Çok değil, üç yıl içinde yalnızca Spotify’daki takipçi sayısını yaklaşık 1083 kat arttıran, yayımladığı albümler YouTube gibi platformlardan on binlerce defa izlenen, aynı tür müzik yapan küçük ölçekli grupların düştüğü hataya düşmeden üç albümdür belli bir kalite çıtasını aşmayı başaran Aara, 2019’da başlattığı her yıl uzunçalar yayımlama geleneğini bu yıl da bozmadı ve resmî olarak iki gün evvel dördüncü stüdyo albümünü sundu. Charles Robert Maturin’in “Gezgin Melmoth”-“Melmoth the Wanderer” romanından hareketle hazırlanan üçlemenin ikinci ayağı “Triade II: Hemera”, kitabın kronolojik takibini, müzikal olarak gerçekleştiriyor.
Melodik black metal yaklaşımını elden bırakmadan atmosfer açısından da son derece güçlü yapımlar üretmeyi başaran Aara, bizleri bu defa kasvet dozu biraz daha arttırılmış, kırılganlıktan uzak, anlamlı melodiler ve şarkı kompozisyonlarıyla baş başa bırakıyor. Önceki albümün kritiğini “Başarıları da ilhamları da daim olsun ama üçlemenin ikinci ayağı, mümkünse biraz daha melodik olsun diyerek huzurlarınızdan ayrılayım.” sözleriyle kapatmıştım. Sanki bu dileklerim, kendilerine ulaşmış gibi grup, gerçekten de albümü öncekine kıyasla daha melodik olacak şekilde tasarlamış. Bununla da yetinmemiş, kendi müziğini de ele aldığı konsepti destekleyecek ve genişletecek şekilde farklı işitsel unsurlarla donatmış.
Albümde dikkatimi çeken en önemli yenilik, vokalist Fluss’un anladığım kadarıyla kitabın ve anlatılanların seyrine uygun biçimde geleneksel Hint vokal stilini kullanması. “Sonne der Nacht” parçasının birkaç yerinde denk geleceğiniz vokal stili, şarkıya hakikaten garip bir doku katıyor. Bunca yıllık black metal dinleyicisiyim ve şimdiye dek bu tür bir şey dinlediğimi anımsamıyorum. Bestelerden sorumlu gitarist Berg ise daha önce de yaptığı gibi lead gitar melodileriyle şarkıların seyrini mütemadiyen değiştirip dinleyeni şekilden şekle girmeye davet ediyor.
Parça kompozisyonlarının rotasını -muhtemelen- sözlerin seyri doğrultusunda, âdeta bir sinema filminin sahne geçişleri gibi beklenmedik anlarda değiştiren müzisyen, tek parçayla birçok duyguyu bir arada yaşayabilmenizi sağlıyor. Bunun en güzel örneği, yapımın bana göre yıldızlarından “Das Dunkel der Welt”te görülüyor. Epey boğucu ve karanlık formda başlayan eser, az önce bahsettiğim rota değişimini 2.51’de yaptıktan sonra 3.23’te başlayan lead melodisiyle tüyleri diken diken ediyor. Açıkçası, albümde bu ayarda bir iki şarkı daha olsaydı, Aara kariyerinin en iyi uzunçalarına imza atmış diyebilirdim. Yanlış anlamayın, diğer parçalar orta karar değil fakat bu eser, gidişatı ve müzikal içeriğiyle grubun kendi standartları için fazla iyi.
Müzisyenlik tarafında da kendilerini albümden albüme geliştiren oluşum, üçlemenin ilk üyesindeki gibi J. kişisinin davulculuğu sayesinde yine hanesine fazladan puan yazdırmayı başarıyor. Sound’un genel itibarıyla doyurucu ve güçlü olduğunu bu vesileyle aktarmış olayım.
PA sayfalarında birçok grubun doğumuna, büyümesine ve bazen de dağılmasına hep birlikte şahitlik ediyoruz. Aara da doğumuna, gelişmesine ve adım adım büyümesine tanık olduğumuz gruplardan biri. “Dur bakayım, şunu da yazıvereyim,” diyerek ele aldığım ilk albümünden bugüne kadar büyük yol kateden Aara’nın, dünya çapında ilgi gören bir grup hâline gelmesini mutlulukla karşılıyorum. Üçlemenin son halkasının da bu eserden aşağı kalmayacağına kesin gözüyle bakıyorum.
Öncelikle hoş geldin Oğuz abi, tekrardan kritiklerinle aramıza dönmen çok güzel. Gözden kaçan black metal albümlerini yazılarınla daha kolay keşfedeceğiz yine :).
Albüme gelecek olursak, adını çok yerde görmüştüm fakat çok da dinlemeye hevesim yoktu. Senin kritiğini okuyunca dayanamayıp bugün albüme giriştim, on numara iş çıkarmışlar ortaya. Beklentimin çok üstünde bir albüm olduğunu söyleyebilirim, yıl sonu listeme dahil edeceğim albümlerden biri olacak muhtemelen.
Dinleme fırsatın oldu mu, olduysa beğendin mi bilmiyorum ama Katharos’un albümünü de çok beğendim, göz atmanı öneririm. Teşekkürler kritik için.
Vokaller bazen kulak tırmalamlıyor değil ama müzikal anlamda gayet doyurucu bir albüm yapmışlar. Bu ayın sonunda da Triade III geliyormuş. Merakla bekliyorum nasıl bir şey yapacaklarını.
Öncelikle hoş geldin Oğuz abi, tekrardan kritiklerinle aramıza dönmen çok güzel. Gözden kaçan black metal albümlerini yazılarınla daha kolay keşfedeceğiz yine :).
Albüme gelecek olursak, adını çok yerde görmüştüm fakat çok da dinlemeye hevesim yoktu. Senin kritiğini okuyunca dayanamayıp bugün albüme giriştim, on numara iş çıkarmışlar ortaya. Beklentimin çok üstünde bir albüm olduğunu söyleyebilirim, yıl sonu listeme dahil edeceğim albümlerden biri olacak muhtemelen.
Dinleme fırsatın oldu mu, olduysa beğendin mi bilmiyorum ama Katharos’un albümünü de çok beğendim, göz atmanı öneririm. Teşekkürler kritik için.
19.05.2022
@Koralp, Teşekkür ederim, hoş buldum. :)
Albümü beğenmene sevindim, grubun önceki işlerine de vakit ayırmanı öneririm.
Katharos’u ilk kez senden duymuş oldum ama dinleme listeme alacağım şimdi, ona da bakarım mutlaka. Tavsiyen için çok sağ ol.
Vokaller bazen kulak tırmalamlıyor değil ama müzikal anlamda gayet doyurucu bir albüm yapmışlar. Bu ayın sonunda da Triade III geliyormuş. Merakla bekliyorum nasıl bir şey yapacaklarını.