Bir grup sadece iki kişiden oluşuyorsa, bu kişilerin birbirlerine çok uyumlu, ortak paydalarda buluşan, benzer görüşleri benimseyen ya da en azından 180 derece zıt anlayışlarda olmayan insanlar olması beklenir. Bugün bir MANTAR’a bakınca iki üyesinin de benzer bir ciddiyet/taşak noktasında olduğunu; BÖLZER’e bakınca ortak bir karanlık noktasında buluşulduğunu; INQUISITION’a bakınca yine paylaşılan bir Şeytancılığı görüyoruz. REVENGE, DARKTHRONE gibi gruplarda da aynı durum geçerli.
2006’da 5 kişilik normal bir grup olarak kurulan, yakın aralıklarla 3 albüm çıkardıktan sonra 10 yıllık bir sessizliğe gömülen ve son 3 yıldır da 2 kişi olarak yola devam eden MISERATION’da ise durum epey farklı. Balkan ülkelerinin genel anlamda inançlı oldukları hepimizin malumu. Bu ülkelerin insanları, hatta genel olarak Slav ırkları genelde Hristiyanlığı güçlü şekilde yaşıyor ve hayatlarının merkezine koyuyorlar. Bugün konuşacağımız death metal grubu MISERATION’ı oluşturan iki bileşenden biri olan Jani Stefanović, kurduğu ve yer aldığı grupların büyük çoğunluğunda Hristiyanlık temasını işleyen gayet inançlı bir Hristiyan. Adam death metal de yapsa, power metal de yapsa mutlaka Hristiyanlık övüyor, baba oğul ve kutsal ruhu dilinden düşürmüyor. MISERATION’ın tüm enstrümanlarından sorumlu olan Stefanović, bu özelliğiyle gerçekten de çok yetenekli bir insan olduğunu zaten yıllardır yer aldığı pek çok grupta kanıtlıyor. Bir insanın aynı anda bu kadar iyi gitar ve davul çalması yasaklanmalı.
Grubun diğer bileşeni ise metal sahnesinin en iyi vokalistlerinden biri olmasına rağmen gereken ilgiyi görmeyen ya da kendini biraz geri planda tutmayı tercih eden olağanüstü yetenekli insan Christian Älvestam. SOLUTION .45’ta ve THE FEW AGAINST MANY’de de birlikte çaldığı Stefanović’in aksine, Älvestam da Hristiyanlık karşıtı temalara yakın duran, hatta en güncel solo projesi SVAVELVINTER’ın ilk EP’si “Nidingsverk”te Hristiyanlık karşıtı sözlere yer veren bir insan. Henüz dinlemediyseniz ve melodik black/death metal seviyorsanız, SVAVELVINTER’ın şimdilik ilk ve tek albümü “Mörkrets tid”i mutlaka dinleyin.
10 yıl aradan sonra geri dönen MISERATION’a baktığımızda, grubun death metal kimliğinden bir şey kaybetmediğini ve alışık olduğumuz hayvanlığını aynen koruduğunu görüyoruz. Çok etkin bir gitar ve davul kullanımı ile Älvestam imzalı vokaller, MISERATION’ın çok daha kasmadan elle tutulur bir hayvanlığa ulaşmasını sağlıyor. Elinizde Christian Älvestam gibi bir aset varsa, daha doğrusu eğer Christian Älvestam’sanız bu önemli bir konu, zira Älvestam death metal vokallerinin yanı sıra müthiş clean vokal de yapabilen bir insan. Dolayısıyla eğer bir grupta Älvestam varsa, o grubun müzikal kimliği de Älvestam’ın vokallerinden ne şekilde faydalanacağınıza göre değişiyor.
