# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
MALEVOLENCE – Malicious Intent
| 24.05.2022

2004’teki efsanevi Indiana Pacers – Detroit Pistons kavgasında Ron Artest’in tribünlere daldığı an.

Metalci gibi görünmeyenlerin şiddetinden bazen korkmak gerekiyor. Metal dünyası, hardcore kökenlerinden dolayı metal grubu imajı çizmeyen ancak meydan dayağını masum kılacak düzeyde hoyrat müzik yapan pek çok gruba da ev sahipliği yapıyor. Bugün de bu gruplardan biriyle, beatdown/hardcore köklerine sahip groove/metalcore grubu MALEVOLENCE’la birlikteyiz.

Sheffield bebesi olmalarına rağmen son derece Amerikan karakterli bir müzik yapan grup, bu albüm öncesinde Nuclear Blast tarafından kapılmış ve klipleriyle, şusuyla busuyla, yılın en çok promosyonu yapılan ve öne çıkarılan gruplarından biri olarak son 4-5 ay sürekli karşımızda olmuştu.

“Malicious Intent” adlı yeni albümlerine baktığımızda gördüğümüz ilk şey, MALEVOLENCE’ın gerçekten de tam bir Amerikan grubu sound’una sahip olması. Rif yapıları, gitar tonları, besteleri, vokalleri ve diğer her şeyleriyle New Jersey’den, Oakland’dan veya Baltimore’dan çıkan bir grup izlenimi veriyorlar ve bunu ilham aldıkları, “Malicious Intent”in sound’unu şekillendirmekte kullandıkları grup seçimleriyle de gösteriyorlar.

Her ne kadar MALEVOLENCE’ın kendi karakteri, duruşu, tavrı gayet sağlam şekilde önümüze serilse de grubun belirgin bazı referansları olduğunu da söylemeden geçemeyiz. Biri gelip bana “MALEVOLENCE’ı 5 kelimeyle özetle” dese “CROWBAR + MACHINE HEAD + PANTERA + seks” diyerek olayın %80-85’lik kısmını ifade etmiş olurum.

Seksin konuyla bir ilgisi yok, dört kelimede de anlatabilirdim demeye getiriyorum.

MALEVOLENCE’ı sadece referanslar üzerinden değerlendirmek haksızlık olacaktır, o yüzden büyük oranda referanslar üzerinden değerlendirip biraz da kendileri özelinde konuşacağım. Böyle bakınca grubun değeri çok da yüksekte değilmiş gibi algılanabilir; sonuçta adamları başka gruplara olan benzerlikleri üzerinden ele almaktan bahsediyorum. Lakin MALEVOLENCE’ın ortaya koyduğu enerji, gaz, şiddet her türlü işliyor, bu yüzden bu şekilde değerlendirmekte bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum.

Albüm kimi anlarında gerçekten acayip düzeyde MACHINE HEAD’e benziyor. MACHINE HEAD’in bir gününün diğerini tutmadığı düşünüldüğünde, hangi MACHINE HEAD’den bahsettiğimiz düşünülebilir. Hemen yardımcı olayım; albümde “The Burning Red”deki MACHINE HEAD’den de “The Blackening”dekinden de “Burn My Eyes”dakinden de en güncel MACHINE HEAD’den de esintiler var. Diğer yandan MACHINE HEAD dediğimiz şeyin özü PANTERA olduğundan, MALEVOLENCE’ın groove metalinin temelinde Teksaslı tanrıların olduğunu söylemeye bile gerek olduğunu sanmıyorum.

Yıkım ekibi gibi çalışmalarının yanı sıra, yine ABD piyasasının seveceği türdeki “Higher Place” gibi şarkılar da yazan grup, bu hâliyle CROWBAR/KINGDOM OF SORROW özelinde bir Kirk Windstein sevgisi etkilenimi ortaya koymuş oluyor. Bu şarkı başta olmak üzere grubun ana akım Amerikalı rock’ına yakın durduğu anlar da yok değil. Grup bu şarkıyı albümün balladı olarak kullanmış ve vokallerin yanık şakıma özelliği sayesinde istedikleri türde bir etki yaratmışlar. Aynı durum, yine Windstein öykünmeli “Karma” gibi şarkıların nakaratlarında da karşımıza çıkıyor.

Bunların yanı sıra, misal “Do or Die”da veya “Salvation”da görebileceğimiz türde bir metalcore etkisi de var ve mevcut hardcore karakterinin yanına eklenen etkin gitarlar, melodik nakarat kullanımı ve dominant riflerle birlikte ortaya cayır cayır sonuçlar çıkıyor. Grup break down’lara dozunda başvuruyor, başvurduğunda da jenerik deathcore grupları gibi olayı sündürmüyor. Sonuçta adamlarda vokal desen var, gayet güçlü gitar kullanımı ve beste çeşitliliği var. Dolayısıyla konserde genco dellendirmeye yönelik klişelere başvurmak zorunda değiller.

