenara bırakmak değil elbet.

ZERO HOUR gerek sound’u gerek gitar tonları gerek beste anlayışıyla her zaman için aykırı tarafta durmuş bir grup oldu. Bunu gruba yönelik ilgiden, YouTube’daki izlenme sayılarından, hatta PA’daki etkileşiminden bile görmek mümkün. Bundan 14 yıl önce çıkan bir önceki albümleri “Dark Deceiver” için 2010 yılında yazdığım kritiğe sadece 3 yorum yapılmış ve bu yorumların sonuncusu da 10 yıllık. Dahası 14 yıl aradan sonra geri dönmelerine ilişkin habere de benim dışımda sadece bir yorum gelmiş. Hepsini geçtim, gerçek bir başyapıt olan “The Towers of Avarice”in incelemesinin altında bile yeller esiyor.

Ne var ki bu birkaç yoruma baktığınızda grubu çok seven, çok iyi bilen insanlar tarafından yazıldıklarını; yani ZERO HOUR’ın tüm bu çekicilikten uzaklığına rağmen bazı dinleyiciler için de çok özel olduğunu görebilirsiniz. Bunun başlıca sebebi de yukarıda değindiğim gibi, ZERO HOUR’ın gerçekten de geniş bir kitleye hitap etmesini önleyecek düzeyde “ear candy” olmaktan uzak, radyoda veya televizyonda asla çalamayacak türde sert, tavizsiz ve sadece meraklısına hitap eden bir progresif metal yapması.

Tahmin edilebileceği üzere bu durum biraz dengeli ele alınması gereken bir konu, zira bunu kontrollü şekilde yapmazsanız ortaya dinlenebilirliği düşük, sadece beklenmedik notalar basarak oluşturulması yeterli görülen, kısacası müzikal değer olarak nerede durduğu tartışmalı bir şey de çıkabilir.

Yine aynı yere dönecek olursam, ZERO HOUR dendi mi eli ayağı titreyen çok küçük bir kitlenin olması bile bu adamların bir şeyleri doğru yaptığını gösteriyor. 1999-2008 arasındaki 10 yılda 6 albüm çıkararak gayet sağlam bir yol izleyen grubun bunun ardından verdiği 14 yıllık aranın onlara nasıl bir geri dönüş sağlayacağı açıkçası biraz muallak. Toplam süreleri 51 dakikayı bulan 6 şarkıdan oluşan ve şarkı süreleriyle bile ZERO HOUR’ın kalıp dışı karakterini gösteren “Agenda 21”ı başlatır başlatmaz, grubun en azından prodüksiyon konusunda önceki albümlerine nazaran daha sıcak, daha kolay kabul edilebilir bir yola girdiğini görebiliyoruz. Ortada yine DREAM THEATER gibi, PAIN OF SALVATION gibi bir progresif metal yok ve ZERO HOUR müziğinin temelindeki gerginlik hissi pek çok şarkıda yine mevcut. Ne var ki önceki albümlerinde gördüğümüz türde, BLOTTED SCIENCE’ı referans verebileceğimiz ve “teknik progresif metal” olarak adlandırabileceğimiz türde bir güç gösterisi ve hayvanlık da yok. Tipton’lardan basçı olanı ayrıldığından, Tipton kardeşlerin klasikleşmiş gitar bas atışmaları, kısacası sapkın teknik gövde gösterileri de yok ve bu da “Agenda 21”i ZERO HOUR’ın bugüne kadarki en uysal, sakin çalışması yapıyor.

Grubun akılda kalıcı, kolay benimsenir progresif metal anlayışından çok uzakta duran yapısını seven hardcore ZERO HOUR dinleyicileri “Agenda 21”ın bu yönünü belki biraz eksik bulabilir ve grubun agresif tarafından istediklerini alamayabilirler. Ne var ki aradan geçen 14 yıl düşünüldüğünde ZERO HOUR’ın daha organik bir sound hedeflemiş olmasını da anlayışla karşılamak lazım. Evet, piyanolu bölümler ve ballada girecekmiş gibi duran vokaller zaman zaman “ZERO HOUR mı dinliyorum yoksa REDEMPTION, FATES WARNING veya THRESHOLD gibi daha kalıplar dâhilinde bir şey mi dinliyorum?” hissiyatı oluşturabilir, ancak dediğim gibi: 14 yılda neler değişmez.

Sonuçta grubun dinlerken kafa çalıştırmayı gerektiren karakteri yerli yerinde. Zaten ZERO HOUR’ın alametifarikası da en başından beri bu olmuştur: dinleyiciye bir “challenge” sunmak ve onu fonda çalabilecek bir müziğin rahatlığına alıştırmamak. 2022 yılını yarılamak üzere olduğumuz bu günlerde ZERO HOUR için “düşünen insanın metali” gibi bir tabir kullanmak anlamlı mı çok emin değilim. Elbette ki düşünmeye istekli insanlara göre bir müzik, ancak metal dünyası da 14 yıl içerisinde çok değişti ve 2008’de enteresan olan bir şey günümüz dinleyicileri için standart gelebilir. Yine de ZERO HOUR’ın aksak ritimleri; sürekli yarım ölçü, bir ölçü sarkan rifleri, ustaca yazılmış davul partisyonları, kısacası “müzisyenlerin dinlediği grup” olarak ifade edilebilecek tarafları, onları zaman içinde tekdüzeleştiren unsurlarından dolayı progresif metalden sıkılan dinleyiciler için çekici bir hâle getirecektir.

Progresif metal söz konusu olduğunda ZERO HOUR’ı tam olarak karşılayan bir referans yok, ancak en yakın türdaşları arasından SPIRAL ARCHITECT ve biraz da ARCH/MATHEOS’u örnek vererek biraz olsun yaklaşabiliriz sanırım. Eğer bu grupları biliyor, seviyorsanız ve ZERO HOUR’la da şu anda tanışıyorsanız sizi bunlara kısmen yakın tarzda bir progresif metalin beklediğini söyleyebilirim. Yine de dediğim gibi, “Agenda 21” grubun standart progresif metale en yakın duran albümü ve esas ZERO HOUR karakterini anlamak isterseniz sizi “Dark Deceiver”a, bir başyapıt dinlemek isterseniz de “The Towers of Avarice”e alabiliriz.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (4.88/10, Toplam oy: 8)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2022
Şirket
Frontiers Records
Kadro
Erik Rosvold: Vokal
Jasun Tipton: Gitar
Andreas Blomqvist: Bas
Roel van Helden: Davul
Şarkılar
1. Democide
2. Technocracy
3. Stigmata
4. Memento Mori
5. Agenda 21
6. Patient Zero
  Yorum alanı

“ZERO HOUR – Agenda 21” yazısına 1 yorum var

  1. Boba Fett says:

    Djent, modern metal ya da ona göz kırpan progressive metal işlerinden hoşlanmayan bir birey olarak şans vereceğim bu albüme,

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.