Misal bence gerçek bir İsveç death metali cevheri olan olağanüstü güzel ilk ve tek THE FEW AGAINST MANY albümü “Sot”ta clean vokal kullanılmamış olması o albümün karakteri açısından çok büyük önem taşıyor. Diğer yandan Älvestam’ın her türlü vokal yaptığı SCAR SYMMETRY albümlerini nasıl zirveye taşıdığı da ortada. Daha önce sadece ilk albümleri “Your Demons – Their Angels”da yer alan “Perfection Destroyed” ve “Chain-Work Soul” ile bir önceki albümleri “Tragedy Has Spoken”daki “On Wings of Brimstone”da clean vokallere yer veren MISERATION, bu sayede Älvestam’ın eş zamanlı olarak yer aldığı SCAR SYMMETRY’ye benzer mükemmellikler sunmuştu. Bu albümde de “Reign of Fate”, “Desecrate, Dominate, Eradicate”, “Fed by Fire / Led by Blood”, “Connector of the Nine Worlds” gibi şarkılarda Älvestam’ın clean vokallerine yoğun şekilde maruz kalıyoruz. Burada önemli olan Älvestam’ın bu vokalleri sadece akılda kalıcı nakaratlar ortaya çıksın diye kullanmakla yetinmiyor olması ve müziğe derinlik katmayı başarması. Misal “Fed by Fire / Led by Blood”daki clean vokalleri SCAR SYMMETRY’de gördüğümüz Älvestam vokallerinden ziyade, Mikael Åkerfeldt’in “Still Life”ta kullandığı bazı clean vokallere daha yakın görüyorum. Dinlediğinizde anlayacağınızı tahmin ediyorum.
Buna rağmen grupta herhangi bir yumuşama, taviz verme emaresi yok. MISERATION, ”Black Miracles and Dark Wonders”ın çok beğendiğim kapağından tutun da en ufak detayına kadar sertliği asla elden bırakmayan son derece ciddiye alınası bir grup. Stefanović’in MISERATION özelinde çok şiddetli bir death metal ortaya koyma çabası, eklenen birtakım yan unsurlarla birlikte albümün iyice şahlanmasını sağlıyor. Kullanılan bazı black metal temelli fikirler, yeri gelince olayı senfonikleştiren klavyeler ve epik şarkı yapılarıyla birlikte “Black Miracles and Dark Wonders” baştan sona tehditkâr, yırtıcı, agresif bir albüme dönüşüyor. MISERATION’ı yıllardır dinleyenler, zaten kötü albüm yapmasının çok zor olduğunu bilirler. Bu albümde de yeterli düzeyde yaratıcılık, gaz, öfke ve nefret bizi bekliyor ve grup tüm bunları müzikal olarak da doyurucu, tatmin edici bir içerikle sunuyor.
Yılların efsanesi Pär Olofsson’un uzun zamandır yaptığı en iyi kapaklardan biriyle sunulan ”Black Miracles and Dark Wonders”, sound’undan tutun da barındırdığı türlü zenginliklere kadar dinleyiciye dopdolu bir 41 dakika vadediyor. Albümün içerdiği onca şeyin yanı sıra Christian Älvestam’ın da başlı başına bir olay olmasından dolayı, Berca’nın uzun yıllar PA’daki en uzun inceleme olmayı başaran SOLUTION .45 – “For Aeons Past” yazısını neden bir türlü sonlandıramadığını şimdi daha iyi anlıyorum. O yazıda 24 kez Älvestam adı geçiyordu, o yazının üçte biri uzunluktaki bu yazıda ise 16 kez “Älvestam” kelimesi geçiyor. Yapacak bir şey yok, bu böyle bir sevda, böyle bir tutku.
Kadro Christian Älvestam: Vokal
Jani Stefanović: Tüm enstrümanlar
Konuk:
Erik Granström: Sözler
Şarkılar 1. The Seal of the Eight-Pointed Star
2. Reign of Fate
3. Desecrate, Dominate, Eradicate
4. Enuma Elish
5. Fed by Fire / Led by Blood
6. Kingdoms Turned to Sand
7. Shah
8. Connector of the Nine Worlds
Taş gibi album. Älvestam’ın clean vokalleri, senfonik kısımlar falan çok yerinde kullanılmış. Sertlikten gram taviz vermeden bam bam ilerlemişler. Besteler aşırı akıcı ve keyifli. Bu arada albüm kapağı bana direkt Souls oyunlarını hatırlattı.
Dopdolu bir 41 saniye mi?
29.04.2022
@Mehmet, ahaha nedense saniye yazmışım. 41 saniyelik albüme 1,5 A4 kritik. Sağ ol düzelttim.
@Ahmet Saraçoğlu, Elinize sağlık bu arada, çok güzel kritik
29.04.2022
@Mehmet, sağ olasın.
Taş gibi album. Älvestam’ın clean vokalleri, senfonik kısımlar falan çok yerinde kullanılmış. Sertlikten gram taviz vermeden bam bam ilerlemişler. Besteler aşırı akıcı ve keyifli. Bu arada albüm kapağı bana direkt Souls oyunlarını hatırlattı.