Sadede gelirsek, MALEVOLENCE yılın en çok terleten, tepindiren, mood yükselten albümlerinden birine imza atmış. Şarkıların belirli bölümlerine yerleştirilen damar olaylar da var ama genel itibarıyla albüm 2004’teki efsanevi Indiana Pacers – Detroit Pistons kavgası ile UFC arasında bir yerde duruyor. Ron Artest’in seyircilere daldığı o inanılmaz kavga tarih kitaplarına “The Malice at the Palace” olarak geçmişti, “Malicious Intent”e bağlayınca güzel denk geldi.

Daha 3 saat önce albüm eşliğinde tek başıma basket oynuyordum; aman da ne smaçlar, ne post-up’lar, ne pick-and-roll’ler, ne alley-oop’lar (tek başıma alley-oop, düşünün artık nasıl bir coşmak)…

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.55/10, Toplam oy: 29)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2022
Şirket
Nuclear Blast
Kadro
Konan Hall: Vokal, gitar
Alex Taylor: Vokal
Josh Baines: Gitar
Wilkie Robinson: Bas
Charlie Thorpe: Davul
Şarkılar
1. Malicious Intent
2. Life Sentence
3. On Broken Glass
4. Still Waters Run Deep
5. Higher Place
6. Karma
7. Above All Else
8. Do or Die
9. Salvation
10. Armageddon
  Yorum alanı

“MALEVOLENCE – Malicious Intent” yazısına 19 yorum var

  1. Cryosleep says:

    Başlık koparttı glshsşlfslhdşdfjşsjdlfkdhhafj. Ellerine sağlık Ahmet abi.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Cryosleep, ahah sağ ol.

  2. Koralp says:

    Çok sağlam albüm. İki gündür sürekli sağı solu yumruklama isteğiyle dinliyorum. Bu yıl şu ana kadar çıkan en deli dolu albüm olmuş.

  3. HaNNibaL says:

    Başlık ilgimi çekti

  4. woodenpint says:

    Oooohhhhhhhhhhhh……….. Uzun zamandır yeni çıkan bi albümden bu kadar keyif almamıştım

  5. mcerol says:

    Grupla hiç alakam yok ama başlığa çok sağlam güldüm. Online derste olmasam sağlam kahkaha atardım. :D

  6. deadhouse says:

    ismail vilehand albüm olsaydı bu albüm olurdu.

  7. deadhouse says:

    Detroit ne savunma yapmıştı ama be.

  8. Raddor says:

    Dün antin kuntin metal türlerine bakıyordum. Deep melodic death metal diye bir şey gördüm. “O ne ola ki?” diye şaşırdım. Bu türe ait en çok dinlenen grubun Malovelence olduğunu öğrendim. “Aaa bunun bugün kritiği yazılmadı mı sitede?” dedim kendi kendime. Oradan buraya geldim. Kritiği okudum. NBA cahili biri olarak Ron Artest’in tribünlere daldığı anı merak ettim. Youtube’a yazdım. O günkü kavgaya dair yüzlerce şey izledim, öğrendim. Üst üste acayip kültürlenmeler yaşadım. Yaşasın araştırmacı ruhun gücü.

  9. Candaş says:

    Daha albümü dinlemedim, mutlaka dinleyeceğim bir ara ama sırf kapağa yorum yapmak için yazıyorum. Kapağı çok güzel, çok beğendim. Neden ise özellikle belirli bir kitleye ulaşmış büyük gruplar bu işi hiç önemsemiyor. Bence kapak bir albümün önemli parçalarından biridir, sırf kapağı güzel diye merak edip dinlediğim sayısız albüm oldu.

  10. Dysplasia says:

    Do or Die ulan. Yemişim LoG’un yeni albümünü..

    Rust in Peace.

    @Dysplasia, Neden bilmem Randy Blythe’ın vokalini pek sevmiyorum, o yüzden LoG’la çok bir münasebetim olmadı. Yeni albümlerini de dinleyeyim dedim olmadı.
    1.30 saat önce bu yorumu görüp dinledim bu albümü, çok iyiymiş. Log’da bulamadığımı bunda buldum.

  11. Senin sikin çok büyük yiğenim.

    Abdurrahman Dilipunk

    @ismail vilehand, disiklezyam var üzgünüm panpa.

  12. Koralp says:

    Hırrrrrrr

  13. Abdurrahman Dilipunk says:

    Hayvan evlatları bunlar. sabaha kadar mokoko.

  14. P L A G U E says:

    ‘Life sentence’ parçasını ortamsızlıktan kasık ağrısı çeken tüm kardeşlerime gönderiyorum. Enerjinizi şınav çekerek atabilirsiniz. Mümküne kollarınızı kullanın.

    Not: muazzam albüm, müthiş parça.

    Erhan

    @P L A G U E, Son iki yılda en çok dinlediğim 5 albümden birisi bu. Listemde de ilk 5teydi lakin hiç yorum yazmamışım bu da benim ayıbım.

    Kalkmış malafat gibi bir albüm bu. Ne geçen sene ne de bu sene bu albümden daha iyi herhangi bir albüm gelmedi benim için.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.